Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/219 E. 2022/215 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/219 Esas
KARAR NO : 2022/215

DAVA : Çek istirdatı davasında yargılamanın yenilenmesi
DAVA TARİHİ : 27/11/2014
KARAR TARİHİ : 25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan çek istirdatı davasında yargılamanın yenilenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … şubesine ait 24.10.2015 keşide tarihli … nolu, 45.000,00 TL bedelli, keşidecisi …Şti olan çeki müvekkilinin “hamil” olarak elinde bulundurduğu sırada ofisinden gerçekleşen hırsızlık olayı sonucu çalındığını, iptali için … 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, 17.09.2014 tarihinde ödeme yasağı kararı verildiğini, dava konusu çekin Mahkemeye ibrazı üzerine TTK. 763.maddesi gereğince iade davası açılması için süre verildiği, bu çekin müvekkiline ticari ilişki kapsamında … Şti. Tarafından tahsilat makbuzu düzenlenerek verildiğini, ciro sırasında müvekkilinin cirosu olmadan …, …, davalının cirolarının bulunduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılğınca bu konuda soruşturma yürütüldüğünü davalının kötüniyetli olduğunu belirterek dava konusu çekin davalıdan istirdadına karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin belirtilen çekin meşru ve iyi niyetli hamili olduğunu, ticari ilişki kapsamında alacağına karşılık, düzgün ciro sırası ile çeki iktisap ettiğini, çekin çalındığını veya zayii olduğunu bilebilecek durumda olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; TTK.nın 763.maddesine dayalı olarak açılmış olup, hamilin rızası dışında elinde çıkmış olan ve davalı elinde bulunan çekin istirdadı davasında HMK’nun 374 ve 375. maddeleri uyarınca açılan yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
HMK’nun 374. Maddesine göre; yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir. HMK’nun 375. maddesine göre yargılamanın iadesi sebepleri düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK.nın Yargılamanın iadesi sebeplere başlıklı 375.maddesinin 1/ğ maddesinde “Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkması” düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkememizin 01/02/2018 tarih, 2014/1414 Esas ve 2018/103 Karar sayılı kararı ile davalının davaya konu çeki kötüniyetle yada ağır kusurlu olarak iktisap ettiği kanıtlanamadığı, dava konusu çekin istirdadına ilişkin 6102 sayılıTTK nın 792maddesindeki koşulların gerçekleşmediği, davalının dava konusu çekin hamili bulunduğu, bu nedenle iadesinin istenilmeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak davanın davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12 HD.sinin 2018/950-2019-427 K sayılı 28.03.2019 tarihli istinaf kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiş ve hüküm 28.03.2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı vekili 02/03/2020 havale tarihli dilekçesi ile özetle; … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası kapsamında davalı hakkında verilen beraat kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi’nin 2018/249 Esas ve 2018/271 Karar sayılı kararı ile bozulduğunu, davalı hakkında … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası kapsamında yürütülen kovuşturma sonrasında mahkumiyet kararı verildiğini, huzurdaki dava konusu çekin, ceza yargılamasıyla da sabit olduğu üzere davalı tarafından kötü niyetli olarak iktisap edildiğini iddia ve beyan ederek yargılanmanın yenilenmesini talep etmiştir.
Dava konusu çekin 6102 sayılı TTK.nın 780.maddesinde öngörülen tüm zorunlu unsurları içerdiği ve böylece hukuksal niteliğince kambiyo senedi niteliğinde “çek” olduğu ve … Şubesine ait 25.10.2014 tarihli ,45.000-TL bedelli, … nolu, keşidecisi …Ltd. Şti., lehdarı … Ltd. Şti olan, arkasında sırasıyla lehdarın, …Ltd.’nin, …’nın, …’nin ve davalının ciroları olan, süresinde ibraz edilmiş ancak ödeme yasağı nedeniyle işlem yapılamamış bir çek olduğu anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK nın 790.maddesinde “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı yasanın “elden çıkan çek” başlıklı 792.maddesinde” de çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790.maddeye göre ispat etse, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü bulunmaktadır.
Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir.
Davacı çekte taraf olarak görülmese de çeki ciranta … Ltd. Şti.’nden beyaz ciro yolu ile aldığını ileri sürmüş ve bu firma adına düzenlenen dava konusu çek bilgilerinin yer aldığı tahsilat makbuzu sunmuştur. Ayrıca davacının ve …Ltd. Şti.’nin ticari defterlerinin incelenmesi sonucu, her iki firmanın defterlerinde de çekin giriş kaydının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle davacının yetkili hamil olduğunu ispat ettiğinin kabulü gerekir (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 01/10/2018 tarihli 2017/577 E., 2018/5839 K. sayılı emsal kararı).
Yine davacının çekin hırsızlık suretiyle elinden çıktığı yönündeki şikayeti üzerine başlatılan ceza soruşturmasında daimi arama kararı alındığı anlaşılmış olup, dolayısıyla bu aşamada çekin rıza dışı elden çıktığı kabul edilmiştir.
Bu durumda davacının, davalının çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiğini ispat etmesi gerekir.
Kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, – örneğin, hamilin hüviyetinin sorulmaması gibi- senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, TTK.nun 686/2. maddesindeki “poliçe hamilin elinden herhangi bir surette çıkmış bulunursa…” ibaresi, poliçenin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak senedi çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin sahte ciro ile devretmesi halinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan; eş söyleyişle, kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunmayan (yeni) hamil korunur. (Poroy-Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, Genişletilmiş 15. baskı, s. 154 vd.).
… 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin… Esas sayılı ceza dava dosyasının gerekçeli kararı ve kesinleşme şerhi UYAP sistemi üzerinden celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmış ve … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı ceza dava dosyasında; “Sanık … Hakkında; Olaya konu çeki çekteki beşinci ciranta konumunda bulunan … isimli şahıstan borcuna karşılık aldığını, …’nin açık kimlik bilgilerini bilmediğini, fakat … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde devam eden çekin iadesi davasında …’nin kimlik bilgilerinin mevcut olduğuna, kendisinin çeki alırken çek sahibi …’i aradığına, …’in muhasebe müdürü … ile telefonda görüştüğüne, …’in kendilerine ait olup olmadığını anlamak için çeki ona göndermesi gerektiğini söylediğine, kendisinin de çeki whatsapp üzerinden …’e gönderdiğine, …’in çekin kendilerine ait olduğunu ve bir sıkıntı olmadığını söylediğine, kendisinin de bu yüzden çeki alacağına dair kabul ettiğine dair sanık …’ın soruşturma aşamasındaki ifadesi, her ne kadar sanık … çeki … isimli şahıstan borcuna karşılık almış olduğunu iddia etmiş ve …’nin kimlik bilgilerinin … 6. Ticaret Mahkemesi’nde bu konu ile ilgili devam eden davada bulunduğunu belirtmiş olsa da, … adlı şahsın açık kimlik bilgilerinin bulunmadığının bildirildiği … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.01.2016 tarihli yazısı , … Bankası A.Ş. … Şubesi’ne ait …/25.10.2014 keşide yer ve tarihli keşidecisi “… LTD. ŞTİ.” olan “…, … Ltd. Şti.” emrine yazılı 45.000 TL meblağlı ve “…” seri numaralı çekin arka yüzü altıncı ciranta hanesindeki “… , … ” ibareli el yazıları ve ciranta imzasının … isimli şahsın eli mahsulü olduğu kanaatine varıldığı, …Laboratuvar Müdürlüğü’nün “…” uzmanlık numaralı raporu, sanık …’ın … tarihinde bankaya ibraz ettiği suça konu çeki, çekin kendisine geliş sebebi, hangi mal, hizmet veya alacağa karşılık olarak aldığına dair hiçbir belge, fatura ya da sözleşme ibraz edemediği, çeki aldığını iddia ettiği kişinin de hiçbir kimlik bilgisini veremediği, bu nedenle sanığın ifadesinin suçtan kurtulmaya yönelik olduğu bu cihetle sanığın hileli davranışlarla çalıntı olduğunu bildiği çeki bankaya ibrazı ile bankanın araç olarak kullanılması suretiyle menfaat elde etmeye çalıştığına, bu şekide dolandırıcılık suçunu işlediğine ve 5237 Sayılı TCK’nın 158/1-f cümlesi kapsamındaki ” nitelikli dolandırıcılık ” suçunun sanık yönünden sübut bulduğuna kanaat getirilmiştir.” şeklindeki kararı ile davalının cezalandırılmasına karar verilmiş ve İstanbul BAM 7 Ceza Dairesinin 13/01/2021 tarih 2020/1814 E-2021/104 k sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kararın 13/01/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Kesinleşen ceza mahkemesi dosyası içeriğine göre davalı …’ın dava konusu çekin kendisine geliş sebebi, hangi mal, hizmet veya alacağa karşılık olarak aldığına dair hiçbir belge, fatura ya da sözleşme ibraz edemediği, çeki aldığını iddia ettiği kişinin de hiçbir kimlik bilgisini veremediği, bu nedenle sanığın ifadesinin suçtan kurtulmaya yönelik olduğu bu cihetle sanığın hileli davranışlarla çalıntı olduğunu bildiği çeki bankaya ibrazı ile bankanın araç olarak kullanılması suretiyle menfaat elde etmeye çalıştığı, bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği gerekçesi ile mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmaktadır. 6098 Sayılı TBK’nun 74.maddesi gereği, ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararı ve ceza mahkemesinde kabul edilen maddi vakıalar hukuk mahkemesini bağlar. Özellikle bir Ceza Mahkemesinin, uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle, olayın varlığına ve sanık tarafından işlendiğine ilişkin maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptaması, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin hüküm oluşturur. (Yargıtay HGK 2017/17-3188 E- 2019/755 K, 25.06.2019) Kesinleşen Ceza Mahkemesinin, davalı …’ın, dava konusu çekin kendisine geliş sebebi, hangi mal, hizmet veya alacağa karşılık olarak aldığına dair hiçbir belge, fatura ya da sözleşme ibraz edemediği, çeki aldığını iddia ettiği kişinin de hiçbir kimlik bilgisini veremediği, bu nedenle sanığın ifadesinin suçtan kurtulmaya yönelik olduğu bu cihetle sanığın hileli davranışlarla çalıntı olduğunu bildiği çeki bankaya ibraz ettiği yönündeki maddi olgu tespiti ile davacı tarafından, TTK’nun 704. Maddesi hükmü uyarınca davalının çeki kötüniyetli ve ağır kusurlu olarak iktisap ettiğinin ispat edildiği anlaşılmakla yargılamanın iadesi talebinin kabulü ile dava konusu çekin davalıdan istirdatı ile davacıya iadesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile Mahkememizin 2014/1414 Esas sayılı dava dosyasında açılan dava ile ilgili;
Davanın kabulü ile dava konusu …Bankası … Şubesi’ne ait 25/10/2014 keşide tarihli … numaralı 45.000,00 TL bedelli çekin davalıdan İstirdadı ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 3.073,95 -TL nispi karar ve ilam harcından, davacı taraftan peşin alınan 768,50 TL + 54,40 TL olmak üzere toplam 822,90 TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 2.251,05.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan ve (2) numaralı maddede mahsup edilen toplam 822,90 TL harcın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 6.650,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 76,60 TL (25,20 TL + 54,40 TL) başvurma harcı, 501,70 TL bilirkişi masrafı, posta giderleri ve diğer giderler olmak üzere toplam 581,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin, davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider/delil avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin huzurunda, diğer tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*