Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/601 E. 2022/739 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/601 Esas
KARAR NO : 2022/739

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacılar vekili dava dilekçesinde ve özetle; davacı alacaklı müvekkilinin şirket cari hesap bakiye alacağı olan 21.797,77-TL’yi davalı borçlu şirketin bütün sözlü uyarılarına rağmen ödemediğini, bunun üzerine davalı/borçlu hakkında … 19.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile söz konusu cari hesap alacağının ödenmesi aksi takdirde yargı yoluyla tahsil edileceğinin ihtar edildiğini, davalı/borçlunun işbu noter ihtarnamesine rağmen borcunu ödemediğinden dolayı hakkında … 30.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı/borçlunun 10/05/2013 tarihinde icra takibine süresinde itiraz ettiğini, itiraz dilekçesi ekinde sunduğu 21/10/2012 tarihli tahsilat makbuzunu belge olarak sunduğunu, adı geçen belgede üç adet vadeli çek ile 16.500,00-TL’lik bir ödeme yaptığını beyan ettiğini, fakat alacağın 21.797,77-TL ve davalı borçlu şirketin ödediğini iddia ettiği üç adet çekin toplamının ise 16.500,00-TL olduğunu aradaki farkın 5.297,77-TL olduğunu, davalı/borçlunun ihtarnamenin tebliğ tarihinde müvekkili şirketin kesinlikle teslim almadığını belirttiği henüz ödeme vadeleri gelmemiş olan çekleri ödeme yoluna gittiğini, davalı/borçlu şirketin baştan sona kadar art niyetli ve basiretsiz bir tüccar gibi davrandığını ve alacaklı müvekkilini ve kendisini sıkıntıya soktuğunu, ayrıca davalı/borçlunun kendisini borçtan kurtarmak için sahte tahsilat makbuzu düzenlediğini, makbuz üzerindeki imzanın kesinlikle müvekkili şirketin tek yetkilisi …’ye ait olmadığını, ticari defterlerinde de böyle bir kayıtın bulunmadığı beyanla itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı …’nin taraflar arasındaki ticari ilişkiyle ilgisi bulunmadığını bu nedenle … yönünden husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının … 30 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası nedeniyle … 23 İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında açtığı davanın reddedildiğini, müvekkilinin davacı tarafa bir borcu olmadığını, borcun ödendiğini, davacı şirketin yetkilisi olan …nin damadı …’ın ödemeye ilişkin çekleri Faktoring şirketine kırdırdığını belirterek haksız davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, İİK 67.maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, 25/12/2011 tarihi itibariyle davacı şirket yetkilisi olduğu anlaşılan davacı …’nin 25/12/2011 tarihi ve öncesinde tanzim edilmiş ıslak imzalı belge asılları celp edilmiş, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden …’nin imza sirküleri aslı, 25/12/2011 tarihli 4.600,80-TL bedelli makbuz aslı mahkememiz kasasına alınmış, … 23.İcra Hukuk Mahkemesinin… Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, … CBS’nin … soruşturma sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış ve tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
… 30.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı şirketin, davalı hakkında toplam 20.403,29-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
HMK’nun 320/2.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; icra takibine dayanak 25/12/2011 tarihli, 4.600,80-TL tutarlı tahsilat makbuzu altındaki imzanın…Şirketi yetkilisi …’ye ait olup olmadığı, davacının davalıya borçlu olup olmadığı, menfi tespit talebinin yerinde olup olmadığı, icra inkar koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Mahkememizin 16/03/2015 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”A-) Ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapılıp yapılmadığının dolayısı ile delil niteliğine haiz olup olmadığının tespiti,
B-)Davaya konu olan ve davacı vekilinin 06/03/2015 havale tarihli dilekçesi ekinde ibraz etmiş olduğu faturaların taraların ticari defterlerine kayıtlı olup olmadığının tespiti,
C-)Faturaya istinaden tarafların ticari defterlerinde ödeme kaydının olup olmadığının var ise dayanak belgenin ibrazı,
D-)Tarafların ticari defterleri arasında farklılık var ise farklılık arz eden kayıtların tespiti ve dayanaklarının ibrazı,
E-)İcra dosyasında bulunan ve davalı vekilinin itiraz dilekçesi ekinde ibraz etmiş olduğu 25/07/2013, 25/06/2013, 25/05/2013 keşide tarihli çeklerin tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının belirlenmesi, işbu çeklere istinaden davacının davalıya mal teslim edip etmediğinin saptanması saikiyle HMK’nın 273.maddesi gereğince rapor tanzimi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda Mali Müşavir … tarafından tanzim edilen 28/04/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; a)Davacı şirket 2012 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiki süresinde yapıldığı, kapanış tasdiki yapılmadığı ve defterlerin delil niteliği taşımadığı, davalı şirket 2011 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiki süresinde yapıldığı, kapanış tasdiki yapılmadığı ve defterlerin delil niteliği taşımadığı, 2012 ve 2013 yılları ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiki süresinde yapıldığı ve defterlerin delil niteliği taşıdığı, b)Davaya konu olan ve davacı vekilinin 06/03/2015 havale tarihli dilekçesi ekinde ibraz etmiş olduğu faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, c)Davalı vekilinin itiraz dilekçesi ekinde ibraz etmiş olduğu 25/07/2013, 25/06/2013, 25/05/2013 keşide tarihli çeklerin davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirket ticari defterlerinde ise kayıtlı olmadığı, bu çekler avans çeki olarak kabul edildiğinde, bu çeklere istinaden davacı taraftan davalıya mal teslimi yapılmadığı, d)davacı şirket, ticari defterlerinde davalı şirketten 24.707,65-TL alacaklı olduğu, davacı şirket, davalı şirket ticari defterlerinde ise 14.801,43-TL borçlu olduğu, yani davalı şirket 14.801,43-TL (26.398,57-TL (Fatura: 25.707,82-TL+690,75-TL Avrasya CH-41.200,00-TL (17.800,00-TL + 6.900,00-TL + 16,500,00-TL) alacaklı olduğu, bunun sebebi ise, davalı şirketin, dava dışı Avrasya şirketine yapmış olduğu toplam 17.800,00-TL ödeme ve belgesini ibraz etmediği toplam 6.900,00-TL ödemeyi borcundan düşmesinden kaynaklandığı, bu tutarların davacı şirkete ödeme yapılmış olarak dikkate alınmaması kanaatinde olduğu, bu durumda davacı şirketin alacağı: keşide edilen 16.500,00-TL tutarındaki çeklerden önce 25.707,82-TL olacağı (24.707,65-TL + 18/02/2014 trh. Fatura 1.000,17-TL), davalının keşide ettiği toplam 16.500,00-TL tutarındaki üç çekten sonrası ise, davacı şirket alacağının 9.207,82-TL (25.707,82-TL – 16.500,00-TL çek) olacağı, e) Mahkemece, davalı şirketin, dava dışı Avrasya şirketine yapmış olduğu ödemelerin ve keşide edilen çeklerin borcundan düşülemeyeceği kararı verildiğinde, davacı şirketin takip tarihinde 443,62-TL işlemiş faiz talep edebileceği, davacı şirketin talebi 19.959,67-TL asıl alacağı ve bu tutar üzerinden, icra takibinden itibaren TCMB’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı takip tarihindeki %13,75 ve değişen oranlardaki ticari faizi talep edebileceği kanaatinde olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 19/10/2015 tarihli duruşmasında tanık …: ”…Mahkememiz kasasının 7864 numarasına kaydedilen ve davalı tarafça ibraz edilen tahsilat makbuzu aslı ile ekindeki 3 adet çek fotokopisi mahkememiz kasasından mübaşir vasıtasıyla getirtildi. Tanığa gösterildi.
Tanık beyanında: gösterilen …Ltd. Şti. Kaşeli olarak düzenlenen 21/10/2012 tarihli tahsilat makbuzu kaşe üstündeki imza bana ait değildir dedi.
Davalı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu; gösterilen imzanın kime ait olduğu konusunda bilgim yok, ancak bu imzanın damadımız …’a ait olup olmadığı konusu bilmiyorum, bu şahıs bizi dolandırıp kaçtı, savcılık kendisini arıyor, şirkette bu şahsın herhangi bir ortaklığı yada yetkisi yoktur, getir götür işlerini yapardı, sigortalı olarak çalışmıyordu” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 22/02/2016 tarihli duruşmasının (3) numaralı ara kararı ile; ”Dava dosyasının icra hukuk dosyası geldikten sonra bilirkişi ….’e tevdi ile davacının davalıyı temerrüte düşürmek için gönderdiği ve davalıya 25/02/2013 tarihinde tebliğ edilen ihtar dikkate alınarak raporunun sonuç kısmında bildirdiği icra dosyasındaki asıl alacak olan 21.797,77 TL’nin takip tarihine kadar olan işlemiş ticari faizi ile davalının yaptığı ödemelerden sonra bilirkişinin bildirdiği 9.207,82 TL üzerinden takip tarihine kadar işleyen faiz miktarının belirlenmesi ve 5.297,77 TL üzerinden takip tarihine kadar işleyen faiz miktarının belirlenmesi konusunda EK RAPOR düzenlenmesinin istenmesine, ayrıca davalı vekilinin dosyaya sunduğu 02/06/2015 tarihli dilekçesi ekindeki 25/12/2011 tarihli 4.600,80 TL bedelli tahsilat makbuzunun da değerlendirilerek bu makbuzun taraf defterlerinin incelenmesinde dikkate alınıp alınmadığını açıklamasına” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda Mali Müşavir … tarafından tanzim edilen 18/08/2016 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; a) Davacı tarafın, … 30.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile talep ettiği asıl alacağın 21.797,77-TL olmayıp, 19.959,67-TL olduğu, davacı vekilinin, icra takibine dayanak gösterdiği cari hesap ekstresinde ve 22.12.2014 tarihli ara karar gereğince 06.03.2015 tarihli dilekçesi ekinde ibraz ettiği cari hesap ekstrelerinde, davalı şirket borcu 19.959,67 TL olduğu, davacı şirket ticari defterlerinde ise 24.707,65 TL alacaklı gözüktüğü, Yani, davacı ticari defterlerinde davalının 24.707,65 TL borçlu olduğu, ancak, davacı şirket ticari defterlerinin delil niteliği taşımadığından, davacı vekilinin icra takibine ve dava dosyasına delil olarak sunduğu ve alacağına davanak yaptığı cari hesap ekstrelerinin alacak hesabında dikkate alınması gerektiği kanaatinde olduğunu, bu ekstrelerde davalının borcu 19.959,67-TL gözüktüğü, b)Davacının icra takibine dayanak gösterdiği ve dava dosyasına ibraz ettiği cari hesap bakiyesinin 19,959,67-TL’den; davalı şirketin keşide ertiği ve davacı şirket defterlerinden davalı borcundan düşülmeyen üç çek toplamı 16.500,00 ‘TL ve davalı vekilinin kök rapor sonrası ibraz ettiği 25.12.2011 tarihli makbuz tutarı 4.600,80 TL düşüldüğü takdirde, davacı şirketin alacağı kalmadığı gibi. davalı şirkete 1.141,13 TL borçlu olduğunun hesaplandığı, c) Davacı şirkete keşide edilen toplam 16.500,00 TL tutarındaki üç çekin bankaya ibraz edilmediği ve davalı şirketin banka yoluyla ve elden çeklerin karşılığını ödemediğinden, Sayın Mahkemeniz söz konusu çeklerin davacı alacağından düşülmeyeceği yönünde karar aldığında ise, davacı şirket asıl alacağının;
Davacı c/h ekstresindeki alacağı19.959,67 TL (31.10.2012 tarihinden sonrasında da değişiklik olmamış)
Davalının nakit ödemesi (-) 4.600,80 TL (25/12/2011 tarihli makbuz ile ödeme) 15.358,87 TL olacağı, davacı şirketin takip tarihinde talep edebileceği işlemiş faizin 358,72 TL olacağı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 17/11/2016 tarih, 2014/618 Esas ve 2016/850 Karar sayılı ilamı ile; ”Davacının davasının reddine” karar verildiği, verilen karara davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi’nin 01/11/2019 tarih, 2017/2874 Esas ve 2019/2329 Karar sayılı ilamı ile; ”Davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/11/2016 tarih, 2014/618 Esas ve 2016/850 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına” karar verilerek dosyanın Mahkememize gönderilmiş ve Mahkememizin 2019/601 Esas sayılı sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin 05/03/2020 tarihli duruşmasında davacı vekili; ”Dava dilekçesinde harca esas değer sehven yazılmıştır, dava değerimiz takip tutarı kadardır, Bölge Adliye Mahkemesi kararına uyulsun, davamızın kabulüne karar verilsin” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 12/04/2021 tarihli ara kararının (3) numaralı ara kararı ile; ”…Dosyanın 25/12/2011 tarihli ve 4.600,80-TL tutarlı tahsilat makbuzu altındaki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ye ait olup olmadığının tespiti için Grafolog bilirkişi… tevdii ile rapor tanziminin rapor düzenlenmesinin istenilmesine” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda Adli Tıp Öğretim Üyesi … tarafından tanzim edilen 25/06/2021 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; beyaz ışık ve değişik açılarda verilen ışık ışınları, yüksek çözünürlü (scanner) tarayıcı, bilgisayar analiz programları kullanılarak, grafolojik, grafometrik ve kaligrafik esaslar dahilinde yapılan mukayeseli incelemede; İnceleme konusu olan tahsilat makbuzu altındaki imzanın … Limited Şirketi yetkilisi …’nin mevcut karşılaştırma imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; başlangıç hareketlerinde, bitiş hareketlerinde, ara gramalarında farklılıklar görüldüğü, genel kabul görmüş karakteristik tanı unsurlarından; işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hIz ve baskı derecesi bakımından değerlendirildiğinde; inceleme konusu belgedeki imzanın “…’nin eli ürünü olduğunu gösterir nitelikte ve yeterlilikte bulgu saptanmadığı” görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunduğundan Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Mahkememizin 16/09/2021 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davalı vekiline; yemin deliline dayanıp dayanmayacağı konusunda açıklamada bulunmak ve dayanılacak ise yemin metni sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağının kendisine ihtarına” dair karar verildiği, davalı vekilinin 24/09/2021 tarihli dilekçesi ile yemin metnini sunduğu ancak sunulan yemin metni Mahkememizce usulüne uygun görülmediğinden Mahkememizce 28/09/2021 tarihli yemin metninin oluşturulduğu, bu yemin metninin davacı şirket yetkilisi olan …’ye usulüne uygun tebliğ edilememekle birlikte davacı şirket yetkilisinin 13/10/2022 tarihli duruşmada hazır bulunduğu, yemini eda ettiği ve aynı tarihli duruşmada …: ”Okuduğum yemin metninde belirtilen faturalardan doğan tutarı 19.959,67-TL’nin davacı şirkete ve tarafıma davalı tarafından ödenmediğine yemin ediyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… Bankasının 21/09/2021 tarih ve 927/211242790 sayılı cevabi yazısında; ilgi yazımızda bahsedilen …Tic. Ltd. Şti.’ye ait … Şubelerindeki … nolu hesaba bağlı …, .. ve … nolu çekler şuan da boş (işlem yapılmamış) olarak gözüktüğü, ilgili çeklerin ibrazına rastlanılmadığı bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller, BAM kararı ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacı taraf, davacı şirketi cari hesap bakiye alacağı olan 21.797,77-TL’yi davalı şirketin bütün sözlü uyarılarına rağmen ödemediği, bunun üzerine … 19.Noterliği’nin… tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile söz konusu cari hesap alacağının ödenmesi aksi takdirde yargı yoluyla tahsil edileceğinin ihtar edildiği, davalının işbu noter ihtarnamesine rağmen borcunu ödemediğinden dolayı hakkında … 30.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiği, davalının 10/05/2013 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, itiraz dilekçesi ekinde sunduğu 21/10/2012 tarihli tahsilat makbuzunu belge olarak sunduğu, adı geçen belgede üç adet vadeli çek ile 16.500,00-TL’lik bir ödeme yaptığını beyan ettiği, davalının ihtarnamenin tebliğ tarihinde davacı şirketin kesinlikle teslim almadığını belirttiği henüz ödeme vadeleri gelmemiş olan çekleri ödeme yoluna gittiği, ayrıca davalının kendisini borçtan kurtarmak için sahte tahsilat makbuzu düzenlediği, makbuz üzerindeki imzanın davacı şirketin tek yetkilisi …’ye ait olmadığını, ticari defterlerinde de böyle bir kayıtın bulunmadığını iddia etmiş, davalının ise, davacı …’nin taraflar arasındaki ticari ilişkiyle ilgisi bulunmadığını bu nedenle … yönünden husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının … 30 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası nedeniyle … 23 İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/869 esas sayılı dosyasında açtığı davanın reddedildiğini, müvekkilinin davacı tarafa bir borcu olmadığı, borcun ödendiği, davacı şirketin yetkilisi olan …nin damadı Süleyman’ın ödemeye ilişkin çekleri Faktoring şirketine kırdırdığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Eldeki dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır. Yukarıda detaylı olarak belirtildiği belirtildiği üzere, davaya konu … 30.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davacı …’nin taraf olmaması, davaya konu ticari ilişkinin de dava ve cevap dilekçelerinden anlaşılacağı üzere taraf şirketler arasında gerçekleşen bir ticari ilişki olması, zira takibin dayanağının ve davaya konu olan alacağının davacı şirketin cari hesap alacağından kaynaklandığı belirtildiğinden Mahkememizce davanın … yönünden aktif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir. Bununla birlikte BAM kararı ve davacı tarafın, davalı tarafın ödeme emrine itiraz dilekçesinin ekinde sunduğu 25/12/2011 tarihli ve 4.600,80-TL tutarlı tahsilat makbuzu altındaki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ye ait olmadığı yönündeki iddiaları doğrultusunda Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmış ve Mahkememizce teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda 25/12/2011 tarihli ve 4.600,80-TL tutarlı tahsilat makbuzu altındaki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ye ait olmadığı tespit edilmiştir. Yine davalı taraf, her ne kadar ödeme emrine itiraz dilekçesinde üç adet vadeli çek ile 16.500,00-TL’lik bir ödeme yaptığını belirtmişse de, … Bankası’nın … tarih ve … sayılı cevabi yazısında ilgili çeklerin ibraz edilmediği bildirildiğinden davalı vekilinin bu yöndeki beyanlarına da Mahkememizce itibar edilmemiştir. Ayrıca davalı taraf, BAM kararında da belirtildiği üzere cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığından son olarak Mahkememizce davacı şirket yetkilisine yemin eda ettirilmiş ve davacı şirket yetkilisi davalı tarafından ödeme yapılmadığını beyan etmiştir. Bununla birlikte Mahkememizce sehven davalı şirket yetkilisine de yemin eda ettirilmişse de bu yemine davacı tarafın dayanmamış olması ve davalı tarafın ödeme yaptığını iddia etmesi nedeniyle ispat külfetinin davalı tarafa geçmesi nedenleriyle Mahkememizce davalı şirket yetkilisinin yemini hükme esas alınmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; davalı tarafın, davacı şirkete ödeme iddiasında bulunması nedeniyle ispat külfetinin davalı tarafa geçtiği, davalının ise ödeme olgusunu ispat edememesi nedenleriyle Mahkememizce dava dilekçesindeki harca esas değer esas alınarak davanın davacı … Tic. Ltd. Şti. yönünden kısmen kabulü ile, davalının …30.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 19.959,67-TL asıl alacak ve 443,62-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.403,29-TL yönünden iptaline, takibin 19.959,67-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının alacağı likit nitelikte olup, davalının itirazında haksız bulunduğu anlaşıldığından İİK’nun 67/2.maddesi hükmü gereğince takdiren kabul edilen miktarın %20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın … yönünden aktif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2-Davanın davacı … Ltd. Şti. yönünden KISMEN KABULÜ İLE, davalının … 30.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 19.959,67-TL asıl alacak ve 443,62-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.403,29-TL yönünden İPTALİNE, takibin 19.959,67-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Hükmolunan 20,403,29-TL’nin %20’si oranında (4.080,66-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine,
4-Davalının kötü niyet tazminatı isteminin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.393,74-TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 372,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.021,44-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Kabul edilen miktar yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
7-Red edilen miktar yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.394,48-TL nispi vekalet ücretinin davacı … Ltd. Şti.’nde alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 372,30-TL peşin harç, 25,20-TL başvurma harcı, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti ve 374,10-TL posta masrafları olmak üzere toplam 2.071,60-TL yargılama giderinden 1/2’si olan 1.035,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı … Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
10-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
11-HMK 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avanslarından geriye kalan kısımlarının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸