Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/174 E. 2020/512 K. 18.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/174 Esas
KARAR NO:2020/512

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :14/01/2014

BİRLEŞEN DAVA ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: … Esas
KARAR NO: …

DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2017

ASIL VE BİRLEŞEN DOSYADA
KARAR TARİHİ: 18/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davalı alacaklı tarafından …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takip konusu yapılan senedin gerçek bir ticari ilişki ve borca dayanmadığını, senet metninde ” malen” kaydı bulunmasına rağmen müvekkiline herhangi bir mal tesliminin yapılmadığını, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numarasıyla yürütülen soruşturma dosyasında alacaklı şirket sahibi tarafından verilen ifadeden de bu durumun anlaşıldığını, senetin ikrah altında imzalatıldığını, davalı alacaklının iddiası olan kardeşinin borcunu müvekkilinin ikrah olmaksızın iradi olarak üstlendiği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı şirket ile müvekkilinin kardeşi olan … … hakkındaki ticari ilişki sonucu oluşan borcun müvekkili tarafında üstlenildiğine yönelik sözleşme imzalanmadığını ve bu kapsamda irade ortaya konmadığını belirterek başkasının borcu için müvekkilinin sorumlu tutma çabasından başka birşey olmayan takibe konu senetlerden dolayı müvekkilinin anılan takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine ve davalının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacının ikrah (korkutma) iddiasının T.B.K 37.maddesi hükmünde düzenlendiğini, dava konusu senetlerin imzalanmasına ikrahın sebep olmadığını, davacının şikayeti üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verildiğini, davacının hiçbir baskı ve zorlama uygulanmadan senetleri imzaladığını, bu durumun müvekkilinin iş yerine ait güvenlik kameralarıyla saptandığını, davacının kendi isteği ve davet üzerine iş yerine geldiğini, … Kuyumculuğun sahipleri …, … … ve …’ın müvekkili şirket ve … faaliyette bulunan birçok şirketten güven ilişkisine dayalı mal aldıklarını ve bedelini ödemeksizin ortadan kaybolduklarını, davacı hakkındaki dolandırıcılık şikayeti üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığının … sor.nolu soruşturmasının halen devam ettiğini, davacının borcuna karşılık müvekkiline ödeme planı sunduğunu ve 4 adet senedi vermeyi teklif ettiğini, … Kuyumculuk Şirketi ile yürütülen ticari ilişki kapsamında toplam 174.999,00 TL tutarında ürün tesliminin davacıya yapıldığını, fatura ve irsaliyelerin … …- … Kuyumculuk Firması adına kesildiğini, fatura konusu malları davacı ve dava dışı … … ile …’ın birlikte teslim aldıklarını, senetlerin gerçek bir borç ilişkisine dayandığını belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında; davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından müvekkilinden toplamda 175.000,00 TL bedelli 4 adet senet alındığını, bu senetlerden 01/06/2013 tarihli senet için İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, davalının müvekkili hakkında başlatmış olduğu takibin haksız ve hukuka olduğunu, bu nedenle müvekkili tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını beyan ile, mahkememizde açılmış olan dava dosyasının …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesinin talep ve dava etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE/
Dava ve birleşen dava İİK.nun 72. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, davacıların davalıya icra takibine dayanak alınan senetden dolayı borçlarının bulunmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizin 28/12/2015 tarih, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne, 01/04/2013 tanzim ve 01/06/2013, 01/07/2013, 01/08/2013, 01/09/2013 ödeme tarihli, her biri 43.750,00.-TL bedellinde toplamda 4 adet 175.000,00.-TL bedelli senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik karar verilmiştir.
Davalı vekilinin 22/02/2016 teslim tarihli temyiz başvurusu üzerine dosyanın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ne gönderildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 07/11/2016 tarih, 2016/5172 Esas ve 2016/14380 Karar sayılı ilamı ile; davanın 1 adet 43.750,00.-TL miktarlı bonoya dayalı icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığı tespitine ilişkin olduğu, takibe konu edilen bono dışındaki bonolar açısından girişilmiş bir icra takibi bulunmadığının anlaşıldığı, HMK’nın 26. Maddesi uyarınca talep dışına çıkılarak hüküm kurulmuş olması nedeniyle Mahkememiz kararının bozularak dosyanın Mahkememize gönderildiği,Mahkememizin … Esasına kaydının yapıldığı ve Mahkememizce bozma ilamına uyulduğu ve görüldü.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2017 tarih, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile dosyalarının, Mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında dava tarafları aynı olduğu, yargılama sırasında ortaya çıkan 01/04/2013 tanzim tarihli; 01/07/2013, 01/08/2013, ve 01/09/2013 ödeme tarihli her biri 43.750,00.-TL bedelli, toplamda 131.250,00.-TL bedelli senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 22/03/2018 tarih, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile; asıl davanın kabulü ile dava konusu 01/04/2013 tanzim tarihli, 01/06/2013 ödeme tarihli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, birleşen davanın kabulü ile dava konusu 01/04/2013 tanzim tarihli; 01/07/2013, 01/08/2013, 01/09/2013 ödeme tarihli her biri 43.750,00.-TL bedelli toplam 131.250,00.-TL bedelli 3 adet senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin 23/05/2018 teslim tarihli temyiz başvurusu üzerine dosyanın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ne gönderildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2019 tarih, 2018/2316 Esas ve 2019/4890 Karar sayılı ilamı ile; davacının kendisine zorla senet imzalattırıldığına yönelik şikayetini Savcılığa 16/05/2013 tarihinde yaptığı, korku ve ikrahın bu tarihte ortadan kalktığının kabulü gerektiği, davacının asıl davayı 14/11/2014 tarihinde birleşen davayı ise 30/06/2017 tarihinde açtığı, TBK’nın 39/1 maddesi gereğince korkutulan tarafın korkusunun kaltığı tarihten itibaren bir yıl içinde sözleşmeye bağlı olmadığını bildirmesi gerektiği aksi taktirde sözleşmeye bağlı sayılacağı, davacının sözleşmeye bağlı olmadığına yönelik dava öncesi çekilen bir ihtarının da olmadığı, davacının asıl ve birleşen davayı bir yıllık süre içerisinde açmış olsa dahi senetlerin korku ile imzalattırıldığını ispat edemediği gerekçeleriyle Mahkememiz kararının bozularak dosyanın Mahkememize gönderildiği, Mahkememizin 2020/174 Esasına kaydının yapıldığı, bozma üzerine mahkememizce yeniden yapılan yargılamada, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verildiği görüldü.
Asıl ve birleşen davada davacı tarafından, dava konusu bonoların davacı tarafça kendisine ikrah yolu ile imzalatıldığını ve dava dışı kardeşinden olan alacağın kendisinden bu şekilde zorla tahsil ettirilmeye çalışıldığı iddiasıyla dava konusu bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebinde bulunulmuştur. Davacının kendisine zorla senet imzalattırıldığına yönelik şikayetini savcılığa 16.05.2013 tarihinde yaptığı anlaşılmıştır. Bu durumda korku ve ikrahın bu tarihte ortadan kalktığının kabulü gerekir.6098 sayılı TBK’nun 39.maddesi uyarınca korkutulma sonucunda sözleşme yapan tarafın korkutmanın etkisi ortadan kalktığı andan başlayarak 1 yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez ise sözleşme ile bağlı sayılacağı, davacının asıl davayı 14.01.2014 tarihinde, birleşen davayı ise 30.06.2017 tarihinde açtığı, asıl ve birleşen davanın bir yıllık hak düşürücü süreler geçirildikten sonra açıldığı ve artık sözleşmenin benimsendiği yasa gereğidir. Davacının sözleşmeyle bağlı olmadığına yönelik dava öncesi çekilen herhangi bir ihtar da bulunmadığı, davacı bu davaları bir yıllık süre içinde açmış olsa bile senetlerin korku ile imzalattırıldığını ispat edemediği anlaşıldığından asıl ve birleşen davalar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş, asıl davada kötüniyet tazminatının koşulları oluşmadığından, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
Asıl dava yönünden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükle bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40.-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 747,15.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 692,75.-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 500,00.-TL gider avansından artan bakiye avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafça yapılan 360,50.-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 6.487,50.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükle bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40.-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.241,43.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 2.187,03.-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 165,00.-TL gider avansından artan bakiye avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 16.418,75.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.18/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır