Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/607 E. 2022/226 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/607 Esas
KARAR NO : 2022/226

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2013
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin davalı şirkete 14.04.2011 tarihli “akaryakıt bayilik sözleşmesi” imzalanmak suretiyle 5 yıl süreli bayilik hakkı verdiğini, taraflar arasında ayrıca 14.04.2011 tarihli “ön protokol” bağıtlandığını, sözleşme eki 14.4.2011 tarihli “satış taahhütnamesi” uyarınca davalının her yıl için 1.300 metreküp beyaz ürün, 1 ton madeni yağ satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, eksik ürün alımı halinde son cari hesap üzerinden hesaplanacak oranın %5’i oranında, müvekkili şirketin satılamayan üründen dolayı mahrum kaldığı karı ödemeyi taahhüt ettiğini, buna göre 2011 yılı için 700.000 litre, 2012 yılı için 913.000 litre beyaz ürün almamak suretiyle sözleşme hükümerine aykırı davrandığını ve müvekkilini kardan mahrum bıraktığını, noter marifeti ile ihtarname keşide edilerek davalıya uyarı yapıldığını, davalının haksız şekilde 04.03.2013 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin hem fesih tarihine kadar geçen süre yönünden, hemde sözleşmenin feshin süresinden önce feshi nedeniyle sözleşme süresi sonuna kadarki dönem yönünden ayrı ayrı kar mahrumiyeti hakkı bulunduğunu belirterek şimdilik; 12.07.2012 fesih tarihinden 19.01.2016 sözleşmenin sona ereceği tarihe kadarki dönem için 10.000,00 -TL, sözleşmenin başlangıç tarihinden fesih tarihine kadarki dönem için eksik alınan beyaz ürün miktarı yönünden 40.000,00 -TL olmak üzere toplam 50.000,00 -TL kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının aylık %3 akdi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline kadar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; sözleşmenin feshinin haklı nedene dayandığını, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirmediğini, mal sevkiyatında aksamalar yaşandığını, düzenli mal alınamadığı için müvekkilinin zarara uğradığını, sözleşmenin yürürlükte kaldığı dönem için davacının tonaj taahhüdünü yerine getirmesi yönünde bir talepte bulunmadığını, yapılan satış miktarları konusunda taraflar arasında zımni bir mutabakatın oluştuğunu, bu aşamada ileri sürülmesinin iyi niyet kurallarına uymadığını, sözleşmede kar mahrumiyetine ilişkin hükümlerin genel işlem koşullarına uygun olmadığını, hem kar mahrumiyeti hem cezai şart isteminde bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı şirkete mal bedellerine ilişkin bir borcunun bulunmadığını, davacının iddiasında samimi olmadığını, müvekkilinin bayilik ilişkisinin yürürlükte olduğu süre içerisinde tüm yükümlülüklerni eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiğini belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; bayilik sözleşmesinde öngörülen asgari alım taahhüdüne uyulmamasından kaynaklanan kar mahrumiyeti ve cezai şart istemine ilişkindir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, bayilik sözleşmesi, taahhütname, ihtarname örnekleri dosya içine alınmış, taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
Davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak … Asliye Ticaret Mahkemesince talimat yoluyla aldırılan 13.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında bağıtlanan sözleşme eki taahhütname gereğince davalı firmanın her yıl 1300 metreküp beyaz ürün ve 1 ton madeni yağ alımını üstlendiği, sözleşme 5 yıl süreli olup, 14.09.2011 başlangıç tarihinden 04.03.2013 fesih tarihine kadar ve fesih tarihinden sözleşmenin sona erdiği tarihe kadar her yıl için eksik beyaz ürün alımında bulunduğu, buna göre yapılan hesaplama sonucunda; fesih tarihine kadar olan dönem için davacının beyaz üründen dolayı 522.960,30 -TL tutarında kar mahrumiyeti zararının bulunduğu, davalının 14.04.2011-14.04.2013 tarihleri arasında madeni yağ alım taahhüdünü fazlasıyla yerine getirdiği, 14.04.2013-14.04.2016 tarihleri arasında eksik madeni yağ alım miktarının 2.508,76 kg olup, bundan dolayı davacının 250,88 -TL tutarında kar mahrumiyeti alacağının bulunduğunu, davacının toplam kar mahrumiyeti zararının 523.211,18 -TL olduğu, bu tutarın davalının ekonomik yıkımına sebep olup olmayacağının bilançoların incelenmesi ile anlaşılabileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 26.08.2016 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davalının sözleşmeyi fesihte haksız bulunduğu, dolayısıyla davacı tarafın kar mahrumiyeti isteminde bulunabileceği, davalı tarafın taahhüt ettiği asgari alımı gerçekleştirmediği, kar kaybının 04.03.2013 fesih tarihinden başlayarak sözleşme süresinin sonu olan 14.04.2016 tarihine kadar geçecek zaman için hesap edilmesinin olanaklı olmadığı, azami 3 aylık süre için istenebileceği ve buna göre yapılan hesaplama sonucunda beyaz ürün için 32.054,79 -TL, madeni yağ için 24,66 -TL kar mahrumiyeti isteminde bulunulabileceği, davalı şirketin bilançolarına göre 2012-2014 yılları arasında ortalama 109.550,54 -TL zarar ettiği, hesaplanan kar mahrumiyeti tutarlarının ödenmesi halinde ekonomik mahfına sebep olup olmayacağının mahkemenin takdirinde olacağı belirtilmiştir.
Taraflar arasında 14.04.2011 tarihinde 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve aynı tarihte “ön protokol” bağıtlanmış olup, sözleşme ve taahhütname uyarınca; sözleşmenin devamı süresince geçerli olmak üzere davalının davacıdan her yıl 1300 metreküp beyaz ürün ile 1 ton madeni yağ almayı taahhüt ettiği, taahhüt edilen miktarın alınmaması halinde kar mahrumiyeti ve ceza koşulu ödemeyi üstlendiği, her 1 yılda eksik alınan ürün bedelinin son cari fiyat üzerinden hesaplanacak tutarın %5’i oranında kar mahrumiyeti istenebileceği, sözleşmenin 46. Maddesi gereğince; sözleşmenin bayi tarafından tek yanlı feshi halinde de taahhüt edilen tutar üzerinden yukarıda açıklanan şekilde hesaplanan ceza koşulunu ödemesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından … 24. Noterliğinden …tarih, … yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek davalı şirkete eksik alım nedeniyle taahhüdünü yerine getirmesi konusunda uyarıda bulunulmuş ve hesaplanan kar mahrumiyeti zarar bedelinin ödenmesi istenilmiştir. Bu ihtarname davalıya 26.06.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı yanca eksik alım uygulaması sürdürülmüş ve … 35. Noterliğinden … tarih, … numaralı ihtarname keşide edilerek davacı şirketin edimini yerine getirmediği iddiası ile bayilik sözleşmesi feshedilmiştir. Yapılan yargılamada toplanan delillere göre sözleşmenin feshinde davalı şirketin ileri sürdüğü nedenleri kanıtlayamadığı ve feshin haksız olduğu sonucuna varılmıştır.
Sözleşmenin davalı tarafından ve haksız şekilde 04.03.2013 tarihinde feshedilerek süresinden önce sonlandırıldığı, bu nedenle davacının kar mahrumiyeti isteminde bulunabileceği, ancak kar mahrumiyetinin 04.03.2013 fesih tarihinden başlayarak 3 aylık süre için istenebileceği ve buna göre yapılan hesaplama sonucunda; beyaz ürün için 32.054,79 -TL, madeni yağ için 24,66 -TL kar mahrumiyeti isteminde bulunulabileceği, kar mahrumiyeti hesaplanırken davacının aynı şartlarla yeni bir işi ne kadar sürede bulabileceğinin göz önüne alınması gerektiği, sektörel inceleme ile bu sürenin azami 3 aylık bir zaman olarak belirlendiği ve mahkememizce de uygun bulunduğu, sözleşmenin fiilen yürürlükte kaldığı dönem için davalının eksik alım yaptığı ve taahhüdünü yerine getirmediği ancak davacının da belirtilen yıllarda eksik alım nedeniyle davalıya ihtarname keşide etmediği, gönderilen ihtarnamenin 21.06.2012 tarihli olduğu, ve geçen süre için ürün bedellerine çekince koymadan tahsil eden davacının bundan dolayı kar mahrumiyeti isteminde bulunamayacağına karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 08/11/2016 tarih ve 2013/124 Esas 2016/818 karar sayılı kararı BAM 16.Hukuk Dairesinin 01/11/2019 tarih 2017/2968 Esas 2019/2359 Karar sayılı ilamıyla mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Kaldırma ilamında; “Dava bayilik ilişkisin haksız feshi nedenine dayalı kar mahrumiyeti ve cezai şart istemine ilişkindir.
Sözleşmenin davalı yanca feshedildiği tarafların kabulünde olup, davacı sözleşmenin haksız feshedildiğini, davalı ise haklı nedenle feshedildiğini iddia etmektedir.
Davacı ve davalı kayıtları mahallinde ayrı ayrı incelenmiş, sözleşmedeki taahhütler ile tarafların bu taahhütlere uygun davranıp davranmadıklarının belirlenmesi açısından incelenmiş ve raporlar alınmıştır.
Yine alınan raporların sektörel olarak değerlendirilmesi açısından da mahkemece birleştirici üçüncü rapor alınmıştır.
Raporların ortak yönleri; her iki tarafın da akde aykırılıklarının olduğu, feshe kadar tarafların bu duruma sessiz kaldıkları ve ticari ilişkiye devam ettikleri noktasında birleşmiştir. Ancak davalı yanın akdin feshi için belirttiği hususlardan istasyonun geç teslimi dışındaki diğer sebepler belge ve delillerle desteklenmemektedir. Bu durumda gerek bilirkişi raporlarının gerekse mahkemenin akdin feshini haklı bir fesih olarak kabul etmeme görüşü toplanan delillere göre doğru kabul edilmelidir.
Yerleşik içtihatlara göre kar mahrumiyeti ve cezai şart açısından hesaplamalarda ; özellikle kar mahrumiyetinin sözleşme sonuna kadar değil, yeni bir bayilik kurulmamış olsa bile kurulması için gereken makul süre kapsamında hesaplanması gerektiği prensibine göre rapor alınmış ve makul süreye göre yapılan hesaplamaların dosya içeriğine uygun düştüğü görülmüştür.
Ancak; davalı yanın cevap dilekçesinde açık savunması bulunduğu üzere ve ayrıca istinaf dilekçesinde de belirttiği üzere tamamı fesihten sonra olarak gerçekleşen her biri 50.000 TL den 100.000 TL çek tahsilatı ve 50.000 TL ve 150.000 TL olmak üzere 200.000 TL teminat mektubunun nakde tahvili yolu ile 300.000 TL lik tahsilatın yapıldığı ve cari hesap alacağı düşüldükten sonra davalı kayıtlarına göre davalının 93.941,28 TL fazladan ödeme yaptığı görülmektedir.
Davacı defterleri incelenirken cari hesap açısından değil sadece tonaj taahhüdü açısından incelendiğinden davacının bu ödemelerinin hangi alacak kalemine mahsuben muhasebeleştirildiği belli değildir.Bu konuda ticari defterler üzerinde eksik görev tanımı ile eksik inceleme yapılmıştır.
Bu durumda cari hesap dışında davacının bir alacağı bulunup bulunmadığı, bu tahsilatların nasıl muhasebeleştirildiği üzerinde durulup, eğer cari hesap alacağı bulunmuyorsa yapılan tahsilatlar ile kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının da tahsil edilmiş olup olmadığı sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği kabul edilmelidir. Bu nedenle özellikle davacı yan kayıtları bu açıdan incelenerek sonucuna göre talepler hakkında hüküm kurulması için kararın kaldırılması ve ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiğinden ; davacı yanın istinaf başvurusunun reddine ancak davalı yanın istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.” denilmektedir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16 Hukuk Dairesi’nin 2017/2968 esas, 2019/2359 karar sayılı ve 01/11/2019 tarihli ilamı içeriğine göre; davalı tarafından tamamı fesihten sonra davalının yaptığı, her biri 50.000 TL den 100.000 TL çek tahsilatı ve 50.000 TL ve 150.000 TL olmak üzere 200.000 TL teminat mektubunun nakde tahvili yolu ile 300.000 TL lik tahsilatların, davacı tarafından hangi alacak kalemine mahsuben muhasebeleştirildiği, tespit edilecek sonuca göre; davacının cari hesap dışında bir alacağı bulunup bulunmadığı, bu tahsilatların nasıl muhasebeleştirildiği, eğer cari hesap alacağı bulunmuyorsa yapılan tahsilatlar ile kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının da tahsil edilmiş olup olmadığı hususlarında, davacı şirketin 2011 yılı ve devamı Ticari Defter ve kayıtları üzerinde daha önce rapor tanzim edilen … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … Talimat dosyasına EK bilirkişi incelemesi yaptırılması için talimat yazılmasına karar verilmiştir.
… 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin …talimat sayılı dosyası ile alınan 22/02/2021 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacı tarafın, 2011 yılı Yevmiye ve Envanter defterlerinin ilgili oldukları yılda yürürlükte olan 6762 sayılı TTK.66 ve 69. Maddeleri uyarınca yapılması gereken açılış tasdiklerinin yapıldığı, 2011 Yılı Yevmiye Defterinin TTK. 70. Maddeye göre Kapanış tasdikinin yapıldığı, TTK. 72. Maddesi uyarınca 2011 Yılı Envanter Defterinin, kapanış tasdikinin yapılmadığı, 2012 ve 2013 yılı Yevmiye, Envanter ve Kebir defterlerinin, ilgili olduğu yılda yürürlükte olan 6102 sayılı T.T.K.’nun 64/3 Maddesi uyarınca yapılması gereken Açılış Tasdiklerinin ve Yevmiye Defteri Kapanış tasdikinin süresinde ve usulsüne uygun olarak yapılmış olduğu, davacı ile davalı arasında ki ticari ilişkinin davalı taraf defterlerinde ne şekilde kayıtlı olduğunu gösterir Muavin Defter Dökümü 2-14. Sayfalarda detayları ile listelenmiş olup ayrıca rapor ekinde davacı şirket ve davacı şirket Mali Müşaviri kaşe ve imzası ile dava dosyasına tarafınca sunulduğu, 04.04.2013 Tarihinde tahsil edildiği beyan edilen 50.00,00.-TL Teminat Mektubu ile 30.05.2013 tarihinde çek karşılığı 50.000,00.-TL ve 30.,07.2013 tarihinde çek karşılığı 50.000,00.-TL ve ait davacı taraf defterlerinde herhangi bir kayda rastlanılmadığı, davacı defter kayıtlarında, sadece 26.06.2013 tarihinde 150.000,00.-TL Teminat Mektubu karlılığında tahsil edilen paranın, taraflar arasında mevcut cari hesap alacağına mahsup edildiği ve mahsup neticeşinde, davacı tarafın davalı tarafa 340.Alınan Sipariş Hesabında 18.290,82.-TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğu,” 2″ Nolu bent de ki Teminat Mektubu ve çeklerin tahsil edilmiş olması halinde davacı tarafın davah tarafa, yine davacı taraf defter kayıtları itibari ile, 168.290,82.-TL( 100,000.TI iki adet Çek + 50.000,00.-TL Teminat Mektubu + 340. Hesap Bakiyesi 18.290,82 TL — 168.290,82.-TL ) borçlu olacağı, ( ceza-i şart ve kar mahrumiyeti mahsup edilmemiş tutar) belirtilmiştir.
Davalı vekili tarafından; fesihten sonra gerçekleşen her biri 50.000,00-TL olmak üzere 100.00,00-TL çek tahsilatının, iki ayrı teminat mektubu toplamı 200.000,00-TL tahsilatının bulunduğu savunulmuştur. Eldeki dava tarihi 18/04/2013’dür. Davalı tarafından davacıya 04/03/2019 keşide tarihli 50.000,00-TL bedelli çekin verildiği ve tahsil edildiği, 30/05/2013 tarihinde 50.000,00-TL bedelli teminat mektubunun tahsil edildiği, 20/06/2013 tarihinde 150.000,00-TL bedelli teminat mektubunun tahsil edildiği, 30/07/2013 keşide tarihli 50.000,00-TL bedelli çekin verildiği ve tahsil edildiği belirtilmiştir. Davacı defter ve kayıtlarında yalnızca 150.000,00-TL bedelli teminat mektubunun tahsiline dair kaydın bulunduğu yaptırılan bilirkişi incelemesi ile anlaşılmıştır. Bu ödemenin dava tarihinden sonra olduğu uyuşmazlık konusu değildir.
Mahkememizce, davalı vekilinin cevap dilekçesinde belirttiği, kendi defterlerinde kayıtlı olup davacı defterlerinde kayıtlı olmayan, 04/04/2013 tarihli teminat mektubu karşılığı 50.000,00-TL ödemeye, 30/05/2013 tarihli çek karşılığı 50.000,00-TL ödemeye ilişkin çek ve teminat mektubu bilgilerini ve bu çek ile teminat mektubunu birer örneğini dosyaya mahkememize sunması için, davalı vekiline kesin süre verilmiştir. Davalı vekili 1 adet 150.000,00-TL tutarlı kesin teminat mektubu ve tazmin talep yazısı örneği sunmuş diğer hususlarda beyanda bulunmamıştır. Davalı tarafından 04/04/2013 tarihli teminat mektubu karşılığı 50.000,00-TL ödeme ve 30/05/2013 tarihli çek karşılığı 50.000,00-TL ödeme ispat olunamamıştır.
Davacı vekili tarafından 30/07/2013 keşide tarihli 50.000,00-TL çek fotokopisi dosyaya sunulmuş, 30/05/2013 tarihli çekin bilgilerinin Bank Asya’dan sorulmasını, 04/04/2013 tarihli teminat mektubu 50.000,00-TL karşılığı ödemenin ise kayıtlarında bulunmadığını bildirdiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan 30/07/2013 keşide tarihli çek fotokopisi incelendiğinde; … şirketini keşidecisi, … şirketinin lehdarı olduğu, 50.000,00-TL bedelli … çek numaralı çekin …tarafından davacıya ciro edildiği tespit edilmiş, bu çek ile ilgili …’e yazılan yazı cevabından çekin 30/07/2013 tarihinde takastan ibraz ediliğinin ve ödendiğinin bildirildiği görülmüştür.
Dava tarihi olan 18/04/2013 tarihi itibariyle davacının kendi defterlerinde davalıya 51.252,72-TL alacaklı göründüğü, 15/05/2013 tarihinde davalı aleyhine 15.000,01-TL alacak kaydedildiği, 15/05/2013 tarihinde davalı aleyhine 56.342,18-TL alacak kaydedildiği, 26/06/2013 tarihinde 150.000,00-TL teminat mektubu tahsilinin davalı lehine alacak kaydedildiği, 30/07/2013 tarihinde 50.000,00-TL çek tahsilatı yapıldığı, bu tahsilat davacı kayıtlarında yer almamakla birlikte davacı lehine alacak kaydedilmesinin gerektiği, 30/07/2013 tarihinde yapılan ödeme sonucu davacının davalıya davacı aleyhine 9.114,27-TL alacak kaydedildiği, buna göre son tahsil tarihi itibariyle davacının davalıya 77.405,09-TL borçlu duruma geçtiği tespit edilmiştir.
Davacının mahkememizin 08/11/2016 tarih ve 2013/124 Esas 2016/818 karar sayılı kararı ile hüküm altına alınan alacağı, 32.079,45-TL’dir. Taraflar arasındaki sözleşmeye ile temerrüt faiz oranı aylık %3, yıllık %36 olarak kararlaştırılmıştır. Davalı tarafından yapılan son tahsilatın tarihi 30/07/2013’dür. Dava tarihi olan 18/04/2013 ile 30/07/2013 tarihi arasında 102 gün bulunmaktadır. Davacının hüküm altına alınan alacağına, dava tarihinden son ödeme tarihine kadar %36 oranında temerrüt faizi işletildiğinde, (32.079,45 x 102 x %36)/360 =3.272,10-TL işlemiş temerrüt faizi alacağı tespit edilmiştir. Buna göre son tahsilatın yapıldığı 30/07/2013 tarihinde davacının davalıdan cari hesap dışında 32.079,45-TL + 3.272,10-TL=35.351,55-TL cezai şart alacağı alacağı bulunmaktadır. Bu tarih itibariyle davacı kendi cari hesabına göre davalıya 77.405,09-TL borçludur. Mahkemece hüküm altına alınan alacağın 30/07/2013 tarihi itibariyle toplam tutarı olan 35.351,55-TL, davacının aynı tarih itibariyle davalıya olan 77.405,09-TL cari hesaba dayalı borcundan düşüldüğünde dahi davacı davalıya 42.053,54-TL borçlu kalmaktadır.
Yukarıda yapılan tüm saptamalar ışığında, davalı tarafından davacıya dava tarihi öncesinde ödeme yapıldığının ispatlanamadığı, dava tarihi sonrası ise 26/06/2013 tarihinde 150.000,00-TL teminat mektubu tahsili ile 30/07/2013 tarihli 50.000,00-TL çek bedeli tahsilatının ispatlandığı, her ne kadar eldeki dava ceza-i şart alacağı davası olup, taraflar arasındaki cari hesap bu davanın konusunu teşkil etmese de, kesin nitelikteki istinaf ilamı doğrultusunda yapılan inceleme sonucu, dava tarihinden sonra cari hesaba mahsuben yapıldığı ispat olunan 200.000,00-TL tahsilat ile taraflar arasında 31/12/2013 tarihinden sonra başkaca bir ticari ilişki bulunmadığı da nazara alındığında, davacının iş bu dava ile hüküm altına alınan ceza-i şart borcunu yargılama sırasında ödediğinin, 30/07/2013 tarihi itibariyle davanın konusuz kaldığının kabul edilebileceği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesinde açıklanacağı üzere;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 5.977,15-TL harçtan mahsubu ile artan 5.896,45- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 30.704,44-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 24,30- TL başvuru harcı, 3.850,00-TL bilirkişi ücreti, 2,146,10-TL posta masrafı olmak üzere toplam 6.020,40-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 553,88-TL’sının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan 16,00 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 14,53-TL’sının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
5.977,15- TL KARAR HARCI
80,70- TL PEŞİN HARÇ /
5.896,45- TL TALEP HALİNDE İADE HARÇ

DAVACI GİDERİ /
24,30-TL BVH V
3.850,00-TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
2.146,10-TL POSTA MAS. /
6.020,40-TL TOPLAM