Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/667 E. 2020/216 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/667 Esas
KARAR NO : 2020/216

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2013
KARAR TARİHİ : 26/02/2020

Mahkememizden verilen 06/11/2019 tarih, … Esas ve … karar sayılı kararı Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19/04/2019 tarih, 2015/6750 Esas ve 2018/4330 Karar sayılı ilamıyla bozulması üzerine Mahkememizin … Esas sayılı sırasına kaydedilen Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;müvekkiline ait ve davalı şirkete … numaralı tüm oto kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı çekicinin arkasında bor sesi takılı vaziyette 01.07.2012 günü saat 03:00 tarihinde müvekkili şirket çalışanı …’ın parkettiği yerden çalındığını, oto hırsızlığının aynı gün davalı … şirketine ihbar edildiğini, hasar dosyası düzenlendiğini ancak ödeme yapılmadığını belirterek rizikodan doğan sigorta bedelinin (tazminatının) tespit edilerek ihbar tarihi olan 01.07.2012 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili amacı ile şimdilik 10.000,00 -TL nin ödetilmesi için belirsiz alacak davası ikame edilmiştir.

SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; poliçe içeriğini doğrulamış, aracın çalınması sonucu meydana gelen zararın kasko sigortası genel şartları A.5-6 hükmü gereğince teminat dışında kaldığını, yapılan araştırma sonucu davacının sigorta şirketine bildirmeksizin aracın kontak kilit sistemini değiştirmesi gerektiği halde değiştirmediğini, daha önce aracın anahtarının kaybolduğunu, 5-6 ay önce meydana gelen bu olayın sigorta şirketine bildirilmediğini ve kontak kilit sisteminin de değiştirilmediğini, bu nedenle çalınma olayında ağır ihmal olduğunu, talebin fahiş olduğunu, genel şartlar b.3.3.3 hükmü gereğince sigorta ettirenin kusurunun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılması gerektiğini, sorumluluğun poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, ancak gerçek zararın istenebileceğini savunmuştur.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; davalıya kasko sigortalı aracın çalınması nedeniyle gerçekleşen rizikodan doğan sigorta bedelinin tespit edilerek şimdilik 10.000,00 -TL sının tahsili istemine ilişkin belirsiz alacak davasıdır.
21.07.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davalı … şirketi ile davacı şirket arasında düzenlenen kara taşıtları kasko sigortası genel şartlarının sigortanın kapsamına ilişkin 1. Maddesi ile sigortalının tanımlanan araç nedeniyle doğan menfaatinin, genle şartlarda belirtilen rizikolar dolayısıyla ihlali sonucu uğrayacağı maddi zararların davalı … şirketi tarafından sigorta teminatı kapsamına alındığı, sigortalı aracın davacının yetkilendirdiği sürücü tarafından park edildiği yerden poliçe vadesi içinde çalınması sonucu riziko tarihi itibariyle sigortacının sorumluluğunun poliçe genel ve özel şartları uyarınca toplam 170.000,00-TL olarak belirlendiği, 24.12.2013 red yazısı itibariyle davalı şirketinin temerrüde düştüğü belirtilmiştir.
Davacı vekili 15.08.2014 tarihli dilekçesi ile dava değerini 170.000,00-TL’ne artırmış ve bu tutarın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizden verilen 06/11/2019 tarih, … Esas ve … karar sayılı ilamında: “Davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 -TL nin dava tarihinden itibaren yürütülecek avansı ile birlikte davacı yararına davalıdan tahsiline, ıslahla artırılan kısım yönünden davanın zaman aşımı nedeniyle reddine,” dair karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/6750 E- 2018/433 K sayılı ilamında belirtilen nedenlerle bozulmasına karar verilmiş, bozma üzerine Mahkememizce yeniden yapılan yargılamada, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup davacıya ait aracın davalı şirket nezdinde kasko sigorta poliçesiyle sigortalı olduğu ve 01.07.2012 tarihli rizikonun poliçe yürürlük süresi içerisinde meydana geldiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.6 “Teminat Dışında Kalan Zararlar” başlıklı bölümde; “Araca, sigortalı veya fiillerinden sorumlu bulunduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından kasten verilen zararlar ile sigortalının fiillerinden sorumlu olduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından sigortalı aracın kaçırılması veya çalınması nedeniyle meydana gelen zararlar sigorta teminatının dışındadır.” düzenlemesi yer almaktadır. Taraflar arasında düzenlenen 02/09/2011 tarihli kasko sigortası poliçesinin “Aracın Çalınması veya Çalınmaya Teşebbüs Rizikosuna İlişkin Özel Şartlar” kısmı 3. nolu bentte; “Cebir, fiziksel şiddet kullanmaksızın araca ait anahtarları ele geçirerek yapıan hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüs sonucu oluşan zararlar” teminat dışı kaldığı belirtilmektedir.
Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere, dava konusu olayda, rizikonun gerçekleştiği 01.07.2012 günü dava konusu aracın sürücüsü davacı şirket çalışanı …’ın aracın çalındığına ilişkin polis merkezine başvurusunda sürücü, araç anahtarının 6 ay önce kaybolduğunu, şu anda tek anahtarının bulunduğunu ifade etmiştir. 21.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda; sigortalı aracın anahtarı kopya edilse ya da anahtarsız herhangi bir şekilde çalıştırılmaya teşebbüs edilse bile bunu immobiliezer olarak tanımlanan sistemin engellediği, aracın mevcut durumunda çalınabilmesi için ya çekilerek götürülmesi ya da orijinal anahtar ile çalıştırılması gerektiği, aracın çekilerek götürülmediğine ve immobiliezer sistem nedeniyle orijinal anahtarı olmaksızın çalıştırılmayacağına göre aracın kayıp olan orijinal anahtarı ile çalınmış olması gerektiği hususları tespit edilmiştir. Sigortalı aracın, sadece orjinal 2 kontak anahtarı olduğu ve sadece bu 2 anahtar ile çalıştırılabildiği, 1 kontak anahtarın kaybolması sonrası tek bir orjinal anahtar ile aracın çalıştığı, yedek bir tane için servise hiçbir başvuru yapılmamış olduğu ve yine kamera görüntülerinden sigortalı aracın çekilerek çalınmamış olduğu hususları dikkate alındığında aracın kaybolan orjinal kontak anahtar ile çalındığı hususu yüksek olasılıklıdır. Somut olayda, ispat yükünün sigortalı davacıda olduğu, aracın kaybolan orjinal anahtarla çalınmadığını davacının ispat etmesi gerektiği, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.4.11 maddesinde “araç anahtarlarının ek sözleşmede belirtilen haller sonucunda ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması ve çalınmaya teşebbüsü sonucu meydana gelecek ziya ve hasarlar” ile A.4.12 maddesinde ” ek sözleşmede belirtilen haller sonucunda kaybolan ve çalınan anahtarlar dolayısıyla aracın kilit mekanizmasının değiştirilmesi nedeniyle uğranılan zararlar” ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilebilecek zararlardan olduğu belirtilmesine rağmen dosyaya ek teminat kapsamına alındığına dair sözleşme de ibraz edilmediği hususları dikkate alınarak, tarafları bağlayıcı poliçe özel şartı gereği hırsızlık olayının teminat kapsamında olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 2.970,80-TL harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan 2.916,40-TL harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 20.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan 83,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısımlarının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair davalı vekilinin huzurunda, davacı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı