Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/264 E. 2023/10 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/264
KARAR NO : 2023/10

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/04/2013
KARAR TARİHİ : 12/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Bankası … Şubesi … hesap numaralı, 10.000,00 TL’sı miktarlı, 04.08.1983 tarihli , vadeli hesap sahibi olduğunu, … 06.02.2013 tarihli dilekçesi ile … Müdürlüğüne yapmış olduğu başvuruda …’ın uzun süreden beridir yurt dışında olduğunu ve hesap cüzdanını kaybettiğinden dolayı kullanmadığını, … Bankası A.Ş. … Şubesi …’a ait … nolu 16.03.2001 tarihi itibari ile 30.861.456,00 TL’sı vadeli mevduat hesabının işlemiş faizi ile birlikte ulaştığı miktarın bildirilmesine ilişkin başvurusuna … ve Sigorta Fonu Sigorta ve Risk İzleme Daire Başkanlığı cevabi yazısında 2002 yılından önceki kayıtlarda ilgili detaylı bir araştırma yapmanın mümkün olmadığını belirttiklerini, taraflarınca … 2. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkili …’a ait … nolu 16.03.2001 tarihi itibari ile 30.861.456,00 vadeli mevdua hesabına 16.03.2001 tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte ulaştığı miktarın ödenmesini talep ettikleri, …Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü … tarih …nolu yazısı ile … adına kayıtlı … numaralı vadeli TL hesabının 16.03.2001 tarihinde kapanmış olduğunu, davalı taraf her ne kadar davacı müvekkiline ait vadeli mevduat hesabının kapanmış olduğunu bildirmiş ise de davalı müvekkil tarafından vadeli mevduat hesabı kapatılmamış olup davalı tarafça davacı müvekkile yapılmış her hangi bir ödeme olmadığı gibi usulüne uygun olarak … Müdürlüğüne yapılmış her hangi bri devirinde söz konusu olmadığını, bu sebeplerle müvekkili …’a ait … Bankası … Şubesi … hesap numaralı 10.000,00 TL’sı miktarlı 04.08.1983 tarihli vadeli mevduat hesabına 04.08.1983 tarihinden tahsil tarihine kadar bankalarca vadeli mevduata işletilecek faiziyle birlikte tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir olması sebebiyle davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, devir işlemi yapılırken bankanın gerek …, …, Finansman Dairesi Başkanlığı, gerekse T.C Merkez Bankası AŞ reeskont servisi ile ilgili ve gerekli tüm yazışmaları yaptığını, devredilip bu şekilde kapatılan tek hesabın davacı hesabı olmadığını, aynı niteliği taşıyan diğer hesaplarla birlikte şube bazında toplu olarak devredildiğini, bu süreçte tüm prosedürlerin yerine getirildiğini bankanın sorumluluğunun bulunmadığını belirterek haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER: Dosyada taraflarca bildirilen belgeler; … CBS’nın … Soruşturma sayılı dosyası uyap suretleri, … Bankası’nın 03/11/2021 tarihli yazı cevabı, … Bankası’nın 20/01/2022 tarihli yazı cevabı, bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememiz bozma kararı öncesi 10/06/2015 tarihli celse (1) nolu ara kararı gereğince bilirkişi incelemesine karar verildiği ve bilirkişi Emekli Banka Müdürü … tarafından hazırlanan 15/10/2015 tarihli tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı bankanın “16 Kasım tarih 24232 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “BANKALARDA ZAMANAŞIMINA UĞRAYAN MEVDUAT, EMANET VE ALACAKLARIN …’NA GELİR KAYDEDİLMESİNE İLİŞKİN ESASLAR” hükümüne uygun hareket etmiş olduğu ve dolayısı ile davacının mevduatı yukarıdaki tespit ve değerlendirme doğrultusunda zamanaşımına uğramış ve …’ye devredilmiş olması nedeniyle davalı bankanın sorumluluğunun belirlenmemiş olduğu, davacının bu taleplerine karşın mahkemenizce davacının alacaklı olduğuna kanaat getirilir ve bu yönde karar verilir ise; davacının en son işlem görmüş olduğu 05/08/2000 tarihinden itibaren aynı tarihte ulaşmış olduğu 30,86 TL asıl alacak (Ana Para) üzerinden 3095 sayılı yasa 2/2. Maddesi doğrultusunda değişen oranlarda avans faizi uygulanması gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz 22/04/2021 tarihli celse (1) nolu ara kararı gereğince Bilirkişi Emekli Bankacı/SMMM … tarafından hazırlanan 18/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu hesabın zamanaşımına uğramasının tebligat yapılması koşuluna bağlı olduğu için kendiliğinden zamanaşımına uğramayacağı, davalı bankanın mevzuata uygun şekilde bildirim yaptığını ispat etmesi gerektiği halde bildirim yapıldığına dair mübrez bir belge olmadığı, açılış tarihinden itibaren hesabın vade sonlarında birer yıl temdit edilerek 16/03/2001 tarihi itibariyle hesabın 30.861,456 TL (Eski para birimi) baliğ olduğu, Mahkeme tarafından hesabın zamanaşımına uğramadığı ve paranın ödenmesine karar verilmesi halinde 30.861,456 TL (Eski para Birimi) ulaşan hebasa 16/03/2001 tarihinden tahsil tarihine kadar birer yıl temdit edilmek suretiyle davalı bankanın temdit tarihlerinde uyguladığı 1 yıllık mevduat faiz oranları üzerinden; ödeme tarihinden önceki son bir yıldan az kalan vade için ise kanuni faiz oranı üzerinden faiz ödemesi yapılması gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz 18/10/2021 tarihli celse (1) nolu ara kararı gereğince, davacıya ait kök raporda tespit edilen mevduat tutarına ek rapor tarihi dikkate alınarak ilgili yıllar itibariyle uygulanması gereken davalı bankanın uyguladığı faiz oranının ne olduğu, mevduata dava tarihi olan 15/04/2013 tarihinde kadar işleyecek faiz miktarının denetime açık olarak hesaplanması amacıyla ek rapor alınmasına karar verildiği ve Bilirkişi Emekli Bankacı/SMMM … tarafından hazırlanan 17/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davalı bankanın ilgili yıllarda uyguladığı faiz oranları ve 1 yıldan az kalan süre için yasal faizi üzerinden yapılan hesaplamalar sonucunda 07/08/2001 tarihi itibariyle 30.861,456 -TL (Eski para birimi) olan mevduatın 15/04/2013 dava tarihi itibariyle 398,86 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz 24/03/2022 tarihli celse (3) nolu ara kararı gereğince, mahkememizce aldırılan kök ve ek raporlarda bilirkişi tarafından hatalı ve çelişkili tespitlerde bulunulduğu bu aşamada aynı bilirkişiden ek rapor aldırılmasının dosyaya bir katkı sağlamayacağı kanaati ile yeni bir bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş ve Bilirkişi Bankacılık ve Finans Uzmanı … tarafından hazırlanan 26/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı bankanın davacı tarafından kullanılan Vadeli Mevduat Hesabındaki tutarı TCMB’na zamanaşımı nedeniyle devrettiği kanıtlayamadığı, …’na yazılan dilekçeye kurum tarafından verilen cevapta detaylı belirtildiği gibi fon’a devredilen bir kayıt olmadığı, davacı banka tarafından müşterilerine açılan 1 yıl vadeli mevduat hesaplarına uygulanan faiz oranları verilerine göre yapılan hesaplamada 07/08/2000 tarihinde 30.861,456,00 TL’nin dava tarihi 15/04/2013 itibariyle 400,12 TL olduğu, davalı bankanın bu tutarı davacıya iade etmesi gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı bankada davacı adına açılan mevduat hesabında bulunan paranın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İş bu dava … 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılmış olup bu mahkemece yapılan yargılama sonucunda 20/02/2014 tarih… Esas ve… Karar sayılı ilam ile ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi ve yasal süresi içerisinde talepte bulunulması üzerine dosyanın mahkememize tevzi edildiği, mahkememizin 2015/72 E. Sayılı sırasına kaydı yapıldığı ve Mahkememizden verilen 30/12/2015 tarih ve 2015/72 Esas 2015/845 sayılı kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/05/2018 tarih 2016/11154 Esas 2018/3279 Karar sayılı ilamıyla bozulduğu ve mahkememizin iş bu esas sırasına kaydı yapılmış, 24/11/2020 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında açıkça belirtildiği üzere:”…hesabın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 3182 sayılı Bankalar Kanunu’nun 36. maddesi ve paranın …’ye devredildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/4 maddesi gereğince bankalarda bulunan mevduat ve bu cümleden sayılan emanet ve alacakların 10 yıl sonra zamanaşımına uğraması bankaca yapılacak tebligat koşuluna bağlı olduğundan bu yönde işlem yapılmadan banka nezdinde ki hak ve alacaklar zamanaşımına uğramaz. Benzer uygulama dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 62. maddesinde de yer almaktadır. Somut olayda açıklanan yasa hükümleri karşısında bankalarda bulunan mevduat ve bu cümleden sayılan emanet ve alacakların 10 yıl sonra zamanaşımına uğraması, bankaca gerçekleştirilecek tebligatın yapılması koşuluna bağlıdır. Başka bir anlatımla, hesap sahipleri hakkında bu yönde uygulama yapılmadan banka nezdindeki hakları ve alacakları kendiliğinden zamanaşımına uğramaz…” bu kapsamda da davalı tarafa 24/11/2020 tarihli ara kararı ile tebliğe ilişkin tüm bilgi ve belgeleri sunması için kesin süre verilmiş. Davalı taraf kesin süre içinde tebliğatın davacıya yapıldığına ilişkin herhangi bir belge ve delil sunamamıştır. Bu nedenle de dava konusu talebin zamanaşımına uğramadığı kanaatine varılmakla davalı vekilinin zamanaşımı defisine itibar edilmemiştir.
Yargıtay bozma ilamında yine açıkça belirtildiği üzere dava konusu paranın davalı banka nezdinde bulunan hesaba yatırıldığı tarafların kabulünde olması karşısında davalı banka hesap bakiyesinin ….’ye devredildiğini savunması yönünden ispat yükünün davalı bankada olması bu yönde bir ispatın olmaması nedeniyle davacı tarafın 07/08/2000 yılında mevduat hesabında bulunan 30.861.456,00 TL’nin dava tarihi olan 15/04/2013 tarihinde 400,12 TL olduğu mahkememizce itibar edilen denetime açık, objektif nitelikteki 26/07/2022 tarihli bilirkişi raporundaki hüküm kurmaya elverişli hesaplama ile tespit edilmiştir. Mahkememizce aldırılan 26/07/2022 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilmiştir. Davacı tarafın mevduat hesabındaki para ile ilgili rapora karşı asgari ücret, altın ve amerikan doları üzerinden hesaplama yapılması talebi ve bu yönden rapora itirazlarına ise bu şekilde yapılacak paranın değer kaybı hesaplamasının munzam zarar talepli bir davanın konusu olması iş bu davadaki mevduat hesabında bulunan paranın tahsili istemine ancak faiz işletilebilecek olması nedeniyle itibar edilmemiştir. Davalı bankanın mevduat hesabındaki bakiyenin …’ye devredildiğini savunması yönünden ispat yükünü yerine getirelemediği ve dava tarihi itibariyle mevduat hesabındaki bedel olarak tespit edilen 400,12 TL yönünden davacı talebinin haklı olduğu kanaatine varılarak, davanın kısman kabulü kısmen reddi ile, 400,12 TL’nin dava tarihi olan 15/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan bankanın 1 yıl TL cinsi vadeli hesaplara uyguladığı mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kısman kabulü kısmen reddi ile, 400,12 TL’nin dava tarihi olan 15/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan bankanın 1 yıl TL cinsi vadeli hesaplara uyguladığı mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,80 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye gelir kaydına, bakiye 9,10 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 170,80 TL peşin harç ve 24,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 195,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 2.600,00TL bilirkişi ücreti, 183,00 TL tebliğat ve posta masrafları olmak üzere toplam 2.783,00 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesap edilen 111,35 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yatırılan yapılan 98,70 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesap edilen 94,75 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 400,12 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/01/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır