Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/42 E. 2020/754 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/42 Esas
KARAR NO:2020/754

DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:07/02/2018 (Mahkememiz yukarıdaki esas sırasına kayıt tarihi:15/01/2020)
KARAR:KISMEN KABUL-KISMEN RED
KARAR TARİHİ:03/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalı borçlu ile müvekkil şirket arasında imzalanan Sözleşme ile davalıya … Abone numarası ile elektrik kullandırıldığını, Davalının, ödemelerin tam ve zamanında yapılmamış olması nedeniyle borçlu bulunduğunu, Davalının müvekkili şirkete, dava dilekçe ekinde verilmiş olan Fatura borçlarını ödememesi üzerine …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, Ancak bu kez davalı borçlu takip konusu alacaklarına karşı kötü niyetli olarak ve takibi durdurmak maksadıyla itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu, Söz konusu itirazların haksız ve yasal dayanaklardan yoksun olduğunu, Taraftar aralarında imzaladıkları sözleşme ile ödeme şekli faiz oranı ve miktarını belirlediklerini, Borç miktarının ve faiz hesabının Sözleşmeye ve ilgili kanunlara göre tespit edilmiş olup itiraz haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek Davalı borçlunun vaki itirazlarının iptalini, takibin devamınanı, % 20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretini davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Müvekkilinin menkul ve gayrimenkul malvarlığı üzerine koyulan hacizlerde ekte sundukları 22.09.2016 tarihli karar tensip tutanağında açıkça görüleceği üzere “sehven konulan hacizlerin süresinde itiraz nedeniyle ve alacaklı vekilinin talebince kaldırılmasına karar verildi.” denmek suretiyle kaldırıldığını, Karar tensip tutanağında alacaklı tarafın itiraz dilekçemizden haberi olduğu ve bu nedenle sehven koyulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğinin ortada olduğunu, 1 yıllık dava açma süresinin geçtiğini, İş bu sebeple öncelikle süresinde açılmayan davanın reddini talep ettiklerini, Davacı şirketin 2012 yılında kurulmuş fakat borcun doğum tarihinin 2009 yılı olduğunu, davacı şirketin kurulmadan önce alacaklı olması hukuka ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, asla borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte alacak zamanaşımına uğradığını, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhlerine başlatılan icra takibine dayanak faturaların tarihi Şubat 2009, Mart 2009 ve Ocak 2009 dönemleri olduğunu, Oysa … Ticaret Odası kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davacı şirketin kuruluş ve tescil tarihi 13.12.2012 tarihi olduğunu, Buna göre davacı şirketin kurulmadan önceki dönem için alacak talebinde bulunduğunu bu durumun hukuken kabulünün mümkün olmadığını, Davacı şirketin içerisindeki mali durumu düzeltmek için kurulmadan önceki dönemler için müşterilerine fatura tanzim ederek haksız kazanç elde etme çabası içinde olduğunu, Bu nedenlerle 2012 yılında kurulan bir tüzel kişiliğin kurulmadan önceki döneme fatura kesmesi ve alacaklı olması mümkün olmadıklarından aleyhlerine açılan işbu haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep talep ettiklerini, müvekkilinin müteahhit olup buradaki villaları yapan yüklenici firma olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Mahkememizin … Esas – … Karar sayılı 12/06/2019 tarihli davanın usulden red kararı İstanbul BAM 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/1940 Esas 2019/1897 Karar sayılı 04/12/2019 tarihli kararı ile kaldırılmakla dava dosyası Mahkememiz yukarıdaki esas sırasına kaydolmuştur.
Davacı- alacaklı; …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası ile davalı- borçlu aleyhine davalı borçlu ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan alacağının faizleri ile birlikte tahsili için ilamsız takip yapmıştır. Davalı- borçluya ödeme emri 21/07/2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı- borçlu ödeme emrine 7 günlük yasal sürede 25/07/2016 tarihinde itiraz etmiş ve takip 22/09/2016 tarihinde durdurulmuştur. Bunun üzerine davacı- alacaklı İİK m. 67 uyarınca itirazın iptali davasını Mahkememizde açmıştır.
Davalı- borçlu; iddia olunan vakıaları inkar ile davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasındaki elektrik abonelik sözleşmesine ilişkin ödenmeyen gecikmiş enerji bedellerinin faiz ve KDV si ile davalıdan tahsili istemine yönelik davalının takip dosyasındaki itirazının iptaline, alacağın varlığına ve varsa miktarına ilişkindir.
İİK 67 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Taraf tacirlerin arasında imzalanan elektrik enerjisi satışına ilişkin ticari sözleşme incelenmiştir. …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası incelenmiştir. 6100 Sayılı HMK m. 222 gereğince ticari defterlerin ibrazı ve delil olma vasfına dikkat edilmiştir. Ayrıca faturanın geçerliliği hukuken TTK ve vergi kanunlarınca değerlendirilmiş ve bunun sonucunda aşağıdaki hükme varılmıştır. Bilirkişi elektrik elektronik mühendisi … ve SMMM … tarafından düzenlenen 22/04/2019 tarihli bilirkişi teknik raporu incelenmiş ve denetlenerek eksiksiz ve belirsiz olduğu hususuna dikkat edilerek teknik değerlendirme olarak hükme esas alınmıştır. Davacı tarafça, davalı … Tic. Ve San. A.Ş adına abonelik sözleşmesi bulunan … Mah. … No:… adresindeki meskende 4 adet son ödeme tarihli elektrik tüketimlerine tekabül eden toplam 8.278,24 TL tutarındaki faturalar toplamı olduğu, fatura içeriklerinden elektrik tüketilen mahalin mesken olduğunun anlaşıldığı, dosya kapsamında yer alan sözleşme örneğinden, davalı … Tic. Ve San .A.Ş ile … arasında faturalara konu … tesisat numarası için 31/12/2007 tarihinde imzalanmış Elektrik enerjisi Satışına ilişkin abonelik sözleşmesi bulunduğu, davalı aboneliğin fatura tahakkukları sonrasında 19/01/2010 tarihinde sonlandırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme madde 5-d ve Yargıtay ilamlarına göre dava konusu faturalardan adına sözleşme olan davalı … Tic. Ve San. A.Ş’ nin abonelik taraf sıfatı kapsamında sorumlu olduğu, dosya kapsamında aboneliğin borçsuz olarak iptal edildiğine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı ve buna ilişkin taraflarca delil sunulmadığı, yine dosya kapsamında davalı tarafça takip ve davaya konu faturaların ödendiğine dair de bilgi ve belge bulunmadığı, dosya kapsamında yer alan takibe konu faturaların aylık tüketimler doğrultusunda tahakkuk ettirilmiş faturalar oldukları, tamamının davalı şirket adına tahakkuk ettirilmiş olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşme madde 5-f de ödenmeyen faturalar için davacı kurumca 6183 sayılı Kanunun 51. Maddesine göre gecikme zammı talep edilebileceği kararlaştırılmışsa da davalı adına tahakkuk ettirilen takibe konu 16/02/2009 son ödeme tarihli ilk fatura içeriğinde ödenmemiş borç tutarı yer aldığından dava konusu fatura öncesinde davalı şirkete ait ödenmeyen fatura tahakkuku bulunduğu anlaşılmakla davacı şirketçe sözleşme ve yönetmelikte detayı verilen elektrik kesme yükümlülüğünün ihlal edildiği, bu durumun davacı şirket bakımından müterafik kusur teşkil ettiği, Yargıtay ilamları gereğince takibe konu 4 fatura toplamının tamamı için takip tarihine kadar ancak yasal faiz talep edilebileceği, 07/04/2016 takip tarihi itibariyle takibin 8.278,24 TL (asıl alacak), 5.244,25 TL (yasal faiz), 943,90 TL (faiz KDV’si) üzerinden sözleşmenin tarafı davalı … Tic. ve San. A.Ş adına devam edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı takibinde haklı olmakla alacağın likit, hesaplanabilir olması karşısında tazminata hükmolunmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmeye dikkat edilerek TTK kapsamında bulunan aralarındaki ticari işin değerlendirilmesi sonucu; davalının elektrik abonelik sözleşmesi fatura alacağı nedeni ile davacı tarafa aşağıda hükümde belirlendiği üzere borçlu olduğu, aksine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığına kanunen kanaat getirilmiştir. Aksine dair bilgi ve belge bulunmamaktadır. Faturalar yasal olarak geçerli olup iade vb. işleme tabi tutulmamıştır. Zamanında ödenmeyen borçlar için dava konusu ödenmeyen 16/02/2009 son ödeme tarihli ilk fatura akabinde elektriğin davacı kurumca kesilmesi gerekirken kesilmediği, bu nedenle davacı şirketin müterafik kusurunun bulunduğu, bu nedenle dava konusu son ödeme tarihli faturaların son ödeme tarihi ile takip tarihi arasındaki süre için hesap edilen gecikme faizi tutarlarına davacı müterafik kusuru uygulanması gerektiği ve bunun sonucu Yargıtay ilamları gereği en fazla yasal faiz işletilmesi gerektiği taktir edilmiştir. Sonuç olarak davacı alacağının aşağıda hükümde yazılan miktar kadar olduğu hesaplanmıştır. Davacı tarafın özel ve teknik olarak incelenen kayıtları gereğince aşağıda belirlendiği şekilde davalı taraftan mevzuat ve sözleşme gereğince alacağının bulunduğu, davalı tarafın yukarıda açıklamalar ışığında hesaplanan miktar kadar sorumlu olduğu, aşağıdaki miktar kadar davacının davasını ispatladığı, davacının fazlaya ilişkin talebinin yerinde olmadığı değerlendirilerek davalı tarafın itirazında aşağıdaki hükümde belirlenen miktar kadar haksız olduğu ve sorumlu olduğu, alacağın likit olduğu ve tazminata hükmolunması gerektiği, davacının talebi dikkate alındığında davanın kısmen kabulünün gerektiğine kanaat getirilmiş aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü-kısmen reddi ile;Davalının …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takibe yapmış olduğu itirazın “8.278,24 TL asıl alacak + 5.244,25 TL işlemiş yasal faiz + 943,90 TL KDV + asıl alacağa takip tarihinden ödeme tarihine dek işletilecek yasal faiz ve KDV’si üzerinden” iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, davacı lehine 1.655,65 TL tazminata hükmolunmasına davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 988,20-TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 141,38 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 846,82 TL daha harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına, mahsup edilen 141,38 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-6100 S HMK gereğince haklılık durumuna göre; davacı tarafından sarf edilen bilirkişi ücreti, tebligat gideri, posta masrafı olan 1.237,40 TL yargılama giderinin 726,75 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmının davacı uhdesinde bırakılmasına,
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır