Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/261 E. 2021/447 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/261 Esas
KARAR NO : 2021/447

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/06/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 04/05/2012 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki ki, davalı … şirketince ZMMS … poliçe numarası ile sigortalanan, … plaka sayılı kamyoneti ile … Caddesini takiben … istikametine seyri esnasında badem evler giriş kavşağına geldiği esnada viraj hızını kaybetmesi neticesinde aracın takla atması suretiyle tek taraflı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda sürücü … 2918 sayılı K.T.K’nın 52/1-a maddesinin ihlal etmesi sebebiyle kazaya sebebiyet vermiş olduğu kaza tutanağına geçirildiğini, müvekkili … kaza esnasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, meydana gele kaza neticesinde yaralanması sebebiyle günlük hayatını idame ettirmekte sürekli olarak bir başkasının yardımına ihtiyaç duyduğunu, müvekkilin meydana gelen elem kaza neticesinde yaralanmaları ve maluliyeti neticesinde sürekli ve geçici olarak iş göremezliği olacağının aşikar olacağını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak taraflarına verilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak taraflarına verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı … üzerinde bırakılmasına, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Zamanaşımı sebebiyle huzurdaki davanın reddine karar verilmesini, huzurdaki davanın reddi taleplerinin kabul olmaması halinde ise ve bir kabul beyanı olmamak kaydıyla, sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, kusur incelemesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi ya da … Üniversitesi Trafik Kürsüsüne gönderilmesini, davacı tarafın sakatlık oranı ve kaza ile illiyet bağının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından muayene edilmek şartı ile belirlenmesini, davacının emniyet kemeri takıp, takmadığının tespit edilmesini, eğer takılı değil ve bu durum sakatlık oranının artırıcı bir etken ise, kazadaki kusur oranları dışında ayrıca bir kusur indirimi yapılmasını, bu sebeplerle geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmesini, müvekkili şirket dava açılmasına keyfi ve haksız olarak sebep olmadığından, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına, vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan davacı …’in maddi tazminat istemine ilişkindir.
06/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Mahkememizin 08/06/2020 tarihli tensip tutanağının (16) numaralı ara kararı ile davacı tarafa arabuluculuk son tutanağı aslını Mahkememize sunması için 2 haftalık kesin süre verildiği, aksi taktirde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği ihtar edildiği, davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağı aslının dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Yine davacı tarafın 22.10.2020 tarihli celsesinde Mahkeme huzurunda yargılama içi arabuluculuğa başvurmayacağını beyan ettiği, 28.01.2021 tarihli celsede yargılama esnasında arabuluculuğa başvurulduğunu beyan ettiği ve belgeleri sunacaklarını beyan ettikleri, 03.06.2021 tarihli celsede arabuluculuğa dair hiç bir belgenin sunulmadığının beyan edildiği anlaşılmıştır.
7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile, 6102 sayılı T.T.K.’nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu,, sözkonusu hükmün yürürlük tarihinin 7155 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 01/01/2019 tarihi olarak belirlendiği ve davanın 05/06/2020 tarihinde açıldığı, “dava şartı olarak arabuluculuk” kapsamında olduğu, ve 7155 Sayılı Kanun ile ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuk, tamamlanabilir bir dava şartı olmadığından 6100 Sayılı HMK un 115/son maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı anlaşılmakla, 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının usulden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükle bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30.-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 54,40.-TL harçtan mahsubu ile Hazineye gelir kaydına, bakiye 4.90-TL daha harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan ve geriye kalan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda dava konusu miktar dikkate alındığında kesin olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır