Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/39 E. 2021/631 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/184
KARAR NO : 2021/632

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/03/2020
KARAR TARİHİ : 23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı …Tic. Ltd. Şti’de yaklaşık olarak 4-4,5 yıl boyunca SGK’lı muhasebeci olarak çalıştığını, müvekkilinin davalı … Şti tarafından … 33. Noterliğinin …tarihli … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile şirket işlerinin yürütülmesi için yetkili kılındığını, aynı şekilde davalı …Tic. Ltd. Şti tarafından da … 33. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile şirket işlerinin yürütülmesi için yetkili kılındığını, müvekkilinin davalı şirketlerin vermiş olduğu vekaletnamelere istinaden mobil bankacılık dahil para aktarma yetkisine olup şirket çalışanlarının gayri resmi harcamaları dışında ortakların da şahsi harcamalarının çıkışlarını yaptığını, davacı müvekkilinin işe girdiği tarihten işten çıkış tarihine kadar davalı şirketler tarafından müvekkilinin şahsi hesabı üzerinden harcamalar yapıldığını, işbu harcamalar gerek otel ücretleri gerekse kredi kartı ödemeleri şeklindeki harcamalar olduğunu, davalı şirketler tarafından davacı müvekkilinin bankalarda işlem yapmaya da yetkilendirildiğini, müvekkilinin …, … ve son zamanlarda … Bankası ile çalıştığını, davalılar ise …, … ve … Bankaları ile çalıştığını, müvekkilinin işe girdiği 2014 yılından itibaren hem müvekkiline hem de davalı şirketlere ait hesap hareketleri ve dava şirketlerin defter ve belgeleri incelendiğinde müvekkilinin suçsuz olduğu ve herhangi bir borcunun olmadığı açıkça ortaya çıkacağını, davacı müvekkili ile davalı şahıs … arasında da herhangi bir hukuki ticari, fiili iş ilişkisi de bulunamadığını, iş bu durumun davalıların kötüniyetli olarak takip yaptıklarının açıkça ispatı olduğunu, davacı müvekkilinin işten çıkmasından önceki 4 aya ilişkin olarak davalılar tarafından güveni kötüye kullandığına, uhdesine para geçirdiğine ilişkin iddialarda bulunulduğunu, Müvekkiline baskı altına ve uhdesine geçen bir para olmamasına rağmen 31/12/2018 tarihli “113.153,00 TL zimmetine geçirdiğine ve buna ilişkin olarak 4 adet senet imzaladığının yazılı olduğu” bir belge imzalatıldığını, bu belgenin imzalamasından sonra davalılar müvekkili ile 20 gün daha çalıştığını ve para çekilmesine imkan verildiğini, davalılar tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu ve … 39. Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile müvekkilinin iş bu olayın mağduru olmasına rağmen yargılandığını, söz konusu ceza dosyasında davalılar tarafından ilk etapta düzenlenen tutanakta 119.000,00 TL zarar belirtilmiş ise de ilk celse de bu zararın 200.000,00 TL olduğu ifade edilmiş ve icra takibine konulan miktarın ise 156.000,00 TL olduğunu, açıkça görüleceği üzere davalılar tarafından çelişkili beyanlarda bulunulduğunu, müvekkilinin suçsuz ve bir borcu olmamasına rağmen davalılar tarafından müvekkili aleyhine farklı mercilerde farklı miktarlarda şikayette ve işlemlerde bulunulduğunu, iş bu durum da müvekkilinin mağduriyetini açıkça ispat ettiğini, davalılar tarafından baskı altında imzalatıldığı iddia edilen söz konusu senetler hakkında müvekkilinin aleyhine … 5. İcra Müdürlüğü’nün …-…-… ve … E. Sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bir borcu olmamasına rağmen davalılarca başlatılan işbu icra takiplerinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, davalılar ile davacı müvekkili arasında ticari ve hukuki hiçbir ilişki bulunmadığını, davalının yasaya aykırı bir şekilde davacı aleyhine takip yapması, davalının kötüniyetli olması dikkate alınarak telafisi güç ve imkansız zararlara sebebiyet verilmemesi açısından “İİK 72. Maddenin 3. Fıkrası kapsamında paranın alacaklıya ödenmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini , davalarının kabulünü, …. 5. İcra Müdürlüğü’nün …, …, …, … E. Sayılı dosyaları davalılar-alacaklılara borçlu olmadıklarının tespitini, takibin iptalini, davalılar aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının, davalı müvekkili lehine 18.850,00 TL, 46.452,00 TL ve 8.765,00 TL bedelli bonoları düzenleyerek kambiyo taahhüdünde bulunduğunu, vade tarihinde bonoların ödenmemesi sebebiyle, … 5. İcra Müdürlüğü… E. Ve… E. Sayılı dosyalar ile davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, takipten sonra ödeme emri borçluya tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davacının takibe ve takibe dayanak bonolara herhangi bir itirazda bulunmadığını ve imzasını ikrar ettiğini, davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibinden sonra açılan İİK’nun 72. Maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
10/12/2020 tarihli ön inceleme duruşması (8) nolu ara kararı 6100 sayılı HMK’nun 167. Maddesi uyarınca davacının … Ltd. Şti hakkındaki davasının tefrikine karar verilmiş, tefrik edilen davanın Mahkememizin 2020/746 esas sırasına kaydedildiği ve 29/12/2020 tarihinde pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
10/12/2020 tarihli ön inceleme duruşması (9) nolu ara kararı 6100 sayılı HMK’nun 167. Maddesi uyarınca davacının … hakkındaki davasının tefrikine karar verilmiş, tefrik edilen davanın Mahkememizin 2020/747 esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Davacının iddiası davalı şirkette muhasebeci olarak çalıştığı dönemdeki harcamalar nedeniyle davalı tarafça bonoların baskı altında alındığı ve davalıya herhangi bir borcu olmadığına ilişkindir. Davacının iş bu dava davalısı … Şti.’de icra takip konusu olan bonoların düzenleme tarihleri olan 31/12/2018 tarihinde çalıştığı dosyada yer alan hizmet döküm cetvelleri ile sabittir. Her ne kadar bono, kambiyo senedi olarak TTK’nda düzenlenmiş ise de kambiyo senedinin doğumuna neden olan temel ilişki işçinin iş akdine aykırı davrandığı iddiasına dayandığı anlaşılmakla uyuşmazlığın çözümünde iş hukuku hükümlerinin uygulanması gerektiği ve yargılama görevinin iş mahkemesinin görev alanına girdiği kanaatine varılmıştır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/16952 Esas, 2017/7131 Karar, 2016/19351 Esas, 2017/5869 Karar ve 2013/16974 Esas, 2014/1580 Karar sayılı içtihatları da bu doğrultudadır. Bu nedenle mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, davanın, HMK’nun 115/2. maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, süresi içerisinde talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul İş Mahkemesi’ne gönderilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; Davanın, HMK’nun 115/2. maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul İş Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır