Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/745 E. 2020/484 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/745 Esas
KARAR NO:2020/484

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:17/04/2012
KARAR TARİHİ:10/09/2020
KARAR:KISMEN KABUL-KISMEN RED

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM/
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davacı vekilinin 18/04/2012 havale tarihli dava dilekçesi ile, … Büyükşehir Belediyesine ait … ili, … ilçesi, … Mah. … Cad. … mevkii adresindeki iki katlı otoparkın müvekkil şirkete ihale ile kiralandığını, 26.1.2011 tarihinde … denetim görevlilerinin otoparka gelerek Kaçak Usulsüz Elektrik Tutanağı tanzim ederek 146.406.39 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirdiklerini, müvekkil şirketin icra takibine ve savcılık şikayetine maruz kalmamak için 146.406.39 TL kaçak elektrik bedelini taksitlendirerek ödediğini, otoparkın kiralandığı tarihten tutanağın düzenlendiği tarihe kadar davalı tarafça mevcut elektirik sayacının okunmadığını,sayacın kaldırılmadığını,mühürlenmediğini,şirket yetkilisi aleyhine açılan ceza davasının beraatle sonuçlandığını,normal tarife üzerinden fiyatlandırma yapıldığında müvekkilinin 97.000 TL ödeyeceğini belirterek fazla tahsil edilen 50.000 TL ‘nin 21.9.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davalı vekilinin 16/07/2012 havale tarihli cevap dilekçesi ile, işbölümü itirazında bulunmuş, her iki tarafın tacir olması, muazaranın meni talebinin dayandığı ilişkinin niteliğinin ticari iş olması nedeniyle görevli mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davanın 17/04/2012 tarihinde ….Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, Mahkemenin … esas sırasına kaydolduğu, **….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19/12/2012 gün ve …K sayılı dosyasında ” … 1-Davalı vekilinin iş bölümü itirazının kabulüne, taraflarca yasal 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ ne gönderilmesine, … ” karar verildiği ve dosyanın 03/05/2013 tarihinde Mahkememize devrolunan …. ATM ‘ nin … esas sırasına kaydolduğu anlaşılmaktadır. **Mahkememizin (Kapatılan ve Mahkememize devrolunan …. Asliye Ticaret Mahkemesi) 30/12/2013 tarih … esas … karar sayılı ret kararı verildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin kararı temyizi üzerine kararın **Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 28/04/2015 tarih … esas … karar sayılı ilamıyla bozulduğu anlaşılmaktadır. Bunun üzerine dava dosyasının **Mahkememizin … Esas sırasına kaydolduğu, Mahkememizce 21.11.2018 tarihinde … Karar sayılı karar ile kısmen kabul kısmen red kararı verildiği anlaşılmaktadır. Mahkememizin 21/11/2018 tarih … esas … karar sayılı kısmen kabul-kısmen red kararı davalı vekilinin temyizi üzerine , **Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 23/10/2019 tarih 2019/1679 esas 2019/8302 karar sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak uyma kararı gereği usule uygun yargılama sonucu aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
Davacı, dava konusu iki katlı otoparkın tarafınca ihale ile kiralandığını, 26.01.2011 tarihinde, davalı tarafından kaçak usulsüz elektrik tutanağı tanzim edilerek 146.406.39 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk edildiğini, 146.406.39 TL kaçak elektrik bedelinin taksitlendirilerek ödendiğini, otoparkın kiralandığı tarihten tutanağın düzenlendiği tarihe kadar, davalı tarafça, mevcut elektrik sayacının okunmadığını, sayacın kaldırılmadığını, mühürlenmediğini, normal tarife üzerinden fiyatlandırma yapıldığında 97.000,00 TL ödemesi gerektiğini ileri sürerek; fazla tahsil edilen 50.000,00 TL’nin 21.09.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının kullandığı sayaca ait abonelik sözleşmesinin 29.01.2007 tarihinde feshedildiğini, davacının abone olmadığını bu nedenle sayaç okuma işleminin yapılamadığını, yapılan tahakkuk ve tahsilatın mevzuata uygun olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce, davacının davalı kuruma kayıtlı olmayan sayaçtan elektrik kullandığı ve yasal düzenlemeler gereğince kaçak elektrik kullanım bedeline ilişkin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13/a maddesine göre elektrik ücreti tahakkuk ettirilmesi gerektiği ve tahakkukun yasal mevzuata uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair kararın davacı tarafça temyizi üzerine, Dairemizin 28.04.2015 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı ilamıyla “Tutanak tarihindeki yönetmeliğe uygun olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm verilemez. Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilerek, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği asıl alacak ve işlemiş faizden oluşan bedelin, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı karara göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen son kararında, davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 32.515,99 TL maddi tazminatın 21/09/2011 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
Gerekçe-hüküm çelişkisi, 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup, salt bu aykırılık bozma sebebidir.
Somut olayda mahkemece kısa kararda “32.515,99 TL maddi tazminatın 21.09.2011 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan alınmasına” karar verilmiş iken karar gerekçesinde “32.515,99 TL’nin 21.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesi gerektiği” belirtilmiştir. Hükmün mahkeme kararının gerekçesine aykırılık teşkil etmesi hatalı olup, bu duruma göre gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması bozmayı gerektirmiştir.
Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların ticaret şirketi olduğu yani tacir olduğu bu nedenle ticari faizin uygulanması gerektiği ve taleple bağlılık ilkesi gereğince ticari faize hükmedilmesi gerekliliği taktir edilmiştir. Davacı şirket tarafından açılan davanın 50.000 TL bedelli ”Alacak” davasının konusunun; davalı … şirketi tarafından ”… No’lu Elektrik Tesisatı’nın bulunduğu iş yerinde tutulan 26/01/2011 tarihli … Seri No’lu ”Kaçak Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağı’nın yorumuna istinaden ilgili mevzuat kapsamında hazırlanıp tahakkuk ettirilen (146.406,39 TL’lik) fatura olduğu, ”… No’lu Elektrik Tesisatı” yerinde tutulan 26/01/2011 tarihli tutanaktan Davacı’nın açıkça EPMHY’nin 13- (1) Maddesinin (a) bendikapsamında kaçak elektrik kullanma eylemini gerçekleştirdiği, dolayısıyla, …’ın davacı şirket hakkında kaçak elektrik işlemi ve kaçak tüketim tahakkuku yapmasının normal olduğu, ancak …’ın, davacı şirketin abonesiz olarak elektrik tüketimi yaptığı yaklaşık 7 yıllık sürenin tamamında kaçak elektrik tahakkuku yapmasının, EPDK tarafından yayımlanan 622 sayılı kararın ”B)Süre” başlığı altındaki hükmüne uygun olmadığı, dolayısıyla doğru belge ve bulgulara dayanması koşuluyla, kaçak tahakkukunda uygulanacak sürenin 12 ayı geçemeyeceği, yine EPDK tarafından yayımlanan 622 sayılı kararın ”C) Tüketim Miktarı Hesaplama” başlığı altındaki hükmü düşünüldüğünde;…’ın 1472 ve 5396 endeks farklarını dikkate alarak hesap yapmasının doğru olmadığı, zira kaçak elektrik, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden kullanıldığından , sayaç üzerinde görülen endeks değerinin doğru tespit edilmiş tüketim değeri olarak kabul edilemeyeceği, davacı şirketin davalı şirkete borcunun 123.391 TL (KDV Dahil) olduğu, sonuç olarak davacı şirketin davalıya 32.515,99 TL (155.906,99 TL-123.391,00 TL) borçlu olmadığı bu miktarı 21/09/2011 (En son taksit ödeme tarihi) tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsil etmesi gerektiği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; 32.515,99 TL maddi tazminatın 21/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 2.221,17 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 742,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.478,67 TL harç mahkememiz bozma kararından önce … Esas, … Karar sayılı, 21/11/2018 tarihli karara istinaden 22/01/2019 tarih, 6941 Sayman Mutemedi Alındısı ile yatırılmış olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, mahsup edilen 742,50 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3- 6100 S HMK gereğince bilirkişi ücreti, tebligat gideri, posta masrafı olan 4.824,15 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 3.137,24 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmının davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İş bu dava nedeniyle davalı tarafından yapılan 568,50 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 198,79 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı uhdesinde kalmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 4.877,40 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince red edilen miktar üzerinden belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı mahkememize yazılı/sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay’a gönderilmek üzere temyiz yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır