Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/166 E. 2021/600 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/166
KARAR NO : 2021/600

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/01/2018
KARAR TARİHİ : 16/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 09/01/2016 günü saat 01:55 sıralarında sürücü …’ın sevk ve idaresindeki… plakalı otobüs ile …’dan, …’in … ilçesine biletli yolcu taşımacılığı yaparken, … istikametinden … istikametine seyir halindenken 22+350’ye geldiğinde aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek önce yoldan çıkıp aracın sağ yan kısımlarını feretuvara sürterek; yola doğru manevra yaptığı esnada viraja ve yol içine aracını sol yan üstüne orta refüj bariyerlerine devirerek karşı yola sürüklenerek yol aşıp takla atarak ormanlık alan içine araçlara çarparak durması neticesinde araçta yolcu konumunda bulunan ve müvekkillerinin desteği olan …’in de ölmesine neden olan, tek taraflı ölümlü yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kolluk kuvvetlerince tutulan kaza tespit tutanağına göre işbu tek taraflı kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı K.T.K’nun 52/1-b ”araçların hızını yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak” kuralını ihlal ettiğinden bahisle asli, tek ve tamamen kusurlu olduğunun tespit edildiğini, … CBS’nın … numarasıyla soruşturma başlatıldığını halen soruşturmanın devam ettiğini,… plakalı aracın kaza tarihini kapsar Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası bulunmadığından iş bu davayı … Hesabına karşı açtıklarını, davalı tarafa başvuru yaptıklarını, söz konusu başvurunun bir insan kaçakçılığı faaliyeti sırasında olduğu belirtilerek reddedildiğini, söz konusu taşımacılığın ücretli bir taşıma sırasında meydana geldiğini, kazanın müvekkili tarafından … … İli’ne yapılan bir şehirler arası taşıma faaliyeti sırasında meydana geldiğini, aksi halde dahi bu durumun … Hesabı’nın sorumluluğunu ortadan kaldıran bir hadise olmadığını, müvekkilleri …’a …’a…’a …’a ve …’a muris …’ı kaybetmelerinden dolayı Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında ve zorunlu olan işbu sigortanın olmaması hasebiyle hak ettiği fazlaya ilişkin hakları ve ek dava açmak hakları saklı kalmak kaydıyla, her biri ayrı ayrı 1.000 TL olmak üzere toplamda şimdilik 5.000 TL destekten yoksunluk maddi tazminatının davalı … Hesabı’ndan tahsili ile müvekkillerine verilmesini, hükmedilecek tazminatlara davalı tarafa yapılan başvuru tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına ve tüm yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İş bu dava konusunun 20/07/2011 tarihli trafik kazası nedeni ile davacı tarafından … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasından da müvekkili kurum aleyhine dava açıldığını davanın henüz derdest olduğunu davaların aynı olduğunu, bu nedenlerle dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesini, davacılar sigortalı/lehtarın yerleşim yerinin … olduğunu, davacının ikametgahı mahkemesinin kesin kuralı gereği davanın yetkili … Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiğini, mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının talebinin net olmadığını ve dava dilekçesinin iptali gerektiğini, davacının yabancı olması nedeniyle teminat yatırılması gerektiğini, dava konusu kazaya sebebiyet veren aracın poliçesinin mevcut olması nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, Tramer Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi’nden alınan bilgi ile sabit olduğunu … plakalı araç 16/07/2015-2016 tarihleri arasında dava konusu kazayı kapsayacak şekilde … nolu poliçe ile … SİGORTA A.Ş nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçenin varlığı nedeniyle … Hesabının sorumluluğunun söz konusu olmadığını, bu nedenle müvekkili kurum aleyhine açılan davanın reddi gerektiğini, yabancı uyruklu kişilerin taşımacılık veya koltuk sigortasına tabiyeti olmadığını, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın kaçak yolla ülke dışına gitmek isteyen şahısları taşımak amacıyla taşımacılık yapmakta olduğunu, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davaya konu kazaya sebebiyet veren otobüsün kaç yolcu kapasiteli olduğunun mahkemece araştırılması gerektiğini, dava dilekçesi ve ekindeki delillerden anlaşıldığı üzere kazanın meydana geldiği sırada otobüste en az 56 kişi bulunduğunu, seyahat esnasında istiap haddinin aşıldığı anlaşıldığı, davacının müterafik kusuru olduğunu, davacının bu kaza ile ilgili alınmış ödemeleri bildirmesi gerektiğini, kazadaki kusur durumunun bilirkişiler tarafından net olarak tespit edilmesi gerektiğini, maluliyet oranın ispatlanması gerektiğini, ve zararın sorumlu aktüer bilirkişi tarafından hesaplanmasının gerektiğini, davacıya bu kaza nedeniyle SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespitinin gerektiğini, geçici iş göremezlik zararları teminat kapsamında olmadığını, ceza dosyasının celbinin gerektiğini, faiz istemi başlangıç tarihi ve yargılama gideri istemi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, usule yönelik itirazların karara bağlanmasını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddinin gerektiğini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE /
Dava, 6098 sayılı TBK’nun 53. Maddesi uyarınca destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizden verilen 28/11/2018 tarih ve 2018/120 Esas 2018/1183 sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 29/01/2020 tarih 2019/1819 Esas 2020/129 Karar sayılı ilamıyla kaldırıldığı, davanın Mahkememizin 2020/166 esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava dosyasına konu 09/01/2016 tarihli trafik kazasısında vefat eden başka bir kişinin yakınları tarafından Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası bulunmadığından bahisle yine … Hesabı’na karşı destekten yoksun kalmaya ilişkin açılan maddi tazminat davasına ilişkin olarak emsal nitelikteki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi’nin 04/02/2021 tarihli 2019/1189 Esas, 2021/152 Karar sayılı ilamı;”…. Dava ve uyuşmazlık, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. ve TBK’nın 53. maddesi kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, 09/01/2016 tarihinde, zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası bulunmayan yolcu otobüsünün tek taraflı kaza yapması neticesinde araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteği (mirasbırakanı)’nin vefat etmesi nedeniyle davacıların, işbu davada destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları ve Mahkemece, yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İstinafa konu uyuşmazlık rizikonun zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 17. maddesi, şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacılarının, kalkış noktasından varış noktasına kadar meydana gelecek kazalar sonucu yolcunun ölümü ve yaralanmasından dolayı sorumlu olacağını, 18. maddesi ise, bu zararların teminat altına alınması için zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortasının yaptırılması gerektiğini hüküm altına almıştır. Ayrıca bu Kanun’a dayanılarak çıkarılan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 64. maddesi gereğince yolcu taşımacılığı yapan taşıyıcıların zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğunun bulunduğu belirtilmiştir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesinde de; bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10/07/2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına karar temin edeceği açıklanmıştır. Aynı Yasanın 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile … Cumhuriyet Başsavcılığının… Soruşturma sayılı dosyasına göre, 09/01/2016 tarihinde … uyruklu vatandaşların içerisinde yolcu olarak bulunduğu, … Ltd. Şti. adına kayıtlı … plakalı otobüsün devrilmesi nedeniyle meydana gelen kazası neticesinde, araç sürücüsü dahil 9 kişinin öldüğü ve olayın göçmen kaçakçılığı yapıldığı esnada meydana geldiği anlaşılmıştır. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Kapsam Dışında Kalan Haller” başlıklı A.5. Maddesinin (i) bendinde “cürüm ve cinayet işlemek veya bunlara teşebbüs,” hallerinin bu sigorta teminatının dışında olduğu ifade edilmiştir.
Buna göre, somut olayda, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında kalan nitelikte, yolcu taşımacısı tarafından yapılan bir taşıma faaliyeti söz konusu olmadığından, başka bir deyişle dava konusu taşımacılık eylemi, göçmen kaçakçılığı suçunun (cürüm) işlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiş olduğundan davalı … Hesabı’nın sigortalının (zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası bulunmayan işletenin) 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluğunu üstlendiğinden söz etme olanağı yoktur. Davacıların, koşullarının bulunması halinde, teminatının kapsamı zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortasından farklı olan ve kaza tarihinde geçerli poliçesi bulunan zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat isteminde bulunma olanakları vardır. O halde mahkemece, rizikonun teminat dışında olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.” şeklindedir.
Yukarıda açıkça yer alan istinaf kararında da belirtildiği üzere … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasına göre, 09/01/2016 tarihinde Suriye uyruklu vatandaşların içerisinde yolcu olarak bulunduğu, … Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı … plakalı otobüsün devrilmesi nedeniyle meydana gelen kazası neticesinde, araç sürücüsü dahil 9 kişinin öldüğü ve olayın göçmen kaçakçılığı yapıldığı esnada meydana geldiği anlaşılmıştır. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Kapsam Dışında Kalan Haller” başlıklı A.5. Maddesinin (i) bendinde “cürüm ve cinayet işlemek veya bunlara teşebbüs,” hallerinin bu sigorta teminatının dışında olduğu ifade edilmiştir. Dava konusu taşımacılık eylemi, göçmen kaçakçılığı suçunun işlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiş olduğundan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluk davalıya yükletilemez. Bu nedenle de rizikonun teminat dışında olması nedeniyle davanın reddine dair karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda izah olunan gerekçe ile;
1-Davanın reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının 35,90 TL peşin harçtan mahsubu ile, bakiye 23,40 TL’nin davacı taraflardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan herhangi bir delil avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nun 333. maddesi gereğince hüküm kesinleştiğinde artan avansın yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-Davacıların yabancı uyruklu olmaları nedeniyle alınan teminatın HMK’nun 392/2. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde tazminat davası açıldığının davalı tarafça dosyamıza bildirilmemesi halinde davacılara iadesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/09/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır