Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/230 E. 2023/314 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/230 Esas
KARAR NO : 2023/314

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında eser sözleşmesinden kaynaklı 25.03.2015 tarihli faturaya dayalı alacaklı olmaları dolayısı ile müvekkili firmanın alacaklı olduğunu, TBK md.146 uyarınca genel dava zaman aşımı 10 yıl olup, kanun koyucunun bazı alacaklar için zaman aşımını TBK md.147 gereğince 5 yıl olup buna göre söz konusu davalarını 19/03/2020 tarihinde arabuluculuk şartı gereğince süresin kesilmesiyle 26/03/2020 tarihinde arabuluculuk son tutanağını anlaşamama tutanağı oluşturulması ile zaman aşımı süresinde söz konusu davayı açmış bulunduklarını, işbu alacak davasından önce açmış oldukları davalar ve akıbetleri hakkında bilgi verilmesi gerekirse; müvekkili firma ile davalı arasında eser sözleşmesinden kaynaklı fatura ve cari hesap alacağına ilişkin … 26.İcra Müd. …E. Sayılı dosyasıyla icra takibinin başlatıldığını, borçlu tarafından süresinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, buna istinaden … 10.Asliye Ticaret Mah…. E., …K. sayılı dosyasıyla dava açıldığını fakat davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu nedenle tekrar itirazın iptali için … 20.Asliye Ticaret Mahkemesi … E., … K. Sayılı dosyasıyla usulden reddi kararı gereğince hak düşürücü süre nedeniyle huzurdaki davayı açma zorunluluklarının olduğunu, müvekkili firmanın, tasarım ve mimarlık hizmeti verdiğini, davalı ile yapmış oldukları sözleşmeye istinaden ”…” adresindeki taşınmazın tadilat ve yenileme işlerini üstlendiklerini, müvekkili firmanın, tadilatı ve yenileme işlemlerini yaptığını ve teslim ettiğini, bu işlemler yapılırken müvekkili firma ile davalı arasında cari hesap şeklinde başladığını, bu nedenle müvekkili firmanın ticari kayıtlarında davalının 78.482,00-TL borcunun bulunduğunu, davalı taraf, söz konusu faturaya dayalı borçlu olmadığını, buna istinaden dava dışı 3. Kişilere ödeme yaptığını iddia etmiş olsa da; bundan önce açılan davalar da buna istinaden herhangi bir delil dahi sunmadığını, davalı, müvekkili ile yapmış olduğu anlaşmaya binaen; müvekkilinin yapmış olduğu işin karşılığına tekamül eden ve müvekkilinin hak ettiği ücreti ödemediğini ve kötü niyetli olarak müvekkilinin davalıya tebliğ ettiği faturaya itiraz ettiğini belirttiğini ancak söz konusu durum, borçlu/davalının kötü niyeti ile borcundan kurtulmaya çalışmasından başka bir şey olmadığını, eser sözleşmesi ve cari hesap ilişkisi içinde bulundukları davalı şirketin, …fatura numaralı, 25/03/2015 irsaliye tarihli ve 111.960,00-TL miktarlı faturayı, … 2.Noterliği’nin … yevmiye numaralı … tarihli ihtarname ile taraflarına faturaya itiraz olarak geri iade gönderildiğini, ihtarname içeriğinde söz konusu faturaya, faturanın içeriğine ve alacağın varlığına itiraz ettiğini, bu durumun, hukuki ilişkinin varlığı olan eser sözleşmesinin varlığının kabulü olduğunu, söz konusu itirazın, borcun olmadığının itirazı olduğunu, her iki şirketin tacir olması nedeniyle TTK’nın 64.maddesine istinaden her iki şirketinde defter tutma zorunluluğunun var olduğunu, bu nedenle şirket defterleri incelendiğinde söz konusu alacağın belirlenmiş olacağını, müvekkili firma ile davalı şirket arasındaki ilişki nedeniyle alacağın cari hesaplara göre şöyle olduğunu;
-Sözlü kurulan eser sözleşmesi gereğince toplam fatura …tarihli, … numaralı faturaya ilişkin 17/02/2012 tarihli 4.000,00-TL ödeme alındığını ve kalan meblağın 52.522,00-TL bir sonraki ilişkiye devir ettiğini, sonrasında yapılan iş sözleşmesine istinaden;
-11/10/2013 tarihinde 50.000,00-TL ödeme,
-30/10/2013 tarihinde 20.000,00-TL ödeme,
-14/11/2013 tarihinde 30.000,00-TL ödeme,
-18/11/2013 tarihinde 15.000,00-TL ödeme,
-08/12/2013 tarihinde 10.000,00-TL ödeme,
-17/12/2013 tarihinde 25.000,00-TL ödeme,
Toplam 150.000,00-TL ödeme yapıldığını, iddia edilen 20/01/2014 ve 28/03/2014 tarihli 30.000,00-TL elden ödemeler toplamı, 60.000,00-TL elden ödeme ile toplam 210.000,00-TL ödemenin söz konusu olduğunu, söz konusu iş sözleşmesinde 222.000,00-TL + KDV = 261.960,00-TL (iş sözleşmesi gereğince ödenecek miktar) – 210.000,00-TL ödeme = 51.960,00-TL alacağın söz konusu olduğunu, 06/02/2012 tarihli faturaya ilişkin 52.522,00-TL + 51.960,00-TL (iş sözleşmesine ilişkin alacak) toplam 104.482,00-TL alacağın cari hesaplarda bulunduğunu, sonrasında davalı tarafından 07/02/2020 tarihinde müvekkili firmaya 26.000,00-TL (… Girişi ve Renevasyonu bakiye borç ödemesi) adında ödeme yaptığını, bu nedenle kalan bakiyenin 78.482,00-TL (faiz vb. Hariç) olduğunu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 06/02/2012 tarih, 0219846 fatura numaralı KDV dahil 56.522,00-TL bedelli fatura ile başladığını, sonrasında 12/10/2013 İş Sözleşmesi adında ”Eser Sözleşmesi” ile devam ettiğini, yapılan sözleşme 220.000,00-TL bedelli olup bütün bu ticaret dahilinde tarafların ticari defter kayıtları dahilinde davalının yapmış olduğu itirazların kötü niyetli olduğunu, … 10.Asliye Ticaret Mahkemesinde söz konusu davalarının görüşülmüş olması nedeniyle delil teşkil ettiğini ve bu davada 29/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda her iki şirketin ticari defter kayıtları ve yapılan eserin yazılı ve görsel tespit edildiğini ve raporda belirtildiği üzere davalı şirketin borçlu olduğunun açıkça tespit edildiğini, davalı tarafından söz konusu bilirkişi raporuna itiraz edildiğini ve söz konusu ödemelerin 3. Kişi olan … adında birine ödendiğini iddia etmesi nedeniyle ek bilirkişi incelenmesinin yapıldığını, 14/01/2019 tarihinde ek bilirkişi raporunun oluşturulduğunu, burada …hesabına yatırılan paraların şirketleri ile herhangi bir bağı olmadığı ve buna ilişkin herhangi bir delilinde olmadığının tespit edildiğini, davalının tüm davalar içinde borçlu olmadığını iddia etmiş olsa da 07/02/2020 tarihinde müvekkili firmaya 26.000,00-TL (… Girişi ve Renevasyonu bakiye borç ödemesi) adında ödeme yapmış olması, söz konusu alacağı ve en başta ihtarnameyle red ettiği borç ve bakiyesini kabul etmiş bulunduğunu beyanla davalarının kabulü ile alacaklarının likit alacak olması nedeniyle söz konusu faturanın tebliği tarihinden asıl alacağa faiziyle davalarının kabulü ile taraflarına ödenmesine, dava masraf ve vekalet ücretinin davalıya hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Usule ilişkin olarak; dava konusu alacakların zaman aşımına uğradığını, davacının alacağının iki adet birbirinden bağımsız işten kaynaklanan iki ayrı alacak kalemine dayandığını, bu işlerden birisinin 2012 yılında yapılmış ve teslim edilmiş, faturasının da 2012 yılında kesildiğini, ikinci işin ise 30/09/2013 tarihli sözleşmeye istinaden yapıldığını ve işin 12/05/2014 tarihinde teslim edildiğini, TBK ve Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre eser sözleşmesinden kaynaklanan zaman aşımı başlangıç tarihinin işin teslim tarihi olduğunu ve buna göre davacının ilk işi 2012 yılında ve ikinci işi ise 12/05/2014 tarihinde teslim ettiğini, ilk iş açısından 2017 yılında, ikinci iş açısından ise 12/05/2019 tarihinde zaman aşımına uğradığını sonuç olarak zaman aşımına uğramış davanın reddi gerektiğini, Esasa ilişkin olarak; müvekkili şirket daha önce temerrüde düşürülmediğinden dava tarihi itibariyle faizin işlemeye başlayacağını, davacı yanın … üzerinden müvekkilinden almış olduğu 55.700,00-TL ödemeyi cari hesabından düşmediğini, oysa …’a daha önce yapılan 4.000,00-TL tutarındaki ödemeyi davacı şirketin alacağından düştüğünü başka bir ifadeyle davacı şirketin, …’a para tahsilatı konusunda yetki verdiğini daha önce … üzerinden aldığı ödemeyi cari hesabından düştüğünü ancak daha sonra davacı tarafın …’a yapılan diğer ödemeleri ise kabul etmediğini, davacı yanın müvekkili şirketten tahsil etmiş olduğu 55.700,00-TL’sini cari hesabından düşmeyip … 26.İcra Dairesi…Esas sayılı dosya ile icra takibine konu etmesinin davacı yanın kötü niyetini açıkça ortaya koymakta olduğunu, kendilerinin …’a ulaştığını ve bu ödemenin neden kendisine yapıldığını açıklayan bir yazılı evrak vermesini istediklerini, …’ın dilekçeleri ekindeki yazılı beyanıyla …’daki ofis işlerini davacı şirketin yönlendirmesiyle bizzat kendisinin yaptığını, davalı şirketin ödeme yapmak için fatura istemesi üzerine davacı şirketten fatura kesmesini istediğini ve davacı şirketin 56.522,00-TL’lik faturayı kestiğini ancak işi kendisi yaptığı için tüm ödemeyi kendisinin aldığını, faturanın KDV’sini de davacı şirkete ödediğini, söz konusu fatura nedeniyle davacı şirketin hiçbir hak ve alacağı olmadığını beyan ettiğini, müvekkili şirketten elden almış olduğu toplam 60.000,00-TL’sini tahsil ettiğini kabul eden ancak bunu bugüne kadar ticari defterlerine işlememiş olan davacının ticari defterlerinin sağlıksız olduğunu ve bu yüzden davacının ticari defterleri üzerinden bu davada karar verilemeyeceğini, davacının 30/09/2013 tarihli iş sözleşmesinde vermeyi taahhüt ettiği 22.000,00-TL bedelli Mimarlık ve Uygulama Hizmetini vermediğini, davacının, dava konusu iş yapılırken işçileri yönlendirmek ve işin projesine uygun yapılmasını denetlemek üzere bir mimarı işin yapıldığı mahalde hazır bulundurması gerekirken tek bir gün dahi bir mimarını işin yapıldığı …’a göndermediğini, bu yüzden …’da mimarlık görevini müvekkili şirketin mimarı yapmak zorunda kaldığını, …’da mimarlık hizmetini davacının değil, müvekkili şirketin mimarının verdiğine bizzat … yöneticilerinin tanıklık edeceklerini, dolayısı ile davacının vermediği bir hizmetin ücretini talep etmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, … 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin… E, ve … K. Sayılı kesinleşmiş gerekçeli kararı uyarınca tarafları lehine hükmedilen 3.400,00-TL vekalet ücretinin faiziyle birlikte varsa davacının alacağından takas ve mahsubuna karar verilmesini beyanla davanın …’a ihbarına, TBK gereğince dava konusu iki farklı alacak iki farklı zamanda zaman aşımına uğradığından davanın zaman aşımından reddine, davacı müvekkili şirketi temerrüde düşürmemiş olduğundan, dava tarihi itibariyle faiz işlemeye başlayacağından davacının faize ilişkin talebinin reddine, davanın esası açısından ise müvekkili şirket tarafından yapılmış ödemelerin tamamının cari hesaptan düşülmesini, davacının İş Sözleşmesine aykırı olarak vermemiş olduğu mimarlık ve uygulama hizmeti için talep ettiği haksız ücretin davacının dava ettiği alacağından düşülmesine ve neticede haksız ve mesnetsiz davanın tamamının reddine, … 20.Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. ve … K. Sayılı gerekçeli kararı uyarınca tarafları lehine hükmedilen 3.400,00-TL vekalet ücretinin karar tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek faizinin, işbu davada davacı lehine herhangi bir alacak tespit edilirse bu alacaktan takas ve mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 26.İcra Müdürlüğü’nün … esas, … Esas ve … 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… esas sayılı dosyaları celp edilmiş, … 20.Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, dosya üzerinde ve tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
… 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının …Tic. Ltd. Şti., davalının … Ltd. Şti., davanın ”İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)”, dava tarihinin 07/08/2015 olduğu ve 28/05/2019 tarih ve 2019/459 Karar sayılı ilamı ile; ”Davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA” karar verildiği, işbu kararın 17/07/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 03/12/2020 tarihli duruşmasının (13) numaralı ara kararı ile; ”Davalı vekilinin zaman aşımı itirazının icra takibinin 27/05/2015 tarihinde başlatıldığı, dosyamızın dava tarihinin ise 26/03/2020 olduğu anlaşıldığından Reddine,” karar verilmiştir.
Mahkememizin 03/12/2020 tarihli duruşmasının (6) numaralı ara kararı gereğince; ”…davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılları Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde Mahkememizce re’sen seçilecek olan bir SMMM bilirkişisi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” karar verilmiş ve işbu doğrultuda SMMM bilirkişisi… tarafından tanzim edilen 09/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
-İncelenen davacı şirkete ait 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılı Ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ve davacı şirketin 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerini TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutmasından dolayı davacı şirketin 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
-Davalı …Ltd. Şti.’nin inceleme esnasında ticari defter ve belgelerini ibraz edilmemesinden dolayı dava konusu iş sözleşmesine dayanan fatura ve ödemelerin ticari defterlerinde kayıt altına alınıp alınmadığına dair tespitin yapılamadığı,
-Davacı …Tic. Ltd. Şti.’nin iş sözleşmesine istinaden düzenlediği faturalardan kaynaklı dava tarihi olan olan 26.03.2020 tarihi itibariyle davalı … Şti.’den 78.482,00 TL alacağının bulunduğu görüş ve kanaati bildirmiştir.
Mahkememizin 20/05/2021 tarihli duruşmasının (7) numaralı ara kararı ile; ”Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli ile davalının davacı adına …’a yaptığı ödemelerin taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise ne şekilde kayıtlı olduğunun tespiti için tarafların 2012 ve devamı yılları Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde Mahkememizce re’sen seçilecek olan bir SMMM bilirkişisi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” karar verilmiş ve işbu doğrultuda SMMM bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 09/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
– İncelenen davacı şirkete ait 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılı Ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ve davacı şirketin 2012, 2013 ve 2014 yılı ticari defterlerini TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutmasından dolayı davacı şirketin 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, 2015 yılı ticari defterlerinden olan yevmiye defteri kapanış tasdikinin yapılmamasından dolayı davacı yanın 2015 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, (Kök raporda 2015 yılı yevmiye defter kapanış tasdik bilgileri sehven yazılmıştır.)
-İncelenen davalı şirkete ait 2011 ve 2012 yılı Ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ve davalı şirketin 2011 ve 2012 yılı ticari defterlerini TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutmasından dolayı davalı şirketin 2011 ve 2012 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, 2013 yılı ticari defterlerinin inceleme esnasında ibraz edilmediği, 2014 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, 2015 yılı envanter defterinin inceleme esnasında ibraz edilmediği, 2015 yılı ticari defterlerinden olan yevmiye ve defteri kebirinin tasdik edilmesinden dolayı davalı şirketin 2013, 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşımadığı,
-İnceleme esnasında davalı şirket tarafından ibraz edilen …’ın SGK dökümü incelendiğinde;
…’ın davacı şirket çalışanı olduğu,
Davalı tarafından … adına yapılan ve davacı yanın ticari defterlerinde kayıt altına alınmayan ödemelerin davacı şirkete yapılmış olup olmadığı hususunun Mahkemenin takdirinde olup,
Sayın Mahkemece … adına yapılan ancak davacı ticari defter ve kayıtlarında yer almayan toplam 55.700,00-TL tutarındaki ödemenin davalı tarafından davacı şirkete yapılmadığı kanaatine varıldığı takdirde, davacı yanın dava tarihi olan 26.03.2020 tarihi itibariyle davalı şirketten 78.482,00 TL alacak talep edebileceği,
Sayın Mahkemece … adına yapılan ancak davacı yanın ticari defterlerinde kayıt edilmeyen toplam 55.700,00-TL tutarındaki ödemenin davalı tarafça davacı şirkete yapıldığı kanaatine varıldığı takdirde, davacı yanın dava tarihi olan 26.03.2020 tarihi itibariyle davalı şirketten 78.482,00-55.700,00 = 22.782,00 TL alacak talep edebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi kök ve ek raporu Mahkememizce dosya kapsamına uygun, bilimsel verilere dayalı, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
Mahkememizin 15/09/2022 tarihli duruşmasında dinlenen davalı tanığı …; ”Ben şuan … İş Hanında yönetici olarak görev yapmaktayım. … 2008-2009 yıllarından itibaren yönetici olarak görev yapıyorum. Hatırladığım kadarıyla 2013 yılında … İş Hanının dış cephe boya, zemin, alçıpan işleri için yönetim kurulu tarafından taraf şirketlerden … ile anlaşma yapıldığını biliyorum. Daha sonra ustalar gelip çalışmaya başladı. Benim bildiğim kadarıyla gelen ustalar …’in ustalarıydı ancak daha sonra işler uzadı ve aksadığı için yönetim kurulu … Şirketinin sahibi olan … Bey’e bu durum iletildi daha sonra tekrar onlardan mühendis geldi ve anlaşma doğrultusunda işleri yaptılar. Yapılan çalışma 4-5 ay kadar sürdü. … şirketinin mimarı da her gün gelip yapılan çalışmayı kontrol ediyordu aynı zamanda yapılacak işleri de tarif ediyordu. Yapılan işler kapsamında korkuluk da vardı. Yine kapı tadilatı da yapıldı ancak kapılar sökülüp 1-2 gün içerisinde gelecek denmesine karşın 1 hafta 10 gün sonra geldi. Dışarıda herhangi bir pano tabela aydınlatmamız yoktur. Yapılan alçıpanlara (pasajın içindeki) lambalar takıldı onun dışında herhangi bir aydınlatma yapılmadı. İşin yapımı sürecinde sürekli … şirketinden biri gelerek yapılan işleri ve yapılacak işleri kontrol etti. Ayrıca elektrik işi de sözleşme kapsamındaydı o işte … Şirketi tarafından yapıldı…İş başladığında ilk bir kaç gün gelen mimar … Şirketi’nin mimarıydı ancak işler uzayıp aksayınca daha sonra da gelen mimarın … Şirketi’nin mimarı olduğunu biliyorum. Devamında da yapılan işleri hep … Şirketi’nin mimarı takip etti” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 08/12/2022 tarihli duruşmasında dinlenen tanık …; “Ben …A.Ş ve …A.Ş isimli şirketlerin ortağıyım, her iki şirketin de genel merkezi davaya konu … bulunmaktadır, ben … İş Hanının yaklaşık 10-11 yıldır yönetim kurulu başkanıyım. Ben davaya konu iş ile ilgili …’ü yetkilendirmiştim. Ben sadece davaya konu işle ilgili iş veren pozisyonundayım onun dışında bütün süreçle … ilgilendi, biz yönetim kurulu olarak … İş Hanının yenileme ve tadilat işlerini yapması için … Şirketiyle anlaştık, onun dışında bütün süreci … takip etti, ben hangi tarafın hangi işi yaptığını, yapılan işin taşerona devredip devretmediğini ve kimlerin bizzat gelip çalıştığı ile çalışan kişilerin hangi şirketten olduğunu bilmiyorum. Üzerinden uzun zaman geçtiği için tam olarak hatırlayamamakla birlikte yenileme ve tadilat işinin 2013 yılı içerisinde teslim edildiğini, teslim edildiği zaman hatırladığım kadarıyla ya belirlenen sürede ya da belirlenen süreden makul bir süre geçtikten sonra teslim ve kabul edildiğini hatırlıyorum. Davaya konu işle ilgili … ilgilendiği için ben mimarlık işinin/hizmetinin … Şirketi tarafından verilip verilmediğini bilmiyorum. Mimar … Bey ile … Şirketi arasında bir ilişki vardı ama ilişkinin detayını ben bilmiyorum, kendisini de iş hanında görmedim…” şeklinde, aynı tarihli duruşmada dinlenen tanık …; ”Ben alüminyum doğrama ve sundurma işleriyle uğraşmaktayım, yaklaşık 15 yıldır da … Şirketiyle iş yapmaktayım. Davacı şirketle ise sadece davaya konu iş ile birlikte çalıştık o da … Şirketinin müdürü … Beyin ricası ve isteğinden kaynaklıydı, … Şirketinin müdürü … Bey benden davaya konu iş ile ilgili alüminyum doğrama işini yapmamı söyledi. Ben de bunun üzerine … İş hanına gidip ne yapılması ve neye ihtiyaç duyulduğuyla ilgili hem gözlem hem de keşif yaptım ve yaptığım tespitleri kendisine bildirdim. Mimar olarak da … isimli soy ismini şuanda hatırlayamadığım şahısta sadece o gün oradaydı, o gün dışında ben … isimli mimarı … iş hanında hiç görmedim. … isimli mimarın … şirketinin Mimarı olduğunu biliyorum. Ben yaptığım tespitleri bildirmeme rağmen benim belirttiğim eksikliklerin hiç biri giderilmeden benden yinede işleri yapmamı istediler. Ben de istek doğrultusunda yaptım ancak belirttiğim eksiklikler giderilmeden işi yaptığım için iş düzgün ve verimli olmadı. Bu süreçte de ben sürekli mimara ulaşmaya çalıştım ancak kendisine ulaşamadım en son yaptığım işin karşılığı olan ücreti almak için mimarın ofisine gittim ve yaptığım iş karşılı ücretimi tahsil ettim. 16/12/2013 tarihinde … İş Hanında çalışıyorduk ve her taraf yıkık vaziyetteydi ancak ben tam olarak hangi tarihte tamamen teslim edildiğinin hatırlamıyorum. Benim yaptığım iş 25 günü geçmedi hatırladığım kadarıyla 2014 yılının Ocak ayında ben yaptığım işi teslim etmiştim…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
HMK’nun 320 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının, dava konusu takibe dayanak cari hesaba konu faturalar nedeniyle davalıdan alacağının varlığı ve miktarı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller, alınan bilirkişi raporlarına ve dinlenen tanık beyanlarına göre; eldeki davada davacı taraf, taraflar arasında eser sözleşmesinden kaynaklı 25.03.2015 tarihli faturaya dayalı alacaklı olduğu, kendilerinin, tasarım ve mimarlık hizmeti verdiği, davalı ile yapmış oldukları sözleşmeye istinaden ”…” adresindeki taşınmazın tadilat ve yenileme işlerini üstlendikleri, davacı firmanın, tadilatı ve yenileme işlemlerini yaptığı ve teslim ettiği, bu işlemler yapılırken davacı firma ile davalı arasında cari hesap şeklinde başladığı, bu nedenle davacı firmanın ticari kayıtlarında davalının 78.482,00-TL borcunun bulunduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise, dava konusu alacakların zaman aşımına uğradığı, davacının … üzerinden kendilerinden almış olduğu 55.700,00-TL ödemeyi cari hesabından düşmediği, oysa …’a daha önce yapılan 4.000,00-TL tutarındaki ödemeyi davacı şirketin alacağından düştüğü başka bir ifadeyle davacı şirketin, …’a para tahsilatı konusunda yetki verdiği daha önce … üzerinden aldığı ödemeyi cari hesabından düştüğü ancak daha sonra davacının …’a yapılan diğer ödemeleri ise kabul etmediği, davacı yanın davalı şirketten tahsil etmiş olduğu 55.700,00-TL’sini cari hesabından düşmeyip … 26.İcra Dairesi… Esas sayılı dosya ile icra takibine konu etmesinin davacı yanın kötü niyetini açıkça ortaya koymakta olduğu, …’ın …’daki ofis işlerini davacı şirketin yönlendirmesiyle bizzat kendisinin yaptığı, davalı şirketin ödeme yapmak için fatura istemesi üzerine davacı şirketten fatura kesmesini istediği ve davacı şirketin 56.522,00-TL’lik faturayı kestiği ancak işi kendisi yaptığı için tüm ödemeyi kendisinin aldığı, faturanın KDV’sini de davacı şirkete ödediği, söz konusu fatura nedeniyle davacı şirketin hiçbir hak ve alacağı olmadığını beyan ettiğini, davacının 30/09/2013 tarihli iş sözleşmesinde vermeyi taahhüt ettiği 22.000,00-TL bedelli Mimarlık ve Uygulama Hizmetini vermediği dolayısı ile davacının vermediği bir hizmetin ücretini talep etmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Öncelikle taraflar arasında ”…” adresindeki taşınmazın tadilat ve yenileme işlerini davacı şirketin üstlendiği ve bu hususta taraflar arasında ”İş Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin üstlendiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf; davacının, dava konusu takibe dayanak cari hesaba konu faturalar nedeniyle davalıdan alacağının varlığı ve miktarı noktalarında toplanmaktadır. İşbu sözleşme taraflar arasında imzalanan ”İş Sözleşmesi” başlıklı ”…” adresindeki taşınmazın tadilat ve yenileme işlerinin davacı tarafından yapılmasının üstlenildiği sözleşme TBK 470.madde gereğince bir eser sözleşmesidir. Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında müteahhidin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesidir. Eser sözleşmesinin kurulması ile birlikte müteahhit eseri imal ve teslim etme borcu altına girmektedir. Teslim, tamamlanmış olan eserin sözleşmenin ifası amacıyla verilmesidir. İş sahibi yalnızca eserin ilam edilmesini talep hakkına sahip değildir. Sözleşmede kararlaştırıldığı gibi eseri zamanında ve ayıpsız olarak teslimini talep hakkına sahiptir. İş sahibi eseri teslimde gecikirse iş sahibi borçlu temerrütü hükümlerine başvurabilir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumanundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirilir. Ayıplı olan her eserde sözleşmeye göre bulunması gereken bir nitelik eksiktir. Bu nedenle ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir. Sözleşme konusu eserin bütün özellikleri sözleşme ile kararlaştırılmış olmasa dahi yüklenici kullanmaya elverişli ve normal bir eserin değeri kalitesinde taşıyan bir eser teslim etmekle yükümlüdür.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir. TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır. TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Görüldüğü üzere, muayene ve ihbar külfetini yerine getirmeyen iş sahibi eseri kabul etmiş sayılır ve yüklenicinin ayıptan dolayı sorumluluğu ortadan kalkar. Yukarıdaki açıklamalar, … 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin…Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporları ve tanık beyanları nazara alındığında; Mahkememizce davalı tarafından … adına yapılan ancak davacı yanın ticari defterlerinde kayıt edilmeyen toplam 55.700,00-TL tutarındaki ödemenin davacı şirkete yapıldığı kanaatine varıldığı zira yine davalı şirketçe daha önce … adına yapılan 4.000,00-TL’lik ödemenin davacı defterlerine kayıt altına alınmış olduğu, bu durumun hem … 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda hem de Mahkememizce teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarında belirtildiği, zira ihbar olunan …’ın da dosyaya bu hususları içerir dilekçe sunduğu, bu durumda Mahkememizce teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi ek raporundaki 2. Değerlendirme baz alınarak davacı yanın dava tarihi olan 26.03.2020 tarihi itibariyle davalı şirketten 78.482,00-55.700,00 = 22.782,00 TL alacak talep edebileceği ve fakat bununla birlikte taraflar arasında imzalanan ”İş Sözleşmesinde” Mimarlık + Uygulama hizmetinin 24.750,00-TL olarak yer aldığı, davacı yanın işbu hizmeti davalıya sunduğunu dosyaya sunulan delillerle ispat edemediği, tüm dosya kapsamı ile dinlenen tanık beyanlarından davacı yanın bu hizmeti davalıya sunmadığı kanaatine Mahkememizce varıldığından davalının işbu bedeli talep edemeyeceği, bu durumda da davacının ”…” adresindeki taşınmazın tadilat ve yenileme işlerini üstlendiği ve bu hususta taraflar arasında ”İş Sözleşmesi” başlıklı sözleşmeden kaynaklı davalıdan talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığı anlaşıldığından Mahkememizce davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 1.340,28-TL harçtan mahsubuna, kalan 1.160,38-TL’nin hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 12.557,12-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan 19,00-TL delil avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 27/04/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸