Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/410 E. 2021/346 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/410 Esas
KARAR NO : 2021/346

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ: 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili şirkete ait … plakalı araç ile … plakalı araç arasında 21/06/2018 tarihinde …’da meydana gelen trafik kazası neticesinde, müvekkili şirkete ait araçta KDV dahil 9.590,56-TL tutarında maddi hasar oluştuğunu, bu hasarın müvekkili şirketçe giderildiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğunu, müvekkili şirket araç sürücüsünde ise herhangi bir kusur bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından ZMMS kapsamında söz konusu zararın karşılanması için tüm hasar evrakları ile birlikte karşı aracın … numaralı sigorta poliçesine başvurulduğunu ve … numaralı hasar dosyası açıldığını, başvuru neticesinde KDV dahil fatura tutarı olan 9.590,56-TL’nin kusur oranında müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini ancak davalı … Sigorta tarafından 11.09.2018 tarihinde müvekkili şirketle bir bağlantısı olmamasına ve araç ruhsat sahibinin müvekkili şirket olduğunun bilinmesine rağmen …Tic. A.Ş. firmasına 6.095,73-TL ödeme yapıldığını, defalarca davalı şirkete müvekkil şirketçe başvurulmasına rağmen işbu yanlışın düzeltilmediğini ve konu dosya ile ilgili müvekkil şirkete hiçbir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirket zararının sigorta şirketince giderilmesi gerektiğinden huzurdaki davayı ikame etme zorunluluklarının doğduğunu beyanla davanın kabulü ile 7.192,92-TL hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili 18/10/2020 tarihli dilekçesinde ve özetle; müvekkil şirket tarafından 11.09.2018 tarihinde 6.095,73 TL’nin sehven … firmasına ödendiğini, … A.Ş. tarafından para iadesi yapılmadığından davacı tarafa ödeme yapılamadığını, davayı 6.095,73-TL bakımından kabul ettiklerini, davacı tarafından yansıtma fatura sunulmadığından müvekkili şirketin KDV’den sorumlu olmadığını, bu nedenle fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; maddi tazminat davasıdır.
HMK’nun 320/2 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; dava konusu kazada tarafların kusur durumunun ne olduğu, … plakalı araçta kaza sonucu meydana gelen gerçek hasar tutarının ne olduğu, davacının davalıdan alacağının varlığı ve miktarı ile KDV’nin talep edilip edilemeyeceği noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, hasar dosyası, trafik kayıtları celbedilmiş ve tramer kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Davayı kabul, HMK’nın 308 vd. Maddelerinde düzenlenmiştir. HMK md.308: ”(1) Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. (2) Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.” , HMK md.309 ise; ”(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (3)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (4)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. ” şeklindedir.
Davayı kabul HMK’nın 308.maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davacı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK’nın 309.maddesi hükmüne uygun olarak davalının davacının talep sonucuna kısmen veya tamamen muvafakat etmesinin mahkemece saptanması halinde kabul nedeni ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekir. Davalının davacının talep sonucuna kısmen muvafakat bildirimi de HMK’nın 309.maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle Mahkememizce davanın 6.095,73-TL’lik kısmının kabul nedeniyle kabulüne karar verilmiştir. Zira davalı davacının talep sonucunun 6.095,73-TL’lik kısmına muvafakat ettiğinden davaya konu trafik kazasında sigortalı şirketin sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğunu da zımnen kabul etmiştir.
6098 Sayılı Kanun’un 49.maddesi uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkalarına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bu sorumluluğun hukuki niteliği kusur sorumluluğu olup haksız fiil failinin sorumluluğu bu madde kapsamında değerlendirilir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği ise kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesi ile motorlu araç işleten veya teşebbüs sahibine zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma mecburiyeti getirilmiştir. Bu düzenleme ile sigortacının, motorlu taşıt işletenin veya teşebbüs sahibinin motorlu taşıtın işletilmesinden doğan sorumluluğunu teminat ile sınırlı olmak üzere karşılaması amaçlanmıştır. Aynı kanunun 92 maddesinde ise zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı tahdidi biçimde sayılmıştır. Maddeye göre; aşağıdaki hususlar zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu dışındadır:
“a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”
İddia, savunma ve dosya içeriği deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf, kendilerine ait … plakalı araç ile … plakalı araç arasında 21/06/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacı şirkete ait araçta KDV dahil 9.590,56-TL tutarında maddi hasar oluştuğu, bu hasarın kendilerince giderildiği, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu, davalı şirket tarafından ZMMS kapsamında söz konusu zararın karşılanması için davalıya başvurulduğu, başvuru neticesinde KDV dahil fatura tutarı olan 9.590,56-TL’nin kusur oranında davacı şirkete ödenmesi gerektiği ancak davalı … Sigorta tarafından 11.09.2018 tarihinde davacı şirketle bir bağlantısı olmamasına ve araç ruhsat sahibinin davacı şirket olduğunun bilinmesine rağmen … Tic. A.Ş. firmasına 6.095,73-TL ödeme yapıldığı, defalarca davalı şirkete başvurulmasına rağmen işbu yanlışın düzeltilmediği ve konu dosya ile ilgili davacı şirkete hiçbir ödeme yapılmadığı, müvekkili şirket zararının sigorta şirketince giderilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf ise, açılan davayı 6.095,73-TL bakımından kabul ettiklerini, davacı tarafından yansıtma fatura sunulmadığından müvekkili şirketin KDV’den sorumlu olmadığını, bu nedenle fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Her ne kadar davalı sigorta şirketi taraflarına yansıtma fatura sunulmadığından davalı şirketin KDV’den sorumlu olmadığını belirtmişse de; Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 02/10/2017 tarih, 2016/16052 Esas ve 2017/8418 Karar sayılı ilamında; ”…Sigortacı, ZMSS sözleşmesinden kaynaklanan tazmin borcunu yerine getirirken gerçek zararı ödemekle yükümlü olarak, aracın onarımı yapılsın ya da yapılmasın, onarıma ilişkin fatura olsun ya da olmasın hasar bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisini de (3065 sayılı KDV Kanunu uyarınca) zarar görene ödemek zorundadır…” şeklinde belirtildiği, dolayısıyla davalı yanın aracın onarıma ilişkin fatura olsun ya da olmasın hasar bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisini de (3065 sayılı KDV Kanunu uyarınca) zarar görene ödemek zorunda olduğundan Mahkememizce 1.097,19-TL’lik istemi yönünden de davacı yanın talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle Mahkememizce aşağıda yazılı bulunan hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının hasar bedelinin tazmini isteminin 6.095,73-TL’lik kısmının kabul nedeniyle KABULÜNE, -taleple bağlı kalınarak- 1.097,19-TL’lik istemi yönünden de talebin KABULÜNE, toplam 7.192,92-TL’nin kaza tarihi olan 21/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 491,34-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 122,84-TL harcın mahsubuna, eksik kalan 368,50-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 122,84-TL peşin harç ve 89,50-TL posta masrafları olmak üzere toplam 266,74-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/04/2021

Katip
¸

Hakim ¸