Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/46 E. 2021/695 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/46 Esas
KARAR NO : 2021/695

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ : 22/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/11/2012 tarihinde sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı ile … ili istikametinden … ili istikametine … mevkii 48+500km’ye geldiğinde aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek, geliş istikametine göre yolun sol tarafında bulunan yol şevi kayalık kısımlara aracının ön kısımları ile çarpması sonucu takla atarak 32 metre sürüklenerek durması sonucu tek araçlı, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada müvekkillerinin oğulları …’nın vefat ettiğini, 27/11/2012 tarihli trafik kazası tespit tutanağı değerlendirildiğinde meydana gelen trafik kazasında sürücü …’nın asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkillerinin oğullarının vefatı nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını, kazada kusurlu olan … plaka sayılı araca zorunlu mali sorumluluk sigortası düzenleyen şirketin davalı … Sigorta Anonim Şirketi olduğunu, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru ile müvekkillerinin kaza nedeniyle uğramış olduğu destekten yoksun kalma zararının karşılanmasının talep edildiğini, 03.12.2018 tarihinde gönderilen taleplerinin davalı sigorta şirketi tarafından 04/12/2018 tarihinde teslim alındığını ve tebliğ tarihinden itibaren 15 iş günü geçmesine rağmen uyuşmazlığın çözümlenememesi nedeniyle işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, müvekkillerinin alacaklarının aktüer bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak belirlenmesi gerektiğini iddia ve beyan ederek anne …’nın ve baba …’nın destek süresine ve destek payına göre hesaplanacak bilirkişi raporuna göre yapılacak tazminat hesaplama sonuçları üzerinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 107. maddesi uyarınca talep değerini artırmak üzere destekten yoksun kalma tazminatına karşılık maddi tazminatın ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizine karşılık gelmek üzere fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, şimdilik başvuran anne … için 500,00-TL, başvuran baba … için 500,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi tarafından taraflarına ödenmesine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin sigorta şirketine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirkete gerekli evraklarla başvuru yapılmadığını, sürücünün kusurlu olduğu bu kazada kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesi gereği müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının, kara yolunda motorlu araç işleteninin, işlettiği araç nedeniyle üçüncü kişilere verilen bedensel ve eşya zararlarından dolayı onun mali ve hukuki sorumluluğunu üçüncü kişilere karşı güvenceye alması nedeniyle pasif ve aynı zamanda zarar sigortası niteliğini taşıdığını, Karayolları Trafik Kanunu’na göre kendi kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücünün yakınlarının talebinin teminat kapsamında olmadığını, Karayolları Trafik Kanunu esas alınarak yapılacak değerlendirme ile davacıların destek tazminatı taleplerinin teminat dışında kaldığının anlaşılacağını, trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde, kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu anlaşılan müteveffa … tarafından talep edilen tazminatın kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesi gereği reddedilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle öncelikle destekten yoksunluk tazminatının varlığı ve miktarının belirlenebilmesi için, aktüeryal hesaplama yapılması zorunluluğu olduğunu, müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğinden temerrüde düşmediğini bu nedenle müvekkili şirketin faiz sorumluluğunun ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olacağını, trafik kazasının 27/11/2012 tarihinde vukuu bulduğu gözetildiğinde davanın zamanaşımına uğradığını, eğer ki faize hükmedilecekse, hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu iddia ve beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf dava dilekçesinde; Sigorta Şirketi’ne Başvuru Dilekçesine, Kargo Teslim Belgesine, 27/11/2018 Tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağına, … Cumhuriyet Başsavcılığı Ölü Muayene Tutanağına, Nakil ve Defin Ruhsatına ve Ölüm Belgesine delil olarak dayanmıştır.
Davalı taraf cevap dilekçesinde; … nolu hukuk dosyasına, … nolu … Sigorta A.Ş. Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesine, eklerine ve poliçe genel şartlarına, bilirkişi incelemesine ve örnek Yargıtay Kararlarına delil olarak dayanmıştır.
Davacıların sosyal ekonomik durumlarının ayrı ayrı araştırılması için … İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabı dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Davacıların nüfus kayıtlarının UYAP sistemi üzerinden çıkartılarak dosya kapsamına kazandırılmıştır.
27/11/2012 kaza tarihi itibariyle … plaka sayılı aracın trafik kayıtlarının gönderilmesi için … Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabı dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Sigorta Poliçesinin ile hasar dosyasının birer örneklerinin gönderilmesi için davalı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı ve ekleri dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Dava konusu 27/11/2012 tarihli kaza nedeniyle, müteveffa …’nın vefatı nedeniyle davacılara; ölüm, emeklilik, tazminat vs. kapsamında rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı, gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması bakımından Samsun Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabı ve ekleri dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları önincelemede tespit edilen uyuşmazlıkların halli bakımından davacıların tazminat alacaklarının mevcut olup olmadığının, mevcut olması halinde miktarının ve davalının sorumluluğunun ne olduğunun belirlenmesi suretiyle rapor tanzimi için dosyanın bir kusur ve bir aktüerya uzmanına bilirkişiye tevdi ile bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, davacı tarafa bilirkişilere emek ve mesaileri için taktir olunan ücretin karşılanması adına delil ikame avansını HMK’nın 120/2 ve 324.maddeleri gereğince yatırması için kesin süre verilmiş ancak verilen kesin süre içerisinde delil avansı Mahkememiz dosyasına depo edilmemiştir.
HMK 324. “Delil İkamesi İçin Avans” başlıklı maddesinde “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler” hükmü düzenlendikten sonra, ikinci fıkrasında tarafların bu yükümlülüğü yerine getirmemeleri halinde talep ettikleri delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacakları öngörülmüştür.
HMK’nın 324. maddesi gereğince bu avansın hiç yatırılmamasının veya eksik yatırılmasının hukuki sonucu, delile dayanan tarafın o delilden vazgeçmiş sayılmasıdır.
HMK’nun 187 ve 190. maddeleri uyarınca, ispatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır.
Somut olayda, davacının maddi tazminat talebinin dayanağı, destekten yoksun kalma olgusu olup, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı alacağı olup olmadığının ve varsa miktarının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, ancak davacı taraf, HMK 324. Maddesi gereği bilirkişi incelemesi için gereken delil avansını ikame etmediğinden, davacının bilirkişi incelemesinden vazgeçmiş sayıldığı ve dolayısıyla destekten yoksun kalma zararını ispatlayamadığı kanaatine varılarak ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30.-TL maktu karar ve ilam harcının, dava açılırken davacı taraftan peşin alınan 54,40.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 4,90.-TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 1.000,00.-TL maktu vekalet ücretinin, davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 345,00.-TL gider avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yatırılan gider avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin, davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.22/10/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır