Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/596 E. 2022/348 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/596 Esas
KARAR NO : 2022/348

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 15/08/2014
KARAR TARİHİ : 29/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili banka … şubesi ve davalı şirket arasında bağıtlanan genel kredi sözleşmeleri uyarınca adı geçen şirkete kredi açıldığını ve kullandırıldığını, diğer davalıların bu sözleşmelerde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluk üstlendiklerini, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığından davalı borçlular hakkında yasal takibe geçildiğini, davalıların haksız ve dayanakszı itirazları ile takibi durdurduklarını belirterek itirazlarının iptali ile takibin devamını ve %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarını karar verilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacılar … ve … vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin borçlu …Tic. A.Ş ne davacı banka tarafından 28.12.2011 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırdığı krediye kefil olduklarını, kefalet miktarı ve limit belirtilmediğinden kefaletin geçersiz olduğunu, TBK 583.maddesi hükmüne göre; kefil olunan tutarlar el yazısı ile yazılmadığından geçersiz kefalete dayalı olarak takip yapılamayacağını, davacının hiçbir hakkı olmadığı halde müvekkilleri hakkında ihtiyati haciz kararı aldığını ve … 12. İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyasından infaz edildiğini, haksız ihtiyati hacizden dolayı müvekkillerinin ticari itibarının zedelendiğini, tüm mevduatlarına ve mülklerine haciz konulduğunu, karşı davalının hukuka aykırı kasıtlı eylemleri ile müvekkillerinin manevi kişiliğinin zarar gördüğünün belirterek davacılar … ve … için ayrı ayrı 5.000,00 er TL manevi tazminatın ve HMK 329.maddesi gereğince 5.000,00 TL vekalet ücreti artı KDV nin karşı davalıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; öncelikle, işbu davanın davalı banka ile müvekkilleri arasında aynı hukuki sebebe ve fakat dava dışı aynı firmanın davalı bankadan kullandığı bir başka tarihli kredi sözleşmesine dayalı olarak devam etmekte olan ihtilafın görüldüğü … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNİ, kendi alacağından 3 kat daha fazla müvekkillerine ait paraya haciz koydurmasına rağmen hala müvekkillerinin gayrimenkullerinin satışına gidilmesi nedeniyle … 10. icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılmasına karar verilen gayrimenkul satışının ivedilikle ihtiyatı tedbiren durdurulmasını ve neticede satışın iptalini, … 10. icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile İlgili olarak davalı bankaya yönelik hiçbir borçlarının bulunmadığının tesbiti ile mezkur İcra takibinin müvekkilleri acısından iptalini, takibe mesnet bononun müvekkillerine iadesini bononun iadesi talebinin kabul edilmemesi halinde müvekkillerinin bu bono nedeni ile sorumluluklarının bulunmadığını, Davanın devamı sırasında takip konusu alacağın müvekkilleri mevduat hesabından çekilmesi ve dolayısıyla takip konusu alacağın tahsil edilmesi halinde davanın istirdat davasına dönüşerek hukuken geçersiz sözleşme ve bonoya dayalı başlatılıp tahsil edilmiş olan paraların tahsil edildiği günden ödeme gününe dek işleyecek mevduata uygulanan en yüksek avans faizi ile brlikte davalıdan tahsili ile hangi müvekkilin mevduat hesabından çekilmiş ise o müvekkiline ödenmesini, kefalete dair sözleşme maddelerinin hukuken geçersiz olduğunu bildirmesine rağmen müvekkilleri aleyhine icra takibinde bulunan ve bu açıdan açıkça haksız ve kötü niyetli olan davalı bankadan dava konusu … 10 . İcra Md’nün … E sayılı dosyasına konu alacağın % 20 ‘si üzerinden hesaplanacak kötü niyet tazminatının alınarak müvekkiline ödenmesini, davalı bankanın 5.000 TL adli para cezasına mahkum edilmesine ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacılar … ve … vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin borçlu …Tic. A.Ş ne davacı banka tarafından 28.12.2011 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırdığı krediye kefil olduklarını, kefalet miktarı ve limit belirtilmediğinden kefaletin geçersiz olduğunu, TBK 583.maddesi hükmüne göre; kefil olunan tutarlar el yazısı ile yazılmadığından geçersiz kefalete dayalı olarak takip yapılamayacağını, davacının hiçbir hakkı olmadığı halde müvekkilleri hakkında ihtiyati haciz kararı aldığını ve … 12. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından infaz edildiğini, haksız ihtiyati hacizden dolayı müvekkillerinin ticari itibarının zedelendiğinin, tüm mevduatlarına ve mülklerine haciz konulduğunu, davacının hukuka aykırı kasıtlı eylemleri ile müvekkillerinin manevi kişiliğinin zarar gördüğünün belirterek davacılar … ve … için ayrı ayrı 5.000,00 er TL manevi tazminatın ve HMK 329.maddesi gereğince 5.000,00 TL vekalet ücreti artı KDV nin davacıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesini istemiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun şekilde tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemişler ve duruşmalara katılmamışlar, bu nedenle davayı inkar ettikleri varsayıldığı anlaşılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Mahkememizden verilen 15/02/2018 tarih, 2014/277 Esas ve 2018/139 Karar sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 16/10/2019 tarih, 2018/10079 Esas ve 2019/1382 Karar sayılı ilamıyla KALDIRILMAKLA, dava Mahkememizin 2019/596 Esasına kaydı yapılıp incelenmiştir.
Asıl Dava, davacı banka ile davalı … A.ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı asıl borçlu ve sözleşmeyi müteselsil borçlu / kefil sıfatı ile imzalayan kefiller hakkında … 14 İcra Müdürlüğü’nde yapılan takibe davalı borçluların itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Asıl davada -karşı dava,haksız ihtiyati haciz nedeniyle manevi tazminatın ve HMK 329 maddesi uyarınca para cezasının ödetilmesi davasıdır.Asıl davada -karşı dava,haksız ihtiyati haciz nedeniyle manevi tazminatın ve HMK 329 maddesi uyarınca para cezasının ödetilmesi davasıdır.
Birleşen dava ise, … 10 İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyasındaki takibe dayanak bonodan dolayı davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline ve kefaletlerinin geçersiz olduğunun tespiti davasıdır.
… 14 İcra Müdürlüğü’nün …sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafından davalılar hakkında toplam 67.016.55 Tl nakdi alacağın ve 5.225,00 TL gayri nakdi alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
… 10 İcra Müdürlüğü’nün …sayılı takip dosyası kapsamından; davacı banka tarafından davalılar hakkında toplam 90.857,38 TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve “kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla” icra takibinde bulunulduğu takibin dayanağının … 15 Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.09.2014 tarihli … D.iş dayılı ihtiyati haciz kararı ve 29.09.2010 tanzim, 25.09.2013 vade tarihli, 300.000,00 TL bedelli bir adet “bono” olduğu, … 14 İcra Müdürülüğünün … sayılı ve …sayılı takip dosyaları ile tahsilde tekerrür olmamak üzere talepte bulunulduğu, takibin kesinleştiği, dosya hesabının 11.03.2015 tarihi itibarıyla ödenerek kapatıldığı tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, takip dosyaları Genel Kredi Sözleşmeleri, ihtarname hesap özeti asılları kasaya, örnekler idosyaya alınmış, çekişme halinde kesin delil olacağı kararlaştırılan davacı bankanın uyuşmazlık konusu döneme ilişkin ticari defter ve kayıtları ile dayanağı belgeleri üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak rapor düzenlenmiştir.
Dosya arasında fotokopileri bulunan genel kredi sözleşmeleri incelendiğinde;
29/09/2010 tarihli genel kredi sözleşmesi incelendiğinde;davacı bankanın … Şubesi ile … Tic. A.ş. Arasında 300.000 TL. Miktarlı GKS. ni davalılar …, …, …’un kefil olarak imzaladıkları, sözleşmede kefillerin kefalet miktarının yazılı olmadığı ,
28/12/2011 tarihli genel kredi sözleşmesi incelendiğinde;davacı bankanın … Şubesi ile …Tic. A.ş. Arasındaki GKS. ni davalılar …, …,, …’un kefil olarak imzaladıkları, sözleşmede GKS. Miktarının ve kefillerin kefalet miktarının yazılı olmadığı ,
23/10/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi incelendiğinde;davacı bankanın … Şubesi ile …Tic. A.ş. Arasında 480.000 TL. Miktarlı GKS. ni davalı …’in kefil olarak imzaladığı, sözleşmede kefilin kefalet miktarının 480.000 TL. olarak yazılı olduğu görülmüştür.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 16/10/2019 tarih, 2018/10079 Esas ve 2019/1382 Karar sayılı kaldırma ilamında “YARGITAY 19 HUKUK DAİRE’nin 13/06/2016 Tarih ve 2016/4747 Esas,206/10536 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik içtihatlarındada belirtildiği üzere hükme esas alınan bilirkişi raporunda davaya konu kredi alacağının hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı konusunda açıklayıcı bir bilgi bulunmamakta olup anılan rapor bu haliyle yetersiz olduğu gibi denetime de elverişli değildir…Asıl dava konusu borcun hangi sözleşme kapsamında kullandırılan krediden kaynaklandığının açıkça belirlenmesi uyuşmazlığın çözümü açısından büyük önem taşımaktadır. Zira, dava konusu borcu doğuran kredinin Davalı-karşı davacılar ve birleşen dosyanın davacıları … ve …’un müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullanıldığının saptanması halinde bu kredi sözleşmelerindeki kefaletin geçerli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.Dava konusu borcu doğuran kredinin Davalı-karşı davacılar ve birleşen dosyanın davacıları … ve …’un imzaları bulunmayan sonraki genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığının belirlenmesi durumunda davacıların sorumlu tutulup tutulmayacaklarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bir bilirkişi ya da bilirkişi heyetine yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak asıl davaya konu takipte talep edilen alacağın dosyaya sunulan genel kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırılıp kullandırılmadığı, kullandırılmış ise hangi tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı, bu GKS. de Davalı-karşı davacılar ve birleşen dosyanın davacıları … ve …’un geçerli kefaletlerinin olup olmadığı ve birleşen dosyadaki davaya konu icra takibindeki takibe dayanak senedin hangi kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği,bu senedin asıl davadaki kredi borcununda teminatı olup olmadığı,bu senetten kaynaklı birleşen dosya davacılarının davalı bankaya birleşen dava tarihi itibariyle borçlu olup olmadıkları hususunda denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir.” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle asıl davaya konu takipte talep edilen alacağın dosyaya sunulan genel kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırılıp kullandırılmadığı, kullandırılmış ise hangi tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı, bu GKS’de Davalı-karşı davacılar ve birleşen dosyanın davacıları … ve …’un geçerli kefaletlerinin olup olmadığı ve birleşen dosyadaki davaya konu icra takibindeki takibe dayanak senedin hangi kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği,bu senedin asıl davadaki kredi borcununda teminatı olup olmadığı,bu senetten kaynaklı birleşen dosya davacılarının davalı bankaya birleşen dava tarihi itibariyle borçlu olup olmadıkları hususunda rapor düzenlenmesi bakımından bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
24.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda; “Bankanın kullandırdığı 7 adet krediden ötürü borçluların sözleşme kefili sıfatıyla borçlu olduğunu, ayrıca sözleşme olmasa dahi, bono kefili sıfatıyla birleşen dava tarihi itibariyle borçlu bulundukları kanaatin varıldığını, değerlendirmeleri, meselenin asli ve nihai hukuki takdiri ile tavsifi 6100 s. HMK m.266/c.2 ve m.279/4 hükmü ile 6754 sayılı Kanun m.3/3 hükmü icabı tamamen ve münhasıran Mahkememize ait olduğu yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir. ”
24.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda, banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilen bilirkişinin, raporunda yerinde inceleme yapılıp yapılmadığına dair bir açıklamanın bulunmadığı ve dava konusu kredilerin 29.09.2010 tarihli kredi sözleşmesine istinaden kullandırıldığına ilişkin tespitinin denetime elverişli olmadığı kanaatine varılarak iddia savunma ve dosya kapsamı itibariyle banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle asıl davaya konu takipte talep edilen alacağın dosyaya sunulan genel kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırılıp kullandırılmadığı,- icra takibine konu borcun hangi kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediden kaynaklandığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti- kullandırılmış ise hangi tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı, bu GKS’de Davalı-karşı davacılar ve birleşen dosyanın davacıları … ve …’un geçerli kefaletlerinin olup olmadığı ve birleşen dosyadaki davaya konu icra takibindeki takibe dayanak senedin hangi kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği, bu senedin asıl davadaki kredi borcununda teminatı olup olmadığı, bu senetten kaynaklı birleşen dosya davacılarının davalı bankaya birleşen dava tarihi itibariyle borçlu olup olmadıkları hususunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine, dosyanın 2 Bankacı, 1 SMMM’den oluşacak bir bilirkişi heyeti ile bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
24/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; ” A. Asıl Davada;
Asıl davaya konu alacak tutarının, davacı … Bankası A.Ş. ile davalı asıl borçlu… Tic.A.Ş. arasında imzalanan 29.09.2010 tarihli 300.000,00 TL tutarlı, 28.12.2011 tarihli ancak tutar bilgisi içermeyen ve 23.10.2012 tarihli 480.000,00 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden, adı geçen davalı asıl borçluya kullandırılan …, …, …, …, …, … ve … no.lu kredi borçlarından kaynaklandığını, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 4.2. maddesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02.05.2019 Tarih, 2017/1650 E., 2019/507 K. sayılı emsal kararı uyarınca, davacı tarafından yıllık % 37,00 oranından temerrüt faizi talep edilebileceğini, takip tarihi itibariyle gerek % 37,00 temerrüt faiz oranından, gerekse talepteki gibi % 72,00 temerrüt faiz oranından terditli hesaplama yapıldığında; Temerrüt Faiz Oranının % 37,00 Olarak Esas Alınması Halinde; davacı bankanın toplam 48.187,57 TL talep edilebilir nakit alacak tutarının bulunduğunu, takip talebinde ise 67.016,32 TL talep edildiğini, bu durumda 18.828,75 TL (= 67.016,32 TL – 48.187,57 TL) fazla talebin yerinde olmadığını, temerrüt Faiz Oranının % 72,00 Olarak Esas Alınması Halinde; davacı bankanın toplam 60.325,24 TL talep edilebilir nakit alacak tutarının bulunduğunu, takip talebinde ise 67.016,32 TL talep edildiğini, bu durumda 6.691,08 TL (= 67.016,32 TL – 60.325,24 TL) fazla talebin yerinde olmadığını, davacı banka kayıtları incelendiğinde; …, …, …, … ve … no.lu kredilerin 28.12.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden … ve … no.lu kredilerin ise 23.10.2012 tarihli Kredi Çerçeve Sözleşmesinden, doğmuş olduklarının anlaşıldığını, davalı-karşı davacılar …ile …’in, 29.09.2010 tarihli 300.000,00 TL tutarlı ve 28.12.2011 tarihli fakat sözleşme tutarı yazılmamış olan Genel Kredi sözleşmelerinde kefil olarak imzalarının bulunduğunu, 23.10.2012 tarih ve 480.000,00 TL tutarlı Kredi Çerçeve Sözleşmesinde ise kefaletlerinin bulunmadığı tespit edildiğini, belirtilen sözleşmelerden 29.09.2010 tarihli Genel Kredi sözleşmesinin “Müşterek Borçlu ve Müşterek Müteselsil Kefalet Şerhi”nin olduğu 31. sayfasında, kefillerin sorumlu oldukları tutar yazılmamış olmakla birlikte, 1’nici sayfasında kredinin toplam limitinin 300.000,00 TL olarak yazıldığını, ancak 28.12.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde ise herhangi bir tutar bilgisine rastlanmadığını, 29.09.2010 ve 28.12.2011 tarihli sözleşmeler, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde düzenlenmiştir. Yargıtay, emsal kararlarında 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde, kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için kefalet limit bilgilerinin imzaların bulunduğu sayfada yer almasına dair bir zorunluluk bulunmadığını, sözleşmenin herhangi bir sayfasında yer almasının yeterli olduğunu, ancak sözleşmede herhangi bir miktarın bulunmadığı durumda, kefilin sorumlu tutulamayacağı görüşünde olduğunu, bu durumda, 28.12.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin, davalı-Karşı Davacılar … ile … bakımından geçersiz olduğunu, 23.10.2012 tarihli kredi sözleşmesinde ise adı geçenlerin kefaletleri
bulunmadığından, takip tarihi itibariyle dava konusu kredilerden dolayı hesaplanan borçtan, davalı-karşı davacı kefillerin sorumlu tutulamayacağını, B. BİRLEŞEN DAVADA; birleşen davaya konu alacak tutarının, davacılar … ile …’in de kefil/borçlu sıfatıyla imzaladıkları 29.09.2010 tanzim tarihli, 25.09.2013 vadeli ve 300.000,00 TL tutarlı bonoya istinaden talep edildiğini, dava tarihi itibariyle kredi borçlusu … Tic.A.Ş. bakımından terditli yapılan hesaplama sonucunda;
temerrüt Faiz Oranının % 37,00 Olarak Esas Alınması Halinde; davacı bankanın toplam 59.691,66 TL talep edilebilir nakit alacak tutarının bulunduğunu, temerrüt Faiz Oranının % 72,00 Olarak Esas Alınması Halinde; davacı bankanın
toplam 90.339,70 TL talep edilebilir nakit alacak tutarının bulunduğunu, hemen yukarıda yer verildiği üzere, davaya konu kredilerin doğmuş oldukları kredi sözleşmeleri dikkate alındığında; …, …, …, … ve …no.lu kredilerin 28.12.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden doğmuş olduğunu, … ve … no.lu kredilerin ise 23.10.2012 tarihli Kredi Çerçeve Sözleşmesinden doğmuş olduğunu, ancak 28.12.2011 tarihli sözleşmede herhangi bir tutar bulunmadığından, söz
konusu sözleşmenin Yargıtay içtihatları uyarınca, davacılar … ile … bakımından geçersiz olduğunu, 23.10.2012 tarihli sözleşmede ise adı geçenlerin kefaletinin bulunmadığını, bu durumda dava konusu kredilerden dolayı adı geçen davacıların borçlu olmadıklarını, davacıların borçlu olmadıkları yönündeki görüşlerinin Mahkememiz tarafından benimsenmesi durumunda, davacı …’in dava dışı … T.A.Ş. …Şubesi nezdindeki hesabına konulan hacizden dolayı, icra dosyasına 09.03.2015 tarihinde ödenen 118.518,87 TL tutarın, ödendiği tarihten itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan talep edilebileceğini, takibe konu bononun tanzim tarihi ve tutarı ile 29.09.2010 tarihli sözleşmenin tarih ve tutarının aynı olduğunu, bu bakımından söz konusu bononun belirtilen kredi sözleşmesi kapsamında düzenlendiği kanısı oluşturduğunu, ayrıca dava konusu kredilerin, belirtilen kredi sözleşmesinden de doğmadığının anlaşıldığını bu durumda bono borçlusu/kefili sıfatıyla davacıların sorumluluklarının olup olmadığının takdirinin Mahkememize ait olduğu yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir. ” Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
İddia, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; asıl dava yönünden; davacı tarafından davalılar hakkında … 14 İcra Müdürlüğü’nün … E (eski no: …E) sayılı takip dosyası ile toplam 67.016.55 Tl nakdi alacağın ve 5.225,00 TL gayri nakdi alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalıların yasal süresi içinde takibe itirazları sonucu, icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu ve davacı vekili tarafından İİK 67. Maddesi gereğince eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davacı bankanın … şubesi ile davalı asıl borçlu … Tic. A.Ş arasında 29.09.2010, 28.12.2011 ve 23.10.2012 tarihinde 3 ayrı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, söz konusu sözleşmelerden 29.09.2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde, kefillerin kefalet tutarının yazılmadığı, 28.12.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde, hem sözleşme tutarının hem de kefillerin sorumlu oldukları tutarların yazılmadığı, 23.10.2012 tarihli Kredi Çerçeve sözleşmesinde ise sadece …’in kefalet imzasının bulunduğu, asıl davaya konu alacak tutarının banka tarafından davalı kredi borçlusu şirkete kullandırılan …, …, …, … ve … no.lu kredilerin 28.12.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden … ve … no.lu kredilerin ise 23.10.2012 tarihli Kredi Çerçeve Sözleşmesinden doğmuş olduklarının somut olaya uygun denetime elverişli bulunan 24.01.2022 tarihli bilirkişi raporu tespit edildiği, bu durumda 29.09.2010 tarihli 300.000,00-TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesinde, davalı karşı davacılar … ile …’in 300.000,00-TL lik geçerli kefaletlerinin bulunduğu, ancak 28.12.2011 tarihli sözleşmede ise sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 484. Maddesi gereğince, sözleşmede herhangi bir tutar bulunmadığından davalı-karşı davacılar … ile … bakımından geçersiz olduğu, 23.10.2012 tarihli kredi sözleşmesinde ise davalı-karşı davacılar … ile …’in kefaletleri bulunmadığından, takip tarihi itibariyle dava konusu kredilerden dolayı hesaplanan borçtan, davalı-karşı davacı kefillerin sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından asıl davada … ve … aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer davalılar … Tic.A.Ş. Ve … yönünden yapılan değerlendirmede ise; asıl davaya konu alacak tutarının davacı banka ile davalı asıl borçlu …Tic.A.Ş. Arasında imzalanan 29.09.2010 tarihli 300.000,00-TL tutarlı, 28.12.2011 tarihli ancak tutar bilgisi içermeyen ve 23.10.2012 tarihli 480.000,00-TL tutarlı genel kredi sözleşmelerine istinaden, davalı asıl borçlu şirkete kullandırılan …, …, …, … ve …, … ve … nolu kredi borçlarından kaynaklandığı, davalı kefil … ‘in davacı banka ile davalı asıl borçlu arasında 23.10.2012 tarihinde imzalanan sözleşmede 480.000,00-TL tutarında geçerli kefaletinin bulunduğu, söz konusu sözleşme kapsamında yer alan kefalet sözleşmesinin 2.1. Maddesinde: TBK 581.maddesi gereği müteselsil kefaletin, doğmuş doğacak tüm borçları kapsayacağı hükmünün yer aldığı, bu kapsamda 23.10.2012 tarihi itibariyle mevcut bulunan borçların da kefaletin kapsamında olduğu, davacı banka tarafından davalılara … 17 Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek 30.09.2013 tarihi itibariyle kredi hesabının kat edildiği,davalı kefil …’e gönderilen ihtarnamenin 03/10/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı asıl borçluya gönderilen ihtarnamenin 05/10/2013 tarihinde iade olduğu, ancak sözleşmenin 60.maddesi gereğince davalı kredi borçlusunun ihtarnamede verilen 1 günlük sürenin dolmasıyla 07.10.2013 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, dolayısıyla davalı asıl borçlu ve diğer davalı kefil …’in 07.10.2013 tarihi itibariyle temerrüde düştükleri, Mahkememizce alınan denetime elverişli bulunan 24.01.2022 tarihli bilirkişi raporu ile davacı bankanın takip tarihi itibariyle bu davalılardan; 42.203,91-Tl asıl alacak, 5.832,57-TL işlemiş fazi, 91,09-TL BSMV olmak üzere toplam 48.187,57-TL alacaklı olduğunun hesaplandığı ve asıl alacak tutarına taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 4.2. maddesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02.05.2019 Tarih, 2017/1650 E., 2019/507 K. sayılı emsal kararı uyarınca, davacı tarafından yıllık % 37,00 oranından temerrüt faizi talep edilebileceği tespit edilmiş, davalı kredi lehdarı şirketin asıl borçlu sıfatıyla, davalı …’in TTK’nun 7 ve TBK’nun 589 maddeleri uyarınca müteselsil kefil sıfatıyla; bu borçtan ve kendi temerrütlerinin sonuçlarından sorumlu oldukları anlaşılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; nakdi alacak talebi yönünden; … 14 İcra Müdürlüğünün … E (eski no: … E) sayılı takip dosyasında ve tahsil tekerrür olmamak üzere asıl borçlu … Tic. A.ş ve …’in itirazının nakdi alacak yönünden 42.203,91-Tl asıl alacak, 5.832,57-TL işlemiş fazi, 91,09-TL BSMV olmak üzere toplam 48.187,57-TL için iptaline takibin bu miktar üzerinden ve fakat asıl alacak tutarı olan 42.203,91-TL sına takip tarihinden itibaren %37 oranında temerrüd faizi yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazla istemin reddine, nakdi alacak yönünden alacak likit olduğundan, davalılar …A.ş ve …’in hükmolunan 48.187,57-TL nin % 20 oranında 9.637,51-TL icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına, bu davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Gayrinakdi çek taahhüt bedeli kredisinin depo talebi yönünden; takip tarihi itibariyle davacı bankaya 5 adet çek yaprağının iade edilmediği tespit edilmiş söz konusu çeklerin banka sorumluluk tutarından dolayı, davacı bankanın toplam 5.225,00-TL(5x 1.045,00.-TL) gayrinakdi alacak tutarının bulunduğu tespit edilmiştir. Gayri nakdi alacağa ilişkin olarak davalı asıl borçlu …Tic. A.Ş’nin itirazının 5.225,00 TLnin deposu yönünden iptaline karar vermek gerekmiş, diğer davalı … ile ilgili gayri nakdi alacak talebi yönünden ise davalı tarafından imzalanan 23.10.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefilin gayrınakdi çek depo bedellerinden sorumluluğu açıkça düzenlenmediğinden davalı kefilin sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından bu talep yerinde görülmeyerek reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl dosyadaki karşı davada; icra dosyası üzerinden haksız ihtiyati haciz uygulaması nedeniyle, karşı davacıların zarar gördükleri, manevi kişiliklerinin ihlal edildiği belirtilerek manevi tazminat isteminde bulunulmuştur. Haciz isteminin dayanağının bir hak veya alacak olması ve haciz tarihinde de mevcut bulunması gerekir. Aksi halde, haksız bir haciz ve buna bağlı olarak da sorumluluk söz konusudur. Eylem ile zararlı sonuç arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekli ve yeterlidir.(Yargıtay 4 HD 2013/2705 E-2014/165 K. 13.01.2014 )2004 sayılı İİK’nun 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Haksız ihtiyati hacizden doğan maddi tazminat davalarında kusursuz sorumluluk esası geçerli olup, manevi tazminat yönünden ise kusur sorumluluğu söz konusudur. Haksız ihtiyati haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için TBK’nun 49.maddesindeki koşulların oluşması gerekir.Somut olayda, davacı bankanın … 42 Asliye Ticaret Mahkemesinin …D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı aldığı ve bu kararı … 14.İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyası ile üzerinden uygulandığı anlaşılmaktadır. İhtiyati haciz kararı incelendiğinde, borçlu …Tic A.Ş açısından 106.769,40 TL üzerinden kabulüne , B.K.nun 583.maddesine göre kefalet sözleşmesi yazılı şekilde ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ve kefalet tarihi belirtilmedikçe kefaletin geçerli olmayacağı, genel kredi sözleşmesinde kredi limiti ve kefalet limiti gösterilmediğinden, kefiller …,…, … açısından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, davalı/karşı davacılar hakkında verilmiş bir ihtiyati haciz kararı yokken, alacaklı vekilinin 24.06.2014 tarihli talepleriyle …Tic A.Ş., …, … ve …’un menkul ve gayrimenkul mallarının ve 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczini talep ettiği, bu taleplerden sonra davalı karşı davacıların bir kısım banka hesaplarına ve tapu kayıtları üzerine hacizler konulduğu, borçlular vekilinin vermiş olduğu itiraz ve hacizlerin kaldırılması talepleri dilekçesi üzerine 08.07.2014 tarihinde, … 42 Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/06/2014 tarih ve …D.İş E- … K. Sayılı ihtiyati haciz kararı gereğince takibe geçildiği ihtiyati haciz kararının sadece borçlulardan … Tic A.Ş. Hakkında kabul edilmiş olduğundan diğer borçlular hakkındaki yapılan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda haksız yere bir kimsenin malvarlığı üzerine haciz koyulması o kimsenin kişilik haklarına saldırı oluşturan ve Türk Borçlar Yasası’nın 58. maddesi gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulmasını gerektiren bir davranış olduğu ve manevi tazminat isteminin koşullarının oluştuğu kanaatine varılarak davacıların karşı davasının kabulü ile davacılar … ve … lehine TBK 51 maddesi gereğince 5.000-TL şer olmak üzerek toplam 10.000,00-TL manevi tazminatın davacı-karşı davalı bankadan alınarak davacılara verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dosyada … 10 İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına dayalı olarak birleşen davacıların birleşen davalı bankaya borçlarının bulunmadığı iddia edilmiştir. Anılan takip dosyasında takibin dayanağı 29.09.2010 tanzim tarihli, 25.05.2013 ödeme tarihli, 300.000,00 TL bedelli borçlususunun kredi lehtarı şirket olduğu davacıların kefil olarak yer aldığı kambiyo senedine dayanılarak talepte bulunulmuş ve diğer takip dosyaları ile tahsil de tekerrür olmayacak şekilde takibe geçildiği belirtilmiştir. Bu takibin başlangıcı … 15 Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.09.2014 tarih ve …D.İş sayılı ihtiyati haciz kararının uygulanması ile başlanmıştır. Esas dosya borcu ile birleşen dosya borcu aynı nedenlere dayalıdır. Takibe konu bononun tanzim tarihi ve tutarı ile 29.09.2010 tarihli sözleşmenin tarih ve tutarının aynı olduğu, bu kapsamda asıl borçlu şirkete kullandırılan kredilerin teminatı oluşturmak üzere birleşen davanın konusu olan teminat senedi alındığı, ancak dava konusu kredilerin belirtilen kredi sözleşmesinden doğmadığı, davalı bankanın alacaklı olduğunu iddia ettiği kredilerin 28.12.2011 ve 23.10.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 484. Maddesi gereğince, 28.12.2011 tarihli sözleşmede herhangi bir tutar bulunmadığından davacılar … ile … bakımından geçersiz
olduğu, 23.10.2012 tarihli kredi sözleşmesinde ise davacılar … ile …’in kefaletlerinin bulunmadığı, bu hali ile davalı bankanın takip ve dava konusu bono nedeniyle alacaklı olduğunu ispatlayamadığı anlaşıldığından (Yargıtay 11.HD 2020/4485 E- 2021/6890 K, 06.12.2021) davacı …’in banka hesabına konulan hacizden dolayı, icra dosyasına 09.03.2015 tarihinde ödenen 118.518,87 TL tutarın, ödendiği tarihten itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte
davalı bankadan istirdatı ile davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, koşulları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
A-Asıl dava yönünden;
1-Davanın kısmen kabulü ile … 14 İcra Müdürlüğünün …E (eski no: … E) sayılı takip dosyasında ve tahsil tekerrür olmamak üzere asıl borçlu … Tic. A.ş ve …’in itirazının nakdi alacak yönünden 42.203,91-Tl asıl alacak, 5.832,57-TL işlemiş fazi, 91,09-TL BSMV olmak üzere toplam 48.187,57-TL için iptaline takibin bu miktar üzerinden ve fakat asıl alacak tutarı olan 42.203,91-TL sına takip tarihinden itibaren %37 oranında temerrüd faizi yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazla istemin reddine,
Davalılar … A.ş ve …’in hükmolunan 48.187,57-TL nin % 20 oranında 9.637,51-TL icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına, bu davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Gayri nakdi alacağa ilişkin olarak davalı asıl borçlu …Tic. A.Ş’nin itirazının 5.225,00 TL nın deposu yönünden iptaline, takibin takip talebindeki koşullarla devamına,
Diğer davalı … ile ilgili gayri nakdi alacak talebi yönünden istemin reddine,
3-Davalılar … ve … aleyhine açılan davanın REDDİNE,
Davalıların kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince nakdi alacak yönünden hesap olunan 3.291,69.-TL nispi karar ve ilam harcı, gayrinakdi alacak yönünden hesap olunan 80,70.-TL maktu karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 3.372,39.-TL karar ve ilam harcının, davacı taraftan dava açılırken peşin alınan 2.049,30.-TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 1.323,09.-TL harcın davalılar …Tic. A.ş ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.049,30.-TL’nin davalılardan …Tic. A.ş ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan 27,70.-TL başvurma harcı, 5.000,00.-TL bilirkişi raporu ücreti ve324,35.-TL posta masrafları ve diğer giderler olmak üzere toplam 5.352,05.-TL yargılama giderinin; davadaki kabul ret oranına göre, 4.690,33.-TL’sinin davalılardan … Tic. A.ş ve …”ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 661,72.-TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Nakdi alacak yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 7.064,38.-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan … Tic. A.ş ve …”ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Gayri nakdi alacak yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00.-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan … Tic. A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmediğinden, gayri nakdi reddedilen tutar yönünden vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
-Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider/delil avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde ilgili tarafa iadesine,
B-Asıl davadaki karşı yönünden;
Davanın Kabulü ile davacılar … ve … lehine 5.000-TL şer olmak üzerek toplam 10.000,00-TL manevi tazminatın davacı-karşı davalı bankadan alınarak davacılara verilmesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 683,10 -TL nispi karar ve ilam harcından, davacı taraflardan peşin alınan 170,80 TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 512,30.-TL karar harcının davalı … Bankası A.Ş’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacılar tarafından yatırılan 170,80 TL peşin harcın, davalı … Bankası A.Ş’den alınarak davacılara verilmesine,
-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin …Bankası A.Ş’den tahsili ile davacılara verilmesine,
-Davacılar tarafından yapılan 25,10.-TL başvurma harcı, 2.000,00.-TL bilirkişi raporu ücret olmak üzere toplam 2.025,10.-TL yargılama giderinin davalı … Bankası A.Ş’den tahsili ile davacılara verilmesine,
-Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider/delil avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde ilgili tarafa iadesine,
C-Birleşen İstanbul 8 ATM ‘nin 2015/205 Esas sayılı dosyası yönünden;
Davanın kısmen kabulü ile; davacıların … 10 İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile 118.518,87-TL nin 09.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdatı ile davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 8.096,02.-TL nispi karar ve ilam harcından, davacılar taraftan peşin alınan 2.049,30.-TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 6.046,72.-TL karar harcının davalı … Bankası A.Ş’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacılar tarafından yatırılan 2.049,30.-TL peşin harcın, davalı …Bankası A.Ş’den alınarak davacılara verilmesine,
-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 15.209,29.-TL nispi vekalet ücretinin davalı … Bankası A.Ş’den tahsili ile davacılara verilmesine,
-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 1.481,13.-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsiln tahsili ile davalıya verilmesine,
-Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider/delil avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı karşı davalı birleşen dosya davalısı vekili ile asıl davada davalılar ve karşı davacılar ve birleşen dosyada davacılar … huzurunda, diğer tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/04/2022

Katip Hakim
E imzalıdır E imzalıdır