Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/501 E. 2021/839 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/501 Esas
KARAR NO : 2021/839

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2020
KARAR TARİHİ : 10/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalının müvekkil şirkete olan fatura borcundan dolayı aleyhine, … 22.İcra Müdürlüğü’nün…E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlanıldığını, davalı şirket … 22. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyasından tebellüğ ettiği ödeme emrine, 13.07.2020 tarihinde itiraz etmiş ve takibin durmasına neden olduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olup iptali gerektiğini, davalı …Ltd. Şti. ile müvekkil …Ticaret Ltd. Şti. arasında 04.07.2019 tarihli teklif mektubunun kabul edildiğini, iş bu teklif mektubu gereğince, taraflar Davalı’nın açmayı planladığı yoga merkezinin bazı mekanik tesisat işlerinin müvekkil şirket tarafından yapımı hususunda anlaşmaya varıldığını, müvekkili şirket, üstlendiği tüm işleri eksiksiz olarak ve zamanında Davalıya teslim ettiğini, davalı teklif mektubunda anlaşılan hiçbir ödemeyi vadesinde yapmadığını, ödemekle yükümlü bulunduğu 21.01.2020 tarihli 4,400,00.-TL bedelli son faturayı da ödemediğinı, taraflar arasında bu faturaya dair, 25.01.2020 tarihli mutabakat mektubu imzalandığını, yani tarafın borcu kabul ettiğini, beyan ederek müvekkilinin, … 22. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalı hakkında alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacının iddiasının mesnetsiz olduğunu, davalının, dava dilekçesi ekindeki teklifi kabul ettiğinin doğru olduğunu, nitekim davalı, davacıdan
teklif geldiğinde bu hususların tamamının süresinde yapılacağına güvenerek teklifi kabul ettiğini ve davacı tarafça işe başlanıldığı, buna karşın davacı, teklif metninde yer alan tesisat işlerinin tamamını
gerçekleştirmediğini, bu işlerin bir kısmını yarım bıraktığı, bir kısmını ise hiçbir şekilde ifa etmediğini, dahası davacı yapmış olduğu işleri de süresinde tamamlamamış, davalı şirket bu gecikme nedeniyle açılış tarihinden gecikmiş ve zarara uğramış olduğunu, nitekim, tarafların ilk süreçte 377.600,00.-TL’ye anlaşmış iseler de, davacı tarafça teklif mektubunda taahhüt edilen işlerin tamamı yapılmadığı, bu işlerin bir kısmı eksik ve/veya süresi geçtikten sonra yapıldığını, bir kısmı ise hiçbir şekilde davalı ya teslim edilmediği, davalı, davacı tarafça yapılan işlerin oranında 283.200,00.-TL davacıya ödeme yapıldığını, davalının ödemiş olduğu bu tutar davacı tarafça yapılan işlerin karşılığı olarak ödendiğini, buna karşın Davacı, teklif mektubunda ki işlerin tamamını yapmadığı halde, tüm bedeli (377.600 TL
) talep etmekte ve bu nedenle davalının kendisine 94.000,00.- TL borcunun kaldığının ileri sürüldüğünü, söz konusu işlerin tamamını yaptığını ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının icra takibi ve
davasının dayanağı davalıya göndermiş olduğu teklif metni olduğunu, oysa bu teklif metninin söz konusu taahhüt edilen işlerin tamamının davacı tarafça yapıldığını ispat edici bir tarafı bulunmadığını, beyan ederek davacı taahhüt ettiği işin tamamını değil %70-75’lik bir kısmını tamamladığından ve bu kısmın karşılığı olan 283.200 TL’lik kısım müvekkil tarafça ödendiğinden, dolayısıyla takibe ve davaya 94.000,00.- TL’lik meblağın herhangi bir maddi dayanağı bulunmadığını, işbu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, İİK m. 68 uyarınca davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, İ.İ.K.’nın 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yürütülen icra takibinde alacağın varlığı, miktarı ve icra inkar tazminatı ile kötüniyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde:… 22. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasına, 20.08.2020 tarihli dava şartı arabuluculuk tutanağına, 04.07.2019 tarihli teklif mektubuna, 21.01.2020 tarihli fatura, 25.01.2020 tarihli mutabakat mektubu, cari hesap dökümüne, şirket ticari defter ve kayıtlarına, Yargıtay içtihatlarına, tanığa, bilirkişi incelemesina, yemine, hukuki ve takdiri her türlü delile delil olarak dayanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Taraflar arasındaki yazışmalara, teklif mektubuna, keşfe, bilirkişi incelemesine, tanığa, yemine ve her türlü yasal delile delil olarak dayanmıştır.
*Taraf şirketlerin ayrı ayrı 2020 yılına ait BA/BS formlarının celbi için ilgili Vergi Daire’lerine yazılan müzekkere cevapları dosya kapsamına kazandırılmıştır.
*.. 22. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası aslı celbedilerek dosya ekine alındığı görüldü.
*… 22. İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasının tetkikinde; davacı şirketin davalı aleyhinde fatura alacağının tahsili amacı ile 94.400,00.-TL üzerinden icra takibi yaptığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 07/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirketin 13/07/2020 tarihli itirazı ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi …’ın 26/05/2021 tarihli raporu incelenmiştir. “Davacı… Ltd. Şti. tarafından incelemeye sunulan 2019-2020 yılına ait ticari defterlerin TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunun görüldüğünü, davalı …ltd. Şti.tarafından incelemeye sunulan 2019-2020 yılına ait ticari defterlerin TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunun görüldüğünü, davacı ve Davalının 31.12.2019 tarihi itibariyle bakiyelerinin sıfır 0,00 TL olduğu ve bu bakiyede mütabık oldukları tespit edildiğini, davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalıdan 94.400,00.-TL alacaklı olduğunu, davalı tarafın takip tarihi itibariyle davacıya 94.400,00.-TL borçlu olduğu ve tarafların bu bakiyede mütabık olduklarının görüldüğünü, tarafların, inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı, görüş ve kanaatine varıldığını, ancak, Mahkememizi bilirkişi görüşü takyit etmediğinden, yüce yargı makamının tamamen davacı savları veya tamamen davalı savunmaları yönünde hüküm kurmakta bütünüyle muhtar olduğunu, meselenin asli ve nihai hukuki tavsifinin 6100 sayılı HMK’nın 266/c.2 hükmü gereği sadece Mahkememize ait bulunduğunun tartışma dışı olduğu yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişiler …, … ve …’ün 25/10/2021 tarihli raporu incelenmiştir. “Hukuki ve nihai karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; … adresinde bulunan ve … Şirketi olarak faaliyetinde devam eden mekânda 17.09.2021 tarihinde yapılan keşif ve dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde; keşif esnasında, ayıplı iddia edilen havalandırma tesisatının testi yapılarak, uygun şartlarda çalıştığının belirlendiğini, tüm havalandırma sistemi tek bir cihaza bağlı olarak faaliyet göstermekte olup, mahal özelliklerinde saatte 12 değişime kadar olanak veren havalandırma sisteminin kurulu olduğunun görüldüğünü ve tüm WC, Spor salonları, Mutfak ve Soyunma alanları ihtiyacı karşılayacak şekilde projede belirtilen kıstaslara uygun imalatının yapıldığının tespit edildiğini, iklimlendirme Yangın ve Sıhhi Tesisat sistemi ihtiyacı karşılayacak şekilde tasarladığını, taraflar arasında anılan sözleşme kriterlerine uygun imalatların yapılarak teslim edildiğinin anlaşıldığını, dolayısıyla yapılan imalatlarda ayıplı herhangi bir olguya rastlanmadığı yönünde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporları dosya içeriğine uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; dava, TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK’ nın 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Dava konusu olayda, takip bakiye fatura alacağına dayalı olarak başlatılmış, davalı taraf icra takip dosyasına sunduğu dilekçesinde takibin tamamına itirazda bulunmuştur. Bu durumda ispat yükü genel karine gereğince davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf takipte dayandığı faturaya konu edilen iş bedeline hak kazanmış olduğunu dava değeri de değerlendirilerek HMK’nın 200/1 maddesi gereğince yazılı delillerle ispat etmelidir. Dava konusu olayda davacı yüklenici, davalını iş sahibi olduğu ve yanlar arasındaki uyuşmazlığın da eser sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü iş sahibine aittir. Yargıtay içtihatlarına göre, eser sözleşmesinde yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için eserin sözleşme ve ekleri, fen ve tekniği ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp iş sahibine teslim etmiş olması gerekir. Eser sözleşmelerinde ayıp, eserin sözleşme ile işin niteliğine göre bulunması gereken bazı vasıfların bulunmaması ya da olmaması gereken bazı bozuklukların bulunması olarak tanımlanır. TBK’nın 474/1 maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Yüklenicinin iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; iş sahibi, açık ayıplarda 6098 sayılı TBK’nın 474, gizli ayıplarda ise 6098 sayılı TBK’nın 477 maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, 6098 sayılı TBK’nın 475 maddesinde tanınan hakları kullanabilir.
Mahkememizce aldırılan 25.10.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, yapılan keşif ve dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde; keşif esnasında, ayıplı iddia edilen havalandırma tesisatının testi yapılarak, uygun şartlarda çalıştığının belirlendiği, tüm havalandırma sisteminin tek bir cihaza bağlı olarak faaliyet göstermekte olup, mahal özelliklerinde saatte 12 değişime kadar olanak veren havalandırma sisteminin kurulu olduğunun görüldüğü ve tüm WC, Spor salonları, Mutfak ve Soyunma alanları ihtiyacı karşılayacak şekilde projede belirtilen kıstaslara uygun imalatının yapıldığının tespit edildiği, iklimlendirme Yangın ve Sıhhi Tesisat sistemi ihtiyacı karşılayacak şekilde tasarlandığı, taraflar arasında anılan sözleşme kriterlerine uygun imalatların yapılarak teslim edildiğinin anlaşıldığı,
dolayısıyla yapılan imalatlarda ayıplı herhangi bir olguya rastlanmadığı yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Tarafların defter ve kayıtlarında SMMM bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda, her iki tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, tarafların 2019-2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, takibe konu faturanın hem davacının hem de davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalıdan 94.400,00.-TL alacaklı olduğu, davalı tarafın takip tarihi itibariyle davacıya 94.400,00.-TL borçlu olduğu ve tarafların bu bakiyede mütabık oldukları belirlenmiştir. Davalı tarafça TTK 21/2 maddesi uyarınca 8 günlük süresi içerisinde fatura, davacıya iade olunmadığı gibi herhangi bir itirazda da bulunulmamıştır. Buna göre fatura içeriğinin kabul edildiği sonucuna ulaşılmıştır.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. ( HMK.’nun 222/2 )Anılan bu tespitler kapsamında dava konusu somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafından işin sözleşme kapsamına uygun olarak yapılıp teslim edildiği, bu hali ile davacının bedele hak kazandığı yönündeki iddiasını ispat ettiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davalının davacıya takip tarihi itibariyle 94.400,00.-TL bakiye iş bedeli borcunun bulunduğu bilirkişi raporu ile tespit edilmiş ve bu borcun ödenmediği, birbirini teyit eder nitelikteki taraf ticari defterleri ve tüm dosya kapsamıyla sabit olduğundan ve davalı ayıp iddiası ileri sürmüşse de ayıp durumunun ve ihbarın da ispat edilemediği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Davacı alacağı likit nitelikte olup, davalının itirazında haksız bulunduğu anlaşıldığından İ.İ.K.nun 67/2. maddesi hükmü gereğince takdiren kabul edilen miktarın % 20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalı tarafından … 22. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yapılan İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin, takipteki diğer koşullarla devamına,
Davalının hükmolunan 94.400,00.-TL’nin %20’si oranında (18.880,00.-TL) icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, bu miktarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 6.448,46.-TL nispi karar ve ilam harcının, dava ilk açılırken davacı taraftan peşin alınan 1.077,92.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 5.370,54 TL daha harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.077,92.-TL peşin harcın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40.-TL başvurma harcı, 3.900,00.-TL bilirkişi masrafı, 417,00.-TL posta giderleri ve 803,00.-TL keşif harcı olmak üzere toplam 5.174,40.-TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından artan avansın, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A….T.’deki esaslara göre belirlenen 12.918,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/12/2021

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır