Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/64 E. 2019/143 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/64
KARAR NO : 2019/143
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/02/2019
KARAR TARİHİ: 12/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketle herhangi bir anlaşması olmadığını, davalı firmanın müvekkilini defalarca aramasına rağmen müvekkilinin Pronet hizmetinden yararlanmak istemediğini belirttiğini, müvekkilinin davalıya herhangi bir hizmet sözleşmesi bulunmadığından borcunun olmadığını, icra takibi içerisinde yer alan sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, ayrıca davalının müvekkili hakkında olmayan borç sebebiyle icra takibi başlattığını, müvekkilin söz konusu dönemde talihsiz bir şekilde şüpheyle gözaltına alınıp tutuklandığını, bu sebeple ödeme emrine cezaevinde olması sebebiyle itiraz etme imkanı olmadığını, zaten icra takip dosyasına bakıldığı zaman bu tebligatın müvekkilin eline ulaşmadığının anlaşılacağını, müvekkilin cezaevinde olması sebebiyle davalı firmanın müvekkilinin herhangi bir borcu olmamasına rağmen müvekkilinin borcu varmış gibi takip yoluna gittiğini, söz konusu icra takibi dosyasında yer alan sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmamasına rağmen müvekkilinin borçlu durumuna düşürüldüğünü, İ.İ.K.’nın “Menkul ve Gayrimenkul Malların Haczi” başlığı altında düzenlenen 85. madde metninde “Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan menkul mallar ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur…” dendiğini, davalı firmanın kötü niyetli olduğunun aşikar olduğunu, müvekkiline ait olmayan imza ve borç sebebiyle takibin kesinleştirildiğini ve müvekkilinin tüm mallarına haciz konularak aşkın haciz yapıldığını, iş bu takip ve hacizlerin usul ve yasalara aykırı olduğunu, davalı firmanın müvekkiline ait olmayan 4.037,88-TL borç yüzünden müvekkilinin 400.000,00-TL değerinde taşınmazına haciz konulduğunu, ayrıca yine 800.000,00-TL değerinde aracına haciz kaydı işlettiğini ve aracın yakalatılıp yediemine bırakıldığını, müvekkilinin ve ailesinin olmayan borç yüzünden ve yapılan aşkın hacizler sebebiyle mağdur olduğunu beyan ederek müvekkiline ait olmayan imza ve borç sebebiyle menfi tespit davasının kabulüne, teminatsız veya bu mümkün değilse teminatlı olarak dosyaya gelen paranın ödenememesi konusunda tedbir konulmasına, müvekkilinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dosya kapsamı itibariyle dava, İ.İ.K.’nın 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce tensiben yapılan inceleme sonucunda;
19/12/2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 03/01/2011 tarih ve 6102 sayılı T.T.K.’nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre:
“3. Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1) Bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
7155 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile, 07/06/2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3. maddesinin 1. fıkrasına eklenen cümle uyarınca; “Şu kadar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.”
Yine 7155 sayılı Kanun’un 23. maddesi ile, 6325 sayılı Kanun’a aşağıdaki madde eklenmiştir:
“Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi taktirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
19/12/2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunun “Yürürlük” başlıklı 26. maddesi ile, bu Kanunun 10, 20 ve 21. maddelerinin 01/01/2019 tarihinde; 1 ila 9. maddeleri, geçici 1. maddesi, 18 ve 19. maddelerinin 01/06/2019 tarihinde; diğer maddelerinin yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği kabul edilmiştir.
İş bu yasal düzenlemeler karşısında;
Somut olayda dava, kesinleşen icra takibine konu alacaktan dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkin olup davanın niteliği gereği ödeme talebi davacı tarafından değil davalı tarafça öne sürülmekte olup bu nedenle uyuşmazlığın dava şartı olan arabuluculuk kapsamında olduğu kabul edilmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile, 6102 sayılı T.T.K.’nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesi kapsamında bir alacak davası niteliğinde olduğu, sözkonusu hükmün yürürlük tarihinin, 7155 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 01/01/2019 tarihi olarak belirlendiği ve davanın 06/02/2019 tarihinde açıldığı, dolayısıyla “dava şartı olarak arabuluculuk” kapsamında olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın T.T.K.’nın 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2, H.M.K.’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle usulden REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükle bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 68,96-TL harçtan mahsubu ile bakiye 24,56-TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-H.M.K.’nın 333. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 200,00-TL gider avansı bakiyesinin hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
HARÇ BEYANI /
44,40-TL KARAR HARCI
68,96-TL PEŞİN HARÇ
24,56-TL TALEP HALİNDE İADE HARÇ