Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/51 E. 2021/825 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/51 Esas
KARAR NO : 2021/825

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 02/05/2011
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin yaklaşık 40 yıldır davalı şirketin bayiliğini yaptığı davalı şirkete çek keşide edilip faturaların ticari defterlere işlenmesine rağmen fatura konusu malların teslim edilmediğini, buna rağmen çek ve fatura bedellerinin ödendiğini, bu nedenle müvekkili şirket tarafından bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan 21 adet fatura muhteviyatı malların davalıdan teslim edilmemesi nedeniyle 18.203.000,00.-TL ‘nin tahsili için bu davanın açıldığını, fesih sonucunda davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine … 3. İcra Müdürlüğü’nün … ve … esas sayılı dosyaları ile icra takibine geçildiğini, tasarrufun iptali davalarının açıldığını, suç duyurusu üzerine Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıp berat ettiklerini, müvekkilinin fiilen iflas aşamasına geldiğini, davaya konu yapılan faturaların içeriğinde “bu fatura muhteviyatı mallar daha sonra sevkedilecektir.” şerhi bulunduğunu, fatura konusu ürünlerin teslim edilmediğini, bu şerhtende açıkça anlaşıldığını, teslim edilecek faturalarda irsaliye olmadığını, şöfor imzası dahi bulunmadığını, bunun ön satış niteliğinde olduğunu, davalının ürün teslimini kanıtlaması gerektiğini, bu nedenle müvekkilinin ödediği bedelin iadeyi hak kazandığını, davalının ayrıca 2.000.000,00.-TL teminat mektubunu da haksız şekilde nakde çevrildiğini belirterek ödenen bedelin iadesi için şimdilik 5.000,00.-TL’nin ödeme tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline , teminat mektuplarının nakde çevrilmesi nedenmiyle şimdilik 5.000,00.-TL’nin davalıdan tahsiline, %40 oranında icra inkar tazminatına hükmolunmasına, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasını istemiştir.
Asıl davada davacı vekili 17.6.2014 tarihli ıslah dilekçesinde ; netice-i talebinin 12.900.000,00.-TL olarak arttırılmış ve sonuç olarak 12.910.000,00.-TL’nin fatura tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında dava dilekçesinde ve özetle; Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile,müvekkilinin akaryakıt dağıtım şirketi olan davalı …Ş.’nin 40 yıldır bayiiliğini yaptığını, davalı şirkete çek keşide edilmiş olmasına ve faturalar ticari defterlere işlenmesine rağmen müvekkiline fatura konusu malların teslim edilmediğini, bu sebeple müvekkilinin bayilik sözleşmesini fesih ettiğini, fesih sonucu davalının müvekkili aleyhine … 3.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin icra tikibine konu olan çek bedelleri karşılığı olan akaryakıt davalı şirketten teslim almadığını, davalı şirketin keşide ettiği faturalar incelendiğinde fatura muhteviyatında bu malların daha sonra teslim edileceği şerhinin düşüldüğünün açıkça yazılı olduğunu, müvekkilinin bu faturaları ticari defterlerine işlediği için davalı şirkete borçlu göründüğünü, oysa faturaların muhteviyatı incelendiğinde faturaya konu malların dava sonra teslim edileceğinin belirtildiğini, gerçekte bu malların müvekkiline teslim edilmediğini, malların daha sonra teslim edileceği şerhi olduğundan davalının malların teslim edildiğini ispatlamak zorudunda bulunduğunu, ayrıca faturalarda akaryakıtı teslim alan plaka ve ön imza sutunlarında “ön satış ” ibaresi bulunduğunu, ifa edilmeyen bir satışın söz konusu olduğunu, müvekkilinin bahsi geçen icra takibine konu edildiği üzere davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını beyanla, müvekkili şirketin … 3.İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, ayrıca davalı şirkete vermiş olduğu toplam 2.000.000TL bedelli teminat mektubunun nakde çevrilmesine rağmen bu bedel için düşüm yapılmadan çeklerin tamamı icra takibine konulmakla da, bu bedellerin alacaktan mahsup edilmemesinin hukuka aykırı olduğundan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile, davalı tarafın %40icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 02.01.2013 tarihli harç tamamlama dilekçesi ile, toplamda 4.951.180.-TL için borçlu bulunmadığını tespitini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; talep edilen 18.203.000,00.-TL bedel üzerinden harcın tamamlanması gerektiği, dava dilekçesinde bahsedilen 21 adet faturaya konu ürünlerin davacıya teslim edildiğini, bu faturaların 2005-2007 yılları arasında düzenlendiğini, yaklaşık 6 yıl sonra dava açılmasının kötü niyetli olduğunu, İİK.nun 72/7 maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini , davacı şirket hakkında … 3. İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyaları ile yapılan takiplerin kesinleştiğini, teminat mektubunun nakde çevrilip davacı borcundan düşümünün yapıldığını, takiplerin semeresiz kalması nedeniyle tasarrufun iptali davalarının açıldığını, kabulü yönünde karar verildiğini ve kesinleştiğini, davacı iddialarının doğru olmadığını, sürenin geçirildiğini belirterek davanın usulden ve esasdan reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında cevap dilekçesinde ve özetle; Davalı vekili vermiş olduğu 12.09.2011 tarihli cevap dilekçesi ile, … 3.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına dayanak çeklere ilişkin düzenlenen faturalara konu malların davacıya teslim edildiğini, müvekkilinin bayilerine mal tedarik ederken bazı zamanlarda ise ıskontolu önsatışlar yaptığını, bu durumda düzenlenen faturalarda önsatış ibaresi ve malların daha sonra teslim edileceğine ilişkin ibare bulunduğunu, müvekkilinin tüm bu işlemleri kayıt altına aldığından malların teslim edilmemesi gibi bir ihtimalin bulunmadığını, dava konusu faturalara konu mallarında teslim edildiğini, 2009 yılında borca ve takibe itiraz etmeyen borçlu şirketin 2011 yılı itibariyle borçlu olmadığının tespiti için dava ikame etmesinin kötü niyetli olduğunu açıkça kanıtladığını, davacının 2.000,00.-TL bedelli banka teminat mektubunun nakde çevrilmesine karşın bedellerin hesaplardan düşülmediğine ilişkin iddiasının gerçek dışı bulunduğunu, davacı şirket yetkilisi … aleyhine … 3.İcra Müdürlüğünün..sayılı dosyası ile başlatılan icra takiplerin halen derdest olup, davacı şirket ve yetkilisinin mal kaçırmak amacıyla üçüncü kişilere devrettiği taşınmazlara ilişkin tasarrufun iptali davalarının mahkemelerce kabul edildiğini, davacı şirketin muvazaalı işlem yaparak kötü niyetli olarak mal kaçırdığını, davanın hak düşürücü süre yönünden de reddi gerektiğini,
Davalı vekilinin 31.10.2011 tarihli dilekçesi ile de, davacının harç eksikliğini ikmal etmesi gerektiğini, davacı şirket yetkilisi … hakkındaki … Asliye Ticaret Mahkemesinde … sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasının mahkemece kabul edildiğini, müvekkili şirket defter ve kayıtlarının teslim tesellüm belgeleri, faturalar, sevk irsaliyeleri, davacı tarafından gönderilen sipariş mektupları, ürün teslim fişleri vs.belgeler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile malların teslim edildiği hususunun açığa çıkacağını, nakde çevrilen banka teminat mektuplarının bedellerinin davacının cari hesabına yansıtıldığını ve icra takibine konu edilmediğini, sözleşmenin 24.mad gereğince müvekkili şirket ile davalı arasındaki ihtilaflarda müvekkili şirketin defter ve kayıtlarının kesin delil hükmünde olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin çeşitli aşamalarda bilirkişi raporlarına karşı itiraz dilekçeleri yazdığı ve raporları kabul etmeyip, itirazda bulunduğu, davacı şirketin müvekkili şirketten almış olduğu mallar karşılığında çek ile ödeme yaptığını, ilki 02.01.2009, sonuncusu 27.01.2009 tarihli 112 adet irsaliyeli akaryakıt faturası ile teslim edilen akaryakıt karşılığı alınan 25 adet çekin bedeli için … 3.İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davacı yanın bu dosyada borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, davacı yanın … 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı alacak davası ile de, ilki 28.02.2006, sonuncusu 31.05.2007 tarihli 21 adet fatura konusu malların bedellerini ödediği nedeni ile bedelinin iadesini talep ettiğini, bu durumda … 6Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava ile bu davanın birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini, bilirkişilerin hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın sonuç ve kanaate vardıklarını, faturalardaki ürünleri birebir karşılayacak kadar sevkiyat yapıldığını, davacının iade faturası haricindeki kalan ürünlerin tamamını teslim aldığını, … 6 Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun malların alındığına dair sonuç görüş ve kanaatine vardığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Asıl dava, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
Birleşen … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasındaki dava ise, İİK.nun 72. maddesi hükmüne dayalı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, asıl davaya konu yapılan fatura konusu ürünlerin, teslim edilip edilmediği yönünden tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosya içeriği deliller üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu düzenlenmiş , birleşen davada dava konusu 25 adet çekin karşılıksız olup olmadığı yönünden tarafların beyanı alınmış ve her iki dosyadaki deliller ile bilirkişi raporları birlikte değerlendirilerek sonucuna varılmıştır.
Davacı vekili asıl davada, dava dilekçesi ekinde belirtilen 21 adet faturanın müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, fatura konusu bedellerin davalı şirkete ödendiğini ancak faturalarda yazılı malların müvekkiline teslim edilmediğini belirterek ödenen bedelin iadesi ve ödeme amacıyla nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin de iadesi isteminde bulunmaktadır. Birleşen davada ise, aynı nedenlere dayalı olarak davalıya verilen 25 adet çekin karşılıksız kaldığı ileri sürelerek borçlu olmadığının tespiti istenilmektedir. Davalı vekili ise, asıl davaya konu olan 21 adet fatura konusu ürünlerin davacıya teslim edildiğini ve bedelinin tahsil edildiğini, birleşen davaya konu olan 25 adet çekin ise daha sonra teslim edilen ürünlere karşılık verildiğini, bu nedenle asıl dava konusu faturalarla ilgisinin bulunmadığını ve çek bedellerinin karşılıksız kalmadığını iddia etmektedir. Davalı tarafça düzenlenen faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve bedelinin ödendiği tarafların kabulünde olup bu durum alınan bilirkişi raporları ile de belirlenmiştir. Faturalarda “bu fatura konusu mallar daha sonra sevk edilecektir.” şerhi ve ön satış ibaresi bulunmaktadır. Faturalar 2005-2007 yılları arasında düzenlenmiş ve bedelleri de anılan tarihlerde ödenmiştir. Birleşen davaya konu çekler ise 2009 yılına ilişkin keşide tarihleri taşımaktadır.
Davacı şirketin davalı akarkayıt dağıtım şirketinin bayiliğini yaptığı ve Trabzon ilinde faaliyet gösterdiği , yaklaşık 40 yıl süren ticari ilişkinin davacı şirket tarafından fesholunduğu, taraflar arasında düzenlenen en son 1.12.2006 tarihinde bayilik sözleşmesi örneğinin dosyaya ibraz edildiği, davalı tarafından davacı şirket hakkında … 3. İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyalarında icra takibi yürütüldüğü belirlenmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 9.2.2012 tarihli Bilirkişi Raporunda; dava konusu faturalara dayalı olarak davacının kaşe ve imzası bulunan sipariş mektuplarının düzenlendiği, bu siparişlerin davacının sipariş mektubu ile gönderdiği araçlar ile alındığı, araçların FUAŞ giriş ve dolum esnasında sıra giriş ve ürün teslim fişlerinin düzenlendiği, araçların çıkışlarında hangi faturaya dayalı düzenlendiğini gösterir sevk irsaliyelerinin verildiği, faturalardaki ürünleri karşılayacak kadar sevkiyat yapıldığı, davacının teslim almadığı miktar için 12.5.2007 tarih … nolu iade faturası düzenlediği, kalan ürünlerin tamamını teslim aldığı ve davalının bu işlemden dolayı bir borcunun bulunmadığı belirtilmiştir.
İtirazlar üzerine düzenlenen 25.09.2012 tarihli Ek Bilirkişi Raporunda; Rapordaki tabloların ve belgelerin davalının işyerine gidilerek buradan temin edildiği, yeterli görülmezse mahkemenin bir bilirkişi heyetine inceleme yaptırabileceği belirtilmiştir.
Talimat yoluyla … Asliye Hukuk Mahkemesince davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 15.04.2013 tarihli Bilirkişi Kurulu Raporunda; dava konusu edilen fatura kapsamı ürünlerden 8.442.542 litre ürünün 8.015.502 litresinin davalı tarafından davacıya teslim edilmediği sonucuna varıldığı, buna göre alacak miktarının 17.281.715.13.-TL olduğu, davalı tarafından ibraz edilen belgelere göre 3.650.839 litre mala ait sipariş fişleri üzerinde giriş, dolum ve nakliye yapabilir kaşe ve imzaları bulunmayan malların teslim hüviyeti taşımayacağı ve buna göre alacak miktarının 7.871.706,60.-TL olabileceği, toplam 880.000 litre malın belgelerinin bulunmadığı, varsayıldığından 2.879.697 litre malın teslim edilmediği kanaati oluştuğu ve buna göre alacak miktarının 6.209.019,32.-TL olabileceği belirtilmiştir.
Taraf şirketlerin uyuşmazlık konusu döneme ait ticari defter ve kayıtları ile dosya içeriği delilleri üzerinde mahkememizce yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 3.2.2014 tarihli Bilirkişi Kurulu Raporunda; davalı şirketin 2006-2013 yıllarına ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun düzenlendiği, dava konusu teslim edilmediği iddia edilen akaryakıtın 21 adet fatura muhteviyatı ürünler olduğu, ön satış faturası niteliği taşıdığı ve tutarınının toplam 18.203.185,25.-TL olup, miktarının toplam 8.442.502 litre olduğu, davacının bu faturalar için sadece 115.511 litrelik ürün nedeniyle 323.038.07.-TL bedelli 12.5.2007 tarih 10999 numaralı iade faturasını düzenlediği, ön satış faturalarının toplam miktarı ve iade faturasının miktarı dikkate alındığında teslim edilmediği iddia edilen akaryakıt miktarının 8.326.991.-TL , tutarının ise 17.880.147,18.-TL olduğu tespit edilmiştir. Davalı şirket kayıtlarına göre ön satış yapılan işlemlerin emanet depoda takip edildiği, teslimlerin emanet depodan çıkış yapıldığı ve cari hesap muavin defterinin son işlemine göre hesap bakiyesinin 7.231.63.-TL borçlu göründüğü, 21 adet faturaya ait mal irsaliyelerinin altında ürün teslim fişi , sipariş mektubu, araç mühürleme fişi ve B.B eklerin incelendiği, buna göre yapılan incelemede bu belgelerdeki imzalan bir bütün olarak değerlendirildiğinde 8.360.157 litre miktarında ve 17.9048.624,48.-TL tutarıda ürün sevkedildiği, bunun 4.576.615 litre ve 9.608.491,88.-TL tutarındaki ürünün belgelerde imza karşılığında davacıya teslim edildiği, 3.783.542 litre miktarında ve tutarı 8.340.132,60.-TL olan ürünün belgelerde imzasız olarak teslim edildiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda sonuç olarak çekişmeli fatura konusu ürünlerin davacıya teslim edildiği, davaya konu edilen büyük miktardaki bir ödemenin davacı bayii tarafından herhangi bir mal ve ürün teslim alınmadan davalıya yapılmasının hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı belirtilmiştir.
Birleşen … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ayılı dosyasında da bilirkişi raporları alınarak sonuca gidilmiş ve birleşen davaya konu edilen 19.1.2009-2.2.2009 tarihleri arasında keşide edilmiş toplam 5.290.491,00.-TL bedelli 25 adet çekten dolayı davalı şirket tarafından davacı bayiiye faturalarda belirtilen akaryakıtın teslim edilmediği, bu nedenle dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığı kabul edilerek bu çeklere ilişkin … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine anılan mahkeme kararı (… 47. ATM. …Esas … Karar sayılı kararı) Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 14.4.2015 tarihli 2014/8577 Esas 2015/5418 sayılı Kararı ile bozulmuştur. Yargıtay bozma ilamında; “Dava İİK’nın 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı vekili, davalı tarafça düzenlenen ve davanın konusunu oluşturan faturaların müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, ancak faturalarda yazılı malların müvekkiline teslim edilmediğini, bu nedenle müvekkili tarafından davalıya verilen 25 adet çekin karşılıksız kaldığını ileri sürerek borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf ise, uyuşmazlığa konu malların teslim edildiğini, iddianın yersiz olduğunu, dava konusu çeklerin bedellerinin ödenmediğini, bu nedenle alacaklı olduklarını savunmuştur. Her ne kadar davalı tarafça düzenlenen davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan faturalarda “ön satış ve malların daha sonra teslim edileceği” açıklamaları bulunmakta ise de taraflar arasındaki hukuki ilişkiye dayalı olarak … 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayısında kayıtlı olarak açılan davanın yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda malların davacıya teslim edildiğinin saptandığı yolunda görüş bildirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, her iki dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu, birinde verilecek kararın değerini etkileyecek nitelikte olduğu gözetilerek dava dosyalarının birleştirilmesi ve taraflar tacir olduğundan ticari defterler üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak iddia ve savunma çerçevesinde ayrıntılı ve Yargıtay denetime elverişli rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denilmektedir.
Yargıtay bozma ilamına uyularak … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … (…47. ATM: … E.) sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce13/06/2016 tarih 2011/271 esas 2016/558 karar sayılı kararda; ” Yargıtay bozma ilamında tarafların ticari defterleri üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak yargıtay denetimine elverişli rapor alınması istenilmiş ise de, her iki dava dosyasının birleştirilmesi üzerine taraf vekillerinden açıklama isteminde bulunulmuş ve yapılan yazıla açıklamalar sonucunda ayrıca ticari defterler üzerinde yeniden inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Davacı vekili 23.4.2016 tarihli dilekçesi ile, birleşen davaya konu olan 25 adet çekin asıl dava konusu 21 adet fatura karşılığında verilmediğini, müvekkili şirketin asıl dava konusu faturalar dışında davalı şirketten toplam 5.290.491,00.-TL bedelli olan yeni yakıt alımı yaptığını, birleşen dava konusu çeklerinde bu nedenle verildiğini ancak asıl davaya konu fatura bedelleri için nedensiz yapılan ödemenin mahsubu yönünde davalının taahhütde bulunduğunu ve taraflar arasında sözlü olarak karar alındığını, buna rağmen davalının bu çekleri boş olarak teslim aldığı halde doldurup takibe konu ettiğini belirtmiş, açık ve net olarak 21 adet fatura konusu yakıt için 18.203.000,00.TL ödeme yapıldığını, bu faturaların haricinde davalıdan 5.290.491.00.-TL bedelli yakıt alımı yapıldığını, çeklerin bu nedenle ve boş olarak verildiğini, daha sonra yeni alınan yakıt bedeli olan 5.290.491,00.-TL’nin 18.203.000,00.-TL’den mahsup edilmesinin kararlaştırıldığını, buna nağmen davalının bu mahsubu yapmayarak boş çekleri doldurup takibe geçtiğini belirtmiştir. Davacı vekilinin 25.4.2016 tarihli dilekçesinin içeriğine göre, birleşen davaya konu olan 25 adet çekin davalıdan daha sonra satın ve teslim alınan 5.290.491,00.-TL tutarındaki ürün için verildiği, çek bedellerinin halen ödenmediği ve karşılıksız kalmadığı, asıl davaya konu alacaktan mahsup edileceği yolundaki davacı iddiasının kanıtlanamadığı sonucuna varılmıştır.
Saptanan durum bu olunca, birleşen dava konusu olan çeklerin karşılığı olan ürünün davacı tarafından teslim alındığı ve çek bedellerinin ödenmesi gerektiği, ticari defterleri üzerinde yeniden inceleme yapılmasını bu sonucu değiştirmeyeceği belirlenmiş, bu nedenle yeniden inceleme yapılmayarak ve mahkememizce alınan 3.2.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Asıl davada çekişme konusu olan 21 adet fatura konusu ürün miktarının 8.442.502 litre bedelinin ise, 18.203.185,25.-TL olduğu tarafların kabulündedir. Uyuşmazlık, bu ürünlerin davalı tarafından davacıya teslim edilip edilmediğine ilişkindir. 115.511 litre ürünün teslim edilmediği belirtilerek davacı tarafından davalıya 30.4.2007 tarih … numaralı iade faturası düzenlenmiştir. Bakiye akaryakıt miktarı 8.326.991 litre olup, tutarı ise 17.880.147,18.-TL’dir. Bu ürünlerin 4.576.615 litresinin belgelerle imza karşılığı davacıya teslim edildiği, davalı tarafından ibraz edilen belge ve ticari defterlerin incelenmesi sonucu belirlenmiştir. 3.783.542 litre ve 8.340.132,60.-TL tutarındaki ürünün teslim belgelerinde imza bulunmamaktadır. Bu nedenle bu miktardaki ürünün davacıya teslim edildiği yolundaki davalı iddiasının kanıtlanamadığı sonucuna varılmıştır. Davacı tarafından teslim alınmayan bu ürün bedelinin davalıya ödendiği çekişmesiz bulunduğundan 8.340.132,60.-TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalıdan istirdadına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Asıl davanın bunu aşan kısmı yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Asıl davada icra inkar tazminatı isteminde bulunulmuş isede, davanın istirdat istemine ilişkin olduğu ve İİK.nun 67.maddesindeki yasal koşulların somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından bu istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davada ise, dava konusu çeklerin asıl davaya konu faturalarla ilgisinin bulunmadığı, daha sonra satım ve teslim alınan yakıt bedeline karşılık verildiği, bedelsiz kalmadığı ve davacının bu çek bedellerini davalıya ödemesi gerektiği sonuç ve kaanatine varıldığından birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davada, davalı tarafça %40 tazminat isteminde bulunulmuş isede, açılan davanın icra takibindeki tahsilatın gecikmesine neden olmadığı ve yasal koşulların oluşmadığı sonucuna varıldığından bu istem reddedilmiştir. ” gerekçeleri ile asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 13/06/2016 tarih 2011/271 esas 2016/558 karar sayılı kararı tarafların temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 30/05/2017 tarihli 2016/18917 esas 2017/4332 karar sayılı ilamı ile verilen karar bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamında; “1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre birleşen menfi tespit davası yönünden davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl davada uyuşmazlık 21 adet faturadan kaynaklanmaktadır. Davacı fatura konusu malların kendisine teslim olunmadığını ileri sürmekte davalı ise malın teslim olunduğunu beyan etmektedir. 21 adet faturadan 10 adedinin davacı kayıtlarında yer aldığı anlaşılmakta olup, bu durum 10 adet fatura konusu malların teslim edildiğine karine teşkil eder. Diğer yandan davalı 21 adet faturaya konu malların teslim edildiğine ilişkin sipariş formları ve eklerini sunmuştur. Bu durumda tüm sipariş formları ve ekleri davacının defterleri ile birlikte uzman bilirkişi kurulu tarafından incelenerek deftere kayıtlı 10 adet faturaya ilişkin olanlar ayrıldıktan sonra kalan 11 fatura konusu malın teslimi yönünden inceleme yapılıp alınacak Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi kurulu raporuna göre uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi yönünden kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Ayrıca 2005-2007 yılları arasında düzenlenen ve bedeli ödenen 21 fatura konusu malı almadığını ileri süren davacının sonraki yıllarda bedelini çek ve peşin ödeyerek yeni mal almasının önceki ilişki üzerindeki etkisinin de karar yerinde tartışılmamış olması da kabul şekli ile isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen dosyaya yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA,”denilmektedir.
Yargıtay Bozma ilamına karşı taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulmuş, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/271 esas, 2019/4711 karar sayılı, 10/10/2019 tarihli ilamı ile ” (1) Dairemizin bozma kararına karşı asıl ve birleşen davalı … A.Ş. (Eski Ünvanı: … A.Ş.) tarafından yalnızca asıl alacak davası yönünden karar düzeltme yoluna gidilmiştir. … A.Ş.’nin birleşen davaya yönelik herhangi bir karar düzeltme talebi bulunmamaktadır. Asıl ve birleşen davacı …A.Ş. ise Dairemiz ilamının tebliğ tarihinden itibaren süresi içinde asıl ve birleşen dava yönünden karar düzeltme isteminde bulunmamış, asıl ve birleşen davalı …A.Ş.’nin asıl davaya yönelik karar düzeltme dilekçesinin tebliğinden sonra Dairemiz bozma ilamına karşı süresi içinde katılma yolu ile karar düzeltme yoluna başvurmuştur. … A.Ş.’nin birleşen davaya yönelik bir karar düzeltme istemi bulunmadığından, katılma yolu ile karar düzeltme yoluna başvuran asıl ve birleşen davacı …A.Ş.’nin de birleşen davaya yönelik karar düzeltme talebinde bulunması usul hukuku açısından mümkün değildir. Açıklanan bu safahat içinde asıl ve birleşen davacı …A.Ş.’nin birleşen davaya yönelik usulüne uygun bir karar düzeltme istemi bulunmadığından, birleşen davaya yönelik karar düzeltme talebinin reddi gerekmiştir.
(2) Taraf vekillerinin asıl davaya yönelik karar düzeltme itirazlarının incelenmesine gelince; Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre bir mal satın alan tacirin bu mala ait alım faturasını kendi ticari defterlerine kaydetmiş olması, malın teslimine karine teşkil etmektedir. Ancak bu durum, fatura üzerinde mal teslimine ilişkin ayrık bir beyan olmaması haline münhasırdır. Dava konusu 21 adet faturanın altında “Bu fatura muhteviyatı mallar daha sonra sevk edilecektir” ibaresi bulunduğundan, yukarıda açıklanan karinenin aksi bizzat fatura içeriğinden anlaşıldığından davacının bu ibareleri taşıyan faturaları defterine kaydetmesi malların teslim alındığına karine teşkil etmez. O halde davalı teslimi ispat etmelidir. Ayrıca Dairemizin bozma ilamının “2” nolu bendinde dava konusu faturalardan 10 adedinin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu saptaması yapılmış ise de, tarafların karar düzeltme talebi ile yeniden yapılan incelemede, dava konusu 21 adet faturanın tamamının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin asıl davaya yönelik karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 2016/18917 esas ve 2017/4332 karar sayılı ve 30.05.2017 tarihli ilamının “2” nolu bendinin kaldırılarak aşağıda yazıldığı şekilde bozma yapılması gerekmiştir.
Asıl davada uyuşmazlık 21 adet faturadan kaynaklanmaktadır. 21 adet faturanın tamamı davacının ticari defterlerinde kayıtlıdır. Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre bir mal satın alan tacirin bu mala ait alım faturasını kendi ticari defterlerine kaydetmiş olması, malın teslimine karine teşkil etmektedir. Ancak bu durum, fatura üzerinde mal teslimine ilişkin ayrık bir beyan olmaması haline münhasırdır. Dava konusu 21 adet faturanın altında “Bu fatura muhteviyatı mallar daha sonra sevk edilecektir” ibaresi bulunduğundan, yukarıda açıklanan karinenin aksi bizzat fatura içeriğinden anlaşıldığından davacının bu ibareleri taşıyan faturaları defterine kaydetmesi malların teslim alındığına karine teşkil etmez. Davalı teslimi ispat etmelidir. Bu durumda mahkemece davalının teslime ilişkin sunduğu tüm belgeler, davacı ticari defterleri ile birlikte uzman bilirkişi kuruluna incelettirilerek, dava konusu 21 adet fatura içeriği malların davacıya teslim edilip edilmediği yönünden Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınarak tüm deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, 2006-2007 yılları arasında düzenlenen ve bedeli ödenen 21 adet fatura konusu malı almadığını ileri süren davacının, sonraki yıllarda bedelini çek ve peşin ödeyerek yeni mal almasının önceki ilişki üzerindeki etkisinin de karar yerinde tartışılmamış olması da kabul şekli ile isabetsizdir. Bu itibarla asıl davada verilen hükmün taraflar yararına bozulması gerekmiştir. ” gerekçeleri ile asıl ve birleşen davacı …A.Ş.’nin birleşen davaya yönelik karar düzeltme isteminin reddine, taraf vekillerinin asıl davaya yönelik karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairenin 2016/18917 esas ve 2017/4332 karar sayılı ve 30.05.2017 tarihli ilamının “2” nolu bendinin kaldırılmasına, asıl davada verilen hükmün taraflar yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce 20/10/2020 tarihli celsede Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, bozma ilamı doğrultusunda … 3. İcra Müdürlüğü’nün … esa sayılı dosyasının eksiksiz bir sureti UYAP üzerinden celbedilmiş, yine davacının 2006 ila 2009 yılları arası BA-BS formlarının ilgili vergi dairesinden celbedilmiştir. Yine bozma ilamı doğrultusunda tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, Yargıtay Karar Düzeltme ilamı da göz önünde bulundurularak, davalının teslime ilişkin sunduğu tüm belgeler ile dava konusu 21 adet fatura karşılaştırılmak suretiyle, dava konusu 21 adet fatura içeriği malların davacıya teslim edilip edilmediği hususunda, davacının ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde re’sen seçilecek yeminli mali müşavir bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmak üzere … Nöb. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmasına karar verilmiştir.
Talimat yolu ile alınan 11/03/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının iddiası ve tüm dosya kapsamına göre, Yargıtay Karar Düzeltme ilamıda gözönünde bulundurularak , davalının teslime ilişkin sunduğu tüm belgeler ile dava konusu 21 adet fatura karşılaştırılmak suretiyle , dava konusu 21 adet fatura içeriği malların davacıya teslim edilip edilmediği hususunda , davacı … A.Ş. “nin kayıt ve defterlerinde inceleme yapılmış olup, davacı şirketin, dava konusu faturalarda yer alan yakıtları envanterine kaydettiği, faturalarda gösterilen KDV tutarlarını da indirim konusu yaptığı ve karşılığını çek ile ödediği, raporun 6.sayfasında yer alan tabloda gösterildiği üzere, teslime ilişkin belgelerde yapılan inceleme sonucu teslime konu 8.442.502,00 litre akaryakıtın, 3.808.943,00 litresinin davacı … A.Ş.’ye ait araçlara yapıldığı, irsaliye ile teslim olduğu tespit edilen yakıt litre toplamın 8.342.692,00 litre olduğu, buna karşın davacı şirketin envanterinde kayıtlı litre tutarının 8.326.991 litre olduğu, aradaki fark olan 15.701 litre kadar petrol ofisi tarafından fazla çıkış yapıldığı, dava konusu mallarla ilgili teslim evraklarının, düzenlenen faturalarda yer alan … takip numarası dikkate alınarak incelendiği , teslim sırasında düzenlenen evrakların sırasıyla, 1,Araç Ruhsat kontrol 2-Ek-2 Formu(Petrol Ofisi tarafından akaryakıt teslimlerinde düzenlenen form), 3-Ürün Teslim Fişi, 4-Sipariş Mektubu(Davacı firmanın sevk yapacak araçlara göndermiş olduğu ve davacı firma kaşeli), 5-Sevk İrsaliyesi olduğu, davacının teslim evraklarında yer alan ve davacı firma tarafından sevk yapacak araçlara verilen sipariş mektuplarının genel olarak aynı sıra numaraları taşıdığı iddiasının inceleme sırasında dikkate alındığı; fakat iade faturası düzenlenerek 115.511,00-litrenin iade edildiği, 30/04/2007 tarih ve D/697901 sayılı faturaya ait teslim evraklarında da aynı (1599 seri no) sipariş mektup numaralarının kullanıldığı, davacı firmanın, yıl sonu toplam yakıt stok tutarının , 2006 yılı sonunda 1.429.973,13 TL, 2007 yılı sonunda ise 933.188,71 TL olduğu, davacı şirketin, dava konu edilen 21 adet fatura muhteviyalı malların toplam parasal değerinin, dönem sonu stok değerleri ile karşılaştırıldığında , söz konusu malların dönem sonu stoğunda mevcut olmadığı, dava konusu yapılan akaryakıt alımlarının satışa konu edilerek hasılata dönüştüğünün tespit edildiği, sonuç itibariyle, Yargıtay Karar Düzeltme ilamı da gözönünde bulundurularak, davalının teslime ilişkin sunduğu tüm belgeler ve davacı ticari deflerlerindeki kayıtlar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının, 2006 ve 2007 yılı dönem sonu stok miktarı dikkate alındığında, dava konusu malları envanterine kaydettiği ve satışa konu ettiği, teslimdeki genel evrak düzenine bakıldığında, teslimde gerekli olan evrakların sırasıyla; Araç Ruhsat kontrol evrakı, Ek-2Formu(Petrol Ofisi tarafından akaryakıt teslimlerinde düzenlenen form), Ürün Teslim Fişi, Sipariş Mektubu(Davacı firmanın sevk yapacak araçlara göndermiş olduğu ve dayacı firma kaşeli) olduğu, davacının , sipariş mektuplarıyla yetkilendirdiği araçların dava konusu malları teslim aldığı, bir kısmı iade faturası ile iade edilen 30/04/2007 tarih ve …sayılı faturaya ait teslimlerde de, davacı tarafından düzenlenen sipariş mektup numaralarının 1599 sıra numaralı olduğu durumu da dikkate alındığında, teslimde kullamlan sipariş mektuplarının aynı sıra numarası taşıması nedeniyle , söz konusu olayda teslim için gerekli tüm evrakların birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden, dava konusu olayda teslimlerin yapılmadığı iddiasının yanıltıcı olabileceği sonuç ve kanaati belirtilmiştir.
Davacı vekilinin, bilirkişinin davalı şirketin eski Karadeniz Bölge Müdürü’nün kiracısı ve danışmanı olduğu, bölge müdürlünün iş bu davaya konu uyuşmazlık nedeniyle davalı tarafından iş akdinin sonlandırıldığı, eldeki davaya konu uyuşmazlık yönünden davalının bölge müdürüne hukuki ve cezai yönden rücu edeceği, bu nedenle bölge müdürünün kiracısı ve danışmanı olan bilirkişiye müdahale ettiğinin düşünüldüğü gerekçeleriyle ileri sürdüğü bilirkişinin reddine yönelik talebinin; dilekçe ekinde red sebebine yönelik iddiaları destekler herhangi bir delil bulunmadığı, bilirkişi tarafından Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda incelenen ve sipariş belgelerinin dosyaya daha önce sunulmuş olduğu, bu belgelerin delil kuvvetinin ise mahkemenin takdirinde bulunduğu, teslim olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğine yönelik bilirkişi raporu dahil dosyada mevcut tüm delillerin mahkemece değerlendirileceği, bilirkişinin reddini gerektirir somut başkaca bir delil de bulunmadığı anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK’nun 272 maddesi uyarınca esas hükümle birlikte Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere reddine karar verilmiştir.
Bilirkişi raporu, denetime açık ve teknik açıdan yeterli bulunarak hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre; asıl davada davacı vekilince, dava dilekçesi ekinde belirtilen 21 adet faturanın müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura konusu bedellerin davalı şirkete ödendiği; ancak faturalarda yazılı malların müvekkiline teslim edilmediği belirtilerek ödenen bedelin iadesi ve ödeme amacıyla nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin de iadesi isteminde bulunmaktadır
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan mali rapor kapsamından, tamamı 2006 ve 2007 tarihli 21 adet faturanın davalı defterlerine kaydedildiği ve bedellerinin çek ile ödendiği tespit edilmiştir. Bu husus taraflar arasında ihtilaf konusu da değildir. Davacı anılan faturalara konu ürünlerin teslim edilmediğini iddia etmektedir. Bilirkişi tarafından davalı şirketin dosyaya sunduğu teslim evrakı, davacı şirket defter ve kayıtları ile stok durumları incelenmiş, davalı tarafında düzenlenen teslim evrakının sırası ile araç ruhsat kontrol, Ek-2 Formu(… tarafından akaryakıt teslimlerinde düzenlenen form), ürün teslim fişi, sipariş mektubu(Davacı firmanın sevk yapacak araçlara göndermiş olduğu ve davacı firma kaşeli) ve sevk irsaliyesi olduğu tespit edilmiştir. Teslime ilişkin olarak araç plakaları ve araç ruhsat sahibi bilgileri incelenmiş toplam 8.342.692,00-litre akaryakıttan 3.808.943,00-litre akaryakıtın bizzat davacı araçları ile teslim alındığı kalan tutarın ise davacı şirketin sipariş mektubu ile yetkilendirdiği muhtelif müşterilere yapıldığı tespit edilmiştir. Öte yandan bilirkişi tarafından davacı şirketin 2006 yılı dönem başında 868.360.80-TL tutarında stoğunun bulunduğu, dönem içerisinde toplam 52.964.956,71-TL lik satış yaptığı, toplam 53.187.563,00-TL maliyet kaydı yaptığı, dönem sonunda stoğunda toplam 1.429.973,13-TL değerinde akaryakıt bulunduğu, dava konusu faturalardan 2006 yılına ait olan faturaların KDV dahil toplam değerinin 12.893.718,85-TL olduğu, davacının dönem sonu stok durumu nazara alındığında, 2006 yılına ilişkin fatura konusu akaryakıtın satışa konu edildiği tespit edilmiştir. Yine bilirkişi tarafından davacı şirketin 2007 yılı dönem başında 1.429.973,13-TL tutarında stoğunun bulunduğu, dönem içerisinde toplam 47.168.426,58-TL lik satış yaptığı, toplam, 47.665.211,00-TL maliyet kaydı yaptığı, dönem sonunda stoğunda toplam 933.188,71-TL değerinde akaryakıt bulunduğu, dava konusu faturalardan 2007 yılına ait olan faturaların KDV dahil toplam değerinin 5.309.466,40-TL olduğu, davacının dönem sonu stok durumu nazara alındığında, 2007 yılına ilişkin fatura konusu akaryakıtın satışa konu edildiği tespit edilmiştir. Davalı tarafından davacıya 30/07/2007 tarihli …nolu 175.000,00-litrelik akaryakıt için satış faturası düzenlenmiş, bu fatura konusu ürünün 63.531,00-litresi için teslim evrakı bulunmakla birlikte kalan kısmı için yukarıda sayılan teslim evraklarından herhangi birisinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Nitekim davacı tarafından bu faturanın 115.511,00-litresi için davalıya 12/05/2007 tarihli … seri nolu iade faturası düzenlenmiştir. Davacı tarafça düzenlenen başkaca iade faturası da bulunmamaktadır. Dava konusu faturaların davacı şirket defter ve kayıtlarında yer aldığı, sunulan tüm teslim evrakları ile davacı şirketin 2006 ve 2007 yıllarına ilişkin dönem başı ve dönem sonu stok durumları ile dönem arası satış ve maliyet bilgileri, davalının 115.511-litre için iade faturası düzenlemiş olduğu, başkaca iade faturasının mevcut olmadığı hususları birlikte nazara alındığında, fatura konusu ürünlerin davacıya teslim edilerek envantere kaydedildikleri ve satılarak hasılata çevrildikleri mahkememizce kabul edilmiştir. Öte yandan davacının, davalı şirketin bayisi olduğu, şirketin ana faaliyetinin akaryakıt satışı olduğu nazara alındığında, dava konusu toplam 18.203.185,25-TL tutarlı faturalara konu sekiz milyon litreyi aşkın ürünün 2006 yılını ve 2007 yılının yarısını kapsayan dönem içerisinde teslim edilmedikleri iddiası, davacının devam eden dönemlerde davalıdan bedelini çek ile veya peşin ödeyerek akaryakıt almaya devam etmesi karşısında kabul edilebilir bulunmamıştır. Yukarıda da izah edildiği üzere davacı tarafından davalıya yalnızca 30/04/2007 tarihli satış faturası karşılığında, 12/05/20007 tarihli ve 115.511,00-litrelik ürün için iade faturası düzenlenmiş, başkaca iade faturası düzenlenmemiştir. Faaliyet konusu akarkayıt satışı olan davacı şirketin, bir buçuk yıl boyunca, üstelik bedelini çek ile peşin ödediği akaryakıtı teslim almamasına rağmen, iade faturası düzenlemeksizin, sözleşmesel haklarını kullanmaksızın beklediği, davalıdan bedelini çek ile peşin ödeyerek akaryakıt almaya da devam ettiği yönündeki iddia ticari hayatın olağan akışına uygun görülmemiştir. Kaldı ki davacının defterlerinde kayıtlı olan 21 adet faturaya konu ürünlerin toplam litre tutarı olan 8.442.502,00-litreden, davacının düzenlediği iade faturasına konu 115.511,00-litre mahsup edildiğinde davalının teslim etmesi gereken akarkayıt miktarının 8.326.991,00-litre olduğu, davalının teslim ettiğini ispat ettiği akaryakıt tutarının ise 8.342.692,00-litre olduğu, buna göre davalının davacıya fazladan 15.701-litre ürün teslim ettiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan tüm saptamalar çerçevesinde, davalının dava konusu 21 adet faturaya konu ürünü davacıya teslim ettiği, davacının herhangi bir iade alacağının bulunmadığı sonucuna varılarak asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı davasında; mahkememizce verilen … karar sayılı ve 13/06/2016 tarihli karara karşı davacı tarafça yapılan temyiz başvurusunun Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2016/18917 esas, 2017/4332 karar sayılı, 30/05/2017 tarihli ilamı ile reddedildiği, bu karara karşı davacı tarafından karar düzeltme yoluna başvurulduğu ve birleşen davaya yönelik karar düzletme talebinin de Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2018/271 esas, 2019/4711 karar sayılı, 10/10/2019 tarihli ilamı ile reddedildiği, birleşen davanın reddine yönelik kararın esinleştiği anlaşılmakla; birleşen dava yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın REDDİNE;
2-Birleşen … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı davasında; mahkememizce verilen … karar sayılı ve 13/06/2016 tarihli karara karşı davacı tarafça yapılan temyiz başvurusunun Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2016/18917 esas, 2017/4332 karar sayılı, 30/05/2017 tarihli ilamı ile reddedildiği, bu karara karşı davacı tarafından karar düzeltme yoluna başvurulduğu ve birleşen davaya yönelik karar düzletme talebinin de Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2018/271 esas, 2019/4711 karar sayılı, 10/10/2019 tarihli ilamı ile reddedildiği, birleşen davanın reddine yönelik kararın esinleştiği anlaşılmakla; birleşen dava yönünden yeniden HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 220.448,50TL harçtan mahsubu ile artan 220.389,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 217.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça yapılan toplam 548,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesi bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı. 07/12/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
220.448,50 TL PEŞİN HARÇ
59,30 TL KARAR HARCI
220.389,20 TL. TALEP HALİNDE İADE HARÇ