Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/374 E. 2023/84 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/374 Esas
KARAR NO : 2023/84

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2019
KARAR TARİHİ : 07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirketin kaba inşaat alanında faaliyet göstermekte olduğunu, bu kapsamda davalı şirket ile proje, şartname ve sözleşmeye uygun olarak beton- demir İşçiliği ve malzemeli kalıp işçiliği yapılması amacıyla … tarihli, …numaralı “Taşeron Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkili üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini ve işi gereği gibi teslim ettiğini, müvekkilinin sözleşme kapsamında üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen ödenmesi gereken hak edişlerden teminat kesintileri yapıldığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin hakeoişlerinden kesilen nakdi teminatın geçici kabulün ardından iadesi gereken %1 lik teminatın iade edilmediğini, davalı şirketin nakdi teminat iadesinin külfetine gerekçe yaratmak adına kesin kabul tutanaklarının imzalanmasından imtina ettiğini, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi için davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, ihtarlara olumlu yanıt alınamadığını iddia ederek; davanın kabulü ile 21.07.2015 tarihli “Taşeron Sözleşmesi” uyarınca müvekkili şirketin hak edişlerinden kesilen bilirkişi hesabından sonra harç ikmali yapılarak artırılmak kaydıyla belirsiz olarak şimdilik 10.000 TL nakdi teminatın denkleştirici adalet ilkesi gereği paranın alım gücündeki azalmayı da kapsar şekilde, kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ve ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekâlet ücreti alacağının karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından Uyap üzerinden gönderilen 07/02/2022 tarihli ıslah dilekçesinde ve özetle; tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinden davalının müvekkiline 670.071,41 TL borçlu olduğunun kök ve ek raporda tespit edildiğini, geçici kabulün yapılması üzerine teminatın 1/3’ü olan 233.357,14 TL davalı tarafça ödenmemiş ve müvekkilinin mağduriyetine sebep olunduğunu, bilirkişi ek raporunda bu bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince karşılığı olarak 317.339,12 TL olarak tespit edildiğini, ancak teminatın geri kalan 2/3’ünün iadesi konusunda ise bilirkişi heyetince hesaplama yapılmadığını, 28.05.2018 tarihli yapı kullanma izin belgesinin alınmasıyla sözleşme kapsamındaki işlerin eksiksiz ve ayıpsız olarak tamamlandığı ve kesin kabulün fiili olarak yapılmış olduğu bilirkişi heyetince de kabul edildiğinin açıkça ifade edildiğini, SGK’dan alınan 30.09.2017 tarihli borçsuzluk belgesinin de mahkeye sunulduğunu, borçsuzluk belgesi ile ilişiksiz belgesi aynı şeyi ifade ettiğini, kesin kabul için gereken tüm şartların sağlandığı göz önüne alındığında, bilirkişi raporunda teminatın 1/3’ü için denkleştirici adalet ilkesi gereğince 223.357,14 TL’nin karşılığı olan 317.339,12 TL haricinde, 670.071,41 TL’den geriye kalan 446.714,27 TL’nin denkleştirici adalet ilkesi gereğince; buna göre 28.05.2018 kesin kabul tarihindeki 446.714,27 TL’nin 02.08.2019 tarihindeki karşılığı 446.714,27 x 1,2465 = 556.829,33 TL olduğunu, O halde teminatın 2/3′ üne karşılık gelen 556.829,33 TL ve 1/3′ üne karşılık gelen 317.339,12 TL’nin toplamıyla şimdilik 10.000,00 TL olan taleplerini denkleştirici adalet ilkesi gereğince 874.168,45 TL’ye artırıldığını, kesin kabulün fiilen gerçekleştiği, kesin kabul için gerekli şartların tamamının sağlandığı göz önüne alınarak bedel artırım dilekçemiz doğrultusunda kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ve ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın taraflar arasındaki yetki sözleşmesine aykırı bir biçimde yetkisiz mahkemede açıldığından davanın esasına girilmeksizin usulden reddi gerektiğini, somut uyuşmazlıkta belirsiz alacak davasının şartları oluşmadığından belirsiz alacak davası olarak açılan huzurdaki davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, uyuşmazlıkta sözleşmeye ve hukuka uygun şekilde müvekkili şirket uhdesinde bulundurulan nakdi teminatın iadesinin talep edilebilmesi hukuken mümkün olmadığını, somut uyuşmazlıkta gelinen aşamada, davacı tarafından müvekkili şirkete sunulmuş bir belge bulunmadığı gibi davacı şirket işçileri tarafindan davacı ve müvekkili şirket taraf gösterilerek açılmış ve halen derdest durumda olan işçilik alacakları davaları da mevcut olduğunu, ayrıca …30. Asliye Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyası kapsamında davacının sorumluluğunda bulunan kişilerin taraf olduğu iş kazası konulu bir dava da mcvcut olduğunu, söz konusu dosyalar kapsamında müvekkili şirket nezdinde doğmuş/doğacak her ne isim altında olursa olsun tüm zararların karşılığına ilişkin tüm talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını, davacı işçilerinin tüm işçilik alacaklarının, SGK primlerinin vs. eksiksiz ödenmiş olması ve bu ödemelerin yapıldığına dair ödeme makbuzlarının, işçilik bordrosu ve prim bordrolarının müvekkili şirketle paylaşılması şartları yerine getirilmeksizin ve hâlihazırda davacı şirket işçileri tarafından davacı ve müvekkili şirket taraf gösterilmek suretiyle açılmış derdest işçilik alacakları ve ceza davaları mevcut iken huzurdaki dava ile ileri sürülen nakdi teminatların iadesi talebinin hukuka aykırı olduğun, davacı tarafından belirlenen faiz başlangıcının da hukuka aykırı olduğunu, müvekkili Şirket temerrüde düşürülmeksizin temerrüt faizi işletilmesinin hukuken mümkün olmadığını savunarak; davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesi mümkün olmayan huzurdaki davanın hukuki varar yokluğundan reddine, davacıya eksik harcın tamamlanması için kesin süre verilmesine ve harcın bu süre içerisinde tamamlanmaması halinde dosyanın işlemden kaldırılmasına, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; taraflar arasında kurulan sözleşme ilişkisine dayalı alacağın tahsiline yönelik olarak açılan davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; Taraflar arasında taşeron sözleşmesi bulunduğu konusunda bir uyuşmazlığın bulunmadığı, davada ihtilafın, taşeron sözleşmesi uyarınca davacı şirketin hakedişlerinden kesilen nakdi teminatın denkleştirici adalet ilkesi gereği, kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili talebinin yerinde olup olmadığı noktasında olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişiler SMMM …; Ticaret Hesap Uzmanı …, … tarafından düzenlenen 17/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı taşeron tarafından sözleşme konusu imalat işlerinin geçici Kabulünün yapılmış olduğu, sözleşmenin ilgili maddeleri gereğince kesilen nakdi teminatın 1/3 ü olan 223.357,14TL. nin iade edilmesinin uygun olduğu, 02.07.2017 tarihinden itibaren direnim faizi istenebileceği, geçici teminatın kalan %2 lik kısmının istenebilme koşullarının oluşmadığı, bu konuda son taktirin Mahkemeye ait olduğu, Mahkemece görev verildiği taktirde kesilen nakdi teminatın 1/3 ü olan 223.357,14 TL’nin dava tarihi itibariyle “denkleştirici adalet ilkesi” uyarınca ulaştığı değerin emsal Yargıtay kararlarında açıklanan şekilde hesaplanabileceği belirtilmiştir.
Bilirkişiler SMMM …; Ticaret Hesap Uzmanı …,… tarafından düzenlenen 20/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; taraflar arasında bağıtlanan sözleşme ile alt yüklenici davacı tarafından yapımı üstlenilen işlerin eksik veya ayıplı olduğu yönünde bir iddia ve uyuşmazlık bulunmadığı, sözleşme konusu işlerin geçici kabulünün 28.11.2017 tarihinde yapıldığı ve 04.12.2017 tarihinde davalı iş sahibi şirket tarafından onaylandığı, dava konusu projeye 28.05.2018 tarihinde “Yapı Kullanma İzin Belgesi” alındığı, bu şekilde işlerin bu tarihten önce eylemli olarak kesin kabulünün yapıldığının söylenebileceği, sözleşme uyarınca hakkedişlerden kesinti suretiyle sağlanan nakdi teminatların toplamının 670.071,41 TL. olduğu konusunda taraflar arasında bir çekişme bulunmadığı, Sözleşmenin “Nakdi Teminat” başlıklı “2.9.1” maddesinde, hakkedişlerden kesilen %3 oranındaki nakit teminatın %1’nin geçici kabulde iade edilmesi, kalan %2 lik kısmının ise Kesin Kabulün yapılması sonrası alt yüklenicinin kendisi ve taşeronları için SGK Borçsuzluk Belgesini ibraz etmesi şartlarına bağlandığı, geçici kabulün onaylandığı 04.12.2017 tarihi itibariyle davacı alt yüklenicinin SGK ya borcu olmadığına ilişkin BORÇSUZLUK BELGESİ aldığı, ancak dosyada sözleşmenin 2.11.1. Maddesinde sözü edilen ve teminatın iadesi için şart koşulan “….SGK ilgili müdürlüğünden alacağı “ilişiksiz belgesini” de iş bitiminde teminatların iadesi için işverene ibraz edecektir. Taşeronun bu konudaki kusur ya da ihmalleri İşverene sözleşmeyi fesih etme yetkisi verdiği gibi, gerekli ödemeleri, tahakkuk etmiş faizleri ile birlikte derhal Taşeronun istihkaklarından yetmediği taktirde teminatlarından resen yapma hakkını da vermiş olur. Taşeron, bu konudaki bir yazıyı SKG ilgili Müdürlüğünden getirmediği sürece İşverenden istihkaklarını talep edemeyeceği gibi teminatlarının çözümünü talep edemeyecektir…”şeklindeki düzenleme nedeniyle kalan teminatın iadesinin istenip istenemeyeceği konusunda son taktirin mahkemeye ait olduğu, nakit teminatların 1/3 nün 223.357,14 TL. kalan 2/3 nün ise 446,714,27 TL. olduğu, nakit teminatların 1/3 ü olan 223.357,14 TL nin “denkleştirici adalet ilkesi” uyarınca emsal Yargıtay kararlarında gösterilen şekle uygun olarak yapılan hesaplama sonucu dava tarihi itibariyle ulaştığı değerin 317.339,12 TL olduğu, açılan davada “denkleştirici adalet ilkesi” uyarınca bir hesaplama yapılıp yapılmayacağı husus da tümü ile Mahkemenin taktirinde olduğu, davacı vekilinin davalı asıl iş sahibine Beşiktaş 28. Noterliğinden gönderdiği 25.06.2019 tarihli 8122 yevmiye sayılı ihtarname ile 699.485,25 TL nakit teminat kesintisinin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 5 gün içinde kendilerine ödenmesini istediği, söz konusu ihtarnamenin hangi tarihte davalıya tebliğ edildiğine ilişkin bir bilgi olmadığı için, davalı şirketin bu ihtarnameye verdiği 02.07.2019 tarihli cevap ihtarnamesi ile istenen alacağı ödemeyeceğini bildirmiş olmakla, davalının 02.07.2019 tarihi itibariyle direnime düştüğünün söylenebileceği, taraf vekillerinin itirazları sonucu yeniden yapılan inceleme ve değerlendirmeye göre bir önceki kök raporumuzda yer alan nakdi teminatların iadesi koşulları hakkındaki görüşlerimizde bir değişiklik bulunmadığı hususu belirtilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları, ibraz olunan deliller , alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ;
Taraflar arasında, …, …, … Mahallesinde yapılacak olan …-si kapsamında “beton – Demir İşçiliği ve Malzemeli Kalıp İşçiliği” yapımı hususunda 21.05.2015 tarihli Taşeron Sözleşmesi imzalandığı,
Davacı tarafça, dava konu sözleşme kapsamında müvekkili şirketin hakediş lerinden Nakdi Teminat adı altında %3 oranında kesinti yapıldığı, bu kesintinin halen davalının uhdesinde bulunduğu, Geçici Kabulün yapılmasına rağmen iade edilmesi gereken %1 nakdi kesinti miktarının ödenmediği, Sözleşmenin “Teminatlar” başlıklı 2.9.1. maddesinde; hakedişlerden %3 (yüzde üç) oranında Nakdi Teminat Kesintisi yapılacağı, Geçici Kabul’de nakdi teminatın %1’i iade edileceği, kalan %2 nakdi teminat kesintisinin ise Kesin Kabul’ün ardından Taşeron’un kendisi ve Taşeronları için SGK Borçsuzluk Belgesi’ni ibraz etmesi şartı ile ödeneceğinin belirtildiği, davalı tarafından Geçici Kabul’ün yapılmış olup davalının da geçici kabul yapılmadığı şeklinde itirazının bulunmadığı, Sözleşmenin 2.2.1. maddesinde tüm kaba yapı imalatlarının tamamlanma tarihi olan geçici kabulden 1 yıl sonra Kesin kabulün yapılacağının belirtilmiş olmasına rağmen Geçici Kabul’ün üzerinden geçen zamana rağmen davalı şirket tarafınfan kesin kabul tutanağının imzalanmasından imtina edildiği, Geçici Kabul onayının alınması ve Manzara Adalar projesinde yaşamın başlamış olması davacının sözleşmede üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği anlamına gelmekte olup, toplu konut projesinde iskan alındığı, İskan alınması için SGK ve vergi dairesinden borçsuzluk belgesi alınmasının zorunlu olup Bu belgelerin alındığı, davacının projeden dolayı hiçbir SGK ve vergi borcunun bulunmadığı ,sözleşmede geçen ifade ile “SGK primleri ve işçi alacakları”nın ödendiği belirtilerek davanın kabulü talep olunmuştur.
Davalı tarafça iade koşullarının henüz gerçekleşmediği, SGK dan borçsuzluk belgesinin getirilmediği, müvekkili şirketin de taraf gösterildiği davalının işçilerinin pek çok alacak davası açtıkları ve devam eden bir ceza davasının olduğu ifade edilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
Sözleşmenin dava konusu ile ilgili maddeleri özetle aşağıdaki gibidir.
2.8. Geçici ve kesin kabuller:
2.8.1- Geçici kabul
Taşeron, İşlerin tamamlamasından 15 gün önce İşverene yazılı olarak Geçici Kabul işlemlerinin başlatılması yönünden isteğini bildirir. Geçici kabul sürecinin başlayabilmesi için as-build projelerin taşeron tarafından hazırlanarak, İşverene onaylatılmış olması gerekmektedir.
2.9- Teminatlar
2.9.1 Nakdi Teminat
Taşeronun hakedişinden %3 oranında nakdi teminat kesintisi yapılacaktır. Geçici kabulde nakdi teminatın %1 i iade edilecektir. Kalan %2 nakdi Teminat Kesintisi Kesin Kabul’ün yapılmasını müteakip Taşeronun kendisi ve Taşeronları için SGK dan Borçsuzluk belgesini ibraz etmesi şartı ile Taşerona ödenecektir.
2.11.1- Ödemelerin Durdurulması
Taşeron teknik personel bildirimini vermekte geciktiğinde, fiyat tespiti çalışması devam eden işlere başlamadığında, İşverenin uygun görmediği kişileri İş yerinden uzaklaştırmadığında, İş’lere başlamasının bildirildiği yerlerde işbaşı yapmadığında, durdurulmasının bildirildiği işlere devam ettiğinde, iş programına uymadığında, SGK na kayıtsız işçi çalıştırdığında, işçi bordrosu, prim bordrosu ve ödeme makbuzu suretleri hakediş ten önce verilmediğinde ya da verilen prim bordrosunun yeterli görülmediği, işçilerin ücretleri ve iş kanununa göre diğer hakları ödenme-diği, hakediş ekinde fatura verilmediği hallerde ve sözleşmenin diğer bölümlerinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmediği zaman hakediş ödemesi İşveren tarafından durdurulabilecek veya hakediş in bir kısmı ilave teminat olarak tutulabilecektir. ” hükmünü içerdiği görülmüştür.
Mali müşavir bilirkişi vasıtası ile taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ile,Davacı şirketin incelemeye ibraz ettiği 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin lehlerine kesin delil vasfına haiz olduğu ve ticari defterlerine göre, davalıdan 02.08.2019 dava tarihi itibariyle 126 Verilen depozito ve teminatlar hesabından kaynaklanan 670.071,41 TL tutarınca alacağının raporlandığı, Davalı şirketin incelemeye ibraz ettiği 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin lehlerine kesin delil vasfına haiz olduğu ve davalının incelemeye ibraz ettiği ticari defterlerine göre, davacıya 02.08.2019 dava tarihi itibariyle 426 Alınan depozito ve teminatlar hesabından kaynaklanan 670.071,41 TL tutarınca borcunun raporlandığı bu kapsamda dava tarihi itibariyle tarafların ticari defterlerinin birbirini teyit ettiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda uyuşmazlık; taraflar arasında mevcut 21.07.2015 tarihli taşeron sözleşmesinin “2.9.1” maddesi uyarınca işin devamı sırasında düzenlenen hakedişlerden %3 oranında kesinti yapılan ve toplamı 670.071,41 TL. olan nakit teminat kesintisinin davacı alt yükleniciye iade edilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında mevcut bulunan Geçici Kabul Tutanağı-1: Davacı Taşeron’un başvurusu üzerine Geçici Kabul Heyeti 02.10.2017 tarihinde yerinde yapılan incelemede beş kalem imalatta olumsuzluklar tespit edilip bu olumsuzlukların düzeltilmesi için 20.11.2017 tarihine kadar süre verildiği, Geçici Kabul Tutanağı-2: Geçici Kabul Heyeti’nin yerinde yaptığı incelemede, 1 numaralı tutanakta belirtilen olumsuzlukların giderilmiş olduğunun tespit edildiği, Geçici Kabul’ün 28.11.2017 tarihi itibarı ile yapılmasının makam onayına sunulması kabul edildiği, Geçici Kabul Tutanağı 04.12.2017 tarihinde “Yurt İçi Projeler Müdürü” tarafından onaylandığı ,Sözleşmenin 2.8.1- Geçici kabul maddesine göre Geçici Kabulün yapılması koşulları olarak sayılan “Taşeronun Geçici Kabul başvurunda bulunması, as-build projelerin İşveren tarafından onaylanması ve işlerin geçici kabule uygun hale getirilmesi” koşullarının yerine getirildiği ve Geçici Kabul yapıldığına göre taraflar arasında toplamı hakkında bir çekişme oluşturmayan 670.071,41 TL. nakit teminat kesintisinin 1/3 ne isabet eden 223.357,14 TL. nin iadesi gerektiği anlaşılmıştır.
Sözleşmenin 2.8.1- maddesindeki ” Kalan %2 nakdi Teminat Kesintisi Kesin Kabul’ün yapılmasını müteakip Taşeronun kendisi ve Taşeronları için SGK dan Borçsuzluk belgesini ibraz etmesi şartı ile Taşerona ödenecektir. ” denilmek sureti ile müvekkilin Kesin Kabul’ün yapılmasını müteakiben SGK’dan kendisi ve varsa taşeronları için SGK Borçsuzluk Belgesini ibraz etmesi ile kalan nakdi teminatın iade edileceği hüküm altına alınmıştır.
Anıldığı üzere; teminatın başkaca herhangi bir gerekçe ile iade edilmemesi hali söz konusu sözleşme hükmünde belirtilmemiş olup davacı tarafça SGK’dan 30.09.2017 tarihli “borçsuzluk belgesi” 28.05.2018 tarihin de ise “yapı kullanma izin belgesinin” alınmış olup bu hali ile dava konusu Manzara Adalar projesinde ikametin başladığı, toplu konut projesinde iskan alındığı bu kapsamda SGK ve vergi dairesinden borçsuzluk belgesi koşullarının yerine getirildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça nakit teminatın iade edilebilmesi için geçici ve kesin kabulün yapılmasının yeterli olmadığı, sözleşmenin 2.11.1. maddesinde sözü edilen ve teminatın iadesi için şart koşulan “….SGK ilgili mü-dürlüğünden alacağı “ilişiksiz belgesini” de iş bitiminde teminatların iadesi için işverene ibraz edecektir. Taşeronun bu konudaki kusur ya da ihmalleri İşverene sözleşmeyi fesih etme yetkisi verdiği gibi, gerekli ödemeleri, tahakkuk etmiş faizleri ile birlikte derhal Taşeronun istihkaklarından yetmediği taktirde teminatlarından resen yapma hakkını da vermiş olur. Taşeron, bu konudaki bir yazıyı SKG ilgili Müdürlüğünden getirmediği sürece İşverenden istihkaklarını talep edemeyeceği gibi teminatlarının çözümünü talep edemeyecektir…” hükmünü içermekte olup, dosya kapsamında istihkakların ödendiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf söz konusu değildir. Davalının bu madde kapsamında davacının istihkaklarını ödemesinin de SGK ‘dan alınacak ilişiksiz belgesi getirilmesine bağlandığı, ancak davalının davacı istihkakını ödeyip, SGK ilişiksizlik belgesi sunulmadığından teminatın iade koşullarının yerine gelmediği hususunu ileri sürmesi MK 2 kapsamında iyiniyet koşuluyla bağdaşmadığı kanaatine varılmıştır.
Ayrıcı 2.12.1” maddeleri uyarınca işçilerin tüm işçilik alacaklarının, SGK primlerinin vs. eksiksiz ödenmiş olması, bu ödemelerin yapıldığına ilişkin ödeme makbuzlarının, işçilik bordrosu ve prim bordrolarının davalı şirket ile paylaşılmasının şart olduğunu taraflara yönelik olarak devam etmekte olan işçilik alacağı davaları ile bir adet ceza dava dosyası bulunduğu ileri sürülmüş ise de; 21.07.2015 tarihli Sözleşmenin “Hakediş Ödemeleri” başlıklı “2.7.2” maddesinde: “… hakediş ödemesinin yapılabilmesi için, bir önceki hakediş devresine ait işçi ücretlerinin ödendiğini gösterir puantajlara uygun işçilerce imzalı ücret bordrosu suretinin ve yine bu devrede SKG na verilmiş aylık prim ve hizmet bildirim belgesi, emekli çalışıyorsa SGK onaylı sosyal güvenlik destek pirim bordrosu ile tahakkuk fişlerini…ve primlerin ödendiğini gösteren makbuz suretlerinin İşveren’ e ibraz edilmesi gereklidir. Sözü edilen belgelerin ibraz edilmemesi durumunda hakediş ödemeleri belgeler tamamlanana kadar tutulacaktır…” denilmektedir.
Sözleşmenin “Nakdi Teminat” başlıklı “2.9.1” maddesine göre hak edişlerden kesilen %3 oranındaki nakit teminatın %1 nin geçici kabulde iade edilmesi gerektiği , Kalan %2 lik kısmının ise Kesin Kabulün yapılması sonrası alt yüklenicinin kendisi ve taşeronları için SGK Borçsuzluk Belgesini ibraz etmesi gerekmektedir.
Sözleşmenin “Sosyal Sigorta Yükümlülükleri” ana başlıklı “2.11”. maddesinin “2.11.1” alt maddesinde, “Personelin SGK ya Kaydının Yaptırılması” ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Aynı maddede; “işini bitiren taşeronun, yürürlükteki, yasa, yönetmelik, tebliğler ve mevzuata uygun olarak SGK dan borçsuzluk belgesi almakla yükümlü kılınmış, ayrıca “…SGK ilgili müdürlüğünden alacağı“ilişiksiz belgesini” de iş bitiminde teminatların iadesi için işverene ibraz edeceği belirtilmiş olup,dava konusu işin devamı sırasında düzenlenen hakedişlerin açıklanan bilgi ve belgelerin verilmemesi nedeniyle davacı alt yükleniciye ödenmediğine ilişkin iddia ve kanıt dava dosyasına sunulu bulunmadığından, davacı alt yüklenicinin sözleşmenin bu maddesi uyarınca üzerine düşen yükümlüklerini yerine getirdiği, davalı tarafça ileri sürülen dava dışı işçilerin alacakları için açtığı 10 adet iş davası ile … 30. ACM sinde açılan bir ceza davasının teminatın iadesine engel olamayacağı, sözleşme hükümlerinde işçilerin açtıkları davalar nedeniyle nakit teminatın iade edilmeyeceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi işçilerin 5 ya da 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açabilecekleri düşünüldüğünde, bu durumun teminatın 10 yıl boyunca iade edilmemesine gerekçe yapılabileceği hususunun hakkaniyete uygun bulunmadığı, açılan davaların müştereken müteselsilen sorumluluk esasına göre açıldığı , bu koşulda sorumluların iç ilişkide bunu ayrıca ileri sürme ve tahsil imkanlarının bulunduğu ,kaldı ki davalı tarafından iş bu davada herhangi bir mahsup iddiasının da bulunmadığı nazara alındığında Kesin kabulün fiilen gerçekleştiği, kesin kabul için gerekli şartların tamamının sağlandığı, anılan durum karşısında da da %2 teminat bedeline isabet eden 446.714,27 TL bedelin de davacıya ödenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Diğer yandan, davacı vekilinin davalı asıl iş sahibine … 28. Noterliğinden gönderdiği … tarihli … yevmiye sayılı ihtarname ile 699.485,25 TL. nakit teminatın ihtarnamenin tebliğinden itibaren 5 gün içinde kendilerine ödenmesini talep etmiş davalı şirket de bu ihtarnameye verdiği 02.07.2019 tarihli cevap ihtarnamesi ile istenen alacağı ödemeyeceğini bildirmiş olmakla, davalının 02.07.2019 tarihi itibariyle direnime düştüğü dava kısmi mahiyette açılmış olup dava ve ıslah tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin dolmadığı ve temerrüdün 02.07.2019 tarihinde oluştuğu nazara alındığında davalı tarafça ileri sürülen zamanaşımı def’i de yerinde görülmemiş, tacir olan taralar arasındaki dava nedeniyle 670.071,41 TL ( 223.357,14 TL + 446.714,27 TL) alacağın temerrüt tarihi olan 02/07/2019 tarihinden itibaren işleyen ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı vekili “nakti teminatın denkleştirici adalet ilkesi” gereği paranın alım gücündeki azalmayı da kapsar şekilde, kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınmasını talep etmiş ise de geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğer kişinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi için denkleştirici adalet ilkesi benimsenmiş olup, denkleştirici adalet ilkesi , haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade etmekte olup somut uyuşmazlıkta geçerli ve ifa edilmiş bir sözleşme sözkonusu olmakla denkleştirici adalet ilkesi uygulama koşullarının da oluşmadığı kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 670.071,41 TL ( 223.357,14 TL + 446.714,27 TL) alacağın temerrüt tarihi olan 02/07/2019 tarihinden itibaren işleyen ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 45.772,58-TL nispi karar ve ilam harcından 14.928,61-TL peşin alınan harcın mahsubuna, bakiye 30.843,97-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 91.707,86-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 31.573,59-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 2.163,50-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre % 77’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından dosya üzerinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin dosyadaki kabul ve red oranına göre 1.016,40-TL’sinin davalıdan, bakiye 303,60-TL’sinin ise davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
45.772,58-TL KARAR HARCI
14.928,61-TL PEŞİN HARÇ /
30.843,97-TL KALAN HARÇ

DAVACI GİDERİ /
44,40-TL BVH.
2.000,00-TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
119,10-TL POSTA MAS. /
2.163,50-TL TOPLAM