Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/431 E. 2022/367 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/431 Esas
KARAR NO : 2022/367

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2020
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin, davalıdan kasım 2019 tarihinde 2 adet … marka yazıcıları satın aldığını, ancak kullanım sonrasında ve gözden geçirme ile anlaşılamayacak bir şekilde malda gizli ayıp fark edilerek bu durumun hem sözlü hem de yazılı olarak defaten davalı tarafa bildirildiğini, mallardan biri bir ay sonra siyah mürekkep tarafı 5 cm kadar şeridi boş basmaya başlayıp baskı hatası verdiğini, akabinde işbu durumun davalı tarafa bildirildiğini, tamir edilip bir ay sonra gönderilen malda üç yüz baskı sonrası aynı hatanın tekrar başladığını, diğer yandan ikinci yazıcının da aynı hatayı verdiğini ve tamir için alındığını ve araya giren pandemi süreci, pazarlamacı problemleri gibi durumlar nedeni ile hem yazıcının taraflarına teslim edilmediğini hem de tamir edildiği iddia edilen yazıcının ilk zamanki baskı hatasına devam ettiğini, yazıcılarda (…) gizli ayıp olduğunun açık ve net olduğunu, davalı tarafın defalarca makinaları biz bu hataları düzeltiriz diye aldığını ve sonuç olarak ne tamir edilebildiğini ne de baskı hatalarının düzeltildiğini, son çare olarak sözleşmenin feshi ve malların iadesi hakkını müvekkilinin kullanmak zorunda kaldığını, buna ilişkin olarak sözleşmeden dönme ve malların iadesine ilişkin davalı tarafın resmi olarak kullanmış oldukları mail adreslerine işbu seçimlik hakkı kullandıklarını bildirip ve buna ilişkin olarak yazıcıların iade faturaları da yine kendilerine ilettiklerini, ancak karşı tarafın, taraflarına tüm bu yasal hakları kullanmalarını tanımadıklarını hem de hakkı olmayan bir cari borç çıkararak hem de daha önce satın almış oldukları yazıcıya haksız bir şekilde el koyarak mağduriyetlerine sebebiyet verdiklerini, sözleşmenin feshi yasal haklarını kullanmış olduklarından davalı tarafın belirtmiş olduğu gibi bir cari borçlarının doğal olarak bulunmadığını, işbu sebeple yazıcılardan sözleşmenin feshine ilişkin olarak bir borçlarının olmadığının tespit edilmesini, taraflar arasında yapılan ticaret cari hesap üzerinden devam etmiş olduğundan taraflarınca yapılan ödemeler ile karşı tarafın kabul etmiş olduğu hesap arasında mutabakat sağlanamadığını, bu sebeple tarafların defterlerinin incelenerek yapılan ödemelerin netleştirilmesini ve sözleşmenin feshi nedeni ile davalı tarafa yapmış oldukları ödemenin de taraflarına iadesine karar verilmesini talep ettiklerini, yazıcıların toplam değeri yani sözleşme bedelinin 11.800,00 TL olduğunu, diğer yandan 3 (üç) yıl önce alınan ve ödemesi tamamlanan büyük yazıcı, baskı makinesininde (…) parçasının değiştirilmesi için davalı tarafından alındığını ancak halen teslim edilmediğini, buna ilişkin yaklaşık olarak 26.000,00-TL olan makinenin iddia edilen yaklaşık 8.000,00-TL olan cari hesaba ilişkin hapis olarak tutulduğu ve iade edilmeyeceğinin taraflarına bildirildiğini, öncelikle burada hapis hakkı kullanımının yasalara ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, dolayısı ile makinenin taraflarına teslimini öncelikle istemek zorunluluğunun hasıl olmuş olduğunu, bu konuda da tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, davalı tarafın müvekkiline hem ayıplı mal satarak zararına sebebiyet verdiğini hem de daha önce satın almış oldukları mallara haksız bir şekilde el koyarak makinenin kullanımına engel olmasından kaynaklı olarak zararına halen sebep olduğunu, bu satın alınan makinelerin yerine tekrar makine alınmak zorunda kalınmasının uğranılan diğer bir zarar olduğunu, işbu durumlardan dolayı müvekkilinin uğramış olduğu zararlarında davalı tarafından tazminini talep ettiklerini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak öncelikle davanın kabulü ile, 2 adet … marka yazıcılar için yapılan sözleşmenin malların gizli ayıptan kaynaklı olarak seçimlik haklarından biri olan sözleşmenin feshi ile malların iadesi ve buna ilişkin olarak borçlu olmadıklarının tespiti ile ödemiş oldukları tutarın taraflarına iadesini, …marka yazıcının davalının uhdesinde olması ve … marka yazıcılardan verim alınamamış olması ve kullanılamamış olmasından kaynaklı olarak tüm zararların tazmini için şimdilik 5.000,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir
SAVUNMA /
Davalı-karşı davacı vekili asıl davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Asıl davaya cevap; davacının dilekçesinde bahsettiği ayıplı olduğu iddia olunan iki adet yazıcının, müvekkilinden 26.11.2019 tarihinde satın alınan, seri numaraları … ve … olan … marka … model yazıcılar olduğunu, davacının, anılan yazıcılarda gözden geçirme ile anlaşılamayan gizli ayıp bulunduğunu ifade ederek, yazıcılar açısından sözleşmenin feshini talep ettiğini, dava dilekçesinin talep ve açıklama kısmı farklılık gösterse de taraflar arasındaki sözleşmenin ani edimli olması da göz önünde bulundurularak davacı tarafın bu konuda asıl talebinin, ürünlerde bulunan ayıp iddiasıyla ‘sözleşmeden dönme’ olduğu kanaatinde olduklarını, fakat davacının bu yönde talebinin kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, zira anılan yazıcılarda hiçbir açık, örtülü veya gizli ayıbın söz konusu olmadığını, davacının satın aldığı yukarıda bahsedilen … seri numaralı yazıcının, davacının talebi üzerine farklı tarihlerde müvekkili tarafından incelendiğini, yapılan incelemelerde, yazıcının uzun süreler boyunca mürekkepsiz olarak çalıştırıldığı, sarf malzeme eksikliğinden dolayı baskı alınamadığı, yazıcının mürekkep geçmesi gereken baskı kafalarından anılan şekilde hatalı kullanımlardan dolayı pek çok kez yalnızca hava geçişinin olduğu, bu nedenle mürekkep geçişinin oldukça zorlaştığı ve bu kullanımların kalıcı hasarlara sebep olduğunun tespit edildiğini, davacının hatalı kullanımlarından kaynaklanan arızaların garanti kapsamında olmadığını, buna nazaran müvekkilinin, yazıcıyı hiçbir ücret almaksızın, tamamen iyi niyet ile onardığını, her ne kadar yukarıda açıklanan sebepler üzerine davacının yaşadığını öne sürdüğü problemin tamamen kullanım hatasından kaynaklı ve ayıba dayanmayan sorunlardan olsa da davacının, ürünleri kullanım sürelerine ve arıza açıklamaları üzerine dair iddialarını yanıtlamak gerektiğini, bilindiği ve malum olduğu üzere yazıcı ve benzeri ürünlerin ne derece kullanıldığı, satın alımdan itibaren geçen süre ile değil ancak gerçekleşen baskı sayısı ile ölçülebilir olduğunu, bu tarz ürünlerin kullanım süresi açısından makul sürelerin değerlendirmesinin ancak ve ancak yapılan baskı miktarları gözetilerek gerçekleştirilebileceğini, kaldı ki, davacının satın aldığı … seri numaralı yazıcının, Ek-1’de bulunan teknik servis raporunda görüleceği üzere, 01.06.2020 tarihi itibarıyla gerçekleştirdiği baskı sayısının 82.084 olduğunu, daha önce teknik servise gönderilmemiş … seri numaralı yazıcının toplam baskı sayısının taraflarınca bilinmediğini, kanunen devraldığı malı olağan akışa göre imkan bulur bulmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren ayıbı görürse uygun süre içerisinde satıcıya bildirmek yükümlülüğünde olan alıcının, 82.084 baskı aldıktan sonra dahi ancak 27/05/2020 tarihinde davacı tarafından gönderilen yazı ile cari borcunun istenmesi üzerine ayıp iddiasında bulunmasının başlı başına davanın kötü niyetli ve kanuna aykırı olduğunu göstermekte ve bu sebeple de reddini gerektirdiğini, sadece ve sadece bir an için yazıcıların kullanım hatası olmaksızın çalıştırıldığı düşünüldüğü takdirde dahi 82.084 adet baskı yapılmış bir yazıcının ‘kullanımla anlaşılmayan derecede gizli ayıp’ bulundurduğu iddiasının hukuka, hakkaniyete ve hatta matematiğe aykırı olduğunu, sadece bir an için davacının bu aşamaya dek tüm iddialarının haklı olduğu değerlendirilmiş olsa dahi 01/06/2020 tarihine dek 82.084 adet baskı alınan yazıcı açısından sözleşmeden dönme şartlarının varlığının kesinlikle kabul edilemeyeceğini, buna nazaran yine, bu aşama için dahi ve tüm açıklamalarına rağmen davacının iddialarının sadece bir an için haklı olduğu düşüncesinde bu kez davacının talebi neticesinde ürününün iyi niyetle onarılması gözetilerek davacının en fazla onarım seçimlik hakkını kullanmış olduğu değerlendirmesinde bulunulabileceğini, neticeten davanın, her ihtimalde ve mutlak surette reddi gerektiğini, müvekkilinin yazıcı üzerinde cari hesap alacaklarına istinaden yasal hapis hakkını kullandığını, davacının, anılan yazıcı bedelinin yaklaşık 26.000,00-TL olduğunu ifade ederek ve davacının cari hesap alacağının bu bedelden daha düşük olduğunu kastederek hapis hakkı kullanımının yasalara aykırı olduğunu ifade ettiğini, oysa davacının iddiasını destekler nitelikte bir düzenlemenin söz konusu olmadığını, ayrıca davacının iddiasının aksine anılan yazıcının hiç kullanılmamış sıfır halinin 18.000,00-TL’ye satıldığını, kaldı ki asıl davacının bugüne dek yazıcıdan 465.745 adet baskı aldığını, bu halde asıl davacının, hukuka aykırılık iddialarının görüldüğü üzere son derece mesnetsiz olduğunu, son olarak müvekkilinin davacının hiçbir zararına sebep olmamış bilakis tüm iyi niyetine rağmen davacı tarafından zarara uğratıldığını, müvekkilce e-posta yolu ile ve noter kanalıyla keşide edilmiş ihtarnamelerde de davacıdan ürün bedellerine dair alacakların ödenmesinin istendiği, bunun dışında açık veya örtülü hiçbir kabulünün olmadığı ve davacının yersiz iade faturasına itiraz edildiğinin görüleceğini, davacının müvekkili firmaya olan borcunu ödemekten kaçınmak için bilinçli ve kötü niyetli olarak huzurdaki davayı ikame etmiş olduğunu ve asıl davanın reddi gerektiğini, Karşı dava hakkında, davacı-karşı davalı tarafın, taraflarına, ticari alımlarından kaynaklanan bakiye borçlarının bulunduğunu, karşı davalının, yapılan birden çok şifahi görüşmede borcunu ödemek için karşı davacı müvekkilinin tüm iyi niyetini suistimal ederek süre talep ettiğini fakat bugün huzurdaki açıklamalarıyla borcuna dair menfi tespit isteminde bulunduğunu, karşı davalının menfi tespit talebinin hukuka ve somut gerçeklere aykırı olduğunu karşı davacı müvekkiline olan cari borcunun tahsiline karar vermek gerektiğini, karşı davacı müvekkilin, karşı davalıya 27.05.2020 tarihinde gönderdiği e-posta ile ve özetle ”09.03.2020 tarihinden beri bakiye 8.109,61 TL borcu bulunduğunu, borcun tamamının ödenmesi gerektiğini aksi halde hakkında yasal işlem başlatılacağını” ihtar ettiğini, karşı davalı tarafın, karşı davacı müvekkilinin ödeme yapması hakkında ihtarı üzerine ilk kez 31.05.2020 tarihli ihtarname başlıklı e-posta ile satın aldığı yazıcılarda ayıp bulunduğuna dair iddialarda bulunarak sözleşmeden dönmek istediğini ifade ettiğini, karşı davalının ilk kez sözleşmeden dönme isteğini, müvekkili firmanın kendisinden cari alacağını istemesinin hemen akabinde açıklamasının, iddia ve taleplerinde ne derece kötü niyetli olduğunun bir diğer göstergesi olduğunu, karşı davalıya cevaben 09/06/2020 tarihinde, taraflarınca ihtarname keşide edilerek dilekçelerinin ”Asıl dava hakkında cevaplarımız” başlığı altında da ifade etmiş oldukları şekilde, ürünlerde hiçbir ayıbın söz konusu olmadığına, ürünlerde kullanıcı hatasına dayanan sorunlar söz konusu olduğuna, buna nazaran taraflarınca iyi niyet göstergesi olarak ve bir bedel almaksızın onarım gerçekleştirildiğine ve diğer konulara dair açıklamalar gerçekleştirilerek bir kez daha 8.109,61-TL olan bakiye borcun, kanuni faiziyle beraber ödenmesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, bu kez karşı davalının, dava konusu borçtan kurtulamayacağı düşüncesiyle müvekkili firmaya ait e-mail adresine 15/06/2020 tarihinde … numaralı ve toplam 11.781,26-TL bedelli iade faturası gönderdiklerini, oysa taraflarınca keşide edilen ihtarnamede, yazıcılarda hiçbir açık veya gizli ayıbın söz konusu olmadığı ve sözleşmeden dönme talebinin taraflarınca kabul edilmediğine dair cevapların detayıyla sunulmuşken karşı davalının sanki taraflar anlaşmışcasına gönderdiği iade faturasının, kanaatlerince oldukça kötü niyetli ve salt borçtan kurtulmaya yönelik bir hareket olduğunu, nitekim iade faturasına karşı davacı müvekkil tarafından noter kanalıyla üç gün içerisinde itiraz edildiği ve daha önceki açıklamaları bir kez daha derlenerek davacı-karşı davalıdan bir kez daha 8.109,61-TL asıl alacak borcun kanuni faiziyle birlikte ödenmesinin istendiğini, tüm çabalara rağmen davacı-karşı davalının ödeme yapmaması nedeniyle arabuluculuk başvurusu gerçekleştirildiği fakat bu aşamada herhangi bir çözüm sağlanamadığı için cevap dilekçesinin sunulması yanında işbu karşı davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu beyanla asıl davanın reddi ile karşı davalarının kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı karşı davalının 8.109,61 TL cari borcunun temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı karşı davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde ve özetle; karşı tarafın seçimlik hakları doğrultusunda yazıcıları hem iade almamakta hem de taraflarına ait olan ve 3 yıl önce ücreti ödenmiş olan yazıcıyı taraflarına iade etmediğini, ayıplı yazıcıların fatura bedellerini ödemesi halinde büyük baskı makinesini taraflarına verileceğinin söylendiğini, ancak sözleşmenin feshi yasal haklarını kullanmış olduklarından dolayı davalının belirtmiş olduğu gibi bir cari borçlarının doğal olarak bulunmadığını, taraflar arasında yapılan ticaret cari hesap üzerinden devam etmiş olduğundan taraflarınca yapılan ödemeler ile karşı tarafın kabul etmiş olduğu hesap arasında mutabakat sağlanamadığını, bu sebeple tarafların defterlerinin incelenerek yapılan ödemelerin netleştirilmesini ve sözleşmenin feshi nedeni ile davalı tarafa yapmış oldukları ödemenin de taraflarına iadesini karar verilmesini talep ettiklerini, son olarak satın aldıkları makinalardaki hatanın bekledikleri faydaları ortadan kaldırdığı ve ilgili kanunlara göre makinaların ayıplı mal olduğunun açık olduğunu, müvekkilinin reklam, baskı ve matbaa işleri üzerine çalışmakta olduğunu ve bu iş ile geçimini sağladığını, ancak davalının hem müvekkiline ayıplı mal satarak zararına sebebiyet verdiğini hem de daha önce satın almış oldukları mallara haksız bir şekilde el koyarak makinenin kullanımına engel olmasından kaynaklı olarak zararına halen sebep olduğunu, bu satın alınan makinelerin yerine tekrar makine alınmak zorunda kalınmasının uğranılan diğer bir zarar olduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz açılmış olan karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Asıl dava menfi tespit, karşı dava ise alacak davasıdır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraf şirketlerin İTO kayıtları dosyamız arasına alınmış ve tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
HMK’nun 320.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; asıl davada taraflar arasındaki satış sözleşmesine ve davaya konu edilen 2 adet … marka yazıcının ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın mahiyetinin ne olduğu, süresinde ihbarda bulunulup bulunulmadığı, yazıcılardaki arızanın/sorunun/ayıbın kullanıcı hatasından/kullanımından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, sözleşmeden dönme koşullarının oluşup oluşmadığı, hapis hakkından bahisle davalının uhdesinde bulunan… marka yazıcının davalı uhdesinde olması ve … marka yazıcılardan verim alınamamış olması ve kullanılamamış olmasından kaynaklı olarak davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise zararının varlığı ve miktarı, bu zararın davalıdan talep edilip edileyemeceği, karşı davada ise taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıdan cari hesaba dayalı alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağının varlığı ve miktarı, hapis hakkının kullanımın koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Mahkememizin 10/09/2020 tarihli ara kararında ; “Her ne kadar davacı şirket vekili müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması için … marka yazıcının taraflarına teslimine ilişkin tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de öncelikle dava dosyasının henüz dilekçeler aşamasında olması, delillerin henüz toplanmamış olması, ayrıca satış sözleşmesine konu olan 2 adet yazıcıda ayıbın bulunup-bulunmadığının yargılamayı gerektirmesi ve yaklaşık düzeyde ispat koşulunu sağlayan nitelikte delil de sunulmadığından davacı vekilinin … marka yazıcının taraflarına teslimine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizin 28/01/2021 tarihli duruşmasının (5) nolu ara kararında; “Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların 2019-2020 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına…” şeklinde karar verilmiş ve işbu doğrultuda SMMM bilirkişi … tarafından hazırlanan 11/05/2021 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosya mevcudu, davacı ve davalı şirketin 2019 ve 2020 yılı ticari defterleri, icra ve dava dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin muhasebesel yönden tetkiki sonucunda ve raporun içinde açıklanan nedenlerle; incelenen Davacı/Karşı Davalı şirkete ait 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği, ancak 2019 yılı sonunda yaptırılması gereken yevmiye defteri kapanış tasdikinin yaptırılmamasından dolayı davacı/karşı davalı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, Davacı/Karşı Davalı şirkete ait 2020 yılı ticari defterlerinden olan yevmiye defteri kapanış tasdikinin rapor hazırlanması aşamasında henüz kanuni süresinin dolmamış olması göz önünde bulundurularak Davacı/Karşı Davalı şirketin 2020 yılı ticari defterlerinin TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutulup tutulmadığına dair ve ticari defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşıyıp taşımadığına dair kararın Yargı Makamının takdirine bağlı olduğu, incelenen Davalı/Karşı Davacı şirkete ait 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ve Davalı/Karşı Davacı şirketin 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerini TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutmasından dolayı Davalı/Karşı Davacı şirketin 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Davacı/Karşı Davalı Şirketin yanın incelenen ticari defterlerinde; Davalı/Karşı Davacı yandan 16.06.2020 tarihi itibariyle 7.783,55 TL borcunun bulunduğu, Davalı/Karşı Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde ise; Davacı/Karşı Davalı yandan 09.03.2020 tarihi itibariyle 8.109,63 TL alacağının bulunduğu, Davacı/Karşı Davalı şirketin kayıtlarında yer almayan faturaların teslim olgusunun ispat yükünün Davalı/Karşı Davacı şirkete ait olduğu, her ne kadar davacı/karşı davalı şirketin ticari defterlerinde kredi kartı ödemeleri kayıt edilmemiş olsa da ödemelerin banka aracılığı ile yapılmasından dolayı yapılan ödemelerin davacı/karşı davalı şirketin borcundan tenzil edildiği, Davalı/Karşı Davacı şirketin düzenlediği faturaları tebliğ ettiğini ispatlaması ile Davalı/Karşı Davacı şirketin dava tarihi olan 13.08.2020 tarihi itibariyle Davacı/Karşı davalı şirketten 8.109,63 TL alacağının bulunacağı, Davacı/Karşı Davalı şirketinde dava tarihi olan 13.08.2020 tarihi itibariyle Davalı/Karşı Davacı şirkete 8.109,63 TL borcunun bulunacağı, Davacı/Karşı Davalı şirketin düzenlediği 15/06/2020-… seri numaralı 11.781,26-TL tutarlı iade faturasının içeriğindeki malın ayıplı olup olmadığının teknik bilirkişisi tarafından değerlendirilmesi gerektiği, malın ayıplı olduğuna dair kanaate varıldığı takdirde Davacı/Karşı Davalı şirketin dava tarihi olan 13.08.2020 tarihi itibariyle Davalı/Karşı Davacı şirketten 3.671,63 TL alacağının bulunacağı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 10/06/2021 tarihli duruşmasının (3) nolu ara kararı ile; ”Davacı-karşı davalının iddiası, davalı-karşı davacının savunması ve tüm dosya kapsamına göre ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için dosya üzerinde GÜNSÜZ olarak mahkememizce re’sen seçilecek bir makine mühendisi bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” karar verilmiş ve işbu doğrultuda Yüksek Makine Mühendisi …tarafından tanzim edilen 28/07/2021 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; … seri numaralı yazıcının, toplam motor sayfa sayısının 82.084 olduğu, yazıcılarda, yazıcı üreticisinin koyduğu standartların dışına çıkıldığı (muadil kartuş kullanımı) ve yazıcının mürekkeple ve kartuşla ilgili sensörlerin hata verdiği, kullanım kılavuzundaki 5 bölümün ihlal edildiği, kartuşun(ların) mürekkepsiz kaldığı ve çalıştırılmaya devam edildiğinden tıkanmaların olduğu ve daha büyük arızalara sebep olabileceği, yazıcıda orijinal sarf malzemesi kullanılmadığından ve kartuşun mürekkepsiz kullanılmasından kaynaklanan hatalardan dolayı yazıcıda gizli ayıbın olamayacağı, … seri numaralı yazıcının 13.08.2020 tarihinde yaklaşık 18.000,00-TL olabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 02/12/2021 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; ”…Taraf vekillerinin SMMM bilirkişisi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itirazlarını içerir dilekçelerinin değerlendirilmesi ve itirazlarını karşılayacak mahiyette, davacı-karşı davalının yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yaptırılıp yaptırılmadığı hususlarında ve işbu duruşma (1) numaralı ara karar sonucu da gözetilerek dosyanın önceki SMMM bilirkişisine tevdii edilerek ek rapor tanziminin istenilmesine” karar verilmiş ve işbu doğrultuda SMMM bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 01/03/2022 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kök raporda; ”incelenen Davacı/Karşı Davalı şirkete ait 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği, ancak 2019 yılı sonunda yaptırılması gereken yevmiye defteri kapanış tasdikinin yaptırılmamasından dolayı davacı/karşı davalı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, Davacı/Karşı Davalı şirkete ait 2020 yılı ticari defterlerinden olan yevmiye defteri kapanış tasdikinin rapor hazırlanması aşamasında henüz kanuni süresinin dolmamış olması göz önünde bulundurularak Davacı/Karşı Davalı şirketin 2020 yılı ticari defterlerinin TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutulup tutulmadığına dair ve ticari defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşıyıp taşımadığına dair kararın Yargı Makamının takdirine bağlı olduğu”na dair tespitler yapılmış olup, davacı şirketin 2019 yılına ait yevmiye defteri kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, 2020 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin rapor hazırlanması aşamasında henüz kanuni süresinin dolmamış olduğuna dair tarafından tespitlerin yapıldığı, davalı/karşı davacı şirketin düzenlediği faturaları Sürat Kargo aracılığı ile karşı tarafa göndererek ihtilafa neden olan faturaları davacı/karşı davalı şirkete tebliğ ettiği, davalı/karşı davacı şirketin dava tarihi olan 13/08/2020 tarihi itibariyle davacı/karşı davalı şirketten 8.109,63-TL alacağının bulunacağı, davacı/karşı davalı şirketinde dava tarihi olan 13/08/2020 tarihi itibariyle davalı/karşı davacı şirkete 8.109,63-TL borcunun bulunacağı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları Mahkememizce dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; asıl davada davacı taraf, davalı taraftan 2 adet … marka yazıcıları satın aldığını, işbu yazıcılarda gizli ayıp farkedilerek bu durumun hem sözlü hem de yazılı olarak defaten davalı tarafa bildirildiğini, davalı tarafın defalarca biz bu hataları düzeltiriz diyerek işbu dava konusu makineleri aldığını ve sonuç olarak ne makinelerin tamir edilebildiğini ne de baskı hatalarının düzeltildiğini, bunun üzerine sözleşmenin feshi ve malların iadesine ilişkin seçimlik haklarını kullandıklarını bildirir davalının mail adresine gönderdiklerini bildirdiğini ve buna ilişkin olarak yazıcıların iade faturalarını da yine kendilerine ilettiklerini, ancak davalı tarafın yasal haklarını kullanmalarını tanımadıkları gibi hakkı olmayan bir cari borç çıkararak 2 adet yazıcıdan daha önce satın almış oldukları yazıcıya haksız bir şekilde el koyarak -hapis hakkını kullanarak- mağduriyetlerine sebebiyet verdiklerini belirterek öncelikle 2 adet … marka yazıcılar için yapılan sözleşmenin feshi ile malların iadesi ve buna ilişkin olarak borçlu olmadıklarının tespiti ve ödemiş oldukları tutarların taraflarına iadesini, işbu yazıcılardan verim alınamamış olması ve daha önce alınan yazıcı üzerinde de haksız hapis hakkının kullanılması nedeniyle mağduriyetlerine sebebiyet verildiğinden tüm zararların giderilmesini talep etmiş, davalı taraf ise, davacı tarafın kendilerinden 26/11/2019 tarihinde seri numaraları … ve … olan … model yazıcılar satın aldığını, anılan yazıcılarda hiçbir açık, örtülü veya gizli bir ayıbın söz konusu olmadığını, davacının satın aldığı yazıcılardan seri numarası … olan yazıcının, davacının talebi üzerine farklı tarihlerde kendilerince alınarak incelendiğini, yapılan incelemelerde, yazıcının uzun süreler boyunca mürekkepsiz olarak çalıştırıldığı, sarf malzeme eksikliğinden dolayı baskı alınamadığı, yazıcının mürekkep geçmesi gereken baskı kafalarından anılan şekilde hatalı kullanımlarından kaynaklanan arızaların garanti kapsamında olmadığını, bununla birlikte yazıcı ve benzeri ürünlerin ne derece kullanıldığı, satın alımdan itibaren geçen süre ile değil ancak gerçekleşen baskı sayısı ile ölçülebilir olduğunu, bu tarz ürünlerin kullanım süresi açısından makul sürelerin değerlendirmesinin ancak ve ancak yapılan baskı miktarları gözetilerek gerçekleştirilebileceğini, kaldı ki, davacının satın aldığı seri numarası … yazıcının teknik servis raporunda görüleceği üzere 01/06/2020 tarihi itibariyle gerçekleştirdiği baskı sayısının 82.084 olduğunu, diğer yazıcı ise daha önce teknik servise gönderilmediğinden baskı sayısının bilinemediğini, yine ayıp iddiasının da ilk kez kendilerince, davacı tarafa gönderilen 27/05/2020 tarihli e-posta ile bakiye borçlarının ödenmesi istemi üzerine davacı tarafça 31/05/2020 tarihli ihtarnamede yer aldığını, başka bir deyişle davacı tarafın ilk kez sözleşmeden dönme isteğini, ayıp iddiasını kendilerince cari alacaklarının istemesinin hemen akabinde açıklanmasının kötü niyetli olduklarının göstergesi olduğunu, kendilerinin ayrıca cari hesap alacaklarına istinaden yasal hapis haklarını kullandıklarını, anılan yazıcı bedelinin de yaklaşık sıfır halinin belirtilen 26.000,00-TL değil aksine 18.000,00-TL olduğunu, işbu yazıcıdan da 465.745 adet baskı alındığını beyanla asıl davanın reddini, karşı davada ise cari hesap alacakları olan 8.109,61-TL’nin kendilerine ödenmesini talep ettiği tespit edilmiştir. Öncelikle taraflar arasında 2 adet … marka yazıcının davacı tarafından davalıdan satın alındığı ve bu yazıcılardan daha önce alınan yazıcının da davalının hapis hakkını kullanarak uhdesinde tuttuğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki yukarıda ayrıntılı bir şekilde belirtilmiştir. Burada taraflar arasında çözümlenmesi gereken ilk husus, asıl davada taraflar arasındaki satış sözleşmesine ve davaya konu edilen 2 adet …marka yazıcının ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın mahiyetinin ne olduğu, süresinde ihbarda bulunulup bulunulmadığı, yazıcılardaki arızanın/sorunun/ayıbın kullanıcı hatasından/kullanımından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususudur. Mahkememizce teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; … seri numaralı yazıcının, toplam motor sayfa sayısının 82.084 olduğu, yazıcılarda, yazıcı üreticisinin koyduğu standartların dışına çıkıldığı (muadil kartuş kullanımı) ve yazıcının mürekkeple ve kartuşla ilgili sensörlerin hata verdiği, kullanım kılavuzundaki 5 bölümün ihlal edildiği, kartuşun(ların) mürekkepsiz kaldığı ve çalıştırılmaya devam edildiğinden tıkanmaların olduğu ve daha büyük arızalara sebep olabileceği, yazıcıda orijinal sarf malzemesi kullanılmadığından ve kartuşun mürekkepsiz kullanılmasından kaynaklanan hatalardan dolayı yazıcıda gizli ayıbın olamayacağı başka bir deyişle kusurun davacının yazıcıları kullanım şeklinden kaynaklaması nedeniyle Mahkememizce asıl davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında çözümlenmesi gereken ikinci husus ise; taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıdan cari hesaba dayalı alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağının varlığı ve miktarı, hapis hakkının kullanımın koşullarının oluşup oluşmadığı hususudur. Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (MK m.6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m.190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Taraf arasında TTK’nın 89.maddesinde tanımlandığı şekilde yazılı bir cari hesap sözleşmesi yapılmamıştır. Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de davacı taraf bu açık hesap ilişkisi nedeniyle alacağı talep edebilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/04/2018 tarihli, 2017/19-903 esa, 2018/974 karar, 28/03/2018 tarihli 2017/19-1634 esas, 2018/633 karar, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 30/10/2018 tarihli 2016/20574 esas, 2018/5306 karar, 18/04/2016 tarihli 2015/15462 esas, 2016/6686 karar sayılı ilamları da bu yöndedir.
Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre usulüne uygun tutulmuş davalı-karşı davacı tarafın ticari defterleri itibariyle davalı-karşı davacı, davacı-karşı davalı taraftan 13/08/2020 tarihi itibariyle 8.109,63 TL alacaklıdır. Bununla birlikte incelenen taraf şirketlerin ticari defterlerinden de anlaşılacağı üzere taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve davacı-karşı davalı şirketin ara ara davalı-karşı davalıya ödemeler yaptığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte davacı-karşı davalı şirketin 2019 yılı sonunda yaptırılması gereken yevmiye defteri kapanış tasdikinin yaptırılmamasından dolayı davacı-karşı davalı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşımadığı tespit edilmiştir. Keza davacı-karşı davalı şirkete ait 2020 yılı ticari defterlerinden olan yevmiye defteri kapanış tasdikinin henüz tasdikinin yapılmamış olması, davacı-karşı davalının iddialarını ispatlayamamış olması ve ihtarnamelerin içeriği ile tüm dosya kapsamı nazara alınarak Mahkememizce karşı davada karşı davanın kabulü ile, 8.109,61-TL’nin temerrüt tarihi olan 16/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir. Taraflar arasında çözümlenmesi gereken üçüncü husus ise; davalı-karşı davacı tarafın hapis hakkı kullanım koşullarının oluşup oluşmadığı hususudur. Hapis hakkının kullanımı hususunda ise, Mahkememizce teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarında ve Mahkememizce de NL7AUDBF04 seri numaralı yazıcının 13.08.2020 tarihinde yaklaşık 18.000,00-TL olabileceği ve davalı-karşı davacının, davacı -karşı davalıdan 8.109,61-TL alacaklı olduğu tespit edildiğinden hapis hakkı kullanımının koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle Mahkememizce aşağıda yazılı bulunan hüküm tesis olunmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
I-Asıl davada;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 286,91-TL harçtan mahsubu ile artan 206,21-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde karşı davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
4-Davacı karşı davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı karşı davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı karşı davalıya iadesine,
6-… Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin davacı karşı davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
II-Karşı davada;
1-Karşı davanın KABULÜ İLE, 8.109,61-TL’nin temerrüt tarihi olan 16/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 553,96-TL nispi karar ve ilam harcından 139,00-TL peşin alınan harcın mahsubuna, bakiye 414,96-TL nispi karar ve ilam harcının davacı karşı davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
4-Davalı karşı davacı tarafından yapılan 139,00-TL peşin harç, 54,40-TL başvuru harcı, 850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.043,40-TL yargılama giderinin davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davalıya verilmesine,
5-Davacı karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333.maddesi gereğince davalı karşı davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/05/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸