Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/442 E. 2022/448 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/439 Esas
KARAR NO : 2022/447

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 13/08/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu tarafından 28/03/2019 tarihinde … İşletme Müdürlüğü hizmet sahası içinde bulunan… adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin tespit edildiğini, meydana gelen tesis haşarı ve enerji kesintisinin müvekkil şirketin yüklenici şirketi tarafından giderildiğini, işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj ve işçilik gibi bedellerin zarar verenden tahsili amacıyla KDV dahil toplam 5.656,04.-TL borcun davalı yana tahakkuk ettirildiğini, davalı/borçlu tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 5.656,04.-TL hasar bedeli ile 118,54.-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 5.774,58.-TL’nin tahsili amacıyla … 26. İcra Dairesi’nin …Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalı tarafın ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlunun itirazında; icra dairesinin yetkisine, takibe, takibe konu borca, borç miktarına, faize, faiz oranına, ödeme emrine asıl alacak ve fer’lerine külliyen itiraz ettiğini, itiraz akabinde takibin durduğunu, arabuluculuk faaliyetlerinden sonuç alınamadığını, davalı tarafın itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, dava ve icra konusu hasara davalının sebebiyet verdiğini, eylemin niteliği itibariyle haksız fiil teşkil etmesi ve haksız fiilden doğan davalarda zarar görenin yerleşin yeri icra daireleri ile mahkemelerinin de yetkisinin bulunması dolayısıyla müvekkili şirketin yerleşim yerinin tabi olduğu İstanbul icra daireleri ile mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının zararı henüz tazmin etmediğini, icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiğini iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının, hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizde görülen benzer nitelikte ve açılış sebepleri aynı olan davalarda verilecek hükmün diğer kararları da etkileyecek olması nedeniyle davaların birleştirilmesi gerektiğini, davaya konu edilen alacakları zaman aşımına uğradığını, davacının iddialarını ispatlaması gerektiğini, ortada haksız bir eylem olmadığını, müvekkili şirketin, yapılan ihale sonucunda Karayolları Genel Müdürlüğü ile sözleşme imzalayarak “… (Km:0+000-15+000 arası) ile …(… çevre yolu dahil) (Km:0+000-13+801 arası) Bölünmüş Yollarında Toprak işleri, Sanat Yapıları, Köprü İşleri, Üstyapı ve Çeşitli İşler İkmal İnşaatı” işine sözleşmede kararlaştırılan tarihte başladığını, sözleşme gereği ihale konusu işi belirlenen iş sahasında, verilen sürede bitirmeyi taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin kendi iş sahasında kurallara ve hukuka uygun şekilde faaliyet göstermesinin hukuka aykırı fiil olarak nitelendirmenin mümkün olmadığını, yapılan işin ivedi olduğu ve gelecekte yaşanabilecek hasarların önlemek istenildiğinin yazışmalarda belirtilmesine rağmen davacı tarafından geri dönüşte bulunulmamasının, müvekkilinin oluşabilecek tüm sorumluluğunu ortadan kaldırdığını, ayrıca, dava konusu hasarın müvekkil şirketin eylemleri sonucunda meydana geldiğinin ispatlanamadığını, kazı çalışmasının, hem müvekkili şirket hem de idare tarafından davacıya bildirildiğini, davacı tarafın hasar tespitlerini zamanında bildirmediğini, tazmin edilmek istenen bedelin kabulünün mümkün olmadığını, icra inkar tazminatı için alacağın likit olması gerektiğini, işbu davadaki taleplerin ancak yargılama ile tespit edilebilecek nitelikte olduğunu bu yüzden icra inkar tazminatı talebinde bulunulmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın, müvekkili şirkete haksız isnatta bulunduğunu, kendi kusuru ile meydana gelen ve iddiaları yönünden delil de sunmayan davacının işbu icra takiplerinde haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ve beyan ederek davanın usulden ve esastan reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine davacının, iddia alacağının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, İ.İ.K.’nın 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlığın; davacıya ait altyapı tesislerine hasar verildiği iddiasıyla hasar bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibinde alacağın varlığı, miktarı ve davalının bu zarardan sorumlu olup olmadığı, tarafların kusur durumu, icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; … 26. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına, ödeme emrine, hasar tespit tutanaklarına, hasar keşif belgelerine, hasar hesap cetvellerine, hizmet alım sözleşmesine ve sair müvekkil şirket kayıtlarına, tanığa, bilirkişi incelemesi ve sair her türlü yasal delile delil olarak dayanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile yapılan yazışmalara, Karayolları ile yapılan yazışmalara, tanığa, yemine, bilirkişi incelemesine, keşfe ve hukuka uygun diğer tüm delillere delil olarak dayanmıştır.
… 26. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır. İcra dosyasının tetkikinde; davacı şirketin, davalı/borçlu şirket aleyhinde alacağının tahsili amacı ile 5.656,04.-TL üzerinden icra takibi yaptığı, ödeme emrinin davalı/borçlu şirkete 03/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlu şirket vekilinin itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu adreste, davalı tarafça altyapı kazı çalışma ruhsatı alınıp alınmadığının bildirilmesi bakımından … Altyapı Koordinasyon Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabı ve ekleri dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Mahkememizin 16/04/2021 tarihli duruşmasında, davacı tanığı … dinlenmiş ve “ben davacı şirkette arıza bakım personeli olarak çalışıyorum, gündüz vardiyasında bize 186 üzerinden ihbar geldi, kablo vuruğu var diye, biz de gittiğimizde kablo vuruğu vardı, hasarı tespit ettik, elektriği kestik sonra tutanak tuttuk, hasar tespit tutanağını ben tuttum ama tutanaktaki imzalar bana ait değildir, ben sahada olduğum için ilk müdehaleyi ben yapıp tutanağı ben tuttum, yoğunluktan imzalamamış olabilirim, hasarın olduğu yerde otoban çıkışı yapılıyordu ve oradaki personele sorduğumuzda Yedigöze şirketinin çalışanları olduklarını söylediler, hasarı daha sonra bizim alt yüklenici firmamız kendi gidermiştir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… 5. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) aracılığıyla davalı tanıkları …ile …dinlenmiş, tanık …; “ben olay tarihinde davalı .. İnşaatta harita teknikeri olarak çalışıyordum, dava konusu yerde taahhütlü yol yapıyorduk, biz kazı çalışmalarına başlamadan önce bütün kurumlara yazı ile haber veririz, davacı şirkete de kazı yapılacağını haber verdik, davacı kurum deplase işlemlerini yapamadıklarını söylediler, bizde bunun üzerine en azından hatların geçtiği yerleri göstermesi için bir eleman göndermelerini talep ettik, gelen eleman bize farklı yer gösterdi, bizde zemin iyileştirmesi için jetgrad yapmamız gerekiyordu, bu işlemi yaparken yerin 20 metre altına kadar iniyorduk, biz yerin altını bilmediğimizden dolayı ve elektrik kurumu elemanı da başka yer gösterdiğinden dolayı kazı yaparken elektrik hattına zarar verebildik, buradaki kusur tamamen elektrik kurumuna aittir, bizim şirketimizin herhangi bir kusuru yoktur, benim bilgim görgüm bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuş, tanık …; “Ben 2019 yılında davalı firmada çalışıyordum, biz Karayolları Müteahhitiyiz,, dava konusu yerde taahhütlü yol yapıyorduk, biz kazı çalışmalarına başlamadan önce bütün kurumlara yazı ile haber veririz, davacı şirkete de kazı yapılacağını 2 defa haber verdik, davacı kurum deplase işlemlerini yapamadıklarını söylediler, bizde bunun üzerine en azından hatların geçtiği yerleri göstermesi için birisini talep ettik, gelen kişi bizim kazdığımız yerin yaklaşık 50-60 m uzaklığından kablonun geçtiğini söyledi, bizim kazı yapacağımız alanda kablonun bulunmadığını söylediler, buradaki kusur tamamen elektrik kurumuna aittir, bizim şirketimizin herhangi bir kusuru yoktur, davacı firma gereken özeni göstermemiştir, bu önemli bir iştir, doğacak sonuçlar ağar kazalara, can kayıplarına sebep olabilirdi, bizim kendilerine yazdığımız yazı bellidir, kendilerinin bilgileri dahilinde bu iş gerçekleşmiştir, şirketimizin burada bir kusuru yoktur benim bilgim bundan ibarettir, Tanıklık için ücret talep etmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli bakımından dosya Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu alınmıştır.
11/06/2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında ve özetle; davalı şirket tarafından, 28/03/2019 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, … Yolu adresinde yapılan kazı çalışmaları sırasında davacı şirkete ait yer altı elektrik kablolarına hasar verildiği, davalı şirket tarafından, davacı şirketten 5 defa gözcü talep edilmesine rağmen, davacı şirket tarafından kazı çalışmaları esnasında, davalı şirkete gözcü verilmediği, davacı şirketin alt yapı tesisinin, … Genel Müdürlüğü’nün yönetmeliklerine uygun olmadığı, davalı şirket tarafından, Bölgede alt yapısı bulunan davacı şirketten 5 defa gözcü talep etmesine rağmen, davacı şirket tarafından gözcü personel göndermeyerek ve alt yapı tesisini … Genel Müdürlüğü’nün yönetmeliklerine uygun olarak yapmayarak dava konusu hasarın meydana gelmesinde ağır ihmali bulunduğundan, davacı şirketin, hasarın meydana gelmesinde ağır ihmalinin bulunduğu, davacı şirketin hasarın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunu, Mahkememizin aksi kanaatte olması durumunda, yani davalı şirketin meydana gelen hasardan sorumlu/kusurlu olduğuna kanaat gitirilmesi durumunda, davalının 238,02.-TL tutarındaki malzeme bedelinden sorumlu olacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi bakımından dosya önceki rapor düzenleyen bilirkişiye tevdi edilerek ek bilirkişi raporu alınmıştır.
14/12/2021 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında özetle; davalı şirket. tarafından, 28/03/2019 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, … Yolu adresinde yapılan kazı çalışmaları sırasında davacı şirkete ait yer altı elektrik kablolarına hasar verildiği, davalı şirket tarafından, bölgede alt yapısı bulunan davacı şirkete 29/05/2017, 21/07/2017, 01/08/2017, 06/10/2017 ve 14/09/2018 tarihlerinde 5 defa gözcü talep edilmesine rağmen, davacı şirket tarafından gözcü personel göndermeyerek ve alt yapı tesisini … Genel Müdürlüğü’nün yönetmeliklerine uygun olarak yapmayarak dava konusu hasarın meydana gelmesinde ağır ihmali bulunduğu, eğer davacı tarafından uzman gözcü gönderilmiş olsa hasarın meydana gelmesinin de mümkün olmayacağı, Mahkememizce; davacı şirketin hasarın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğuna karar verilmesi durumunda, davalı şirketin hasar bedelinden sorumlu olmayacağı, davalı şirketin hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğuna ve dava konusu zararın sadece malzeme bedeli üzerinden hesaplanmasına karar verilmesi durumunda, davalı şirketin, 238,02.-TL hasar bedeli, 4,99.-TL İşlemiş faiz olmak üzere toplam 243,01.-TL borçlu olacağı, davalı şirketin hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğuna ve hasarın giderilmesi için gereken bedelin, malzeme bedeli ve işçilik bedelleri üzerinden hesaplanmasına karar verilmesi durumunda, davalı şirketin, 3.466,86.-TL hasar bedeli 72,66.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.539,52.-TL borçlu olacağı, davalı şirketin hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğuna ve malzeme bedeli, dağıtılmayan enerji bedeli, eşik kesinti süresi aşım bedeli, etüt koordinasyon bedeli, şebeke yıpranma bedeli, manevra bedeli, nakliye ve işçilik bedelleri üzerinden hesaplanması gerektiğine karar verilmesi durumunda, davalı şirketin, 5.656,04.-TL hasar bedeli, 118,54.-TL İşlemiş faiz olmak üzere, toplam 5.774,58.-TL borçlu olacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli ve zararın ve olayda tarafların sorumluluk ve kusurlarının tam tespiti açısından, davacının uyuşmazlık dönemine ilişkin Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde de inceleme yapılarak; hasarın meydana geldiği yerin davalı kurum tarafından yapılan çalışma güzergahı üzerinde olup olmadığı, hasarların ihale konusu işin süresi içinde gerçekleşip gerçekleşmediği, dava konusu hasarlar nedeniyle davacının uğradığını iddia ettiği gerçek hasar tutarının ne olduğu, tarafların kusur durumu ve oranı, davalının iddia olunan hasardan sorumluluğunun mevcut olup olmadığı, sorumluluk söz konusu ise davacının hasarın meydana gelişinde müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı, iddia olunan hasar ödemesine ilişkin kayıtların davacının ticari defter ve belgelerinde mevcut olup olmadığı hususlarında inceleme yapılmak üzere dosya 1 Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi, 1 Alt Yapı Konusunda Uzman İnşaat Mühendisi bilirkişi ve 1 Öğretim Görevlisi Elektrik Elektonik Uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınmıştır.
16/05/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle; dosyada yer alan olay yerine ait fotoğraflarda, görülebildiği üzere, kablo tesisinin derinde olmadığı, yüzeye yakın olarak tesis edildiği … Enerji Kabloları Montaj Usul Ve Esasları kapsamında tesis edilmediği, … Enerji Kabloları Montaj Usul Ve Esasları kapsamında yer alan yönetmelikte, standart kablo kanalı (Tranşe) ile ilgili yapılacak kazıda, aşağıda yer alan şekillerden de anlaşılacağı üzere, kanalın 80 cm derinliğe sahip olması, kablonun döşeneceği yerin altına 10 cm’lik kum yatağının oluşturulması, kablo üzerinde de koruyucu eleman olarak tuğla ile örtülmesi ve bunun üzerine de dolgu malzemesi ve ikaz bandı şeridinin de yerleştirilmesi gerekmekte olduğunun anlaşıldığı, dosyada yer alan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacı kurum tarafından yapılan yer altı kablo tesislerinin yönetmelikte belirtilen standart ve derinliklerde olmadığı, yerin yaklaşık 40 cm altında herhangi bir ikaz ve önlem almadan döşeme yapıldığı, ikaz şeridinin bulunmadığı ve yönetmelik kapsamında düzgün-muntazam kablo döşeme işlemi yapılmadığının apaçık görüldüğü, ayrıca, davalı şirket tarafından, ilgili kazı çalışmasında yer altı ve üstü tesisleri içeriğini bilen davacı tarafa ait bir gözcü talep edilmesine rağmen, gözcünün görevlendirilmediği, dolayısıyla, yapılan kazı çalışmasında yüzeye çok yakın (yaklaşık 40 cm.) şekilde ortaya çıkan kablo tesisinde meydana gelen hasardan davalı tarafın sorumlu olamayacağı, davacı tarafından uygun kablo döşeme derinliği (80 cm) ve gerekli tertibatın (tuğla, kum, ikaz bandı vb.) uygulanmaması sebebiyle hasarın meydana geldiği, davacının 2019 yılına ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutulduğu, delil kabiliyetlerinin takdirinin Mahkememiz takdirinde olduğu, davacı vekili ile yapılan yazışmalarda “… 6. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. numaralı dosya için defter beratlarımız ekte sunulmuştur. İlgili firmaya ilişkin ekstremiz eklenmiş olup, hasara ilişkin bir kayıt tespit edilememiştir.” denilerek bilgi verildiği ve ticari defterlerinde dava konusu itibariyle bir kayıt olmadığının bildirildiği, davacının alacak iddiasının; 28/03/2019 tarihli “… adresinde meydana gelen 5.656,04.-TL hasar bedeline ilişkin talebinden kaynaklandığı, teknik heyet üyeleri tarafından yapılan kazı çalışmasında yüzeye çok yakın (yaklaşık 40 cm.) şekilde ortaya çıkan kablo tesisinde meydana gelen hasardan davalı tarafın sorumlu olamayacağı, davacı tarafından uygun kablo döşeme derinliği (80 cm) ve gerekli tertibatın (tuğla, kum, ikaz bandı vb.) uygulanmaması sebebiyle hasarın meydana geldiği anlaşılmaktadır.” şeklinde görüş bildirildiğinden; teknik heyet görüşü doğrultusunda ve netice olarak mali anlamda; davacının asıl alacak talebine ilişkin ve buna bağlı olarak da; davacının işlemiş ve işleyecek faiz konusunda değerlendirme yapılamadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından, davalı aleyhinde, 28/03/2019 tarihli “… adresinde meydana gelen 5.656,04.-TL hasar bedeline dayalı 12/03/2019 tarihinde … 26. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile 5.656,04.-TL TL asıl alacak ve 118,54- TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 5.774,58- TL alacağı için icra takibine girişildiği, davalının icra takibine itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi geregince, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”. Bu hüküm dikkate alındığında kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurları; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılıktır. Haksız bir eylemin tazminat sorumluluğu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Türk Borçlar Kanunu 50. Maddesi gereğince , zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Mahkememizce aldırılan 16/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda, davacıya ait kablo tesisinin derinde
olmadığının, yüzeye yakın olarak tesis edildiği, … Enerji Kabloları Montaj Usul Ve Esasları kapsamında yer alan yönetmelikte, davacı kurum tarafından yapılan yer altı kablo tesislerinin yönetmelikte belirtilen standart ve
derinliklerde olmadığını, yerin yaklaşık 40 cm altında herhangi bir ikaz ve önlem almadan döşeme yapıldığını, ikaz şeridinin bulunmadığını ve yönetmelik kapsamında düzgün muntazam kablo döşeme işlemi yapılmadığı apaçık görüldüğünü, ayrıca, davalı şirket tarafından, ilgili kazı çalışmasında yer altı ve üstü tesislerin içeriğini bilen davacı tarafa ait bir gözcü talep edilmesine rağmen, gözcünün görevlendirilmediği anlaşıldığını, dolayısıyla, yapılan kazı çalışmasında yüzeye çok yakın (yaklaşık 40 cm.) şekilde ortaya çıkan kablo tesisinde meydana gelen hasardan davalı tarafın sorumlu olamayacağını, davacı tarafından uygun kablo döşeme derinliği (80 cm) ve gerekli tertibatın (tuğla, kum, ikaz bandı vb.) uygulanmaması sebebiyle hasarın meydana geldiğinin tespit edildiği ve davacının ticari defterlerinde dava konusu itibariyle bir kayıt olmadığının bildirildiği, 16/05/2022 bilirkişi raporunun teknik açıdan yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, meydana gelen olayda davacı tarafın hem kabloları ilgili yönetmelik hükümlerine uygun derinlikte döşememesi hem de bildirimlere rağmen çalışmalara refakatçı göndermemesi nazara alındığında, davacının altyapı tesislerinin zarar görmesinde davalıya atfedilebilecek bir kusurunun bulunmadığı, davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla davacı tarafından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70.-TL maktu karar ve ilam harcının, dava açılırken davacı taraftan peşin alınan 69,75.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 10,95.-TL’nin davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 5.100,00.-TL maktu vekalet ücretinin, davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacı tarafa iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-… Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin tamamının davacı taraftan alınarak hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, miktar bakımından kesin olmak üzere karar verildi.03/06/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*