Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/414 E. 2020/782 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/414 Esas
KARAR NO:2020/782

DAVA:Ticari Şirket (Yönetim Kurulu Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ :04/08/2020
KARAR TARİHİ:15/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yönetim Kurulu Kararının İptali İstemli)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davalı şirketin 23.11.1994 tarihinde müvekkil ile babası …önderliğinde kurulmuş bir aile şirketi olduğunu, şirketin kurucu hissedarlarının 2013 yılında vefat eden …, …, …, … ve … olduğunu, Davalı Şirketin 27.06.2019 öncesi ortaklık yapısı; …, …, …, … ve …’den oluştuğunu,
davalı şirketin esas itibariyle “Ayakkabı ve Ayakkabı Yan Sanayi” konularında faaliyet göstermiş ancak bir süredir faaliyetlerini durdurmuş olan bir şirket olduğunu, …’in 2013 yılında vefatından sonraki dönemde, davalı şirketin diğer ortakları … ile …, davalı … … San. ve Tic. A.Ş. ile ilgili olarak haksız ve hukuka aykırı işlemler işlemler içerisine girmiş ve tüm bu bunlara devam ettiklerini, davalı … … San. ve Tic. A.Ş.’nin ortağı ve yöneticisi … ile müvekkilim … arasında, delil listemizde yer alan birden çok dava bulunduğunu, bu davalardan bir tanesinin …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas numarası ile halihazırda derdest genel kurulun iptali talepli dava olduğunu, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas numarası ile iptali talep edilen genel kurul, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası ile kayyum olarak yetkilendirilen …’nın daveti ile yapılmış olmasına rağmen, toplantıda başkanlık yapan halen şirketin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olan … ile toplantı kâtibi … tarafından genel kurul tutanakları değiştirilmek suretiyle sadece kendi kendilerinin tuttukları farklı bir genel kurul tutanağı tescil ve ilan edildiğii, bu usulsüzlüklerle ilgili gerekli hukuki ve cezai müracaatlar da ayrıca müvekkil tarafından yapıldığını, tüm bu usulsüzlüklerin yanında, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde iptali talep edilen genel kurulunda; müvekkilim …’in imza yetkisi usulsüz, ana sözleşme ve yasaya aykırı şekilde kaldırıldığı gibi, … kendisini şirketin münferit imza yetkilisi yapan birçok ana sözleşme değişikliğini de usulsüz işlemlerle gerçekleştirdiğini, şirket ortağı ve yöneticisi …, münferit olarak aldığı imza yetkisi ile şirketi adeta ele geçirmiş, şirkette birçok usulsüz işlem yapmış müvekkil … ile diğer ortakları ve şirketi zarara uğratan ama kendisine çıkar sağlayan işlemlere devam ettiğini belirterek öncelikle, yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptali talep edilen 27.06.2019 karar no.lu 27.06.2019 tarihli “Hisse Devir Kabulü Hk” konulu yönetim kurulu kararının icrasının ve yürütmesinin geri bırakılmasına yani kararın uygulamasının durdurulmasına, …. ve Tic. A.Ş.’nin gerçekte hangi tarihte yapıldığı dahi belirli olmayan ekte yer alan 27.06.2019 karar nolu 27.06.2019 tarihli “Hisse Devir Kabulü Hk” konulu yönetim kurulu kararının ve …’den …’e yapılan hisse devir işlemlerinin yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptaline, şirket Ortak ve Yöneticileri arasında devam eden davalar ile husumet bulunduğundan hali hazırda Yönetim Kurulu Başkanı olan …’in şirketi kendi menfaatleri doğrultusunda usulsüz, yasaya aykırı işlemler ile yürütmesinden dolayı; şirketin, şirketin ortaklarının ve 3. Şahısların zarar görmemesi için öncelikle şirkete Yönetim Kayyım’ı atanmasına, mümkün olmaması halinde ise davalar kesinleşinceye kadar Denetim Kayyım’ı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı …’in dava dilekçesinde yer alan vakıaların gerçeği yansıtmadığını,mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını ve bu durumun H.M.K. md. 29’a da aykırı olduğunu, huzurdaki davanın, davaya konu yönetim kurulu kararı alındıktan bir seneyi aşkın bir süre sonra açıldığını, davanın açılmasınnı kötüniyetli ve T.M.K. md. 2’ye aykırı olduğunu, davacı ile müvekkili şirket yönetim kurulu başkanı … ve annesi … ile aralarındaki ailevi sorunlardan ve mirastan kaynaklı olarak yaklaşık 20’yi aşkın dava bulunmakta olup; huzurdaki davanın açılması da bu davalara bir yenisinin eklenmesinden ibaret olduğunu, davacının 2019 yılının ortalarından beri müvekkili şirkete ve müvekkil şirket yönetim kurulu üyelerinden …’e sürekli davalar açarak, gerek müvekkili gerekse de annesi …’i psikolojik olarak bezdirmeye çalıştığını, yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini talebinin, yürütmeyi durdurma talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; davalı şirketin 27/06/2019 tarihli … sayılı yönetim kurulu kararının ve pay devrinin yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davalı şirketin 27/06/2019 tarihli yönetim kurulu kararının ve dava dışı … ile … arasında yapılan hisse devir sözleşmesinin geçersiz olup olmadıkları noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış; ….Aslile Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, ….Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celbedilmiş, davalı ticaret sicil dosyası örneği getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle ticaret sicilinde kayıtlı yasal ikametgahının (şirket merkezinin ) mahkememizin yargı yetkisinin bulunduğu idari sınırlar içinde kaldığı saptandığından, uyuşmazlığın çözümünde HMK. nun 14/2 maddesi hükmü gereğince mahkememiz kesin yetkilidir. Davacının davalı şirketin paydaşı olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur.
6102 sayılı TTK nın 391.maddesi hükmüne göre; pay sahipleri yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitini mahkemeden isteyebilir. Davacının pay sahibi sıfatı ile bu davayı açmakta aktif husumeti bulunmaktadır.
Geçersizliği iddia olunan 27/06/2019 tarihli yönetim kurulu kararı örneği celbedilerek incelenmiş, Şirket ortaklarından …’in sahibi olduğu 1.586.800 adet hissesinin tamamını, şirket ortaklarından …’e devrettiğini bildirmesi nedeniyle, devir keyfiyetinin kabulü ile pay defterine işlenmesine karar verildiği, kararın Yönetim kurulu başkanı … ve yönetim kurulu üyesi … tarafından imzalandığı, …’in imzasının bulunmadığı görülmüştür.
6102 Sayılı TTK’nun Yönetim Kurulu Toplantılarında alınacak kararlara yönelik 390. Maddesi aşağıdaki şekildedir:
” (1) Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Bu kural yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması hâlinde de uygulanır.
(2) Yönetim kurulu üyeleri birbirlerini temsilen oy veremeyecekleri gibi, toplantılara vekil aracılığıyla da katılamazlar.
(3) Oylar eşit olduğu takdirde o konu gelecek toplantıya bırakılır. İkinci toplantıda da eşitlik olursa söz konusu öneri reddedilmiş sayılır.
(4) Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Onayların aynı kâğıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği için gereklidir.
(5) Kararların geçerliliği yazılıp imza edilmiş olmalarına bağlıdır.”
6102 Sayılı Kanunun batıl kararlar başlıklı 391 maddesine göre;
” (1) Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle;
a) Eşit işlem ilkesine aykırı olan,
b) Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen,
c) Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren,
d) Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin, kararlar batıldır.”
Davalı Şirket’in üç yönetim kurulu üyesinin bulunduğu, TTK’nın 390/1. maddesi gereğince toplantıda iki üyenin katılımı ve oyuyla karar alındığı; ancak davacı yönetim kurulu üyesinin bu toplantıdan haberdar edildiğine dair bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır. TTK’nın 390/4. maddesi gereğince, üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararlarının kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı karar şeklinde yazılmış önerisine en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. TTK’nın bu hükmüne göre çağrısız yönetim kurulu toplantısı yapılması mümkün ise de, önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Bu hususu ispat yükü davalı üzerindedir. Davalı tarafça iptali talep edilen yönetim kurulu kararının öneri aşamasında davacıya yapıldığı ispat olunamamıştır. TTK’nun 390/4 fıkrası bu hususu açıkça geçerlilik şartı olarak kabul ettiğinden, artık etki kuralı uygulanmaz(bkz Yargıtay 11 H.D’nin 08/11/2018 tarihli 2016/13709 E. 2018/6448 K. Sayılı ilamı) . Davacı tarafça kararın yok hükmünde olduğunun tespiti istenilmiş ise de; TTK’nun 390/4 maddesi ile TTK’nun 391 maddesi birlikte değerlendirildiğinde, anılan karar TTK’nun 391 maddesi uyarınca anonim şirketin temel yapısına uymayan mahiyette bulunduğundan butlan ile malul olduğu sonucuna ulaşılmış, bu nedenle, davacının 27/06/2019 tarihli yönetim kurulu kararının yoklukla olduğunun tespiti talebi yönünden talebin kısmen kabulüne, ilgili yönetim kurulu kararının TTK 390/4 fıkrası uyarınca batıl olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmiştir.
Davacı yanın; dava dışı …’in sahibi olduğu 1.586.800 adet hissesinin tamamını, şirket ortaklarından …’e devrine yönelik hisse devir sözleşmesinin iptaline ilişkin talebi yönünden ise; anılan sözleşmenin tarafı olmayan davalı şirketin pasif husumetinin bulunmadığı anlaşılmış ve bu talep yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının hisse devir sözleşmesinin yoklukla malul olduğunun tespiti talebi yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine,
2- Davacının 27/06/2019 tarihli yönetim kurulu kararının yoklukla olduğunun tespiti talebi yönünden talebin kısmen kabulüne, ilgili yönetim kurulu kararının TTK 390/4 fıkrası uyarınca batıl olduğunun tespiti ile iptaline,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubuna,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 166,90 TL yargılama giderinin 83,45-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,

Dair taraf vekillerini yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır