Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/333 E. 2022/159 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/333
KARAR NO : 2022/159

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/07/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/11/2013 günü, … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada, araçta yolcu olan müvekkilinin desteği olan babası …’ın vefat ettiğini, kaza … plakalı araç sürücüsünün tam ve asli kusuruyla meydana geldiğini, müvekkili desteği yolcu konumunda olduğunu kusura katılım etkisi olmadığını, kusur durumunun lehe artış hallerine ilişkin her türlü haklarının saklı olduğunu, kazaya ilişkin ceza soruşturması … CBS’nın … Sor. Numaralı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, poliçe kaza tarihi itibariyle sakatlanma ve ölüm tazminatı kişi başına 250.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin 20/06/1994 doğumlu bir bayan olduğunu, halen bekar olduğunu, ve desteğinin bakiye yaşam süresi kadar babasının desteğinden yoksun kalacağını, müvekkilinin ilgili evrak ve belgelerle birlikte davalı … şirketine başvuru yapıldığını fakat davalı yanın yasal süresi içinde cevap vermeyerek başvuruyu sürüncemede bıraktığını, sigorta şirketinden başvuru dosyası getirildiğinde haklılığının anlaşılacağını, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak uzlaşmanın sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle HMK’nun 107/1-2 maddelerine göre dava açarken net tazminat miktarını bilinmediğinden ilerde harcın arttırılması ve diğer haklarının saklı tuttuklarını, müteveffanın kızı … için 1.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalının temerrüt tarihinden işletilecek ticari temerrüt faizi avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 17/01/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi ile; davacı … açısından 1.500,00 TL- olan destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini 6100 Sayılı HMK 107/1-2. Maddesi uyarınca 2.990,78-TL daha artırarak 4.490,78- TL ye yükseltiklerini gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket … no.lu 23/01/2013-2014 vadeli Mecburi Mali Mesuliyet (trf) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçe sebebiyle sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, yaralanma ve ölümlerde poliçe kişi başına azami teminatı 250,000,00 TL olduğunu, sigorta sözleşmesinden doğan bütün taleplerin iki yılda zamanaşımına uğradığını, başvuru konusu olay tarihi 24/11/2013 olduğunu dava tarihinin 06/07/2020 olduğunu, dava olay tarihinden 7 yıl sonra açıldığını başvuranın talebi zamanaşımına uğradığını, bu nedenle zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesini, vefat eden desteğin sağ olan eşi, diğer çocukları, anne ve babasının payları da dikkate alınması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı, var ise kusur oranı konusunda uzman bilirkişi marifetiyle ile belirlenmesi gerektiğini, 5510 sayılı yasa gereği SGK’nın müvekkili şirkete rücu hakkı bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerektiğini, tazminatın buna göre belirlenmesi gerektiğini, davacı taraf, avans faizi talep ettiğini, ancak dava konusu zarar haksız fiil sebebiyle meydana geldiğinden avans faiz talep edemeyeceğini, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, davalı …’nin 12/08/2020 tarihli yazı ve ekindeki belgeler, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyası, davacıya ait sosyal ve ekonomik durum araştırmasına yönelik yazı cevapları ve kayıtlar, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın 05/01/2021 tarihli yazı cevabı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Müdürlüğü’nün 24/07/2020 tarihli yazı cevabı, … plakalı aracın trafik kayıtları, atk kusur raporu ve bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığınca düzenlenen 13/01/2021 tarihli rapor da özetle; … plaka sayılı araç sürücüsü, idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken yola gereken dikkatini vermesi, direksiyon hakimiyetine özen gösterip seyrini kaplama içinde kalacak şekilde sürdürmesi gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmeyip, olay mahalline geldiğinde sevk ve idare hatası sonucu direksiyon hakimiyetini kaybedip sağ taraftan yol dışı kalması sonucu gerçekleşen olayda asli kusurlu olduğunu, bu nedenlerle … plaka sayılı araç sürücüsünün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği aktüer hesaplamanın yapılması açısından 07/10/2021 tarihli celsede dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, bilirkişi Vedat Aykırı’nın mahkememize sunmuş olduğu 01/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Karayolları Trafik Kanunu ‘nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM ‘de Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından hesap tarihi itibariyle henüz bir Yönetmelik Yayınlamadığı için, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından 21.06.2021 tarihli T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ‘nin 2021/3089 E. , 2021/3441 K. ve 2021/2457 E. , 2021/3304 K. Sayılı İlamları dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığıapıldığı, Dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde destekten yoksunluk yönünden davalı … A.Ş. tarafından davacılara yapılan ödemenin olmadığı, dava dışı SGK tarafından davacılara yapılan rücuya tabi herhangi bir ödemenin olmadığı, dosya kapsamında yer alan 21.03.2020 tarihli SED tutanağında her ne kadar … ‘ın öğrenci bir kardeşi, reklamcı bir abisi olduğu ifade edilmiş, T.C. SGK Başkanlığı Kamu Görevlileri Emeklilik Daire Başkanlığı‘nın 05.01.2021 tarihli yazısında müteveffa … ‘ın … isimli erkek çocuğundan bahsedilse de … ‘ın doğum tarihi tespit edilememiş olup, resmi belge niteliğinde olan 14.07.2020 tarihli nüfus kayıt örneğinde kız çocuk … ve eş … dışında herhangi bir paydaş tespit edilemediği, müteveffanın çocuğunun yükseköğrenim görüp görmediğine dair herhangi bir belgeye, müteveffanın anne ve babasının hayatta olup olmadığının ve de paydaşlıklarının tespiti açısından gerekli olan nüfus kayıt örneğine rastlanamadığı, müteveffanın ve dava dışı eş … ‘ın paylarının hesaplanarak ayrıldığı, davacı paydaş kız çocuk … ‘nın hesaplanan zararın 5.529,50 TL olduğu, davacı ve dava dışı paydaşların toplam zararının teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, Davacı paydaş kız çocuk … ‘ın 4.490,78 TL zararın teminat limiti kapsamında olduğu görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereğince maddi tazminat istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede, müştekilerinin …ve … olduğu taksirle öldirme suçundan dolayı … ve …’İn ölümü nedeniyle yapılan soruşturmada 06/12/2013 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının desteğinin vefatı nedeniyle davalı … şirketinin maddi tazminat kapsamında sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, tarafların trafik kazasındaki kusur durumları, davacının davalıdan destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
5237 sayılı TCK’nun 66/1-e maddesi uyarınca sekiz yıllık zamanaşımı süresinin 2918 sayılı KTK’nun 109/2. maddesi uyarınca iş bu davada uygulanacak olması nedeniyle, kaza ile dava tarihleri itibariyle de bu sürenin dolmadığı dikkate alınarak davalı vekilinin cevap dilekçesinde ileri sürdüğü zamanaşımı defisinin reddi gerektiği anlaşılmıştır.
24/11/2013 günü kimliği … plaka sayılı otomobili kullanan sürücünün Sorgun ilçesine doğru seyir halinde iken Tuzlacık Köyü kavşağını geçtikten sonra direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkması sonucu dava konusu kaza meydana gelmiştir. Trafik kazası neticesinde … vefat etmiştir. Mahkememizce itibar edilen adli tıp raporunda da belirtildiği üzere … plakalı aracı sürücüsü tespit edilememiştir. Kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsü tek taraflı kazada hızını yol koşullarına uydurmaması nedeniyle KTK’nun 51/1-b. maddesini ihlal ettiği, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara riayetsizliği ile kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar., 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde, zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar düzenlenmiş olup, araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, uygulama ve yargı kararları ile sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. Araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun, gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olduğundan, desteklerinin kusurunun olması davacıların hakkına, etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K. 2015/13143 E. 2018/6627 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları)
Davaya konu trafik kazası 24/11/2013 tarihinde gerçekleşmiştir. Davalı tarafça sigortalı aracın ZMSS poliçesinin başlangıç tarihi ise 23/01/2013 tarihidir. Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinde değişiklik yapan 6704 sayılı Kanun 26/04/2016 tarihinde, yeni Genel Şartlar ise 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kaza tarihi ve poliçe tarihi Genel Şartlar ve sözü edilen Kanun değişikliğinden öncedir. Bu durumda kazanın meydana geldiği ve poliçenin tanzim edildiği tarihe göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Genel Şartlar’da yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanması da mümkün bulunmadığından, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin, HGK kararlarıyla da örtüşen içtihatlarında da vurgulandığı üzere, davacıların sigortalı araç işleteninin mirasçısı olarak değil, destek alacaklısı 3. kişi olarak sürücünün ve işletenin kusuruyla sorumlu tutulmadan talepte bulunabilecekleri sonucuna varılmıştır. Bu nedenle de davalı ….’nin ise … plakalı aracın kaza tarihinde zmss poliçesinden dolayı teminat limiti kadar meydana gelen destek zararından oluşan maddi tazminattan sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce aktüerya bilirkişisi tarafından müteveffanın desteği davacı yönünden garameten yaptığı hesaplamaları içeren 01/11/2021 tarihli raporuna denetime açık olması nedeniyle itibar edilmiş, rapora karşı davacı vekilinin itirazlarına itibar edilmemiştir. Müteveffanın kızı olan davacı …’ın 4.490,78 TL miktarında destek zararının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilince 17/01/2022 tarihinde talep arttırım dilekçesi ve harcın yatırıldığına dair sayman mutemedi alındısının uyap sistemi üzerinden sunulmuş, talep arttırım dilekçesinden bir suret davalı vekiline tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde avans faizi talep etmiş ise de, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/2404 E. 2017/9996 K. Sayılı içtihatı ve aynı mahiyetteki yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince avans faize hükmedilmek için aracın ticari nitelikte olması gerekmekte olup dava konusu trafik kazasında yer alan aracın hususi nitelikte otomobil olduğunun sabit olması dikkate alındığında yasal faize hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. 2918 Sayılı Kanunun 99. maddesindeki başvurunun iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü dikkate alındığında temerrüt tarihinin 11/11/2019 olduğu tespit edilmiştir.
Bu nedenlerle davanın kabulü ile, 4.490,78 TL destek yoksun kalma zararına ilişkin maddi tazminatın zmss poliçesi teminat limiti ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 11/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kabulü ile, 4.490,78 TL destek yoksun kalma zararına ilişkin maddi tazminatın zmss poliçesi teminat limiti ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 11/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 306,77 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 10,22 TL olmak üzere toplam 64,62 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 242,15 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 54,40 TL peşin harç ve 10,22 TL ıslah harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 194,50 TL posta ve tebliğat masrafları, 723,00 TL Adli Tıp Kurumu kusur raporu ücreti, 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.836,52 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 4.490,78 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, dava miktarı itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır