Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/698 E. 2022/825 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/457
KARAR NO : 2022/684
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/03/2017
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile borçlu-davalı şirket arasında 30/12/2010 tarihinde alacağın temliki sözleşmesi yapıldığını, sözleşme uyarınca 28 Temmuz 2011 tarihinden başlamak üzere 28 Kasım 2014’e kadar her ay 120,00 USD ve 28 aralık 2011 tarihinde 214,00 USD olmak üzere toplamda 5.134,00 USD ve 28 Ocak 2015 tarihinden başlamak üzere 29 aralık 2015 tarihine kadar her ay 120,00 Euro ve 28 Ocak 2016 tarihinde 158,81 Euro olmak üzere toplamda 1.598,81 EURO’unun ödenilmesi gerektiğini, bahsi geçen ödeme planına göre borçlu-davalı tarafça toplam 700,00 USD ödendiğini kalan taksitlerin hiçbirinin ödenmediğini, borçlunun-davalının temerrüde düştüğünü, borçlu-davalı aleyhine 09/06/2016 tarihinde … İcra Dairesi’nin 2016/… Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, borçlu tarafça yetki itirazında bulunulduğunu ve dosyanın 09/01/2017 tarihinde …. İcra Dairesi’nin 2017/… Esasına kaydının yapıldığını, borçlu-davalı tarafından 02/02/2017 tarihinde takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, borçlunun-davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davaya konu uyuşmazlığın mutlak ticari dava sayıldığını, ticarî davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiğini, TTK’nın ticarî davaları tanımlayan 4.maddesinde; ”4/1-f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.” hükmünün düzenlendiğini, aynı kanunun 21. Maddesinde de taraflardan birisi için ticari iş niteliğinde olan bir işin diğer taraf için de ticari iş sayılması gerektiğine ilişkin düzenlemenin mevcut olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin E. 2009/9110 K. 2011/2297 sayılı kararında; ”Uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklanmakta olup, davanın T.T.K.nun 4/1-6 ncı madde, fıkra ve bendi uyarınca, mutlak ticari dava niteliği taşıması; öte yandan, tacir olan davacı banka için ticari olan bir işin, tacir olmayan davalı için de ticari sayılması da aynı kanunun 21 inci maddesi hükmü gereği olması…” şeklinde hüküm tesis ettiğini, müvekkille davacı arasında düzenlenmiş olan sözleşmede her ne kadar temlik ifadeleri yer alsa da esasında davaya konu sözleşme borcunun nakli sözleşmesi olduğunu, taraflar arasında yapılmış olan bu sözleşmeye göre davalı müvekkil şirketin tasfiye hâlindeki … A.Ş’nin borcunu nakil aldığını, müvekkil şirketin tasfiyesi devam eden şirket yerine borcun ödenmesi için gerekli gayretleri göstermeyi taahhüt ettiğini, alacağın temliki sözleşmelerinde alacaklı taraf değişirken; borcun nakli sözleşmelerinde borçlunun taraf değiştiğini, davaya konu sözleşmede ise borçlu tarafın yer değiştirdiğini, bu sebeple davaya konu sözleşmenin Borcun Nakli Sözleşmesi olduğunu, Borcun Nakli Sözleşmelerinin 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun genel hükümler kısmında, 195-205. Maddeleri arasında düzenlendiğini, 2000’li yılların başlarında, ülkemizde ve daha sonra dünya genelinde ekonomik bakımdan ciddi anlamda sıkıntılı günler yaşandığını, özellikle ülkemizde ilk defa repo faizlerinin % 2000’lere ulaşmış olduğundan bahsi geçen yıllarda bankacılık faaliyetlerini devam ettirmekte olan … A.Ş.’den vadeli hesaplar olduğu halde vadeler bozularak hızlı bir şekilde para çekmeler başladığını, kurum hakkında çıkarılan gerçek dışı dedikoduların mudilerde panik havası meydana getirdiğini ve finans sektörüne güvensizlik ortaya çıktığını, bahsi geçen krizden önceki son üç ay içinde kurumun mudilerine 265 milyon $ (İkiyüzaltmışbeşmilyon Amerikan Doları) ödemede bulunduğunu, bu miktarın 235 milyon $’ı anapara, 30 milyon doları da kâr payı olduğunu, 15 Kasım 2000 tarihinde Türkiye genelinde başlayan ekonomik krizin yukarıda da belirtildiği gibi kurumun mudilerinin de aşırı taleplerine yol açtığını ve zaman darlığından dolayı nakit sıkıntısı baş gösterdiğini, meydana gelen panik havasının ve bazı mudilerin İcra Takiplerine başvurması sebebiyle Kurumun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 10/02/2001 tarih ve 171 sayılı kararına istinaden tasfiye sürecine girdiğini, takip alacaklısı ile yetkilisi bulunduğu şirket arasında tanzim olunan borcun nakli sözleşmesiyle, davacıya olan borcun şirketçe devralındığını ve yapılandırıldığını, bu sözleşmeye istinaden şirketn tasfiye halindeki … A.Ş. nezdinde henüz vadesi gelmediğini, mutlak ödenmesinin de hukuken zorunlu olmayan Kar ve Zarar Katılım bakiyesini nakil aldığını, takibe konu sözleşmede borcu devreden … A.Ş’nin halen tasfiye hâlinde olduğunu, tasfiye hâlinde olan şirkete tasfiye süreci boyunca hiçbir takip açılamayacağını, davalı şirketin borcu devreden … A.Ş.’nin ileri sürmeyi haiz olduğu tüm itirazları ileri sürebileceği için, şirkete takip başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, bu durumda davacının kanun maddesini açıkça ihlal ettiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… E. – 2015/… K. Sayılı kararıyla Borcun Nakli Sözleşmesiyle devreden müflisin borçlarını devralan şirketler aleyhine takip başlatılmasının mümkün olmadığı kararını verdiğini, davacının hiçbir hukukî mesnede dayanmadan müvekkil aleyhine takip başlattığını, haksız ve kötüniyetli bu takip sebebiyle davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini iddia ve beyan ederek davanın görevsiz mahkemede açılmış olması, davalı şirketin borcun nakli sözleşmesiyle borcu devralmış olması, borcun nakli sözleşmelerinde, borcu devralanın, borcu devredenin ileri sürme hakkına sahip olduğu savunmaları ileri sürebilecek olması, borcu devreden şirketin tasfiye halinde olması ve bu haliyle takip başlatılmasının imkansız olması ve davalı şirket adına da takip başlatılmasının hukuken mümkün olmaması sebepleriyle, davanın usulden reddine, bu olmadığı takdirde esastan reddine, haksız ve kötüniyetli icra takibi başlatılmış olması sebebiyle davacının takip dosyasındaki asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin 09/03/2022 tarihli müzekkere cevabı ve ekleri, … Bankası A.Ş.’nin 10/08/2022 tarihli müzekkere cevabı ve eki, 25/07/2011, 06/09/2011, 03/10/2011, 25/10/2011, 25/11/2011, 02/01/2012 tarihlerine ait döviz kurlarını gösterir TCMB kayıtları ile bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davalı şirketin defter ve kayıtlarının incelenerek; iddia, savunma ve toplanan deliller kapsamında değerlendirme yapılması açısından HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın bankacılık konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Talimat sayılı dosyası kapsamında alınan 12/02/2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi başlıklı belgenin, kayıtsız ve şartsız belirli bir para borcu ikrarını içerdiği, somut olayda taraflar arasında düzenlenen temlik sözleşmesi uyarınca, davacının, dava dışı … Finans Kurumundan olan alacağının davalı şirket tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalının edimini eksik yerine getirdiğinin belirtilerek alacağın tahsilinin talep edildiği, takip dayanağı belgede borcun konusunun, borçlunun alacaklıya ödeyeceği tutarın ve ödeme günlerinin açıkla belirtildiği ve sözleşmenin taraflarca imzalandığı, buna göre takip tarihinde, gecikmiş taksitler 4.434,00 USD fiili ödeme tarihi asıl alacak + 1.598,81 EURO fiili ödeme tarihi asıl alacak talep edilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesi uyarınca ödenmeyen bedelin tahsili amacıyla ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/… Esas ve 2017/… karar sayılı 26/12/2017 tarihli görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi olmuş, mahkememizin 2018/… Esas ve 2018/… karar sayılı 26/09/2018 tarihli karşı görevsizlik kararı ile merci tayini için dosya … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’ne gönderilmiş, … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2019/… Esas ve 2019/… Karar sayılı 11/07/2019 tarihli kararı ile yargı yeri olarak Mahkememiz belirlenmiştir.
…. İcra Dairesi’nin 2017/… Esas sayılı takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; ilamsız icra takibinde takip alacaklısının …, takip borçlusunun ise … olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine 4.434,00 USD ve 1.598,81 EUR üzerinden 09/01/2017 tarihinde icra takibine geçildiği, takip borçlusu vekilinin 01/02/2017 tarihinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, 02/02/2017 tarihli karar tensip tutanağı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Takip borçlusunun itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilmemiş olması da dikkate alındığında iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının tasfiye halindeki … A.Ş.’de bulunan alacağına ilişkin davalı ile 30/12/2010 tarihli Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat sözleşmesinin imzalandığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 30/12/2010 tarihli sözleşmenin alacağın temliki mi yoksa borcun nakline mi ilişkin olduğu, … A.Ş.’nin tasfiyesi tamamlanmadığından borcun muaccel olup olmadığı ve borca ilişkin taksitlerin ödenip ödenmediği noktasına toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki 30/12/2010 tarihli sözleşme alacağın temlikine ilişkindir. Davacının dava dışı … A.Ş.’den olan alacağını davalıya ivazlı olarak temlik ettiği, davalının taksitler halinde ödenmesi kararlaştırılan ivazı belirlenen taksitlerde ödemediği, sözleşmede alacağın muacceliyetinin dava dışı … A.Ş.’nin tasfiyesi şartına bağlanmadığı, esasen davacının takip konusu ettiği alacağın temlik bedeli olduğu, davalının savunmasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafça tahkikat aşamasında sunulan ödeme savunmasına bulunulmuş ise de mahkememizce bildirilen hesabın ait olduğu … Bankası A.Ş.’ye 10/08/2022 tarihli cevapta ödeme kayıtlarının icra takibine konu taksitlere ilişkin olmadığı önceki taksitlere ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce aldırılan ve itibar edilen edilen bilirkişi raporuna göre de icra takip tarihi itibariyle davacının 4.434,00 USD ve 1.598,81 Euro alacağı bulunduğunun tespit edilmiştir. Bu nedenle de davanın kabulü ile, davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin 2017/… esas sayılı takibine yapılan itirazın iptali ile, takibin takip talebindeki koşullar ile devamına karar verilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının kayıtlara dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 4.434,00 USD ve 1.598,81 Euro’nun icra takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 18.150,79 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de davanın kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle İİK’nın 67/2. Maddesindeki yasal koşullar oluşmadığından bu talebin reddine dair karar verilerek hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kabulü ile, davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin 2017/… esas sayılı takibine yapılan itirazın iptali ile, takibin takip talebindeki koşullar ile devamına,
2-İİK’nın 67/2. maddesi gereği itirazın iptaline karar verilen 4.434,00 USD ve 1.598,81 Euro’nun icra takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 18.150,79 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 1.560,21 TL nispi karar ve ilam harcınından, davacı taraftan peşin olarak alınan 309,71 TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 1.250,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 309,71 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı, 800,00 TL bilirkişi raporu ücreti, 350,40 TL posta ve tebligat masrafları olmak üzere toplam 1.491,51 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*