Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/297 E. 2023/207 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/897 Esas
KARAR NO : 2023/257

DAVA : Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 23/12/2022
KARAR TARİHİ : 05/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; …İcra Müdürlüğü … no’lu (eski … 4. İcra Müdürlüğü ilk dosya no: …, yenilendiğini dosya numarasının ( …) icra dosyası olduğunu ve dayanağının 800.000-TL miktarlı 08.02.2008 tanzim tarihli, 13.02.2008 vade tarihli bono olduğunu, Davalı/alacaklı tarafından bonoya istinaden 500.355,24-TL asıl alacak ve 199,20-TL ihtiyat-i haciz masrafı ile vekalet ücreti olmak üzere toplamda 500.554,44-TL takip çıkışlı hem müvekkili hem de sair borçlular aleyhine 27.02.2009 tarihinde icra takibi açıldığını, bononun tanzim tarihi 08.02.2008, vade tarihi 13.02.2008 olduğunu, bononun altında imzası bulunan müvekkili … 16.04.1993 doğumlu olduğunu, bononun tanzim edildiği 08.02.2008 tarihinde henüz 15 yaşını doldurmamış olduğunu, müvekkili … ‘ün bononun altında imzasının bulunmadığını, …’ü vekaleten bonoda imzası bulunan ve icra dosyasındaki diğer borçlulardan, aynı zamanda …’ün babası …’ün imzasının bulunduğunu, bononun imzalandığı tarihte reşit olmayan, çocuk durumunda bulunan müvekkili adına yapılan borçlandırıcı işlemlerin geçerli olabilmesinin kayyım atanması ve hakim onayına bağlı olduğunu, ancak mevcut işlemde müvekkili adına kayyım atanmamış olduğunu, yapılan işlem hakim tarafından onaylanmamış olduğunu, müvekkili adına hukuken geçerli bir işlem söz konusu olmadığını, kanuna göre de çocuk ile ana veya baba arasında ya da ana ve babanın menfaatine olarak çocuk ile üçüncü kişi arasında yapılacak bir hukukî işlemle çocuğun borç altına girebilmesinin , bir kayyımın katılmasına ve hâkimin onayına bağlı olduğunu, anne baba lehine çocuk ile üçüncü kişiler arasında çocuğu borçlandırıcı işlem yapılabilmesinin hem kayyım atanmasına hem de kayyım atanmasından sonra bu işlemin hakim tarafından onaylanmasına bağlıd olduğunu ve olayda kayyım atamasının söz konusu olmadığını , hakim onayının da bulunmadığını bu sebeple çocuk için yapılabilecek borçlandırıcı işlemlerin 2 şartın da mevcut olmadığını, yapılan işlem müvekkili açısından hukuken geçerli olmadığını, davalının müvekkili aleyhine icra-i işlemlerinin hukuka aykırı olarak sürdürdüğünü, müvekkilinin borçtan sorumlu tutulamayacağını, birleştirme talep edilen dava dosyasına dayanak icra takibi 27.02.2009 tarihinde başlatılmadan önce ihtiyat-i haciz kararı almak için 19.02.2009 tarihinde başvuru yapıldığını, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş Esas, …D. İş Karar no’lu kararı ile “İhtiyat-i haciz isteğine dayanak yapılan bononun incelenmesinde 4721 s. K. 336. Maddesi gereğince velayet anne ve baba tarafından birlikte kullanılabildiği gibi 345. Maddesi uyarınca çocuğun borç altına sokulması kendisine kayyım atanması ve hakimin onayına bağlı olduğundan, borçlu … aleyhine açılan ihtiyat-i haciz talebinin reddine…” karar verildiğini, ihtiyat-i haciz kararı ile 19.02.2009 tarihinde müvekkili …’ün borç altına girmesinin kayyım atanması ve hakim onayına bağlı olduğunun belirtilmesine rağmen, davalı tarafça ısrarla ve mesnetsiz olarak müvekkili aleyhine … 4. İcra Müdürlüğü’nde … ve birleştirme talep edilen dava dosyasına dayanak … 4. İcra Müdürlüğü’nde …sayılı icra takibi başlatıldığını, yapılan icra-i takip işlemlerinin akabinde dosyanın kapandığını, 13.04.2022 tarihinde davalı tarafın talebi üzerine dosyanın yenilendiğini ve yenileme emri düzenlenerek … sayılı dosya numarasını aldığını, 29.04.2022 tarihinde de yine davalı taraf müvekkilinin de dahil olduğu tüm dosya borçluları için takibin kesinleştirilmesini talep ettiğini, davalının talebinin kabulü doğrultusunda müvekkilinin çalıştığı şirkete UETS üzerinden 14.06.2022 tarihinde maaş haczi yazısının iletildiğini, müvekkilinin icra takibine dayanak bonoda borçlu sıfatına haiz olmasının hukuken geçerlilik şartını taşımadığını, buna rağmen davalı tarafça icra işlemleri başlatıldığını ve takibe de devam edildiğini, müvekkilinin ilgili borçtan herhangi bir sorumluluğunun olmadığını belirterek … İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyasının teminatsız olarak durdurulması yönünden İhtiyati Tedbir kararı verilmesini, davalının % 20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davada takip …. İcra Müdürlüklerinde başlatıldığından takibi yapan icra dairesinin bulunduğu … Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, borçlu tarafından, yasal süresinde yetki itirazında bulunulmadığı için yetki itirazını ileri sürme hakkı yasal olarak düştüğünü, itiraz edilen hukuki işlemlerde, çocuğun hissedarı bulunduğu şirketin ve çocuğun menfaatine yönelik işlemler olduğunu, Medeni Kanunun mezkur maddesi ile, dava konusu olayda davacının iptalinin talep ettiği işlemler söz konusu yasa maddesindeki korunan menfaate aykırı davranılmadığından, itirazlar hukuki mesnetten yoksun olduğunu belirterek davanın usulden reddine ve mahkemenin yetkisizliğine, Antalya Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini, aksi halde alacaklı müvekkilin alacağına kavuşmasını geciktirmek ve önlemek amacıyla açılan iş bu davanın esastan reddine, işbu davanın açılmasında ve borcun ödenmemesinde tamamen kötüniyetli olan davacı borçlunun İ.İ.K.m.72/4 uyarınca alacağın %20’ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; menfi tespit davasıdır.
H.M.K.nun 166. maddesi hükmü gereğince; aynı mahkemede görülmekte olan davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir. 14.02.1992 gün ,1999/3 Esas ve 992/2 Karar sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararı gereğince; bir yargı çevresinde kurulmuş aynı düzeyde, birden fazla mahkeme, davaların birleştirilmesi açısından “aynı Mahkeme” sayılır.
Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde davalar arasında “bağlantı” olduğu varsayılır. (H.M.K. Md:166/4) … 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayısında kayıtlı dava dosyası kapsamı incelendiğinde; mahkememize açılan bu dava ile sözü edilen dava hakkında verilecek hükümlerin diğerini etkileyecek nitelikte olduğu sonucuna varılmaktadır. H.M.K.nun 166. maddesi gereğince davaların birleştirilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1- … 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası tarafları ve dava konusu itibari ile davamız ile bağlantılı bulunduğundan mahkememiz dosyasının … 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
Esasın bu şekilde kapatılmasına,
Yargılamanın birleşen dosya üzerinden yürütülmesine,
Birleştirme kararı verildiğinin DERHAL MAHKEMESİNE BİLDİRİLMESİNE,
Tarafların yokluğunda, H.M.K.nun 166/1. maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığın esası hakkında verilecek hüküm ile birlikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.Açıklandı. 05/04/2023

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır