Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/470 E. 2021/78 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/470 Esas
KARAR NO:2021/78

DAVA:İtirazın İptali ( Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/08/2020
KARAR:GÖREVSİZLİK NEDENİYLE USULDEN RED- SULH HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ:28/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali ( Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalı tarafından aleyhine girişilen …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takip dosyasına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, dava öncesi arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını, davalı ile müvekkili arasında oluşan ilişki ile davalı firma araç kiralama şirketi olan müvekkili şirketten araç kiraladığını, fakat kiralamadan kaynaklanan faturalandırılmış borçlarını ödemediğini, müvekkili ile davalı arasındaki ilişki neticesinde müvekkilinin davalıdan alacaklı bulunduğu, müvekkilinin davalıdan olan alacakları, ticari defterler ve faturalar ve diğer delillerle sabit olduğunu, davalı itirazının tamamen haksız ve kötüniyetli olup, zaman kazanma ve bu zaman sürecinde aktiflerini yok etmek sureti ile müvekkilinin alacağının tahsilinin olanaksız hale getirilmesi amacına yönelik olduğunu, yargılama süreci dahilinde delillerin toplanması ve değerlendirilmesi neticesinde müvekkilinin alacaklı olduğu açık olarak ortaya çıkacağını, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takip dosyasından yapılan itirazının iptaline, icra takibinin dava konusu edilen miktar yönünden takip talebinde yazılı olan koşullarla aynen devamına, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeni ile %20 den az olmayacak şekilde tazminat ödemeye mahkum edilmesine, yargı gider ve vekil ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı taraftan herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. Davalı tarafın 6100 S. HMK m. 128 kapsamında süresinde cevap vermemenin sonucu olarak iddia olunan vakıaları tamamen inkar etmiş sayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5. maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’ nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Davacı, davalı taraf ile aralarındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan fatura açık hesap alacağını takip yolu ile talep etmiş, davalı itirazı üzerine davacı dava yolu ile itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı, genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.
Dava; İcra ve İflas Kanunun 67. maddesi hükmü ile kira sözleşmesi sorumluluk temeline dayalı olarak açılmış olup; davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazlarının iptali istemine ilişkindir. Dava: ” davacı ile davalı arasındaki kısa süreli kira sözleşmesi gereği teslim belgesi uyarınca açık fatura alacağının varlığı, varsa miktarına ilişkin çekişme” yi içeren itirazın iptali davasıdır.
Davacı dosyaya sadece kira ilişkisine dair kısa süreli kiralama ilişkisinin varlığını gösterir teslim belgesi örneğini sunmuş ve bu durumu duruşmada ikrar etmiştir.
Bu haliyle davacı taraf ile davalı taraf arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan davanın ticari dava sayılmasına hukuken olanak bulunmadığından, uyuşmazlığın kanunen Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Şu haliyle eldeki davanın mutlak ticari dava, nispi ticari dava ve üçüncü grup dava olmadığı açıktır.
Kira sözleşmesi çerçevesinde sorumluluk nedeni ile açılan bir dava söz konusudur. Hukuki vasıflandırma ve Türk hukukunun re’ sen uygulanması gereği çekişmenin kira sözleşmesine dayandığı anlaşılmaktadır. 6100 S HMK m. 4/ 1- a gereğince kira ilişkisinden doğan uyuşmazlıklara ilişkin davalarda sulh hukuk mahkemeleri görevlidir. Yukarıda izah olunduğu üzere dava ticari davalardan hiçbiri kapsamında bulunmamaktadır. 6100 S HMK 114/ 1-c ve 115/ 1, 2. maddelerinde düzenlendiği gibi görev bir dava şartı olup yargılamanın her aşamasında mahkeme hakimince re’ sen dikkate alınması gereken bir husustur ve mahkeme olarak yargılamaya devam edilmeyerek davanın usulden reddi ile görevsizlik kararı verilmelidir. Ayrıca yine aynı kanunun 20, 21, 22 ve 23. maddeler görevsizlik kararı üzerine yapılacak işlemler ve yargı yeri belirlenmesine dair hükümleri ihtiva etmektedir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; yukarıdaki açıklamalar gereğince kanunen mahkememizin görevsizliğine sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli … NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına,
4- HMK 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır