Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/741 E. 2020/607 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/741
KARAR NO : 2020/607

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 22/04/2014
KARAR TARİHİ : 20/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkillerinin davalı kooperatife ortaklık senedine dayalı daire tahsis edilen ve kooperatif genel kuruluna katılma hakkına sahip üyeleri olduklarını, 22.06.2014 günü yapılan, 2013 yılı olağan genel kuruluna daveti edilmediklerini, bu durumun yasa ve anasözleşmeye aykırı olduğunu ve kararların tamamının iptali gerektiğini, kooperatifin bir yapı kooperatifi olduğunu, kar amacı güdemeyeceğini, yaklaşık 600 daireyi sattığını, 1081 dairenin bulunmakta olup, resmen kaydedilen üye sayısının 283 olduğunu, bu durumun ortada bir ticari faaliyetin bulunduğunun göstergesi olduğunu, … 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı dosyasında toplanan delillere göre projeye aykırı inşaat yapıldığının belirlendiğini, müvekkillerine kat irtifakı ile satılan dairelerin tapusunun bu nedenle geçerli olmadığını, yönetim kurulu üyelerinin yasaya aykırı işlemler yaptıklarını, çok sayıda tahsisli dairelerinin bulunduğunu, haklarında soruşturma ve ceza davaları bulunduğunu belirterek davalı kooperatifin 22.06.2014 tarihli 2013 hesap yılı olağan genel kurul kararlarının tamamının iptaline, kooperatifin yönetim ve denetim kurulu üyelerinin görevden alınmalarına, mal varlıklarının üzerine tedbir konulmasına, kooperatif adına kayıtlı taşınmazlar üzerine, 3.kişilere devri engelleyici tedbir konulmasına, kooperatif hesaplarının dondurulmasına ve kooperatifin idaresi için kayyım heyeti atanmasına karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacıların kooperatif ile yapmış oldukları sözleşme uyarınca dükkan ve konut nitelikli taşınmaz satın aldıklarını, düşük bedelde sabit fiyatla satış yapıldığını, aralarındaki ilişkinin taşınmaz alım satımından kaynaklandığını, kooperatif genel kurullarına katılma haklarının bulunmadığını, kooperatifin toplamda 1081 adet bağımsız bölüm ürettiğini, tamamının 2014 yılı sonuna kadar hak sahiplerine teslim edileceğini, davacıların kooperatif ortağı olmayıp, ortaklık payı olarak hiçbir ödeme yapmadıklarını, bu nedenle aktif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, 1163 sayılı Kanun’un 42/6 maddesine göre genel kurulun taşınmaz alım-satımı konusunda yetkili bulunduğunu ve alacağı kararlar doğrultusunda yönetim kurulunca taşınmaz satış işlemleri yapıldığını, davacıların kendilerine satılan konutları teslim aldıklarını ve içinde oturmakta olduklarını, 1081 bağımsız bölüm inşa eden kooperatifin 283 ortağının bulunduğunu, bağımsız bölümlerin 136 adedinin kooperatif ortağı olmayan arsa sahiplerine ait olduğunu, ortakların bazılarının birden çok pay için ortak olduklarını, genel kurul toplantısında alınan kararlarda yasa ve ana sözleşmeye aykırı bir durumun bulunmadığını, davacıların isteği halinde yaptıkları ödemelerin faizi ile birlikte kendilerine iade edilebileceğini belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, davalı kooperatifin 22.06.2014 tarihli 2013 hesap yılı olağan genel kurul kararlarının tamamının iptali istemine ilişkindir.
Dava 22.07.2014 tarihinde açılmış olup, genel kurul tarihinden itibaren 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Davalı kooperatifin dava tarihi itibariyle ticaret sicilinde kayıtlı yasal ikametgahının mahkememizin yargı yetkisinin bulunduğu idare sınırlan içinde kaldığı saptandığından, uyuşmazlığın çözümünde HMK.’nun 14/2 ve 1163 sayılı yasanın 53. maddesi hükmü gereğince mahkememiz mutlak yetkilidir.
Davacıların davalı kooperatif ortağı olup olmadıkları çekişmelidir. Davalı kooperatiften sabit fiyatla taşınmaz satın aldıkları kooperatifin ortağı olmayıp ortaklık payı olarak ödemede bulunmadıkları, sözleşme ile taşınmaz satın alan konumunda bulundukları iddia edildiğinden iptali istenen genel kurul toplantısına davet edilmedikleri dosya içeriği delillerden anlaşılmakta olup, bu durum davalının da kabulündedir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davalı kooperatif sicil dosyası, ana sözleşmesi, iptali istenen genel kurul toplantısında da alınan karar, … Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden getirtilmiş, hazirun cetveli dosyaya alınmış ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
12.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda; davalı kooperatife 26.06.2011 tarihli genel kurulunda gündemin 7. Maddesi ile alınan karar uyarınca, kendisine daire tahsis edilen kişinin sabit fiyatlı kooperatif ortağı sayılması gerektiği, 24.06.2012 tarihli genel kurulda gündemin 12. Maddesi ile mevcut üyeler dışında sabit fiyatlı ortaklık tesis edildiği ve bu ortaklara tahsisler yapıldığı, kooperatiflerde genel kurul kararı ile sabit fiyatlı ortaklık tesisi mümkün olmakla birlikte, sabit fiyatlı ortakların da kooperatif ortağı olarak hak ve yükümlülüklerinin bulunduğu, davacılara davalı kooperatif tarafından ortaklık senedi düzenlenerek verildiği, bu nedenle, sabit fiyatlı ortak sıfatı ile genel kurullara katılma hakkına sahip bulundukları, davalı kooperatifin kooperatif ortağı olmayan 208 kişiye sabit fiyatla satış yaptığı ve bu kişilerin kooperatif ortağı sayılmaları gerektiği, iptali istenen 22.06.2014 tarihli genel kurul toplantısında kayıtlı ortak sayısı 285 olup, 208 ortak ilave edildiğinde ortak sayısı 493, toplantı nisabı (1/4) 123 olacağından, toplantıya 128 ortak katılmış olup, toplantı nisabının sağlanmış olduğu, kararların oy birliği ile alındığı, toplantıya çağrılmayan 208 ortağın katılmaları ve olumsuz oy kullanmaları halinde alınan kararların; yeterli karar nisabı ile alınmış sayılamayacağı, çağrılmayan ortakların sayısının alınmış bulunan kararların sıhhatini etkileyecek ve engelleyecek nitelikte olması halinde gerekli oy çokluğuyla alındığından bahsedilemeyeceği ve iptali gerekeceği belirtilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen 28.04.2015 tarihli raporda; Kooperatifler Kanunu 45. Maddesi gereğince ana sözleşme hükümlerine göre kooperatife kayıtlı bütün ortakların genel kurul toplantılarına çağrılmalarının gerektiği, çağrılmayan her ortağın iptal davasını açma hakkının bulunduğu, kooperatifin 1081 konut inşaa ettiği, bunun 136’sının arsa sahiplerine, kalanının kooperatife ait olacağı, genel kurul tarihinde ortaklar listesinde 283 ortağın kayıtlı olduğu, bu ortaklara 494 konut tahsis edildiği, ortaklar listesine kaydedilmesi gereken peşin para ile satış yapılan 91 kişinin daha mevcut olduğu, gerçek ortak sayısının buna göre 374 olduğu ve bu sayıya göre 1/4’ü olan 94 toplantı nisabının gerektiği, toplantı için gerekli çoğunluk sağlanmış olmakla birlikte ve kararların 128 ortağın katılımı ile alınmış olmasına rağmen Kooperatifler Kanunun 45. Maddesi ve ana sözleşmeye aykırı şekilde 91 ortağın genel kurula çağrılmamasının kararın iptalini gerektiği sonucuna varılmıştır.
İtirazlar üzerine düzenlenen 20.11.2015 tarihli ek bilirkişi raporunda; aynı yönde görüş belirtilmiştir. Bu rapora muhalif kalan bilirkişi … tarafında düzenlenen 01.12.2015 tarihli raporda 22.06.2014 tarihli genel kurul toplantısının yeter sayı ile toplandığı, tüm kararların oy birliği ile alındığı, toplantıya davet edilmeyen 91 ortağın etkili olup olmayacağının mahkemenin takdirinde bulunduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce; her ne kadar toplantıya katılan ortak sayısı ve toplantı için gerekli çoğunluk şeklen sağlanmış ise de, toplantı için yapılan çağrı Kooperatifler Kanunu’nun 45. Maddesi, kooperatif ana sözleşmesi ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı bulunmaktadır. Bu durumda ortada usulsüz bir çağrı değil, açıkça kanuna aykırılık bulunduğundan dava konusu yapılan 22.06.2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile verilen karar Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 13/05/2019 tarih 2016/7021 esas 2019/1918 karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Mahkememizin 20/10/2020 tarihli celsesinde Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacıların davalı kooperatiften sabit fiyatla konut satın almak suretiyle kooperatif ortağı oldukları, bu şekilde 91 kişiye konut satışının yapıldığı, iptali istenen 22.06.2014 tarihli genel kurul toplantısının 283 kayıtlı ortağın ortaklar listesinde gösterilerek yapıldığı, bu ortaklardan 115 ortağın asaleten, 13 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 128 ortağın katılımı ile kararların alındığı, Kooperatifler Kanunu’nun 45. Maddesi ve Kooperatif ana sözleşmesi hükmüne göre kooperatife kayıtlı bütün ortakların genel kurul toplantısına çağrılmalarının gerektiği, çağrılmayan ortakların kararın iptalini isteyebilecekleri, davacıların da Kooperatif ortağı sıfatı bulunduğundan dava haklarının olması gerektiği, bu durumdaki 9 kişinin ortak olarak kabulü halinde kooperatifin gerçek ortak sayısının 374 olduğu anlaşılmaktadır. Toplantı nisabı (1/4) olan 94 ortaktan fazlasının katılımı ile (128 ortak) toplantı yapılmış ve kararlar katılan ortakların oy birliği ile alınmış bulunmaktadır. Davacılar genel kurula çağrılmadıklarını ileri sürerek genel kurul kararlarının iptali istemişler ise de 22.06.2014 tarihli genel kurulun toplantıya çağrılmayan kişilerin toplantı ve karar nisabını etkilemediği, toplantıya 128 kişinin katılıp kararların oy birliği ile alındığı, davacıların toplantıya çağrılmamaları iptal davası açma hakkı vermekle birlikte, genel kurulda alınan kararların iptalinin gerekip gerekmediğinin etki kuralı çerçevesinde değerlendirilmesinin gerektiği, toplantıya çağrılmayan kişilerin alınan kararlardaki toplantı ve oy nisabını etkilemediği, bu nedenle kararların batıl olmadıkları gibi, iptal edilebilir de olmadıkları anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 29,20-TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 50,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
54,40 TL KARAR HARCI
25,20 TL PEŞİN HARÇ /
29,20 TL.KALAN HARÇ

DAVALI GİDERİ /
50,00 TL TOPLAM MASRAF