Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/636 E. 2020/394 K. 03.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/636 Esas
KARAR NO : 2020/394

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2019
KARAR TARİHİ : 03/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
TALEP: Davacı asil dava dilekçesinde ve özetle; davalı bankanın … Şubesi ile 07/05/2018 tarihinde bir adet ticari kredi sözleşmesi kurduklarını ancak sözleşme koşullarında olmayan para miktarlarının hesabından çekildiğini, hesabından bu şartlarda para çekileceğinin sözleşme koşullarında olmadığını, davalı bankanın kanunu kötüye kullanarak sözleşmeye aykırı olarak tarafından para kestiğini iddia ve beyan ederek hesabından kesilen 3.360,00.-TL’nin davalıdan tahsili ile tarafına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacının TTK’da ticari davalar için öngörülmüş olan arabulucuya başvurma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkili bankanın hem sözleşmeye hem de kanuna uygun bir şekilde davacıdan kredi tahsis ve değerlendirme ücretlerini kestiğini, yapılan kesintiler konusunda davacıya bizzat ön bilgilendirme yapıldığını, davacının davasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu iddia ve beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE/
Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak davasına ilişkindir.
06/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Mahkememizin 12/11/2019 tarihli tensip tutanağının (10) numaralı ara kararı ile davacı tarafa arabuluculuk son tutanağı aslını Mahkememize sunması için 1 haftalık kesin süre verildiği, aksi taktirde davanın dava şartı yokluğundan reddedileceği ihtar edildiği, davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağı aslının dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Dosyanın ve dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak niteliğinde olduğu, 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile, 6102 sayılı T.T.K.’nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, sözkonusu hükmün yürürlük tarihinin 7155 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 01/01/2019 tarihi olarak belirlendiği ve davanın 21/11/2019 tarihinde açıldığı, dolayısıyla “dava şartı olarak arabuluculuk” kapsamında olduğu, davacının arabuluculuğa başvurmadığı anlaşılmakla, 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın T.T.K.’nın 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2, H.M.K.’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle usulden REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükle bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40.-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 44,40.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, eksik 10,00.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 250,00.-TL gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 3.360,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair davacı asilin ve davalı vekilinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.03/07/2020

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır