Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/390 E. 2022/321 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/390
KARAR NO : 2022/321

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/02/2018
KARAR TARİHİ : 25/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait olan … plakalı aracın kaza tarihinde şirket bünyesinde çalışmakta olan davalı …’e 06/01/2016 tarihli zimmet protokolü ile zimmetlendiğini, aracın bu şahsın kardeşi olan diğer davalı …’in kullanımında iken 09/04/2016 tarihinde meydana gelen kaza dolayısıyla büyük bir hasara uğradığını, aracın davalı … Sigorta A.Ş.’nin … poliçe nolu kasko sigorta poliçesi ile kasko sigortası mevcut olup araç kaza sonrasında sigorta şirketinin anlaşmalı servisine götürüldüğünü ve hasar dosyasının açıldığını, taraflarınca … 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunulmuş olduğunu, dosyaya sunulan 29/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda kaza nedeniyle araçta meydana gelen hasarın parça ve işçilik tutarının KDV hariç 31.804,87 TL olduğunu, rayiç değerinin 30.000,00 TL kasko değerinin 41.921,00 TL olduğunu, oluşan ağır hasa rnedeniyle tam zayi kabul edilmesinin yerinde olduğunun belirtildiğini, davalı sigorta şirketinin ise kasko poliçesi kapsamında pert olan aracın rayiç değerini tazmin ile sorumlu olduğunu, sigorta şirketinin kabul edilebilri bir hukuki gerekçe ileri sürmeden genel ifadelerle hasarın teminat kapsamı dışında olduğundan bahisle ödeme yapmayı reddetmesinin hukuka uygun olmadığını beyan ederek kaza dolayısıyla pert olan müvekkili şirkete ait aracın kaza tarihindeki rayiç değer tutarı ile birlikte tespit davası giderlerinden mahkememizce yapılacak bilirkişi incelemesi ile belirlenecek rayiç değer tutarına gre fazlaya ilişkin talep dava ıslah haklarının mahfuz olmak üzere şimdilik 32.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tazminini, masraf ve ücreti vekaletin de davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza neticesinde meydana gelen zararlar Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.10 maddesi uyarınca teminat dışı olduğunu, kazanın ardından tanzim edilen Kaza Tespit Tutanağında, sigortalı … plakalı aracın sürücüsünün tespit edilemediğini, sürücünün olay yerinden ayrıldığının belirtildiğini, dava konusu kaza sonrasında tanzim edilen Kaza Tespit Tutanağına göre sürücü tespit edilemediğini, dolayısıyla araç sürücüsünün olay yerinden ayrılarak kaza tutanağı tutulmasını beklemediği ve zorunlu bir hal olmaksızın olay yerini terk ettiği sabit olduğundan, dava konusu zararların Genel Şartlar A.5.10 maddesi uyarınca teminat dışında kaldığını, hasar ihbarı üzerine yapılan ekspertiz incelemelerinde araçta meydana gelen hasar miktarının işçilik dahil 13.553,22 TL olduğunun tespit edildiğini beyan ederek Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.10 maddesi uyarınca teminat dışı kalan hasara ilişkin haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, Yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, 09/04/2016 tarihli ölümlü/yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağı, … 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyası, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin yazı cevabı, … plakalı aracın trafik kaydı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizin 15/04/2021 tarihli duruşmasında,
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Sigorta Uzmanı bilirkişi …, Makine Yüksek Mühendisi bilirkişi …ve Adli Trafik bilirkişisi …’dan oluşan bilirkişi heyetince hazırlanan 06/10/2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; … plakalı aracın sürücüsü …’in; meydana gelen trafik kazasında %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı kamyonette meydana gelen hasarların, kazanın oluş şekli ile uyumlu olduğu, 2016 yılı KASKO değerinin 41.921,00 TL, rayiç değerinin 30.000,00 TL olduğu, … plakalı kamyonette meydana gelen ağır hasar nedeniyle tam zayi kabul edilmesinin yerinde olduğu, Mahkememiz tarafından sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için olay yerinden ayrıldığına kanaat getirilmesi durumunda, hasarın kasko teminatı kapsamı dışında kalacağı, Mahkememiz tarafından sürücünün zorunlu hallerden olan tedavi amaçlı sağlık kuruluşuna gitme amacıyla olay yerinden ayrıldığına hükmedilmesi durumunda, dava konusu araçta meydana gelen hasarın bu yönde teminat kapsamında olacağından hasarın davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olacağı, … plakalı kamyonetin 09/04/2016 tarihindeki kaza nedeniyle meydana gelen hasarının onarımının ekonomik olmaması sebebiyle aracın, pert/total olarak değerlendirilmesi, hasarlı halindeki sovtaj bedeli olan 16.600,00 TL’nin rayiç bedeli olan 30.000 TL’den mahsup edilmesi sonucunda gerçek hasarın 13.400 TL olacağı, hasarlı halinde aracın davacı şirkette kalması durumunda, davalı sigorta şirketinin 13.400,00 TL’den sorumlu olacağı, aracın hasarlı halinde sigorta firmasına bırakılmış olması durumunda ise rayiç değeri olan 30.000,00 TL’den sorumlu olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız fiil kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereğince maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2018/130 Esas sayılı dosyasında; 6100 sayılı HMK’nın 167. maddesi gereğince, davalı … ve davalı … yönünden açılan araç hasar tazminatı davasının tefrikine karar verilmiş ve bu davalılar yönünden dava dosyası Mahkememizin 2019/136 Esas sırasına kaydedilmiştir.
Davaya bakmakla görevli Mahkemelerin İstanbul Tüketici Mahkemeleri olduğundan bahisle Mahkememizin 06/03/2019 tarih, 2018/130 Esas ve 2019/232 Karar sayılı karar ile görevsizlik karar verilmiş, dava dosyası … 6. Tüketici Mahkemesine tevzi edilmiş, … 6. Tüketici Mahkemesi’nin 12/02/2020 tarih, …Esas ve … Karar sayılı karşı görevsizlik kararı uyarınca merci tayini bakımından dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 07/07/2020 tarih, 2020/617 Esas ve 2020/1458 Karar sayılı ilamı ile Mahkememizin görevli olduğunu belirlenmiş ve dava dosyası Mahkememizin iş bu esas sırasına kaydedilmiştir.
Kasko Genel Şartları A.5.4.maddesinde aracın gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar; A.5.5.Aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar; A.5.10.Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması teminat dışı hal olarak sayılmıştır.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 1409/1 ve 1410. maddeleri uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı Yasanın 1409/2. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5. maddesi ve 6102 sayılı TTK’nın 1446. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminatı içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer. Sigortacı, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde oluştuğunu ve bu oluş şeklinin sigorta teminatı dışında kaldığını soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlamak zorundadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 09/04/2016 tarihli trafik kazasında davacıya ait aracın hasara uğraması nedeniyle bedelini davalı sigorta şirketinden kasko sigorta poliçesi kapsamında isteyip isteyemeyeceği ve sürücünün olay yerinden ayrılması nedeniyle teminat dışı hal bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir.
09/04/2016 tarihinde davacı şirkete ait … plakalı araç sürücüsünün tek taraflı oalrak yoldan çıkarak bahçe istinat duvarına çarptığı anlaşılmıştır. 09/04/2016 tarihli ölümlü/yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsü tespit edilememiştir. Tutanağa göre trafik kazası gece 01:00 sıralarında meydana gelmiştir. 11/04/2016 tarihinde dava dışı … plakalı aracın sürücüsünün kendisi olduğunu beliriterek …Polis Merkezi Amirliği’nde ifade vermiştir. Trafik kazasında gece saatlerinde meydana gelmiş olması ve araç sürücüsünün kazadan 2 gün sonra kolluk kuvvetlerine başvurarak ifade vermiş olması ile bu nedenle alkol raporunun da alınamamış olması dikkate alındığında davacı, Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5. maddesi ve TTK’nın 1446/2 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini yerine getirmediğinden, ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü davacı sigortalıya geçmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/11677 Esas ve 2017/6905 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır. Bu durumda da davacı taraf a ait aracı kullanan kişinin alkollü olmadığını ispat yükü davacı üzerinde bulunmaktadır. Olay anında davacıya ait aracı kullanan sürücünün alkollü olmadığını ve zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığı da davacı tarafça ispat edilememiş olup hasarın Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.10 kapsamında teminat dışı olduğunun kabulü ile davanın reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, davacı taraftan peşin olarak alınan 546,48 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, artan 465,78 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan gider-delil avansı veya yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa davacı tarafça yatırılan gider-delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra davacı tarafa iadesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/04/2022
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*