Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/706 E. 2020/670 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/706 Esas
KARAR NO: 2020/670

DAVA:Tek Satıcılık Sözleşmesinden Kaynaklanan Denkleştirme Bedeli, Rücuen Tazminat, Yedek Parça Stokunun Geri Alınması Davası
DAVA TARİHİ :02/02/2016
KARAR:USULDEN RED
KARAR TARİHİ: 12/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan ticari sözleşmeden davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkillerinin … Limited Şirketi ile … … Limited arasında 25 Haziran 1985 tarihli bir Tek Satıcılık (Distribütörlük) Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye göre … markalı araçların Türkiye bölgesindeki satışı konusunda müvekkillerini, yetkili kılındığını, … grubu tarafından hazırlanarak müvekkillerini sunulduğu 25 şubat 2013 tarihli sözleşme ile … … Limited’in 25 Haziran 1985 tarihli sözleşme ile üstlendiği tüm borçların … grup şirketler arasında yer alan davalı … grup şirketleri arasında yer alan davalı … tarafından deviralındığını, … markasının tüm dünyadaki tek satıcılarla ve Türkiye’de tanıtılması ve bilinir hale getirilmesini sağlayan müvekkilleri ile de tek satıcılık ilişkisinin sonlandırılması kararı aldığını, müvekkillerine olan ilişkinin devam edip etmemesi konusunda görüşmeler yapıldığını, … görüşmeler devam ederken 21 Ağustos 2012 tarihli fesih bildirimiyle taraflar arasındaki Tek Satıcılık Sözleşmesi’ni 20 Ağustos 2014 tarihi itibariyle şeklen sona erdirmesine karşın müvekkilleriyle çalışmaya devam edileceği konusunda güven oluşturur şekilde 2014/2015 yılına, yani sözleşmenin feshi tarihinden sonraya ilişkin projeksiyonları paylaşmaya, markanın Türkiye’deki geleceği konusunda görüş alışverişinde bulunmaya devam ettiğini, bu güvene dayalı olarak müvekkilerinin … ve … şovrumlarında … markalı araçlara yönelik yüklü miktarlarda yatırım yaptığını, müvekkille yapılan yenileme görüşmelerine rağmen neticede …, dava dışı … ile anlaştığını, tek satıcılık yetkisini bu şirkete verdiğini, müvekkilleri tarafından …’a gönderildiği bildirilen 15/08/2014 ve 01.10.2014 tarihli iki yazı ile ilişkinin tasfiyesinde müvekkillerinin …’dan olan alacakları kendilerine bildirilerek bu alacakların ödenmesi talebinde bulunduklarını, sulh görüşmesinde … tarafından müvekkillerinin taleplerinin hiçbirine olumlu yanıt verilmediği ve müvekkil aleyhine son bir kısım aracın bedelinin tahsil edilemediği gerekçesiyle … tahkim mahkemesi nezdinde bir alacak davası ikame edildiğini, iki kez ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu ancak …’ın taleplerinin reddedildiğini, müvekkillerinin …’a karşı olan alacaklarının … tarafından reddi, dolayısıyla borcun müvekkillerine ifa edilmemesi üzerine bu davayı açtıklarını, müvekkillerinin taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesinin sona ermesinden önceki beş yıllık kazacının bir yıllık ortalama tutarını 1.537,565 TL olduğunu bu bakımdan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere mahkemece müvekkilinin hak kazandığı denkleştirme bedelinin belirlenmesi ve şimdilik 100.000. TL’nin müvekkile ödenmesini, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki sona erene dek satılan ürünlerin teknik aksaklıkları nedeniyle müvekkillerine karşı yedi dava açıldığını bu davalardan üçünün hükmünün kesinleştiğini ve müvekkillerinin bu davalar nedeniyle 425.338,58 TL tazminat ödemek zorunda kaldığını, bu tutarın müvekkile ödenmesi gerektiğini, diğer davaların ise halen derdest olduğunu, bu nedenle müvekkilinin ödemek zorunda kalabileceği olası tazminatları da müvekkile tazmin etmesi gerektiğini, bu nedenle müvekkillerine rücuen tazminatın belirlenmesi ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000 TL nin ödenmesinin karar verilmesini talep ettiklerini, Sözleşmesel İlişkinin sona ermesi ile müvekkillerinin elinde kalan yedek parça stokunun davacı tarafından iade alınarak bedelinin müvekkile ödenmesi gerektiğini, toplam 5594 kalemden oluşan yedek parçalarının üretici tarafından geri satın alınması ve maliyet fiyatı üzerinden toplam 642.509 STG (İngiliz Sterlini) ‘den oluşan bedelinin müvekkillerine ödenmesini, bu bağlamda şimdilik 23.314 İngiliz Sterlini ödemeye mahkum edilmesini, anılan meblağlara davalıya gönderildiği bildirilen 01/10/2014 tarihli ihtarnameden itibaren 3095 sayılı Kanun m.2/2; yabancı para cinsinden alacak için ise 3095 sayılı Kanun m. 4/a gereğince temerrüt fazi işletilmesine, masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili dava dilekçesinde ve özetle; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi uyarınca tarafların arasındaki uyuşmazlıkları çözmeye yetkili mercinin Milletler arası Tahkim Divanı olup, bu nedenle işbu davanın öncelikle usulden reddinin gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin İngiliz hukukuna tabi olduğunu, her bakımdan İngiliz Hukuku’na göre yorumlanacağının düzenlendiğini, işbu davada hiçbir şekilde Türk Hukukunun uygulanabileceği anlamına gelmemek üzere davacının uyuşmazlığının dava dilekçesinde talep ettiği denkleştirme tazminatı, tüketicilere ödenen bedellerin Müvekkili tarafından tazmin edilmesi ve yedek parça stokunun geri alınması ve maliyetin kendisine ödenmesine ilişkin taleplerine karşı itirazlarına geçmeden evvel öncelikle davacının uyuşmazlığının gelişimine ilişkin açıklamalara cevap verme zorunluluğunun hasıl olduğunu, davacının denkleştirme talebine hak kazanamadığını, huzurdaki davanın süresinde açılmadığını, denkleştirme tazminatının koşullarının oluşmadığını, davacının iddiasının aksine müvekkilinin davacı tarafından tüketicilere ödenen ve ödenmesi muhtemel tazminatları müvekkiline rücu hakkının bulunmadığını, davacı tarafından tüketicilere ödenen tutarlar için rücu koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin davacının stoklarında kalan yedek parçaları iade alma yükümlülüğünün bulunmadığını beyan ederek öncelikle huzurdaki davanın tahkim itirazları göz önünde bulundurularak usulden reddini, tahkim itirazlarının kabul edilmemesi halinde davanın zaman aşımı yönünden reddini, tahkim ve zamanaşımı itirazlarının kabul edilmemesi halinde haksız, dayanaksız davanın esastan reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Mahkememizce verilen 2016/105 E. 2017/854 K. Sayılı 07/12/2017 tarihli davanın açılmamış sayılmasına dair karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2019/2249 E. 2019/1585 K. Sayılı 14/11/2019 tarihli kararı ile kaldırılmış olmakla dava dosyasının yukarıdaki esas sırasına kaydolduğu anlaşıldı.
Davacı, davalı ile aralarında 25.06.1985 tarihli tek satıcılık sözleşmesinin imzalandığını, 21.08.2012 tarihli fesih bildiriminin yapıldığını, 25.02.2013 te davalı unvan değişikliği nedeniyle yenileme sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin şeklen 20.08.2014 tarihinde sona erdiğini bu sona erme nedeni ile süreç sonucu oluşan denkleştirme bedeli, rücuen tazminat ve yedek parça stokunun geri alınmasını talep etmiştir.
Davalı, davacı tarafından iddia olunan vakıaları inkar ile; sözleşme konusu çekişmenin Londra Uluslararası Ticaret Odası Tahkim Mahkemesi’nde çözümlendiğini, yasal sürede davacının karar düzeltme veya karar yorumu için başvurusunun bulunmadığını, Hakem kararının kesinleştiğini ve tenfiz ( Mahkememizin … Esas sayılı dosyası ) talebinde bulunduklarını, takas mahsup taleplerinin işin mahiyetine uymadığını, öncelikle taraflar arasındaki sözleşme gereğince tahkim ilk itirazlarının bulunması nedeni ile davanın usulden reddini ve ayrıca genel mahiyette davanın esastan reddini savunmuşlardır.
Dava; taraflar arasında imzalanan tek satıcılık sözleşmesinden kaynaklanan davacının denkleştirme bedeli, rücuen tazminat ve yedek parça stokunun geri alınması talebine ilişkin alacağın varlığı, varsa miktarına dairdir.
Taraflar arasında imzalanan 25.06.1985 tarihli tek satıcılık sözleşmesi, 25.02.2013 te davalı unvan değişikliği nedeniyle aynı mahiyet ve kapsamdaki yenileme sözleşmesi incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Davalının cevap dilekçesi ile ileri sürdüğü tahkim ilk itirazı bulunmaktadır. Öncelikle iş bu durum ön sorun gibi incelenip karara bağlanmalıdır kuralı gereğince dosya kapsamında hukuki değerlendirme yapılmıştır. Çekişmeli bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın rızaları ile anlaşarak bu uyuşmazlığın çözümünü özel kişilere bırakmalarına ve uyuşmazlığın bu özel kişiler tarafından incelenip karara bağlanmasına ihtiyari tahkim denir. Dava konusu uyuşmazlığın iki tarafın iradelerine tabi olan serbestçe tasarruf edebildikleri uyuşmazlık olduğu ve tek satıcılık sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık hakkında takhim şartının kararlaştırıldığı anlaşılmakla dava konusunun tahkime elverişli olduğu anlaşılmaktadır. İş bu davada taraflar rızalarıyla 25.06.1985 tarihli sözleşme içeriği madde 11/ K hükmü ile aralarındaki uyuşmazlığın çözümü için tahkime başvuruyu yazılı olarak açık ve net bir şekilde kararlaştırmışlardır, bu durumda geçerli tahkim şartı mevcuttur aksine dair dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki imzalanan (çevirisinde franchise anlaşması olarak çevrilen) tek satıcılık sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin 11/ K ”Tahkim” başlıklı madde metninde; (Davalı) … ve (davacı) Distribütörün iş bu anlaşma ile ilgili olarak aralarındaki her tür anlaşmazlığı görüşme yolu ile ya da başka bir şekilde dostane biçimde çözmek üzere daima çaba göstermesi gerektiği, bu şekilde çözümlenemeyen her türlü ihtilafın İngiltere Uluslararası Ticaret Odası Ulusal Komitesi olan Başkanın kurallarına uygun olarak tayin edilen bir veya bir kaç hakem tarafından Uluslararası Ticaret Odası kuralları kapsamında kesin olarak çözümleneceği, Tahkimin Londra’ da yapılacağı kararlaştırılmıştır. Geçerli olan hukukun yine sözleşmenin 11/ L ”Yasa” başlıklı madde metni içeriği gereğince; İngiliz hukukuna tabi olacağı ve bu hukuka uygun tefsir edileceği yani yorumlanacağı kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalının aralarında çözümlenen tahkim ile ilgili sonuca göre; İngiliz Mahkemelerinin gayri münhasır yetkilerini kabul ettiği de kararlaştırılmıştır bu durum alternatif değil tahkim sonucuna göre başvurulabilecek bir kanuni yoldur. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; tahkim şartının geçerli, tesirli ve uygulanması mümkün olduğu anlaşılmakla davalı ilk itirazı kabul edilmiş dava kanunen usulden red edilmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-6100 sayılı HMK.nın 116/1-b maddesi gereğince ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 11/K maddesi uyarınca davacının davasının usulden reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 54,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 5.154,65 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 5.100,25 TL daha harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3- İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İşbu dava nedeni ile davalı tarafından yapılan 55,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A….T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ya verilmesine,
6- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır