Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/662 E. 2022/431 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/662 Esas
KARAR NO : 2022/431

DAVA : İflas (İİK 179 maddesine dayalı)
DAVA TARİHİ : 03/12/2019
KARAR TARİHİ : 01/06/2022

Mahkememizde açılan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davada ıslah ile iflas talebi ileri sürülmüş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin davalı şirkette miras yolu ile geçen paylar ile birlikte %20 paya sahip olduğu, davalı …’ın 26.01.2009 tarihinde şirkette müdür olarak seçildiği, bu seçimin kanuna ve hukuka aykırı olduğu, şirketin %20 ortağı durumunda olan müvekkilinin 26.01.2009 tarihi ortaklar kurulu kararında fiilen yer almadığı, felçli hasta baba …’nin aynı kararda fiilen bulunmadığı, davalının imzalarını taklit edilerek sahte imza atılmak suretiyle karar oluşturduğu, ortak davalı …’ın 20 yıl süre için şirket müdürü olarak yetkilendirilmiş olduğu, şirkete dair yükümlülüklerini de yerine getirmediği, davacı zararına sonuç doğuracak fiiler gerçekleştirdiği, şirket müdürünün ihmalleri sonucu şirket faaliyetlerinin 2018 yılı sonlarından itibaren durdurulduğu, şirket müdürü … tarafından SGK prim borçları ile ilgili olarak kurum ile borcun yapılandırılması yoluna gidildiği, anlaşma yapılmasına rağmen 100.000,00-TL’lik bir taahhüdün de yerine getirilemediği, davalının şirket çalışanların ücretlerini ve tazminatlarını ödemediğinden şirket aleyhine tazminat ve alacak davaları açıldığı, fakat davaların takipsiz bırakıldığı, müvekkilinin ekonomik yönden zarara uğratıldığı, borç tutarının 100.000,00- TL’yi aşmış olduğunun düşünüldüğü, …13.icra müdürlüğünün … E. sayılı icra takibi ve … 23. İş mahkemesinin … E. , … K. sayılı ve … 7. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyası ile yapılan takiplerin de bu durumlara örnek olduğu, bankalar ve üçüncü şahıslarla ilgili münasebetlerde şirket gayrimenkullerinin ipotek edildiği, borçların sağlıklı şekilde takibinin yapılmadığı, müşteri portföyü tamamıyla ihmal edilerek mevcut distribütörlüklerin kaybedildiği, şirket müdürünün yasal görevlerini yerine getirmediği ve şirketin zararıyla davacının zarar ve sorumluluğuna yol açtığı, davalı şirketin tasfiyesine ve feshinin gerçekleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, Müdür …’nin, davacı ile Anne …’nin müştereken malik bulundukları …, … ilçesi, … köyü, 1237 ada, 3 parselde tapuya kayıtlı gayrimenkuldeki hissesi ve …, …, 1049 ada, 7 parsel de tapuya kayıtlı diğer bir gayrimenkuldeki hissesine söz konusu malların elinden çıkarmak suretiyle müvekkili zarara uğratmasını önlemek bakımından söz konusu gayrimenkuller üzerine teminatsız olarak dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirket adına kayıtlı bulunan … plakalı … marka binek araç ile … plakalı … marka otomobile ait trafik kayıtları üzerinde dava sonuna kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin haklı nedenle feshi ile tasfiyesine karar verilmesini, davalı … müdürlük yetkilerinin tedbiren kaldırılmasına ve bu davalı adına kayıtlı taşınmazlara tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılara yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmedikleri gibi , yazılı bildirimde de bulunmadıklarından, H.M.K nun 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettikleri varsayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE: Dava açıldığı tarih itibariyle, davalı şirketin TTK 636/3 maddesi kapsamında haklı fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin iken davacı vekilinin 30/05/2022 havale tarihli davanın tamamen ıslahına ilişkin dilekçesi ile İİK’nun 179 maddesine dayalı iflas istemine dönüşmüştür.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davalı şirketin sicil kayıtları, 2017,2018,2019,2020 yıllarına ait kurumlar vergisi beyannameleri ve bilançoları, son yoklama tespit tutanağı, … 11 İş Mahkemesi’nin … esas, … 23 İş Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyaları, … 7. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı, … 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyaları, … ve … plakalı araçların tescil ve malik bilgileri dosya arasına alınmıştır.
UYAP TAKBİS sisteminden yapılan sorgulamada davalı şirket adına kayıtlı … ili … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, 168 ada 3 parsel de kain C Blok Zemin Kat, No:2 sayılı bağımsız bölümün bulunduğu tespit edilmiş, ilgili tapu sicil müdürlüğüne yazı yazılmış ,gelen yazı cevabından taşınmazın davalı şirket adına kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
Davacı tanığı … mahkememizce alınan yeminli olarak dinlenilmiş ” ben; davacı … Türe’ nin şirketten kaynaklanan problemleri nedeniyle bir dönem avukatlığını yapmıştım, şu anda böyle bir görevim bulunmamaktır, kardeş olan tarafların henüz babaları sağ iken davalı … şirketin müdürü idi, davacının annesi babası ve kardeşi … bey olmak üzere 4 ortaklı bir şirket idi, o dönemde davacının şirket ile ilgili bilgi alma hakkının kullandırılmadığı ve şirkete fiilen dahi sokulmadığı iddası ile davacı ile vekalet ilişkimiz başlamıştı davacı geçmişte bu şirkette çalışmasına rağmen …’ nin 2017 yılı öncesinde davacıyı fiilen şirkette sokmadığı biliyorum 2017 yılına kadar cüzzü bir ödeme yapmasına rağmen 2017 yılı itibariyle bu ödemeleri de kesti, ve bu tarihten sonra davacı şirkette fiilen sokulmamaya, şirket ile ilgili mali bilgilerden mahrum bırakılmaya devam edildi, bu süreçte bende avukatı olarak davacı adına bilgi alma taleplerimi iletmeme rağmen bana da olumsuz yanıt verildi, bunun üzerine davacı şirketten hisselerini … devrederek ayrılmak istedi ancak davalı buna da yanaşmadı bu süre içerisinde ben taraflar arasında meselenin sulh ile çözülmesi için aracı oldum, en az 4 kez fiili olarak toplantı yapıldı, bu toplantılar şirkette gerçekleşti, ancak hiçbirinde olumlu sonuç alınamadığı gibi son toplantı da davalı … davacıya sinkaflı küfürler etti, davacı hiçbir bilgi alamadığı mali durumuna ilişkin malumat sahibi olmadığı ve fiilen dahi merkezine giremediği şirketten ayrılmak istiyordu, ancak kardeşine eğer şirketin mali durumu kötü ise bunla ilgili kendisine bilgi vermesini gerekirse şirketin tasfiyeye sokulmasını yahut iflasının talep edilmesini sağlamayı da teklif etti , ancak davalı hiçbirine yanaşmadı, en son toplantı da yanlış hatırlamıyorsam 2018 yıllı başlarında yapıldı, bu toplantı esnasında şirkette sadece bir çaycı olduğunu bunun dışında herhangi bir çalışanın olmadığını ben de gördüm, şu anda da duyduğum kadarıyla da şirket borca batık durumdadır, banka kredi, SGK, işçilik alacakları nedeniyle borç yükü altındadır, 2018 yılı yaz aylarından beri faaliyetlerini tamamen bitirmiş durumdadır, kapısı kilitlidir, davalı Nevzatın hali hazırda, kendisi doktordur, bir iş yerinde iş yeri hekimliği yaptığını duydum, o da şirket ile ilgilenmemektedir, şu anda kardeşlerin zaruri durumlar dışında konuşmadıklarını biliyorum zaten daha önce de davalı Nevzatın babalarının imzasını taklit ederek sahte ortaklar kurulu kararı aldığını duymuştum, ancak gerçekliğini bilmiyorum dedi, tanıklık ücreti talebim yoktur bilgi ve görgüm bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunulmuştur.
Mahkememizce; tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin dava tarihi itibariyle kar-zarar, aktif-pasif malvarlığı durumunun, ticari faaliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti için davalı şirketin 2016-2019 yılları Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde mali bilirkişi incelemesi, yaptırılmıştır.
SMMM bilirkişi …tarafından tanzim edilen 07/04/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamına alınan, davalının bağlı olduğu vergi dairesinden gelen yazılar ile diğer vesaikler nazara alındığında davalı şirketin 2018 yılından itibaren faaliyetsiz olduğunun kabulünün gerektiği, şirketin aktiflerinde 2 adet araç haricinde rayiç değeri olabilecek herhangi bir varlığın dosya kapsamına göre tespit edilemediği, davalı şirketin kaydı verilere göre 813.654,39 TL borca batık olduğu, rapor içeriğinde detaylandırıldığı üzere aktiflerinde kayıtlı olan stoklar-alacaklar ve duran varlıkların (2 adet araç haricinde) değersiz (“0”) olduğu, yine dosya kapsamında ki verilere göre rayiç değerlere göre de borca batık olmasının muhtemel olduğu, iş bu açıklamalar ve değerlendirmeler nazara alındığında davalı şirkette 443 hisse sahibi olan davacının fesih ve tasfiyeye ilişkin taleplerinin TTK md 531 kapsamında haklı sebeplere dayalı olarak kabul edilebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından tarafından Uyap üzerinden gönderilen30/05/2022 havale tarihli davanın tamamen ıslahına ilişkin ıslah dilekçesi sunulmuş, dilekçenin İİK’nun 119 maddesinde düzenlenen ve dava dilekçesinde bulunması gereken zorunlu unsurları taşıdığı tespit olunduğundan, yeni bir dava dilekçesi sunulması için ayrıca süre verilmemiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; davalı şirketin kaydi verilere göre 813.654,39 TL. borca batık olduğu, bilirkişi raporu içeriğinde açıklandığı üzere aktiflerinde kayıtlı olan stoklar-alacaklar ve duran varlıkların ( 2 adet araç haricinde ) değersiz (‘0’) olduğu, yine dosya kapsamındaki verilere göre rayiç değerlere göre de borca batık olmasının muhtemel olduğu, bu hususun bilirkişi rapor ile tespit edildiği belirtilerek davalı şirketin şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin talebin ıslah edildiği belirtilerek, davanın iflas davası olarak devamı ile davalı şirket …TİC. LTD. ŞİRKETİ’nin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava tarihinden önce 15/03/2018 tarih ve 30361 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7101 Sayılı Kanunun 46. Maddesi ile 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen geçici 14. madde hükmü uyarınca, iflas ve konkordato konusunda uzman asliye ticaret mahkemelerinin belirlenmesi amacıyla çıkarılan Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 05/04/2018 tarihli ve 30382 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 538 sayılı kararı ile, üç veya daha az asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı, üçten fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde ise 1, 2 ve 3 numaralı asliye ticaret mahkemeleri ihtisas mahkemesi olarak görevlendirilmiştir.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin ve dava şartı niteliğinde bulunduklarından yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınırlar. Eldeki ıslah ile iflas talebine dönüşen dava yönünden dava tarihi itibariyle mezkur düzenleme yürürlüktedir. 2004 Sayılı Kanun’un 235 ve geçici 14 maddeleri ile, bu geçici maddeye ve 5235 Sayılı Kanunun 5/5 fıkrasına dayanılarak çıkarılan Hakimler ve Savcılar Kurulunun 538 sayılı kararı uyarınca iflas davasına bakmakla görevli ihtisas mahkemeleri İstanbul 1, 2 ve 3 numaralı Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; Davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı verildiği tarihte kesin ise bu tarihten, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın iflas ve iflastan kaynaklanan davalara bakmakla görevli İstanbul 1.,2., veya 3. Asliye Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar okunup anlatıldı.01/06/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır