Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/130 E. 2020/300 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/130 Esas
KARAR NO : 2020/300

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2017
KARAR TARİHİ : 12/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; davacı müvekkili şirketin, sinema sektöründe faaliyet gösteren ve pek çok ünlü oyuncunun bağlı olduğu bir ajans şirketi olduğunu, davacı müvekkili ajansın, davaya konu oyuncu …’ nın da oyuncu ajansı olarak faaliyet göstermekte olduğunu, davacı müvekkili ile davalı arasında Eylül 2014 tarihinde … ‘ de yayınlanmak üzere hazırlanan “…” adlı televizyon dizisinde davacı müvekkili ajansın oyuncusu …’ nın dizide oymanamasına yönelik oyunculuk/Mali Hak Devir Sözleşmesi yapıldığını, ancak müvekkilince sözleşmenin bir örneği bulunmadığ ıiçin içeriğini tam olarak bilinmemekte olduğunu, davalının yapımcılığını üstlenmiş olduğu televizyon dizisinden, oyuncu …a’ nın oyunculuk ücreti ve müvekkilinin ajans komisyon ücreti alacaklarını çekimi tamamlanmış olan 10 bölüm boyunca yerine getirmediğini, davalıya sunulmuş olan hizmet noktasında ihtilaf bulunmadığından, …’ nın… dizisinde oynadığı sabit olmakla, ödemelerin yerine getirilmesi için davalıya ihtarnameler gönderildiğinin, zira müvekkilinin aynı dizide rolan başka bir oyuncusunun alacağına ilişkin davalıya ihtarnameler gönderdiğini, ancak davalının hiçbir geçerliliği ve hukuki dayanağı bulunmayan gerkeçeler ile edimden imtina ettiğini ve müvekkili ve oyuncularına ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacı müvekkilinin, kendisine ve oyuncu …a’ ya sözleşme gereğince ödenmesi gereken oyunculuk ve ajans komisyon bedelinin çekimi tamamlanmış son 10 bölüme ilişkin faturaları davalıya gönderdiğini, söz konusu faturaların davalı tarafça itiraz edilmeden kesinleştiğini, netice olarak davacı müvekkilinin, “…” dizi filminin 66 ile 75 bölümler dahil olmak üzere toplamda 10 adet bölümün oyunculuk bedelleri +stopaj+KDV hesaplamak suretiyle toplam 85.550,00-TL alacağı için İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile davalı tarafa ilamsız icra takibi başlattığını, söz konusu takibe davalının haksız ve kötü niyetli olarak 26/12/2016 tarihinde itiraz ettiğini ve takibin durdurğunu belirterek, davanın kabulü ile davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; davanın görevli Mahkemede açılmadığını, usul yönünden reddinni gerektiğini, davacı tarafın, dava dilekçesinde açıkça “…televizyon dizinde davacı müvekkil …’ ın oyuncusu …’ nın dizide oynamasına yönelik oyunculuk/mali hak devir sözleşmesi yapılmıştır” şeklindeki ifadesi ile alacaklarının dayanağı olarak oyunculuk/mali haklar sözleşmesini gösterdiğini, fikir ve sanat eserleri hukuku anlamında eserin, her şeyden önce sahibinin sanata ilişkin özelliklerini yansıtan ürün olarak ele almak gerektiğini, fikri / estetik bir öze sahip olması gerektiğini, bir yapılanma arz etmesi gerektiğini, ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eseri kategorilerinden birine dahil olması gerektiğini, asıl önemlisi insan ruhunun yaratıcı yönünden kaynaklanması gerektiğini, davacının dayanak olarak gösterdiği sözleşmenin baskın unsurunun 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında olduğunu, görevli mahkemenin Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi olduğunu, dava dilekçesinde dava konusu oyunculuk ve ajans komisyon ücretine ilişkin”….oyuncu …a’ nın dizide oynamasına yönelik Oyunculuk /Mali Hak Devir Sözleşmesi yapılmıştır. Ancak taraflarında sözleşmenin bir örneği bulunmadığından içeriğini tam olarak bilmemekteyiz ” şeklinde beyanda bulunduklarını, her ne kadar alacaklarına dayanak olarak iş bu sözleşmeyi göstermiş olsalar da dosyaya herhangi bir belge ibraz edilmediğini, müvekkili şirketi nezdinde de herhangi bir sözleşme mevcut olmadığını, davacının iddialarının herhangi bir yasal dayanaığının bulunmadığını, müvekkili şirketin yapımcılığını üstlendiği … dizisinin …Televizyonu tarafından dizi projesinin devam etmemesi yönünde karar alındığından yayından kaldırıldığını, nitekim, müvekkili şirket ve ortaklarının da piyasada tanırlığı ve güvenilirliğinin açık olduğunu ve dava konusu alacak var olsa dahi borçlarını ödemekten kaçınmamakta olduklarını belirterek davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava İİK’nun 67 ve devamı maddeler, kapsamında itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davalının takibe itirazının haklı olup olmadığı, taraflar arasında oyunculuk/mali hak devir sözleşmesi yapılıp yapılmadığı, davacının aktif husumetinin bulunup bulunmadığı davacının takibe dayanak faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne tutarda alacaklı olduğu, icra inkar ve kötü niyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
İcra dosyası celbedilerek incelenmiş takibe itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Taraflarca ibraz edilen deliller incelenmiş, celbi talep edilen deliller toplanmıştır. Davacının iddiası, davalının savunması, ve tüm dosya kapsamına göre , ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların 2016 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde smmm bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 18/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalı şirketin incelenen ticari defterlerine göre, takibe konu faturaların hem davacı ve hem de davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görüldüğünden, dava konusu olayın dizi ve film yapım uzmanı tarafından da değerlendirilmesi konusunda takdir Mahkemeye ait olmak üzere davacı tarafın davalıdan alacak talebinde bulunabilceği, bu durumda davacının davalıdan 14/12/2016 takip tarihi itibariyle 85.550,00-TL tutarında alacağının bulunduğu ve bu alacağa takipte ve sonraki dönemlerde davacının talebi ile bağlı olarak yasal faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekiline dava dışı …a ile aralarında imzalandığını iddia olunan oyunculuk mali hak devir sözleşmesini sunması için kesin süre verilmesine rağmen bu sözleşme ibraz edilmemiştir. Davacı tarafça ibraz edilen sözleşme …a ile davacı arasında imzalanan “sözleşme” başlıklı 22/04/2013 tarihli sözleşmedir.
Mahkememizin 08/11/2018 Tarih ve … Esas, … sayılı kararı ile; “davacının 22/04/2013 tarihli sözleşme ile ajansına bağlı çalışan dava dışı …A’nın davalı şirketin yapımcılığını üstlendiği “…” isimli televizyon dizisindeki oyunculuk alacağını ilamsız icra yolu ile davalıdan talep ettiği, davacı ile dava dışı …A arasında imzalanan 22/04/2013 tarihli sözleşmenin mali hükümler başlıklı 7.maddesi ile dava dışı …a’nın davacı şirket aracılığı ile üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden doğan ücret alacaklarının geciktirilmesi veya ödenmemesi halinde, davacının …A ile birlikte karar vererek hukuki girişimlerde bulunabileceğinin kararlaştırıldığı, dosya kapsamında davacının dava dışı …A’nın davalıdan olan alacaklarının devir yahut temlik alındığına dair bir delil bulunmadığı gibi, anılan sözleşme maddesi kapsamında …A’nın davalıdan olan oyunculuk ücreti alacaklarının tahsili için hukuki girişimde bulunulmasına yönelik alınmış ortak bir kararın mevcudiyetine dair delil de sunulmadığı, nitekim oyunculuk ücreti alacağının esasen dava dışı oyuncuya ait olduğu ve yine anılan sözleşmenin 2.4 maddesi kapsamında davacının bu ücretin %25 oranında bir sanatçı servis ücreti alacağı bulunduğu, bu alacağın da sözleşmenin tarafı olan …A’dan talep edilebileceği, şu halde davacının …A’nın davalıdan olan alacağının tahsili talebi için 22/04/2013 tarihli sözleşme kapsamında yetkilendirilmediği, doğrudan taraf olmadığı oyunculuk sözleşmesi kapsamında ortaya çıktığı iddia olunan oyunculuk ücreti yönünden aktif husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla” davanın reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememiz kararına karşı İstinaf kanun yoluna başvurulmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi… Hukuk Dairesi’nin 30/01/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı ile aşağıdaki gerekçelerle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir:
“Dava, oyunculuk/mali hak devir sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı ajans şirketi, dava dışı sanatçı adına, davalının yapımcısı olduğu dizide oynaması için, davalı ile sözleşme kurulmasına aracılık ettiğini ancak sanatçının ve ajansın ücretinin ödenmediğini, yapılan takibe de itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali davasını açmış, mahkemece davacı şirketin aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraf sıfatı, dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi, kural olarak o hakkın sahibine aittir. (Aktif husumet) Subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi ise, o hakka yükümlü olan kişidir. (Pasif husumet) Bir davanın tarafları, o davada gerçekten taraf sıfatını haiz değil ise, mahkemece, dava konusunun esası hakkında inceleme yapılıp karar verilemez, davanın reddi gerekir. Sıfat yokluğu, bir def’i değil, dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itirazdır. 1086 sayılı HUMK ‘ta bir dava şartı olmamakla birlikte, hakim, kendisine sunulan dava malzemesinden bir itiraz sebebinin varlığını öğrenirse, bunu kendiliğinden gözetir. (KURU; Medeni Usul Hukuku, 2017, s.122, 123). 6100 sayılı HMK ‘da da aynı durum korunmuştur. (Yargıtay 11 HD’nin 2017/1713 Esas, 2018/7247 Karar sayılı kararı).
Dosya kapsamından, 17/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda, dava ve takibe konu 10 adet faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu belirtilmiştir. Satıcının gönderdiği faturayı alıp ticari defterlerine kaydeden alıcı ile satıcı arasında akdi ilişkinin mevcut olduğu ve davacının eldeki davayı açmada taraf sıfatı bulunduğunun kabulü gerekirken, mahkemece, dava dışı oyuncu ile yapılan sözleşmenin 7.2 ve 7.6 maddeleri de gözetilmeksizin, anılan sözleşmeye dayanarak davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle mahkemece işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulüne, davacının taraf sıfatı ile ilgili deliller değerlendirilmeden, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”
6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a bendinde ve alt bendlerinde; bölge adliye mahkemelerinin esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmaksızın kesin olarak karar verebileceği haller düzenlenmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi 30/01/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı ile mahkememiz kararının kaldırılarak yeniden mahkememize gönderilmesine dair verdiği hükmü 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a/6 bendine dayandırmıştır. Anılan hüküm; “Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması.” düzenlemesini içermektedir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi anılan kararında, mahkememizce, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbirini toplamadığı veya gösterilen delilleri hiç değerlendirmeden karar verdiği gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere mahkememize gönderilmesine kesin olarak karar vermiştir. Oysa dosya kapsamından, taraflarca gösterilen tüm delillerin, sözleşme ile sözleşmeye dayanak faturaların, icra dosyasının sicil kayıtlarının dosyaya celbedildiği, tüm deliller toplandıktan sonra mali bilirkişi incelemesi yapıldığı, dava dışı oyuncu ile davacı arasındaki sözleşmenin mali hükümler başlıklı 7.maddesinin bir bütün halinde değerlendirildiği, sözleşmenin 7.1 maddesi kapsamında, oyuncu tarafından yapılan tüm işlerin telif haklarının davacı tarafından takip edileceği, 7.2 maddesi kapsamında işverenden oyuncu adına tüm tahsilatların davacı tarafından yapılacağı düzenlenmekle birlikte, sözleşmenin 7.5 maddesinde dava dışı oyuncunun davacı şirket aracılığı ile üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden doğan ücret alacaklarının geciktirilmesi veya ödenmemesi halinde, davacının, dava dışı oyuncu …A ile birlikte karar vererek hukuki girişimlerde bulunabileceğinin kararlaştırıldığı, başka ifade ile oyuncunun yaptığı işten doğan ücret hakkının bizzat oyuncuya ait olduğu, anılan sözleşme ile bu ücretlerin oyuncu adına tahsili hususunda davacıya sözleşmenin 7.2 maddesi ile temsil yetkisi verildiği, ücret ödemelerinde gecikme bulunması halinde ise sözleşmenin 7.5 maddesi uyarınca davacının ücret tahsili için hukuki girişimlerde bulunabilmesinin, dava dışı oyuncu …A ile birlikte karar vermesi şartına bağlandığı, davacının, dava dışı …A’nın davalıdan olan alacaklarının devir yahut temlik alındığına dair veya anılan sözleşme maddesi kapsamında …A’nın davalıdan olan oyunculuk ücreti alacaklarının tahsili için hukuki girişimde bulunulmasına yönelik alınmış ortak bir kararın mevcudiyetine dair delil de sunmadı gerekçeleri ile aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Görüldüğü üzere mahkememizce tüm deliller eksiksiz toplanmış, uyuşmazlık vasıflandırılmış, işin esasına girilmiş ve saptanan hukuksal duruma göre karar verilmiştir. Nitekim davada sıfat, davanın tarafı ile dava konusu arasındaki hak ilişkisine dayalı bağdır. Başka ifade ile davada sıfat, maddi hukuktaki alacaklı sıfatı ve borçlu sıfatı ile özdeştir. Maddi hukuka göre alacaklı sıfatı bulunan kişinin usul hukukunda davacı sıfatı, maddi hukuka göre borçlu sıfatı bulunan kişinin usul hukukuna göre davalı sıfatı vardır. Mahkemece, davacı veya davalının, davada sıfatının (aktif- pasif husumetinın) bulunup bulunmadığına, bu kişilerin maddi hukukta hak sahibi olup olmadıklarının araştırılması neticesinde karar verilir. Davada sıfat yokluğu def’i değil, itirazdır ve mahkemece re’sen araştırılır. Ancak sıfat bir dava şartı mahiyetinde de değildir. Zira sıfat bir usul hukuku konusu değil, doğrudan maddi hukukun konusudur. (bkz. Yılmaz/EJDER; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, değiştirilmiş 2.baskı, Yetkin Yayınları, Ankara,2013, s.543 ve devamı) Dolayısıyla bir davanın aktif veya pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi halinde dava usulden reddedilmiş sayılmaz. Nitekim mahkememizin kaldırılan ilamında da davanın usulden reddine değil, husumet yokluğundan reddine ifadesi kullanılmıştır. Bu nedenle mahkememizce işin esasına girilmediğinden de bahsedilemez. Şu halde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi’nin mezkur 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a/6 bendine dayalı olarak verdiği kaldırma ve karar verilmek üzere dosyanın mahkememize gönderilmesine dair kararı dosya içeriği ile örtüşmemektedir.
Öte yandan ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada bir eksiklik bulunmamasına rağmen, delillerin takdirinde hata edildiği ve bu durumun yeniden yargılamayı gerektirmediği kanaatine varılması halinde 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-2 bendi uyarınca bölge adliye mahkemesi düzelterek yeniden esas hakkında karar verir. Eldeki dava dosyasında yukarıda izah edildiği üzere yargılamada bir eksiklik bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesi dosya içeriği deliller, bilirkişi raporu ve sözleşmenin yorumu sonucunda davacının aktif husumeti bulunmadığı yönünde hukuki değerlendirme yapmış, bölge adliye mahkemesi ise yine sözleşmenin yorumu ile davacının aktif husumetini bulunduğu kanaatine varmıştır. Dosyada takibe dayanak faturaların taraf defterlerinde ne şekilde göründüğüne dair bilirkişi incelemesi de mevcut olduğuna göre, bölge adliye mahkemesi davacının sıfatını kabul ettikten sonra 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-2 bendi uyarınca esas hakkında yeniden karar vermek durumunda iken dosyayı, farklı hukuki kanaatte olmasına rağmen kesin nitelikli bölge adliye mahkemesi kararına karşı direnme hakkı dahi bulunmayan ilke derece mahkemesine iade etmiştir.
Bölge adliye mahkemesi tarafından HMK’nun 353/1-a bendi kapsamında verilen kararlar kesin nitelikte ve ilk derece mahkemesini bağlayıcı mahiyettedir. Dosya yeniden esasA alındıktan sonra, toplanması gereken başkaca bir delil ve yapılması gereken başkaca bir tahkikat işlemi bulunmadığından, kesin ve bağlayıcı bölge adliye mahkemesi kararı gereği davacının aktif husumetinin bulunduğu kabul edilmiştir. Davacıya ait ajansa kayıtlı, dava dışı oyuncu …A’nın davalının yapımcılığını üstlendiği … isimli televizyon dizisinde 10 bölüm rol aldığı, taraflar arasında bu hususun ihtilaflı olmadığı, davacı tarafından dava dışı oyuncunun bölüm başı ücreti için tanzim edilen 10 adet ve toplam 85.550,00-TL tutarındaki faturanın davalı yana tebliğ edildiği, nitekim yapılan mali bilirkişi incelemesi ile faturaların davalı tarafından kendi defterlerine kaydedildiğinin görüldüğü, davalının fatura bedellerini ödediğini yazılı delil ile ispat edemediği, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 85.550,00-TL tutarında alacaklı olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne; davalı yanın İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takibine yapıtığı itirazın iptali ile takibin takipteki diğer koşullar ile devamına, davalı takibe itirazında haksız ve alacak likit nitelikte olduğundan, davalının alacağın%20 si oranında 17.110,00-TL inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜNE; davalı yanın İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takibine yapıtığı itirazın iptali ile takibin takipteki diğer koşullar ile devamına,
Davalının alacağın %20’si oranında 17.110,00-TL inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, bu tutarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 5.843,92-TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 1.460,99-TL peşin harcın mahsubu ile, bakiye 4.382,93 -TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.460,99-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 11.921,50-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 216,70-TL posta gideri olmak üzere toplam 848,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
HMK 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır