Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/671 E. 2022/614 K. 09.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/671 Esas
KARAR NO : 2022/614

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 27/09/2019
KARAR TARİHİ : 09/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … Şirketi’nden 21/12/2015 tarihli, … sıra numaralı irsaliyeli faturaya konu … plaka sayılı, 2015 model … markalı, … modelli, … şase numaralı aracı satın aldığını, taraflarca tedarik edilen işbu aracın faturalandırıldığını, müvekkili tarafından satın alınan aracın alındığı tarihten bu yana sürekli çeşitli arızalar çıkarttığını, müvekkili tarafından yetkili servislere götürüldüğünü, serviste; incelenen araç üzerinde arızalar tespit edildiğinin ve onarıldığının beyan edilerek müvekkiline aracın teslim edildiğini ancak arızaların sürekli tekrarladığını, buna ek olarak her seferinde yeni arızaların da mevcut duruma eklendiğini, müvekkilinin kusuru dahil bulunmaksızın araçta devamlı arızalar meydana geldiğini, aracın sürekli servise götürülmek zorunda kaldığını, bu durumun, müvekkilinin satın almış olduğu aracın ayıplı olduğunun göstergesi olduğunu, söz konusu ayıbın gizli ayıp olduğunu, müvekkilinin, kanunun kendisine yüklediği tüm külfetleri yerine getirdiğini, müvekkilinin, ortaya çıkan tüm arızalar sonucunda aracını düzenli olarak bakımlara ve şikayetleri üzerine onarım yapılması için yetkili servislere götürdüğünü ve araç üzerindeki arızaların giderilmemesi üzerine gizli ayıbın ortaya çıktığını saptadığını, yasal ve makul süre içerisinde öncelikle sözlü olarak, akabinde de davalılara çıkartılan ihtarnameler ile yazılı olarak satıcıya bildirdiğini, seçimlilik haklarının kullanımı hususunda taraflar arasında herhangi bir sınırlama belirlenmediğini, dava konusu aracın onarılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin ayıp nedeniyle birçok masraf yapmak zorunda kaldığını, ayıp nedeniyle yapılan masrafların da tespit edilip müvekkiline faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğini, taraflarınca … 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talep edildiğini, dosya kapsamında bilirkişi raporu alındığını, raporda aracın gizli ayıplı araç olabileceği görüş ve kanaatine varıldığının bildirildiğini iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, imkan dahilinde ise, satılan araçta mevcut gizli ayıplardan ötürü aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesine, mahkememiz aksi kanaatte ise araç satış sözleşmesinden dönülmek sureti ile araç satım bedeli olan 234.684,86.-TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 49.000,00.-TL’sinin temerrüt/dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava konusu ayıplı araç için yapılan tüm masraf bedelleri olan şimdilik 1.000,00.-TL zorunlu giderin temerrüt/dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalılardan …Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın satış faturasından da görüleceği üzere diğer davalının … Şubesi’nden satın alındığını, müvekkili şirketin, ne dava konusu aracın satıcısı ne de servis hizmeti vereni olduğunu bu nedenlerle müvekkili yönünden davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemelerde açıldığını, yetkili mahkemelerin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dava konusu aracın, 24/12/2019 tarihinde başka bir firmaya satıldığını bu nedenle de davanın konusuz kaldığını, dava konusu aracın, hali hazırda davacıya ait olmadığından, aracın misli ile değişimi veya sözleşmeden dönme sureti ile satış bedelinin iadesinin talep hakkının bulunmadığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, dava ile iddia edilen ayıbın, süresi içerisinde ihbar edilmediğini, davacının, terditli talepte bulunamayacağını, davacının iki hakkı da talep etme hakkının bulunmadığını, dava konusu aracın ayıplı olmadığını, davacının iddialarını dayandırdığı tespit raporunun taraflarının katılımı sağlanmadan tek yanlı alındığını, davacının aracı kullanmaya devam ettiğini, araçtan faydalanamamanın söz konusu olmadığını, davacının talebi olan değişin hususunun müvekkil şirket aleyhine doğuracağı sakınca ile davacı lehine doğuracağı faydanın kıyaslanamayacak derecede büyük olduğunu, araç değişim talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının garanti süresi 2 yıl önce sona ermiş bir aracın yenisi ile değişimini talep etmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacının bedele iadesi talebinde talep ettiği faizin hukuka aykırı olduğunu, davacının ancak ve ancak dava konusu aracın davalılara tesliminden itibaren yasal faiz talep edebileceğini, davacıdan kaynaklanan hasarların aracın değerinin düşmesine yol açtığının tartışmasız olduğunu, bunun mahsubunun gerektiğini iddia ve beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalılardan … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın satış faturasından da görüleceği üzere müvekkili şirketin … şubesinden satın alındığını, yetkili mahkemelerin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dava konusu aracın 24/12/2019 tarihinde dava dışı … Şirketi isimli firma adına tescil edildiğini, dava konusu aracın, hali hazırda davacıya ait olmaması nedeniyle aracın misli ile değişimi veya sözleşmeden dönme sureti ile satış bedelinin iadesini talep etme hakkının bulunmadığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, dava ile iddia edilen ayıbın, süresi içerisinde ihbar edilmediğini, davacının, terditli talepte bulunamayacağını, davacının iki hakkı da talep etme hakkının bulunmadığını, dava konusu aracın ayıplı olmadığını, davacının iddialarını dayandırdığı tespit raporunun taraflarının katılımı sağlanmadan tek yanlı alındığını, davacının aracı kullanmaya devam ettiğini, araçtan faydalanamamanın söz konusu olmadığını, davacının talebi olan değişin hususunun müvekkil şirket aleyhine doğuracağı sakınca ile davacı lehine doğuracağı faydanın kıyaslanamayacak derecede büyük olduğunu, araç değişim talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının garanti süresi 2 yıl önce sona ermiş bir aracın yenisi ile değişimini talep etmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacının bedele iadesi talebinde talep ettiği faizin hukuka aykırı olduğunu, davacının ancak ve ancak dava konusu aracın davalılara tesliminden itibaren yasal faiz talep edebileceğini, davacıdan kaynaklanan hasarların aracın değerinin düşmesine yol açtığının tartışmasız olduğunu, bunun mahsubunun gerektiğini iddia ve beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
… 6. Tüketici Mahkemesi’nin 21/10/2019 tarih, …Esas ve …Karar sayılı görevsizlik kararı üzerinde dava dosyası mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Dava, davacı şirkete ait araçta gizli ayıp niteliğinde imalat hatası bulunduğu iddiasıyla araçtaki değer kaybının ve arızanın giderilmesi için yapılan giderlerin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin 11/12/2019 tarihli tensip tutanağı ile, davacı vekiline; araç satım bedeli faturası değeri üzerinden eksik harcın tamamlaması için 1 aylık süre verilmiş, aksi halde davanın Harçlar Kanunu 30,32 maddeleri uyarınca takipsiz bırakılmış sayılacağının ihtar edilmiş, davacı vekili 13/01/2020 havale tarihli dilekçesi ile, dava konusu araç hakkında 779103 seri numaralı irsaliyeli fatura itibariyle 76.812,32.-EUR’un karşılığı olan 234.684,86.-TL üzerinden alım işlemi gerçekleştirildiğini, dava tarihi itibariyle 1 EURO’nun satış kuru 6,1947.-TL baz alınarak 476.543,63328.-TL itibariyle eksik harcın ikmal edileceğini bildirmiş, ve 13/01/2020 tarihinde 8.126,00.-TL tamamlama harcını ikmal etmiştir.
Davacı vekilinin 05/02/2020 tarihli dilekçesinde, her ne kadar dava terditli olarak açılmış ve ayıplı aracın değiştirilmesi öncelikli olarak talep edilmiş ise de, terdiden ikinci talepleri araç satış sözleşmesinden dönülmek sureti ile araç satım bedelinin faiziyle davalılardan tahsili olduğu yönünde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
… seri numaralı 1 adet irsaliyeli fatura aslı 9292 kasa numarası ile mahkememiz kasasına alınmıştır.
… 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin… D.İş sayılı dosya aslı celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
… plakalı aracın, 27/09/2019 dava tarihi ve sonraki döneme ilişkin trafik kayıtlarının gönderilmesi bakımından … Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabı dosya kapsamına kazandırılmıştır.
… plakalı aracın ilk tescil tarihinden itibaren malik bilgilerinin gönderilmesi bakımından …Birliği’ne yazılan müzekkere cevabı dosya kapsamına kazandırılmıştır.
İddia, savunma ve ön incelemede tespit edilen uyuşmazlıkların halli bakımından, dosyanın 1 Otomotiv ve kusur uzmanı bilirkişi ile 1 Makine Mühendisi bilirkişi heyetinden oluşacak bilirkişi heyetine tevdii edilerek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
19/01/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle; Davaya konu taşıtın arızasının, dosya muhteviyatına istinaden, gizli ayıp vasfına haiz olduğu, taşıttan tümü ile istifade edilemediği bir durumun mevzu bahis olmadığı, dolayısı ile kullanılan taşıtın, hukuki kanaat mahkememize ait olmak kaydı ile değişim veya bedel iadesinin teknik açıdan hakkaniyete sığmayacağı, yapısı nedeni ile arızanın onarımından imalatçı/ithalatçı/dağıtıcı firmanın sorumlu bulunduğu, taşıtın kusurunun yetkili serviste uygun şekilde giderilmesi durumunda dahi ikinci el piyasada satışı halinde 60.000,00.-TL mertebesinde değer kaybı oluşacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dosyanın önceki rapor düzenleyen bilirkişi heyetine tevdi ile davalı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi ve bilirkişi raporunda tespit edilen değer kaybı bedelinin hesaplama yönteminin belirtilmesi bakımından denetime elverişli ek bilirkişi rapor alınmasına karar verilmiştir.
18/11/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunun sonuç kısmında özetle; kök raporda: “davaya konu taşıtın arızasının, dosya muhteviyatına istinaden gizli ayıp vasfına haiz olduğu, taşıttan tümü ile istifade edilemediği bir durumun mevzu bahis olmadığı, dolayısı ile kullanılan taşıtın, hukuki kanaat mahkememize ait olmak kaydı ile değişim veya bedel iadesinin teknik açıdan hakkaniyete sığmayacağı, yapısı nedeni ile arızanın onarımından imalatçı/ithalatçı/dağıtıcı firmanın sorumlu bulunduğu, taşıtın kusurunun yetkili serviste uygun şekilde giderilmesi durumunda dahi ikinci el piyasada satışı halinde 60.000,00.-TL mertebesinde değer kaybı oluşacağı” kanaatinin sunulduğu, dosyaya kanaati değiştirecek nitelikte somut kanıt sunulmadığı, kök raporda açık şekilde izah edilen ve mevcut raporda tekrarlanarak ayrıntılandırılan isabetli kanaatin muhafazası gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin Uyap üzerinden 01/03/2021 tarihinde sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile Gizli ayıp sonucu TBK md. 228/2 kaynaklı olarak semenin tenzilini talep etme haklarının mahfuz olduğu, Sayın Bilirkişiler tarafından hesaplanan miktarda semenin tenzilini talep ettikleri ve davayı bu yönde ıslah ettikleri 49.000,00-TL’ harca esas değerden açılan davayı bilirkişi raporu doğrultusunda 60.000,00-TL’ye ıslah etiklerinden bahisle, bilirkişi raporu doğrultusunda davayı ıslah ettikleri beyanlarını içerir dilekçe sunduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacı şirkete ait araçta gizli ayıp niteliğinde imalat hatası bulunduğu iddiasıyla araçtaki değer kaybının ve arızanın giderilmesi için yapılan giderlerin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının davalı taraftan satın aldığı aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği, ayıp ihbar süresine uyulup uyulmadığı ve davalıların sorumlu olup olmadıkları, tamiratların ayıptan kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve tutarın devir tarihi itibariyle aracın değeri ve ayıptan dolayı araçta değer kaybı meydana gelip gelmediği ve varsa miktarı noktalarında olduğu tespit edildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce dava konusu aracın ilk tescil tarihinden itibaren maliklerini gösteren kayıtların celbi için … Birliğine müzekkere yazılmıştır.Müzekkereye verilen 28/07/2022 tarihli cevabi yazıdan; dava konusu … plakalı aracın ilk tescilinin 21/12/2015 tarihinde davalı … A.Ş. şirketi tarafından … fatura nolu faturalı satış ile davacı şirket adına yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce dava konusu aracın garanti belgelerinin sunulması için taraf vekillerine ayrı ayrı süre verilmesine karar verilmiş, davacı vekilince 07/04/2022 tarihli dilekçe sunulmuş olup, bu dilekçesinde; araca ait garanti belgesinin şirketleri uhdesinde bulunmadığı belirtilmiştir. Her ne kadar dava konusu otomobilin garanti belgesi dosyada mevcut değil ise de, tarafların beyanlarından araç garanti süresinin iki yıl olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen dava konusu aracın devir sıralaması gözetildiğinde, davacı şirketin dava konusu otomobili davalı … A.Ş. Şirketinden 21/12/2015 tarihinde satın aldığı ve davacı şirket ile davalı … A.Ş. Şirketi arasında bir satış sözleşmesi bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının otomobili satın aldığı 21/12/2015 satış tarihi dikkate alındığında, iki yıllık garanti süresinin 21/12/2017 tarihinde sona erdiği, davacının 27/06/2016 tarihinde gösterge ışıklarının yanması ve 28/07/2017 tarihinde fan arızası ile yetkili servise başvurduğunu bildirdiği bu tarihler itibariyle garanti süresi içinde olduğu anlaşılmıştır.
Satıcının ayıba karşı tekeffül borcu, 6098 sayılı Borçlar Kanunu(TBK)’nun 219 ilâ 231. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 219/1 maddesinde “satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğe aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerinin ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında “satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur” düzenlemesi yer almaktadır.
6098 Sayılı TBK’nun 223.maddesinde “alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır”.
6098 Sayılı TBK’nun 231.maddesinde “satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Ayıba karşı tekeffül borcuna ait BK.’nun 219 ila 226. maddeleri arasında belirtilen koşullarının gerçekleşmesiyle, alıcı aynı Kanunun 227 ve devamı maddeleri kapsamında kendisine tanınan seçimlik haklarını satıcıya karşı kullanabilecektir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; ayıba karşı tekeffül hükümlerinin satıcı ile alıcı arasındaki hukuki işlemlerde uygulanabileceği, Mahkememizce aldırılan ve somut olaya uygun, teknik açıdan yeterli ve denetime elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporuna göre 2017 yılında ortaya çıkan fan probleminin ve 2018 yılında çıkan direksiyon kutusu sorununun giderilmiş olduğu fakat 2017 yılı sonunda ortaya çıkan hava yastığı ikaz sorununun tespit bilirkişi raporu hazırlandığı tarihe kadar giderilememiş olduğu, taşıt üzerinde inceleme yapılarak problemin imalat hatası olup olmadığının son arıza değerlendirilmeden somut şekilde tespitinin mümkün olmamasına rağmen arızanın yapısı göz önüne alındığında doğru teşhis konulması durumunda parça değişimi ve onarım ile giderilebilecek tipte olduğu ve tekrarlamasına rağmen onarılamamasının hizmet kusuru olarak ortaya çıktığı, pasif güvenlik sistemi gibi can güvenliğini tehdit edecek boyutta olan arızanın alıcı tarafından satın alma sırasında tespitinin mümkün olmadığı, hizmet kusuru yanında, son gelinen durumda, ek iş emri ile ortaya çıkan kanıtlara istinaden, dosya muhteviyatından anlaşıldığı şekli ile servis tarafından taşıt tesisatında sorun olduğu sonucuna varıldığı, dosya muhteviyatında taşıtın bu bölgelerden hasar gördüğü bir kazasına rastlanmadığı, kullanıcı tarafından tamamen kapalı olan bu kısımlara erişilmesinin mümkün görünmediği ve söküldüğüne veya taşıtta tadilat yapıldığına dair bulgu da olmadığı dikkate alındığında: arızanın imalattan kaynaklı gizli ayıp vasfını kazandığı tespitinde bulunulduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Yine davacı tarafın tespit talebi üzerine … 9 Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespit sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda, aracın gizli ayıplı olabileceği tespitinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporlarında, davaya konu aracın gizli ayıplı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı …Tic A.Ş nin davaya konu aracın satıcısı, davalı …A.Ş nin ise davaya konu aracın ithalatçı firması olduğu, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, arızanın imalattan kaynaklı gizli ayıp vasfını kazandığı, gizli ayıbın giderilmesinin imalatçı/ithalatçı/dağıtıcı firma sorumluluğunda bulunduğu, değişim veya bedel iadesinin teknik açıdan uygun görünmediği, onarım sonrası ikinci el piyasada satışı sırasında oluşacak değer kaybının gerçek zarar olarak değerlendirilmesinin hakkaniyete daha uygun olacağı, MTV’e esas güncel liste değeri 534.758,-TL ve 600.000,-TL piyasa değeri olan taşıtın mevcut arızasının davalı firma yetkili servisinde uygun şekilde giderilmesi halinde dahi kayıtlara giren ve uzun süre giderilemeyen arızanın ikinci elde satışı sırasında alıcıların alımdan imtina etmeleri, pazarlık konusu yapmalarının kuvvetle muhtemel bulunduğu, satışı sırasında taşıt piyasa değeri, talep durumu, bulunduğu üst segment de değerlendirildiğinde; günümüz şartlarında muadil problemli ve problemsiz taşıtların ortalama fiyat farkları göz önüne alınarak 60.000,-TL mertebesinde daha düşük bedel ile satışına sebep olabileceği tespitinde bulunulduğunun anlaşıldığı, bilirkişi raporunun teknik açıdan yeterli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
TBK’nun 228/2 maddesinde “Satılan alıcıya yüklenebilen bir sebep yüzünden yok olmuşsa veya alıcı onu başkasına devretmişse ya da biçimini değiştirmişse alıcı, ancak değerindeki eksiklik karşılığının satış bedelinden indirilmesini isteyebilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Dava konusu … plakalı aracın davalı … A.Ş tarafından davacıya satıldığı, davacının aracın Airbag arızası (ikaz ışığı vb.), el freni ve start & stop arızası, sağ ön tekerde kaynağı tespit edilemeyen bir ses gibi hasar nedeniyle aracın ayıplı olduğu iddiasına ilişkin olarak davacının, TBK md. 228/2 maddesinde alıcının satılanın değerindeki eksiklik karşılığının satış bedelinden indirim isteme hakkını kullandığı ve ayrıca araç için yaptığı onarım giderinin tahsilini talep ettiği, gerek tespit dosyasına sunulan rapor gerekse dosyamıza sunulan bilirkişi raporunda yapılan tespitler gereği davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu, aracı davacıya satan davalının TBK’nun 219/1 maddesi uyarınca aracın ayıplı olmasından dolayı davacıya karşı sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Bununla birlikte, davalı ithalatçı .. A.Ş yönelik ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı olarak sorumluluğu cihetine gidilemeyeceği, zira davalı … Tic. A.Ş tarafından davacı şirkete doğrudan bir satışın sözkonusu olmadığı, yani davacı şirket ile davalı şirket arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığından 6098 sayılı TBK’nun 227. maddesinde yer alan satıcının garanti etmesine ilişkin düzenlemelerin bu davalıya karşı ileri sürülemeyeceği, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2010/7795 esas 2011/2035 karar sayılı 17/02/2011 tarihli ilamında da belirtildiği üzere, kural olarak ayıplı mal satışı ve hatalı üretim nedenlerine dayalı olarak açılan davalarda, ayıp ve hatalı üretim hususlarının saptanması durumunda ithalatçı firmanın sorumluluğundan söz edilemez ise de; ithalatçı firmanın garanti belgesi imzalaması halinde sorumluluk altına girdiğinin kabulü gerektiği, iki yıllık garanti süresinin 21/12/2017 tarihinde sona erdiği, ancak dava konusu otomobilin araç seyir halinde gösterge ışıklarının yandığı şikayetiyle yetkili servise başvurduğu 27.06.2016 tarih itibariyle garanti süresinin dolmadığı, dosya muhtevasından anlaşıldığı şekli ile servis tarafından taşıt tesisatında sorun olduğu sonucuna varıldığı, dosya muhteviyatında taşıtın bu bölgelerden hasar gördüğü bir kazasına rastlanmadığı, kullanıcı tarafından tamamen kapalı olan bu kısımlara erişilmesinin mümkün görülmediği, ve söküldüğüne veya taşıtta tadilat yapıldığına dair bulgu da olmadığı dikkate alındığında arızanın imalattan kaynaklı gizli ayıp vasfını kazandığı, gizli ayıbın giderilmesinin imalatçı/ithalatçı/dağıtıcı firma sorumluluğunda bulunduğu kanaatine varılarak davalı …A.Ş.nin de satıcı ile birlikte sorumluluğu bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı dava dilekçesinde, satılan araçta mevcut gizli ayıptan ötürü aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, araç satış sözleşmesinden dönülmek sureti ile araç satım bedeli olan 234.684,86.-TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 49.000,00.-TL’sinin temerrüt/dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava konusu ayıplı araç için yapılan tüm masraf bedelleri olan şimdilik 1.000,00.-TL zorunlu giderin temerrüt/dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş ve 05/02/2020 tarihli dilekçesinde, her ne kadar davanın terditli olarak açılmış ve ayıplı aracın değiştirilmesi öncelikli olarak talep edilmiş ise de, terdiden ikinci taleplerinin araç satış sözleşmesinden dönülmek sureti ile araç satım bedelinin faiziyle davalılardan tahsili olduğunu beyan etmiş, yine 01/03/2021 tarihinde sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile gizli ayıp sonucu TBK md. 228/2 kaynaklı olarak semenin tenzilini talep etme haklarının mahfuz olduğu, bilirkişiler tarafından hesaplanan miktarda semenin tenzilini talep ettikleri ve davayı bu yönde ıslah ettikleri, 49.000,00-TL’ harca esas değerden açılan davayı bilirkişi raporu doğrultusunda 60.000,00-TL’ye ıslah etiklerini bildirmiştir.
Dosya kapsamından davacının davaya konu aracı dava tarihinden evvel 07/12/2018 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye sattığının anlaşıldığı, TBK’nun 228/2 maddesinde belirtildiği üzere davaya konu aracın davacı tarafından satılması nedeniyle davacının ancak ayıp oranında bedel indirimi talep edebileceği, hükme esas alınan ve teknik açıdan yeterli görülen bilirkişi raporuna göre davaya konu araç arızasının imalattan kaynaklı gizli ayıp vasfını kazandığı, ayıp nedeniyle yapılabilecek bedel indirimi tutarının 60.000,-TL olarak belirlendiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile TBK.nun 228/2. maddesi gereği ayıp nedeniyle uğranılan değer kaybına karşılık 60.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, TBK’nun 228/2. maddesi gereği onarım bedeline yönelik fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 60.000,00.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 4.089,60.-TL nispi karar ve ilam harcının, davacı taraftan peşin alınan 8.126,00.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, artan 4.036,40.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan ve (2) numaralı maddede mahsup edilen 4.089,60.-TL harcın, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 1.600,00.-TL bilirkişi raporu masrafı, 231,75.-TL posta giderleri ve diğer giderler olmak üzere toplam 1.831,75.-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve ret oranına göre; 1.801,72.-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 30,03.-TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri ve davalılardan … Şirketi tarafından yatırılan gider avansı bulunmadığından bu hususlarda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Davalılardan … Şirketi tarafından yatırılan 100,00.-TL gider avansından artan 100,00.-TL’nin hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde adı geçen davalıya iadesine,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 9.600,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, A.A.Ü.T.’nin 13/2. maddesine göre belirlenen 1.000,00.-TL vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
10-… Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin davadaki kabul ve ret oranına göre; 1.298,36-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 21,64.-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.09/09/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*