Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/329 E. 2022/524 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/329
KARAR NO : 2022/524

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan … Mahallesi, … Sokak adresinde 12/02/2018 tarihinde davalı … tarafından yapılan çalışma esnasında… 100*0,5 mm kablonun hasara uğradığını, söz konusu hasar nedeniyle müvekkili şirketin 982,23 TL tutarında zararının meydana geldiğini, işbu zararın sorumlular tarafından karşılanmadığını, bunun üzerine 1.994,23 TL alacağın tahsili amacıyla … 27. İcra Dairesi’nin… Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalını, aleyhindeki icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, itiraz akabinde takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının, icra takibine konu hasar nedeniyle müvekkili şirkete borçlu olduğunun, ilgili beleler, olay yeri fotoğrafları, hasar tutanakları, zararın giderilmesine ilişkin işlemler ve faturalar ile ortada olduğunu iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 19/11/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında imzalı beyanında; “… Her ne kadar dava dilekçemizde talebimiz dava değeri 1.994,23 TL olarak gösterilmiş ise de bu bir maddi hatadır sehven yapılmıştır çünkü takip talebimiz asıl alacağa ilişkin 982,23 TL ve 273,66 TL işlemiz faiz olmak üzere toplam 1.255,89 TL’ye dairdir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, davanın zaman aşımı yönünden reddinin gerektiğini, taraflarına gönderilen ilamsız ödeme emrinde 982,23 TL asıl alacak, 273,66 TL işlemiş faiz olmak üzere 1.255,89 TL yazdığını, dava dilekçesinde ise harca esas değer olarak 1.994,23 TL yazıldığını, usule aykırı dava konusu miktara da ayrıca itiraz ettiklerini, İdarelerinin … Başkanlığının dava konusu ile ilgili yazısında; Başkanlıklarının … Şube Müdürlüğü resmi kayıtlarının incelendiğinden, davaya konu hasarın meydana geldiği adres olarak belirtilen … Mahallesi, … Sokak’da 12/02/2018 tarihinde Şube Müdürlükleri tarafından herhangi bir arıza kaydına ve imalat bilgisine rastlanılmadığından bahisle cevap verildiğini, dava konusu olayda İdarelerinin hukuki sorumluluklarının bulunmadığını, dava konusu hasarın gerçekten verildiği kabul edilecek olsa dahi, müvekkili İdare ile müteahhit firmalar arasında eser sözleşmesi yapıldığını, işin başından sonuna kadar müteahhit firmanın kendi hesabına ve müvekkili İdarenin bağımsız olarak sözleşme konusu işi yapmayı üstlendiğinden iş sırasında verilen zararlardan da müvekkili İdarenin sorumlu tutulamayacağını, İdarelerinin temerrüdü söz konusu olmadığından ancak dava tarihinden sonrası için yasal faizin istenebileceğini, bu davada iddia konusu haksız eylemi yapanın İdarelerinin olmadığını, kusur-zarar-illiyet bağı şartlarının bir arada bulunmadığını, dava konusu olayın yargılamayı gerektirdiğini bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini iddia ve beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, Hasar Tespit Tutanağı, … Başkanlığı … İdaresi Genel Müdürlüğü … Dairesi Başkanlığı’nın 11/01/2021 tarihli yazı cevabı ve ekleri, … Başkanlığı Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanlığı Altyapı Koordinasyon Müdürlüğü’nün 12/01/2021 tarihli yazı cevabı, … Anonim Şirketi’nin 02/02/2021 tarihli yazı cevabı ve ekleri, tanık beyanı ve bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; davacı şirkete ait kablo ve ilgili ekipmanlara ilişkin malzeme bedelinin ne kadar olduğu, davacı şirkete ait zarar gören kablo ve ilgili ekipmanlara ilişkin yapılan işçilik ücretinin ne kadar olduğu, bu toplam bedele hasar tarihi olan 12/02/2018’den icra takip tarihi olan 23/01/2020 tarihine kadar %13,75 avans faiz oranı dikkate alınarak ne miktarda faiz işleyeceğinin hesaplanması hususlarında HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, 13/04/2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; dosya kapsamında bulunan, Hasar Tespit Tutanağında; 12/02/2018 tarihinde … Mahallesi, … Sokak adresindeki …’a ait kabloya … tarafından hasar verildiği bilgilerinin bulunduğu, dosya kapsamındaki olaya ilişkin fotoğraflar incelendiğinde, kablonun hasarlandığının görüldüğü, alacak miktarının; 982,23 TL hasar bedeli, 262,71 TL faiz olmak üzere, toplam tutarın 1.244,94 TL olarak hesaplandığı tespit ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız fiilden kaynaklanan hasar nedeniyle davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
… 27. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, dosya üzerinde yapılan incelemede; takip alacaklısının … Anonim Şirketi, takip borçlusunun ise … olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 1.255,89 TL üzerinden 23/01/2020 tarihinde takibe geçildiği, ödeme emrinin takip borçlusuna 27/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, takip borçlusunun 29/01/2020 tarihinde borca ve takibe itiraz ettiği, 29/01/2020 tarihli karar tensip tutanağı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Takip borçlusunun itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilmemiş olması da dikkate alındığında iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıdan icra takibine dayanak haksız fiil kaynaklanan hasar nedeniyle alacağı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazının iptalinin gerekip gerekmediği, davacının İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca icra inkar tazminatı talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkindir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Dava konusu yerde davalı İski’nin birtakım inşaat işi yaptırdığı, davaya konu hasarların meydana geldiği tarihler, hasarların mahiyeti, ve yeri dikkate alındığında davalının kazı sahası içerisinde kaldığı, hasarın ancak kazı ile meydana gelebileceği, söz konusu tarih aralığında davalının hasar meydana gelen sahada kazı çalışması yaptığının hasar tespit tutanağı ve tanık beyanları ile kanıtlandığı, davalı dışında başkaları tarafından kazı çalışması yapıldığını kanıtlayıcı herhangi bir delilin dosya kapsamında mevcut olmadığı anlaşılmakla dava konusu edilen hasarın davalı tarafından meydana getirildiği anlaşılmıştır. Yer altından geçen boru hattının zarar görmemesi için dosya kapsamına göre davacıya atfı kabil kusur bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce hükme esas alınan 13/04/2022 tarihli bilirkişi raporunun usulüne uygun ve denetime elverişli olduğu, davacı kurumun özel hukuk tüzel kişisi olduğu, zararın davacı … işçileri tarafından giderilmediği, hasarın başka firmaya bedeli mukabilinde yaptırıldığı anlaşılmakla hasar bedelinin gerçek zarar dikkate alınarak yapılan hesaplamanın yerinde olduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nun 90. maddesi uyarınca ifa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur. Haksız fiile dayalı zararlarda borç haksız fiil tarihinde muaccel olup haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından davacının icra takibinden önceki döneme ilişkin faiz talebinin yapılan hesaplama sonucu belirlenen 262,71 TL üzerinden haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı TTK’nun 16/1. maddesi uyarınca tacir olup, davacı tacirin ticari faaliyetine konu zararına avans faizi uygulanması gerekmektedir.
Bu nedenlerle davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, … 27. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 982,23 TL asıl alacak ve 262,71 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.244,94 TL üzerinden iptaline, takibin alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranını aşmayacak şekilde avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunulmuş ise de, İİK’nun 67/2. Maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olması gerekmektedir. Haksız fiil neticesindeki davacının talep edilebileceği zarar bedelinin yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile ortaya çıkmış olması dikkate alındığında alacağın likit olmadığı kanaatine varılmakla koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, … 27. İcra Dairesi’nin …esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 982,23 TL asıl alacak ve 262,71 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.244,94 TL üzerinden iptaline, takibin alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranını aşmayacak şekilde avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatının reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 85,04 TL karar ve ilam harcınından, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 30,64 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davadaki kabul ve ret oranına göre hesap edilen; 1.308,49 TL’sinin davalıdan, 11,51 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 800,00 TL bilirkişi raporu ücreti, 205,10 TL tebligat gideri, posta masrafı ve diğer masraflar olmak üzere toplam 123,80 TL olmak üzere toplam 1.113,90 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre hesap edilen; 1.104,19 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 9,71 TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın, karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.244,94 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 10,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, dava miktarı itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/06/2022

Katip

Hakim