Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/511 E. 2021/911 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/511 Esas
KARAR NO : 2021/911

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizden verilen 19/10/2015 tarih, 2014/744 Esas ve 2015/611 Karar sayılı ilamının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 11/09/2017 tarih, 2016/5624 Esas ve 2017/4182 Karar sayılı ilamı ile Mahkememiz kararının davalı yararına bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla dosyanın Mahkememizin 2018/50 Esasına kaydının yapıldığı, Mahkememizden verilen 09/05/2019 tarih, 2018/50 Esas ve 2019/470 Karar sayılı ilamının bu sefer davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 01/06/2020 tarih, 2019/4751 Esas ve 2020/2528 Karar sayılı ilamı ile Mahkememiz kararının bu kez davacı yararına bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla dosyanın Mahkememizin 2020/511 Esasına kaydının yapıldığı, Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin, …’nda …’nun sahibi ve yöneticisi olduğu … adıyla işletilen gerçek kişi ticari işletme olduğunu, vergilendirme ve ödemelerinin … tarafından yapıldığını, davalı … şubesinden 01/05/2006 tarihinde 72 ay vadeli olarak 1.08 faiz üzerinden 400.000,00-TL(Eski Türk Lirası ile 400 milyar TL) tutarında ticari konut kredisi kullandığını, davalı bankanın krediyi müvekkilinden tahsil ederken aldığı komisyon, ipotek fek ücreti, dosya masrafı ve sair masrafların haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili tarafından zorunlu olarak ihtiyacı nedeniyle çekilen banka kredisini ödeme sürecinde bankanın belirlenen faiz oranı dışında başka isimler altında kesintiler yaptığı ve ödemeler alındığının anlaşıldığını, bunun üzerine bankaya iadeli taahhütlü posta yoluyla bildirim yapıldığını, işbu bildirimde, kredinin davacıya kullandırılması esnasında, davalı banka tarafından tahakkuku yapılarak tahsil edilmiş bulunan faiz dışındaki bedellerin ayrıntılı ve gerekçeli olarak, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 76.maddesi 1.Fıkrası gereğince taraflarına yazılı olarak bildirilmesini ve on yılla sınırlı olmak üzere şimdiye kadar davalı bankaya yapılan tüm kredi masrafları ödentilerinin on yıl geriye dönük olarak ve dökümünü içeren bir listenin taraflarına derhal iade edilmesinin talep edildiğini, davalı bankanın 04/07/2014 tarihli cevabında “bankalarca sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir hükmü gereğince verilen hizmetler karşılığında maliyet ve piyasa koşulları dikkate alınarak tek taraflı fiyatlama yapıldığını, müvekkilinin çektiği krediden tahsil edilen komisyon ve masraflarında bu esaslara göre fiyatlandırıldığını” bildirdiğini, talep edilmesine rağmen kredi sözleşmesinin de ayrıntılı hesap dökümlerinin de taraflarına iletilmediğini, 6100 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile birlikte yasaya giren daha önce de yerleşik Yargıtay içtihatlarında düzenlenen Genel İşlem Koşullarına tabi olarak bankanın müvekkilinden yaptığı kesintileri ve aldığı hukuki mesnetten yoksun ödemelerin iadesinin talep edilme zaruretinin hasıl olduğunu, davalı bankanın düzenlediği kredi sözleşmesi tip sözleşme olup, müvekkilinden tahsil edilen 10.000,00-TL dosya masrafı, ipotek fek ücreti ve sair masraflar genel işlem koşulları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafından müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen 10.000 TL dosya masrafı, komisyon ücreti, ipotek fek ücreti ve sair masrafların uzman bilirkişilerce de yapılacak inceleme sonucunda tespit edilerek bankanın hesabına girdiği andan itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacının talebine konu alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davacı ile müvekkili banka …şubesi arasında imzalanan 01/05/2006 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca satın alınan taşınmaz için 425.000 TL bedelli 72 ay vadeli Ticari İş Yeri Kredisi kullandırıldığını, davacının da tacir olup aldığı kredinin ticari kredi olduğunu bildiğini, doğaldır ki ticari işlerde kullanılmak üzere alınan kredi için her iki tarafın da tacir olduğu bu sözleşmelere dayalı olarak dosya masrafı ve komisyon alınmasının doğal olduğunu, zira müvekkili bankanın kar amacı güden bir şirket olup faaliyetlerinden alacağı komisyon,masraf ile kar ve gelir elde ettiğini, ticari kredilerde asıl olanın tarafların serbestçe sözleşme yaparak, özgür iradeleri ile sözleşmenin konusunu ve koşullarını seçtiğini, bankaların kredilere ve mevduatlara uygulanacak azami faiz oranları ile faiz dışındaki menfaatlerini serbestçe belirleme hak ve yetkilerinin bulunduğunu, bu doğrultuda Türkiye’de bankacılık hizmeti veren diğer tüm bankalar gibi müvekkil bankanında serbestçe belirlediği masraf ve komisyonların tür oran ve tutarlarını gösteren komisyon ve masraf listesini Merkez Bankası’na bildirdiğini ve tüm şubelerin girişine asılarak müşterilerin bilgisine sunulduğunu, davacıdan tahsil edilen bu bedelin yasal ve sözleşmesel dayanağının mevcut olup kendisinin bilgi ve onayı dahilinde tahsil edildiğini, ticari bir krediden komisyon, ücret, masraf alınmasının bankacılık başta olmak üzere sair mevzuata uygun olduğunu bu nedenle masrafların geri alınmasının olanaklı olmadığını beyanla davanın öncelikle zaman aşımı itirazı nedeni ile, aksi halde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davalı banka kayıtları dosya içine alınmış ve davalı banka kayıtları ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporları alınmıştır.
Mahkememizin 30/03/2015 tarihli celsesinin (1) numaralı ara kararı ile; ”Öncelikle, gerektiğinde yerinde inceleme yetkisi kullanılarak taraflar arasında akdedilen 01/05/2006 tarihli ticari konut kredisi nedeniyle davalının davacıdan tahsil ettiği komisyon, ipotek fekki ve dosya masrafı adı altında tahsilat yapıp yapmadığı, yapmış ise tahsilat tarihinin tespiti saikiyle HMK’nın 273.maddesi gereğince rapor tanzimi için bilirkişi… aracılığı ile inceleme yapılmasına” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda Banka (E.) Müdürü …tarafından tanzim edilen 12/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı banka ile davacı banka müşterisi arasında hukuki ilişki Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde davacının, davalı bankanın … AVM Şubesinden 01/05/2006 tarihinde almış olduğu 400.000,00-TL miktarlı ticari işyeri konut kredisinden dolayı dosya masrafı, kredi tahsis komisyonu ve ipotek fek ücreti adı altında 10.676,25-TL’si tahsil edildiği, ancak davacı tarafça 10.000,00-TL alacak talebinde bulunmuş olması nedeniyle, taleple bağlılık kuralı uyarınca, taleple bağlı kalınmasının yerinde olabileceği, davacı yan aleyhine konulan muhtelif masrafların kredi sözleşmesinin tek taraflı, müzakere edilmeden düzenlenen bir sözleşme olması, aynı sözleşmenin birçok benzer sözleşmelerde kullanılması ve banka karşısında tacirin de güçsüz konumda olması gibi etkenler ile ticari krediler Türk Borçlar Kanununun 20.maddesinde düzenlenen genel işlem şartları hükümleri uyarınca geri alınabileceği kanaatine varıldığı, Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerin benimsenmesi durumunda, davacının hesabından alındığı 01/05/2006 tarihinden dava tarihine kadar TCMB avans faiz ile birlikte davalı bankadan istenebileceği, buna göre yapılan hesaplamaya göre, dava tarihi itibariyle davacının alacağının 10.000,00-TL (talep gibi) Anapara + 15.311,32-TL işlemiş Faizi olmak üzere 25.311,32-TL olarak hesaplandığı, davalı bankaca, davacıya ödeme yapacağı tarihe kadar da değişen TCMB yasal faiz oranında faiz talep edebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 19/10/2015 tarih, 2014/744 Esas ve 2015/611 Karar sayılı ilamı ile; ”Davanın KABULÜ ile, Davalı tarafından kredi verilirken tahsil edilen komisyon, ipotek fek ücreti, dosya masrafı v.s. ücretler adı altındaki 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki ticari avans faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine…” karar verildiği, davalı vekilinin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 11/09/2017 tarih, 2016/5624 Esas ve 2017/4182 Karar sayılı ilamı ile; ”…Dava, ticari kredi sözleşmesi kapsamında tahsil edilen komisyon ücreti ve masrafların iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte iken 01/05/2006 tarihinde imzalanmış olup, işbu kredi sözleşmesi kapsamında komisyon bedeli adı altında davalı banka tarafından yapılan tahsilat da yine 818 sayılı Borçlar Kanunu dönemine denk gelmektedir. Mahkemece, kredi sözleşmesinin genel işlem şartları içerdiği gerekçesiyle davanın kabulü yönünde karar verilmiş ise de; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlük tarihinin 01.07.2012 olduğu, bu durumda kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibariyle henüz yürürlüğe girmemiş olan 6098 sayılı Kanun’un genel işlem şartlarına ilişkin hükümlerinin somut olaya uygulanma kabiliyeti bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı gerekçelerle davanın kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA…” karar verilerek mahkememiz kararının bozulduğu ve dosyanın Mahkememize gönderilerek Mahkememizin 2018/50 Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 10/05/2018 tarihli celsesinin (1) numaralı ara kararı ile; ”Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016/5624 Esas ve 2017/4182 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına” karar verilmiştir.
Mahkememizin 06/07/2018 tarihli ara kararı ile; ”Mahkememizin 10/05/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereği dosyanın bankacı bilirkişi …’e tevdii ile rapor tanziminin istenilmesine” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda Bilirkişi … tarafından tanzim edilen 02/11/2018 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı banka tarafından, davacıya 01/05/2006 tarihinde 400.000,00-TL tutarında taksitli ticari işyeri kredisi kullandırıldığı, kullandırılan krediye munzam teminat olarak gayrimenkul ipoteği alınmış olduğu, anılan kredi işlemi ile ilgili olarak, davalı banka tarafından davacıdan 01/05/2006 tarihinde dosya ücreti 4.000,00-TL, 200,00-TL BSMV toplam 4.200,00-TL, kredi tahsis ücreti 4.000,00-TL, 200,00-TL BSMV toplam 4.200,00-TL, Eksik alınan kredi tahsis ücreti 500,00-TL, 25,00-TL BSMV toplam 525,00-TL, Ekspertiz ücreti 1.525,00-TL, 76,25-TL BSMV toplam 1.601,25-TL ve ipotek fek ücreti 150,00-TL, 7,50-TL BSMV toplam 157,50-TL şeklinde olmak üzere toplam 10.683,75-TL masrafın tahsil edilmiş olduğunu, Yargıtay’ın BOZMA ilamında atıf yapılan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden önceki serbesti döneminde, Genel Kredi Sözleşmelerine dayanılarak tahsil edilen Faiz Oranları ve diğer menfaatler konusundaki serbesti düzeninin, o dönemdeki Mer’i mevzuata göre, bankalar tarafından TC Merkez Bankasına bildirimde bulunmak şartına bağlı olduğu, bu amaçla, bankaların, periyodik olarak, T.C Merkez Bankasına ”Kredi İşlemlerinde Sağlanacak Ücret, Komisyon ve Masraflar ile Bankacılık Hizmet Komisyonları Bildirim Formu gönderdiklerini, huzurdaki uyuşmazlıkta, davalı banka tarafından, T.C Merkez Bankasına gönderilmiş olan bildirim yazısı ve ekindeki formların dava dosyasına-kapatılan … döneminden kaldığından bahisle- belgelendirilerek ibraz edilmediği, hususlarından hareketle, davacının 10.000,00-TL üzerinden yapmış olduğu iade talebinin yerinde olup olmadığı noktalarında takdir Mahkemenin olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 09/05/2019 tarih, 2018/50 Esas ve 2019/740 Karar sayılı ilamı ile; ”Davanın REDDİNE…” karar verildiği, davacı vekilinin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 01/06/2020 tarih, 2019/4751 Esas ve 2020/2528 Karar sayılı ilamı ile; ”…1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, ticari kredi sözleşmesi kapsamında tahsil edilen komisyon ücreti ve masrafların iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacı kredi kullandırma komisyonu dışında davalı bankanın krediyi kullandırırken ve sonrasında masraf olarak kendisinden para tahsil edildiğini iddia etmiş ve bunun da istirdatını talep etmiştir. Mahkemece alınan 02.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda 1.601,25 TL ekspertiz ücreti ve 157,50 ipotek fek ücretinin davacıdan tahsil edildiği belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 20 (eTTK m.22) maddesi uyarınca tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, münasip bir ücret isteyebilir. Davalı banka tacir olup, dava konusu kredi davacının ticari işletmesiyle ilgili işlemlerindendir. Dava konusu kredi de taraflar arasında akdedilen ticari nitelikli kredi sözleşmelerinden kaynaklıdır. Bu nedenle kredi sözleşmesi hükümlerinin tacirin basiretli davranma yükümlülüğü ve sözleşme hürriyeti kapsamında ele alınması gereklidir. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre davalı banka masrafları kredi kullanandan tahsil edebilir ise de ancak yapmış olduğu masrafları ve TTK’nın 20 (eTTK m.22) maddesi gereğince vermiş olduğu hizmet için münasip bir ücret isteyebilir. Bu durumda mahkemece davalı bankadan bilirkişinin raporunda belirtmiş olduğu bu giderleri sarf ettiğine veya bu hizmeti verdiğine dair belgelerin ibrazı istenilip bu husus üzerinde durulmadan mahkemece eksik inceleme ve yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: (1) no’lu bentte yer alan gerekçelerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte yer alan gerekçelerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA…” karar verilerek mahkememiz kararının bozulduğu ve dosyanın Mahkememize gönderilerek Mahkememizin 2020/511 Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 15/04/2021 tarihli celsesinin (1) numaralı ara kararı ile; ”Mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 01/06/2020 tarih, 2019/4751 Esas ve 2020/2528 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına” karar verilmiştir.
Yine Mahkememizin 15/04/2021 tarihli duruşmanın (2) numaralı ara kararı ile; ”Davalı vekiline Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davalı bankanın 02/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 1.601,25-TL ekspertiz ücreti ve 157,50-TL ipotek fek ücretine ilişkin bu hizmetleri verdiğine veya bu giderleri sarf ettiğine dair belgeleri 1 aylık kesin süre içerisinde Mahkememize sunmasının istenilmesine”, (3) numaralı ara kararı ile de; ”Davalı bankaya müzekkere yazılarak Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davalı bankanın 02/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 1.601,25-TL ekspertiz ücreti ve 157,50-TL ipotek fek ücretine ilişkin bu hizmetleri verdiğine veya bu giderleri sarf ettiğine dair belgelerin ve krediye ilişkin ayrıntılı hesap özetinin Mahkememize gönderilmesinin istenilmesine” dair kararlar verilmiştir. Bu ara kararlar üzerine davalı … A.Ş vekilinin 18/05/2021 tarihli dilekçesi ile; ”…işbu dosya bankacılık faaliyetine müvekkili banka ile birleşme suretiyle son verilen … A.Ş’den devir alınan dosyalardan ve 2006 yılına ait ekspertiz ücretine ilişkin belgelerin saklama süresi de bitmiş olduğundan bulunamadığı, dilekçe ekinde davacıdan tahsil edilen ipotek fek ücretine ilişkin dekont ile krediye ilişkin ayrıntılı hesap özetinin de sunulduğunun..” bildirildiği, …Bankasının 18/08/2021 tarihli cevabi yazısında ise; ”…söz konusu şahıs adına -… A.Ş nezdinde 01/05/2006 tarihinde 400.000-TL tutarında konut kredisi kullandırıldığının tespit edildiğini, söz konusu kredinin … A.Ş nezdindeki … numaralı hesaba 23/07/2011 tarihinde devir olduğunu, ilgili krediye ilişkin Mahkeme yazısında belirtilen 1.601,25-TL tutarlı ekspertiz masrafını gösterir dekont örneği, 04/05/2012 tarihli ipotek fek ücretini gösterir dekont örneği ile kredi hesap hareketlerinin yazı eklerinde gönderildiğinin…” bildirildiği tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari kredi sözleşmesi kapsamında tahsil edilen komisyon ücreti ve masrafların iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında akdedilen ticari konut kredisi nedeniyle davacıdan tahsil edilen dosya masrafı, komisyon ücreti ve ipotek fekki için alınan bedelin iadesi isteminin haklı olup olmadığı, haklı ise alacağın miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Somut olayda, davacı, taraflar arasında akdedilen ticari kredi sözleşmesi kapsamında tahsil edilen komisyon ücreti ve masrafların iadesi istemine ilişkin eldeki işbu davayı açmış, davalı ise taraflar arasında akdedilen kredinin ticari kredi olduğunu, sözleşmelere dayalı olarak dosya masrafı ve komisyon alınmasının doğal olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkememiz dosyası içerisinde bulunan ve yukarıda detaylı olarak yer alan 02/11/2018 teslim tarihli bilirkişi raporunun 3.sayfasında ”…Kredinin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere iktisap tarihi 02/04/2006 tarihi olan 400.000-TL ekspertiz bedelli … Caddesi 987 ada 45 parsel üzerindeki 153 nolu dükkanı olan kargir ev üzerinde 800.000-TL bedelli 1.dereceden gayrimenkul ipoteği tesis edilmiş olduğu, dava dosyasında Ekspertiz raporu mevcut olduğu ve ekspertiz raporunun 20/04/2006 tarihli olduğu..” nun belirtildiği tespit edilmiştir. Yine yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere; Mahkememizin 09/05/2019 tarih, 2018/50 Esas ve 2019/740 Karar sayılı ilamı ile; ”Davanın REDDİNE…” karar verildiği, davacı vekilinin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 01/06/2020 tarih, 2019/4751 Esas ve 2020/2528 Karar sayılı ilamı ile; ”…1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-… Mahkemece alınan 02.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda 1.601,25 TL ekspertiz ücreti ve 157,50 ipotek fek ücretinin davacıdan tahsil edildiği belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 20 (eTTK m.22) maddesi uyarınca tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, münasip bir ücret isteyebilir. Davalı banka tacir olup, dava konusu kredi davacının ticari işletmesiyle ilgili işlemlerindendir. Dava konusu kredi de taraflar arasında akdedilen ticari nitelikli kredi sözleşmelerinden kaynaklıdır. Bu nedenle kredi sözleşmesi hükümlerinin tacirin basiretli davranma yükümlülüğü ve sözleşme hürriyeti kapsamında ele alınması gereklidir. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre davalı banka masrafları kredi kullanandan tahsil edebilir ise de ancak yapmış olduğu masrafları ve TTK’nın 20 (eTTK m.22) maddesi gereğince vermiş olduğu hizmet için münasip bir ücret isteyebilir. Bu durumda mahkemece davalı bankadan bilirkişinin raporunda belirtmiş olduğu bu giderleri sarf ettiğine veya bu hizmeti verdiğine dair belgelerin ibrazı istenilip bu husus üzerinde durulmadan…” karar verildiği, Mahkememizin 15/04/2021 tarihli duruşmasında da ”…Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 01/06/2020 tarih, 2019/4751 Esas ve 2020/2528 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına” karar verilmiştir. Mahkememizin 15/04/2021 tarihli duruşmasındaki uyma kararı doğrultusunda davalı taraftan bilirkişi raporunda ve Yargıtay bozma ilamında belirtilmiş olan ekspertiz ücreti ile ipotek fek ücretini sarf ettiğine veya bu hizmeti verdiğine dair belgeleri sunması talep edilmiş, davalı taraf vekili dilekçesinde ve davalı banka cevabi yazısında ipotek fek ücretine ilişkin dekontu Mahkememize sunmuş, her ne kadar ekspertiz ücretine ilişkin dekontun da sunulduğu belirtilmişse de ekspertize ücretini sarf ettiğine ilişkin dekont incelendiğinde sadece davacıdan kesinti yapıldığını gösterdiği, bununla birlikte ekspertiz ücretinin hangi kişi/şirkete verildiğine ilişkin bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, bu nedenle Mahkememizce ticari kredi sözleşmesi kapsamında davacıdan haksız olarak tahsil edildiği kanaatine varılan 1.601,25-TL ekspertiz ücretinin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 1.601,25-TL ekspertiz ücretinin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 683,10-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 170,80-TL harcın mahsubuna, eksik kalan 512,30-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ye göre hesap olunan 1.601,25-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/3 maddesi gereğince hesap olunan 1.601,25-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 170,80-TL peşin harç, 25,20-TL başvurma harcı, 1.250,00-TL bilirkişi ve 393,90-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.839,90-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 294,38-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafndan yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 84,00-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK nun 333. Maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın hüküm kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸