Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/689 E. 2023/127 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/238
KARAR NO : 2023/121

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, aradaki ticari ilişki sonucunda davalı şirkete değişik tarihlerde çeşitli ürünler sattığını ve teslim ettiğini, taraflarınca, davalı şirket aleyhine … 9. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile bakiye 13.272,84 TL alacaklarının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu takibin, tahsilde tekerrür olmamak kaydı düşülerek başlatıldığını, davalı şirketin takibe itiraz ettiğini, itiraz akabinde takibin durduğunu, davalının itiraz dilekçesinde, borcunun olmadığını, tüm borcun ödendiğini iddia ettiğini, müvekkili şirketin, davalı şirkete anılan hizmet ve malları teslim ettiğini, davalı şirketin, müvekkili şirkete borçlarına karşılık çek ve senetler verdiğini ancak bunların bir kısmının icra yoluyla tahsil edildiğini, bir kısmının ise halen ödenmemiş ve tahsil edilmemiş olduğunu, davalının, kalan 13.272,84 TL bakiye borcunu ödemediğini, davalı şirket yetkilisinin babası … tarafından borçlara karşılık verilen ve ödenmeyen senetlerin … 9. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında işleme koyulduğunu ancak henüz tahsil edilemediğini, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ve davaya konu icra takibinin yetkisiz Mahkemede, İcra Dairesinde açıldığını, müvekkilinin adresinin …’da olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin davacı tarafa borcunun bulunmadığını, davacının bunu bilmesine rağmen kötü niyetli davranarak işbu davayı ve icra takibini başlattığını, tarafların yıllardır cari hesapları üzerinden çalıştıklarını, taraflar arasındaki bu cari hesap sebebi ile müvekkili firmaca kimi zaman davacı firmaya nakit ödemeler yapıldığını, kimi zaman da senet ve çek gibi değerli kağıtlar verildiğini, müvekkilince verilen bu senetlerin bazılarının müşteri senedi olduğunu, bunların ödenmediği takdirde ve icra takibine konu olması halinde de bu senetlere ilişkin takiplerin yine müvekkilince kapanmış ve tahsil edilen bedellerin davacı cari hesap ekstrelerine yansıtılarak borçtan düşüldüğünü, müvekkilince ödenerek, tarafların cari hesabından düşen ve düşmesi gereken bu icra takip dosyalarının, … 2. İcra Dairesi’nin …Esas ve … 9. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyaları olduğunu, davacı firma yetkililerinin 2015, 2016 ve 2017 tarihlerine ilişkin olarak göndermiş olduğu, davacı firma nezdinde tutulan cari hesap ekstrelerinin dilekçeleri ekinde sunulduğunu, bu cari hesap ekstrelerine göre, müvekkili firmanın 2017 sonu itibari ile davacı firmaya olan borcunun 3.069,73 TL olarak gözüktüğünü, kalan bu bedelin de fazla olarak davacı firma kayıtlarında yer aldığını, yapılan kimi ödemelerin davacı kayıtlarından düşürülmediğini, buna rağmen davacı firma vekili tarafından 2017 yılı içerisinde yapılan icra takibinde cari hesap ekstresinin de aksine yüksek miktarda yapılan icra takibinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu iddia ve beyan ederek davanın reddine, davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, … 9. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası, … 9. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası, … 9. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası, … 2. İcra Dairesi’nin …Esas sayılı icra takip dosyası, BA/BS formları, taraf şirketlerin ticaret sicil kayıtları, Müflis … Bankası A.Ş. İflas İdaresi’nin 10/11/2021 tarihli müzekkere cevabı, … Bankası … Şubesi’nin 25/03/2022 tarihli müzekkere cevabı, … A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün …ve … tarihli müzekkere cevapları, …Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün 18/05/2022 tarihli müzekkere cevabı, …Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün … tarihli müzekkere cevabı ve bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
… Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak, HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Talimat sayılı dosyası kapsamında aldırılan 09/12/2019 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; davalı firmaya ait 2014-2017 yılları defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin T.T.K’nun 69. ile 213. sayılı V.U.K.’nun 220. ve 222. maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğu, tutulması zorunlu diğer defterlerin birbirlerini doğruladığı, davalının Ticari defterlerine göre 16/10/2017 takip tarihi 09/03/2018 dava tarihi itibariyle davacının davalıya 5.420,93 TL borçlu göründüğü, tarafına, Mahkememizce sadece davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi görevi verildiğinden davacı ticari defterlerinin incelemesinin yapılamadığı, taraflar arasındaki borç alacak ilişkisini açıklığa kavuşturmak için davacı ticari defterlerinin de incelenmesi gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak, önceki rapor düzenleyen bilirkişiden ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, 15/08/2020 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında; davalı firmaya ait 2014-2017 yılları defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin T.T.K’nun 69. ile 213. sayılı V.U.K.’nun 220. ve 222. maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğu, tutulması zorunlu diğer defterlerin birbirlerini doğruladığı, davalı Ticari defterleri üzerinde tekrar (2013 yılı dahil olarak) yapılan incelemede; 2013 yılı sonunda davalının davacıya 2.407,19 TL borçlu göründüğü, 2014 yılında taraflar arasında düzenlenen faturalardan sonra 10/08/2014 tarihinde davacının davalıya 5.420,93 TL borçlu göründüğü, 16/10/2017 takip tarihi ve 09/03/2018 dava tarihinde de bu bakiyenin devam ettiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, 11/03/2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; davacı şirketin e-Yevmiye ve e-Defter-i Kebir defterlerinin kayıtları yasal sürede Gelir İdaresi sistemine aktarılarak e-defter beratları alındığı, e-defter kapsamında olmayan defterlerinde açılış ve kapanış tasdikinin süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve her üç defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, davacı şirket ticari defterlerinin delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin, ticari defterlerinde 16/10/2017 icra takip tarihinde 13.272,84 TL alacaklı olduğu, bu tutarın içerisinde, vadesinde ödenmeyen ve dava dışı … aleyhine icra takibine konu edilen iki senet ve protesto masrafı 12.200,00 TL’nin de bulunduğu, davacı şirketin, davalının ödemelerini ticari defterlerine işlediği ve davalı borcundan düştüğü, davalı şirketin ticari defterlerinin incelenerek düzenlenmiş mali bilirkişi kök ve ek raporlarından; davalı ticari defterlerinde, davacı şirketin 5.420,93 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, davalı şirket kayıtlarına göre, davalı şirkete 5.000,00 TL x 2 = 10.000,00 TL tutarında iki adet çek verildiği, söz konusu çeklere davacı şirket ticari defterlerinde rastlanılmadığı, davalı şirketin, çekleri davacı tarafa verildiğini ve ödediğini / ödendiğini kanıtlayıcı belgeler ibrazı ile borcundan düşülebileceği, davalı şirket ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiki süresinde yapılmışsa da, defter kayıtlarının taraflar arasındaki ticari ilişkiyi (davacıya verilmiş senetler ve çekler kayıtlara alınmamış) tam olarak yansıtmadığından, defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşıyıp taşıyamayacağının Mahkememiz takdirinde olduğu, davacı şirketin mükerrer tahsilat yapmamak kaydıyla 13.272,84 TL asıl alacağı ve bu tutar üzerinden, takip tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasınca kısa vadeli avans işlemlerine (ticari faiz) uygulanan değişen oranlardaki faizi talep edebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
25/08/2022 tarihli ara karar ile bilirkişiden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, 28/11/2022 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında; davacı şirketin 2012 yılı defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdikinin süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve her üç defter kayıtları birbirini teyit ettiği tespit edildiğinden, davacı şirket ticari defterlerinin delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin, ticari defterlerinde 16/10/2017 icra takip tarihinde 13.272,84 TL alacaklı olduğu, bu tutarın içerisinde, vadesinde ödenmeyen ve dava dışı … aleyhine icra takibine konu edilen iki senet ve protesto masrafi olan 12.200,00 TL’nin de bulunduğu, davacı şirketin, davalının ödemelerini ticari defterlerine işlediği ve davalı borcundan düştüğü, davalı şirketin 20/12/2013 tarihinde defter kayıtlarına alıp da, davacı şirkete olan borcundan düştüğü … nolu 30/05/2013 keşide tarihli 5.000,00 TL ve … nolu 30/04/2013 keşide tarihli 5.000,00 TL tutarındaki çekleri, 20/12/2012 tarihinde davacı şirkete verdiği, davacı şirketin de 2012 yılında teslim ettiği ürünlerden düzenlediği faturalardan doğan davalı borcundan düştüğü, çeklerin ödeme tarihinde bankadan tahsil edildiği, davalı şirketin 2012 yılında keşide ettiği iki çeki bir yıl sonra ticari defterlerine işleyip borcunu azalttığı, 2013 yılı defterindeki 2012 yılı devir tutarından da davacıya olan borcundan mükerrer düşüş yaptığı anlaşıldığından, davalı şirket ticari defter kayıtlarına itibar edilememesi gerektiği, davacı şirketin mükerrer tahsilat yapmamak kaydıyla 13.272,84 TL asıl alacağı ve bu tutar üzerinden, takip tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasınca kısa vadeli avans işlemlerine (ticari faiz) uygulanan değişen oranlardaki faizi talep edebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, satım sözleşmesi nedeniyle cari hesap alacağı nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. fıkrası uyarınca iptali istemine ilişkindir.
… 9. İcra Dairesi’nin … esas sayılı genel haciz yoluyla ilamsız takip dosyasının incelemesinde, alacaklının dosyamız davacısı …Şirketi borçlunun dosyamız davalısı … Limited Şirketi olduğu, alacak tutarının toplam 13.272,84 TL olduğu, takip borcun cari hesap borcuna dayandığı, ödeme emrinin 19/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, takip borçlusu vekilinin 19/10/2017 tarihinde borca ve takibe itiraz ettiği görülmüştür.
İcra takibindeki borca itiraz dilekçesinin takip alacaklısı vekiline tebliğ edilememesi ve dava tarihi dikkate alındığında iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının icra takibine dayanak cari hesap alacağı nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazının iptalinin gerekip gerekmediği, tarafların İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar ve kötü niyet tazminatı talep edip edemeyecekleri hususlarına ilişkindir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, icra takibine itiraz dilekçesi ve cevap dilekçesi ile ödeme savunmasında bulunulması nedeniyle davalı üzerinde bulunduğu kabul edilmiştir.
Her iki tarafın aralarındaki sözleşme ilişkisini kabul etmiş olması nedeniyle davacının akdi ilişkiyi ispatladığı, davalı şirketin ise cevap dilekçesindeki ödeme savunması ispatlaması gerektiği bu kapsamda da bilirkişi marifetiyle incelettirilen ticari defter ve kayıtlar ile ödeme savunması olarak bildirilen çeklere ilişkin banka kayıtları itibariyle son olarak aldırılan denetime açık ve itibar edilen 28/11/2022 tarihli bilirkişi ek raporu içeriği itibariyle davalının ödeme vasıtası olarak bildirdiği çek ve bonoların takip tarihi itibariyle takip konusu miktar kapsamında tahsilat yapılmadığı tespit edilmiştir. Davacı tarafın aynı zamanda … 9. İcra Dairesi’nin …esas sayılı takibi ile ilgili senetler yönünden tahsilde tekerrür olmamak üzere kaydıyla takip yapmasında da hukuki bir engel bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davalının ödeme savunmasını ispat ettiğini kanıtlayamadığı ve HMK’nun 222/3. Maddesi uyarınca her iki şirket defterinin birbiri ile örtüştüğü ve davacının davalı şirketten alacaklı olduğu, davacı şirket kayıtlarında da diğer davalıdan ödeme aldığına yönelik herhangi bir kayıt bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davanın kabulü ile, … 9. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına davalının itirazının (… 9. İcra Dairesi’nin …esas sayılı takibi ile tahsilde tekerrür olmamak üzere) 13.272,84 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin takip talebindeki koşullarla devamına dair karar verilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının taraf defterlerine dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 13.272,84 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir. Davanın kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle İİK’nın 67/2. Maddesindeki koşullar oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kabulü ile, … 9. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına davalının itirazının (… 9. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibi ile tahsilde tekerrür olmamak üzere) 13.272,84 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin takip talebindeki koşullarla devamına,
2-İİK’nın 67/2. Maddesi gereği itirazın iptaline karar verilen 13.272,84 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 906,67 TL nispi karar ve ilam harcınından, davacı taraftan peşin olarak alınan 160,31 TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 746,36 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 160,31 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 2.100,00 TL bilirkişi raporları masrafı, 437,75 TL tebligat gideri ile posta masrafı olmak üzere toplam 2.733,96 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, dava miktarı itibatiyle HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/02/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır