Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/751 Esas
KARAR NO : 2021/453
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 04/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat sektöründe hizmet verdiğini, …’de yer alan, … ortaklığında inşa edilen … projesi dahilinde müvekkili şirketin işlerin daha hızlı tamamlanabilmesi amacıyla …Anonim Şirketi ile asıl işveren-taşeron ilişkisi içerisinde sözleşme imzalandığını ve çalışmaya başlanıldığını, 02/12/2016 tarihinde davalı tarafça … 34. İcra Dairesi’nin .. Esas sayılı dosyasına dayanak olarak … 13. İcra Dairesi’nin … Talimat sayılı dosyasından müvekkili şirketin… projesine ait “…” adresine hacze gelindiğini, hacze gelen dosyada; alacaklı taraf olarak davalı …’nin, borçlu olarak da … Şirketi ile …’ın göründüğünü, haciz işleminin, hacze gelinen yerin… Ticaret Anonim Şirketi’ne ait olduğu iddiası ile yapıldığını, haciz esnasında müvekkili şirkete ait 3 adet bilgisayarın, 1 adet fotokopi makinesinin haczedilerek müvekkili şirket çalışanına yediemin olarak bırakıldığını, yapılan bu hacze, hem haciz esnasında hem de haciz sonrasında icra dosyasına sunulan dilekçe ile istihkak iddiasında bulunulduğunu ancak işbu istihkak iddiasının reddedilerek takibin devamına karar verildiğini, bu karar üzerine 20/12/2016 tarihinde anılan icra dosyasından ikinci kez … Talimat numaralı dosyası ile müvekkili şirkete ait şantiyeye hacze gelindiğini, bu sefer haciz baskısı ve tehdidi altında olan müvekkilinin kendine ait olan malların muhafazasını önlemek amacıyla itirazi kayıt ile dosya borcu olan 67.461,00.-TL’yi icra dosyasına haciz esnasında ödemek zorunda kaldığını, ödemenin hemen ardından … 22. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas numaralı dosyası ile istihkak davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde müvekkili şirket ile dava dışı borçlu şirket arasında herhangi bir organik bağ olmadığının mahcuz malların müvekkili şirkete ait olduğunun tespit edildiğini, ancak verilen kararda müvekkili şirket tarafından zorlan ödenmek zorunda kalınan bedelin iadesi hakkında bir değerlendirme yapılmayarak istemlerinin reddine karar verildiğini, taraflarınca işbu kararın istinaf edilmesi neticesinde, istinaf taleplerinin ödenen bedellerin iadesinin ancak genel Hukuk Mahkemelerinde istirdat davası açılarak geri istenebileceği gerekçesiyle reddedildiğini, akabinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde istirdat davası açıldığını, görevsizlik kararı verildiğini, görevli Ticaret Mahkemesi’nce dava şartı arabuluculuk sürecinin dava açıldıktan sonra başlatılmış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddedildiğini, müvekkilinin davaya konu parayı icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığını, somut olayda 23/12/2016 tarihinde ilk dava açıldığı için zaman aşımının söz konusu olmadığını iddia ve beyan ederek davanın kabulü ile birlikte, müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı 67.461,00.-TL’nin ödeme tarihi olan 20/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın istirdat davası olduğunu, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, davacının İcra Hukuk Mahkemesi’nde istihkak davası açmış olmasının hak düşürücü süreyi kesmediğini, davacının 20/12/2016 tarihinde icra dosyasına ödeme yaptığı göz önünde bulundurulduğunda davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığının sabit olduğunu, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, ilgili haciz işlemlerinin İcra İflas Kanunu’na uygun şekilde gerçekleştirildiğini, iki şirketin muvazaalı hareket ettiklerini ve şirketler arasında organik bağ olduğunu, mülkiyet karinesinin borçlu yararına olduğunu, haciz adresinin borçlu şirketin de faaliyette bulunduğu şantiye adresi olduğunu, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, yapılan borç ödemesinin kötü niyetle geri alınmaya çalışıldığını, taraflarınca yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğundan iade yükümlülüklerinin olmadığını, yapılan ödemenin borç ödemesi olduğunu ve huzurdaki davanın açılmasında hiçbir kusurlarının bulunmadığını iddia ve beyan ederek hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, davacının icra tehdidi altında, tarafı olmadığı … 34. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı sayılı dosyasına yapılan 67.461,00.-TL ödemenin, takip alacaklısı davalıdan istirdatı istemine ilişkindir.
… 34. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası aslı celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
… 13. İcra Dairesi’nin … Talimat sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
… 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya aslı celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
… 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
… 22. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas (bozma öncesi 2016/1628) sayılı dosya aslı celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacının icra tehdidi altında icra dosyasına ödeme yaptığı iddiasıyla, yapılan ödemenin takip alacaklısı davalıdan istirdatı istemine ilişkindir. Davacı vekili müvekkilinin tarafı olmadığı … 34. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından dolayı haciz baskısı altında ödenen 67.461,00.-TL’nin istirdadını talep etmiştir. İİK 72/7’inci bendinde ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir. Dava konusu somut olayda, davacının, davaya dayanak yapılan icra dosyasının tarafı olmayıp 3. kişi konumunda olduğu, huzurdaki davanın, davacının taraf olmadığı icra dosyasına yapılan ödemenin istirdadı talebine ilişkin oluşu nazara alındığında, bu davanın davacısının ancak İcra Dairesi dosyasında takip borçlusu olabileceği, davacıya karşı bir takip bulunmadığından açılan davada davacının dava takip yetkisi bulunmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki bir an için davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, İcra dosyasında, davacının yapmış olduğu ödeme nispetinde dosya borçlusunun borcundan kurtulduğu, davalı alacaklının İcra dosyası nezdinde kesinleşmiş takibin alacaklısı olup yapılan ödemenin davalı için sebepsiz zenginleşme mahiyetinde olduğunun kabulünün de mümkün olmadığı ve davacının yapmış olduğu ödemeyi davalıdan talep etmesinin yasal dayanağının bulunmadığı görülmüştür. Sonuç olarak; icra dosyasına ödenen tutarın, İİK 72 maddesi gereği istirdatını, borçlu olmadığı bir parayı ödemek mecburiyetinde kalan borçlunun talep etmesi gerektiği, davacı aleyhine icra takibi yapılmadığından açılan davada davacının dava takip yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın HMK 114/1-e ve HMK 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın HMK 114/1-e ve HMK 115/2 maddeleri gereği DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükle bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30.-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.152,22.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 1.092,92.-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan gider avansı ve yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre ve 6100 Sayılı HMK gereğince belirlenen 4.080,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin, davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.04/06/2021
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır