Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/595 E. 2022/320 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/595
KARAR NO : 2022/320

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/01/2015
KARAR TARİHİ : 25/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkil şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmamasına rağmen 23/11/2013 tarihinde nakde çevrilmesi sebebiyle müvekkil şirket tarafından davalı aleyhine …. 18. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra takibine 30/12/2014 tarihinde itiraz ettiğini, davalı şirketin itirazının hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 18/09/2010 tarihinde akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, 18/09/2010 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesinin eki ve ayrılmaz parçası olarak 18/09/2010 tarihli genel esaslar ve şartlar başlıklı bir sözleşme ve yine 18/09/2010 tarihli çerçeve anlaşması imzalandığını, taraflar arasındaki anlaşmaya göre davalı şirket tarafından müvekkil şirkete işletme teknik yatırım bedeli adı altında 14.000 USD+KDV ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, müvekkil şirketin taraflar arasındaki sözleşmelerden kaynaklanan alacakların teminatının oluşturmak ve herhangi bir şekilde borç tahakkuk etmesi halinde davalı şirket tarafından nakde çevrilmek üzere 50.000 TL tutarında teminat mektubu teslim ettiğini, davalı şirket tarafından işletme teknik yatırım bedelinin ödenmemesi üzerine müvekkil şirketin akaryakıt bayilik sözleşmesini tek taraflı ve haklı sebeple feshettiğini, müvekkil şirket tarafından akaryakıt bayilik sözleşmesinin feshedilmesi üzerine davalı şirket tarafından … 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin…E. Sayılı dosyası ile müvekkil şirkete karşı kar mahrumiyeti iddiası ile dava açıldığını, … 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda akaryakıt bayilik sözleşmesinin haklı sebeplerle feshedildiği için davalı …’nin kar mahrumiyeti talebinde bulunmayacağı yönünde görüş bildirildiğini, … 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. – …K. Sayılı 19/11/2014 tarihli kararı ile akaryakıt sözleşmesinin haklı sebeple sona erdiği gerekçesiyle kar mahrumiyeti talebi yönünden davanın reddine karar verildiğini, akaryakıt sözleşmesinin imzalandığı dönemde müvekkil şirket tarafından davalı şirkete teslim edilen 50.000 TL teminat mektubunun süresi ihtirazi kayıtlarla uzatıldığını, davalı şirketin 22/11/2013 tarihinde hiçbir hak ve alacağı bulunmamasına rağmen 50.000 TL teminat mektubunu nakde çevirdiğini, davalı şirket tarafından müvekkil şirkete gönderilen 30/11/2012 tarihli hesap ekstresinde de müvekkil şirketin herhangi bir borcunun olmadığının açık olduğunu beyan ederek … 18. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında davalı şirketin haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline, 50.000 TL asıl alacağa teminat mektubunun nakde çevrildiği tarih olan 22/11/2013 tarihinden itibaren reeskont avans faizi işletilmesine, tüm yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın müvekkil şirket ile akdedilmiş olan sözleşmeleri süresinden önce haksız olarak feshettiğini, buna istinaden taraflar arasında halen derdest olan davaların mevcut olduğunu, davacının söz konusu sözleşmeleri süresinden önce haksız olarak feshetmesi nedeniyle müvekkil şirketin zarara uğradığını, söz konusu davaların kesinleşmeden davacının müvekkil şirkete borcu bulunmadığı yönündeki iddiaların kabul edilemez olduğunu, müvekkil şirketçe … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının temyiz edildiğini, dosyanın halen Yargıtay’da olduğunu, söz konusu kararın bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davacı tarafın müvekkil şirket nezdinde doğmuş doğacak tüm borçlarının teminatı olarak dava konusu teminat mektubunu müvekkil şirkete teslim ettiğini, teminat mektubunun nakde çevrilmesinin sebebinin davacının müvekkil şirkete olan borçları olduğunu, söz konusu hususun müvekkil şirket defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile de sabit olacağını, teminat mektubunun nakde çevrilme tarihinin 22/11/2013 olduğunu, söz konusu tarihten sonra düzenlendiği anlaşılan hesap ekstresine göre davacının müvekkil şirkete borcunun bulunmadığı iddiasının tamamen hukuki mesnetten uzak olduğunu beyan ederek … 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. – … K. Sayılı kararının bekletici mesele yapılmasına, haksız ve hukuka aykırı olan davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, bayilik sözleşmesi ve ekleri, ihtarnameler, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/69 esas 2014/352 karar sayılı dosyası, temlikname, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizce … 4. Asliye Hukuk Mahkemesine davacı şirketin ticari defterleri ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için talimat yazıldığı, Talimat Mahkemesince alınan 02/08/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda ve özetle;Davacı …Şti ile davalı … A.Ş arasındaki dava konusunda;davacı şirketin yasal defterlerin genel kabul görmüş muhasebe usul ve esaslarına kanun ve mevzuatlarında uygun olarak tutulduğu, T.T.K’nun 70. Maddesi gereğince yaptırılması gereken kapanış tasdik işlemlerinin 2013-2014-2015 ve 2016 yıllarında süresinde yaptırıldığı görüldüğü, davacı şirketin incelenen yasal defterlerinde;2012 yılı sonu itibariyle davacı şirketin davalı şirkete herhangi bir bakiye borcunun bulunmadığı, dava konusu edilen 50.000,00 TL tutarındaki teminat mektubunun ödeme kaydının 22/11/2013 tarihinde yasal defterlerinde kayıtlı bulunduğu ve bu ödemenin şüpheli alacaklar hesabına aktarıldığı, dava konusu teminat mektubunun davalı şirket tarafından tahsilinin borçlardan kaynaklı olmadığı, davacı şirketin davalı şirketten 50.000,00 TL tutarında bakiye alacağının bulunduğu kanaati oluştuğu görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2019 tarihli kaldırma kararı sonrasında Mahkememizin 2019/595 esasına kaydı yapılan dosyanın HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 15/10/2020 tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi SMMM …’ın mahkememize sunmuş olduğu 11/01/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalıya ait 2012-2013-2014 yılları yasal defterlerin sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olduğunun değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olduğu davalı vekiline 26/12/2020 tarihinde istenen belgeler ile ilgili mail gönderildiği, davalı vekili tarfından 007/01/2021 tarihinde sadece defter tasdik bilgilerinin olduğu mail geldiği, davalı vekili 07/01/2021 tarihinde bu konuyla ilgili bilgilendirildiği fakat muavin defterlerin tarafına ibraz edilmediğinin değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olduğu, dava dosyasında mevcut olan 02/08/2017 tarihli bilirkişi … tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda davacı şirketin davalı şirketten 50.000,00 TL tutarında bakiye alacağının bulunduğu kanaatinin oluştuğu yazılı olduğu, davalı …’nin davacı …Ltd. Şti’nden 30/11/2012 tarihi itibariyle cari hesaptan alacağının var olmadığı, yapılan bilirkişi incelemesine göre davalı şirketin yasal defterlerine göre 2012 yılı sona itibariyle bakiye borcunun var olmadığının tespitinin var olduğundan davalı ve davacı kayıtlarının birbirlerini teyit etmekte olduklarının değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olduğu, dava dosyasında mevcut olan 16. ATM’nin … E…. K. Sayılı dosyasında mevcut olan 20/10/2014 tarihli bilirkişi raporunun ekinde davalı şirket tarafından bilirkişi heyetine delil olarak sunulan satış raporu dökümüne göre davalı şirket tarafından davacı şirkete en son düzenlenen faturanın 23/06/2011 tarihli, toplam satış hasılatının 1.768,942,54 TL olduğu, 1.768,942,54 TL üzerinden bilirkişi heyeti tarafından kar mahrumiyeti hesaplandığından davalı şirketin kayıtlarının davacı şirket kayıtlarını teyit ettiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davalı şirkette gözüken 30/11/2011 tarihi itibariyle bakiyenin =0=TL olmasının doğru ve gerçeği yansıttığının değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olduğu, dava dosyasında mevcut olan 22/11/2013 tarihli dekonta göre 22/11/2013 vadeli 50.000,00 TL kesin teminat mektubu olarak davacı … Ltd. Şti tarafından davalı …A.Ş hesabına EFT olarak gönderildiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz 15/04/2021 tarihli celse 1 nolu ara kararı gereğince, dosyanın ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişiye tevdine karar verilmiş ve bilirkişi… tarafından hazırlanan 17/05/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;Davalı vekilinin dosyaya ibraz ettiği ve rapora ek olarak sunulan cari hesap (hesap hareketleri) dökümlerindeki en son hesap hareketinin 08/09/2009 tarihi olduğu ve hesap ekstresinde ki en son hesap hareketinin 30/04/2010 tarihi olduğundan davalı vekilinin dava dosyasına sunduğu belgelerin dava konusuyla bir ilgisinin var olmadığından kök rapordaki görüşü değiştirecek yeni bir bilgi ve belgelerin dava dosyasına sunulmamış olduğunun değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olduğu, davalının cezai şart ve kar mahrumiyeti ile ilgili inceleme yapılmamıştır itirazının daha önceden 16. ATM’nin …E. Sayılı dosyasıyla incelenmiş ve kararın kesinleşmiş olduğu BAM 13. Hukuk Dairesi tarafından da karar da belirtildiği, BAM 13. Hukuk Dairesi’nin kararında sadece davalı defterleri ve cari hesabı incelenmediği ve talimat mahkemesince alınan raporla bir çelişki var ise bu çelişkinin giderilmesi yönünden bilirkişiden rapor alınması nedeniyle kararın bozulduğunun yazılı olduğu, dolayısıyla kök raporda bu konunun ayrıntılı olarak incelendiği ve talimat mahkemesince alınan raporla bir çelişkinin olmadığının tespitinin var olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 02/12/2021 tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi SMMM Sevda Rızvanoğlu tarafından hazırlanan 09/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı …. Tarafından 2012-2013 ve 2014 yıllarına ait Ticari Defterlerin açılış ve kapanış noter onaylarının sunulmuş olması nedeniyle TTK. İlgili hükümleri yönünden süresinde yapıldığı görüldüğü, Sahibi lehine delil olma vasfının takdirinin Mahkemede bulunduğu,
davacı tarafça verilen Teminat mektubunun nakde çevrilmesi neticesinde tahsil edilen 50.000,00.-TL’nin Davalı Ticari Defterlerinde alınan Depozito ve teminatlar hesabında muhasebeleştirildiği, bu hesaba ait cari hesap ekstresinin talep edildiği halde tarafıma iletilmediği, Davalı tarafça incelemeye sunulan cari hesap ekstresinin Şubat /2009- Nisan /2010 dönemini kapsadığı, dava dönemine ait cari hesap ekstresinin talep edilmiş olmasına rağmen iletilmediği, dosyada bulunan davalı tarafa ait 30.11.2012 tarihli cari hesap ekstresinde, davacı taraftan herhangi bir alacağının bulunmadığı ve cari hesap bakiyesinin sıfır olduğu, davacı yanın Takip tarihine kadar, ihtarnamenin dikkate alınması halinde 5.781,85 .-TL, Teminat mektubunun nakde çevrilmesinin dikkate alınması halinde 5.887,33.-TL faiz talep edebileceği takdirin Mahkemede olduğu, görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının davalıya vermiş olduğu teminat mektubunun akaryakıt bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle davalı tarafça haksız bir şekilde nakde çevrildiği iddiasıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2015/52 Esas 2018/115 Karar sayılı 08/02/2018 tarihli kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2018/1046 Esas 2019/1393 Karar sayılı 16/10/2019 tarihli kararı ile ortadan kaldırılmasına karar verilmiş, dava dosyası mahkememizin iş bu esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
… 18. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; ilamsız icra takibinde takip alacaklısının … Ltd. Şti., takip borçlusunun ise …A. Ş. olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 55.887,33 TL üzerinden 25/11/2014 tarihinde icra takibine geçildiği, ödeme emrinin 23/12/2014 tarihinde takip borçlusuna tebliğ edildiği, takip borçlusu vekilinin 30/12/2014 tarihinde takibe, borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilmemiş olması da dikkate alındığında iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalıya vermiş olduğu teminat mektubunun nakde çevrilmesi için gereken koşulların oluşup oluşmadığı ve davacının bayilik sözleşmesi uyarınca davalıya borçlu olup olmadığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, icra takibine yapılan itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, tarafların İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca icra inkar ve kötüniyet tazminatı talep edip edemeyeceğine ilişkindir.
Taraflar arasında yapılan Bayilik Sözleşmesinin 5.2. maddesinde; ”BAYİ”, ”…”in talebi üzerine ”…”e olan doğmuş ve doğacak tüm borçlarırın teminatı olarak metni ve bankası ”…”ce kabul edilecek ve bedeli … tarafından belirlenecek teminat mektuplarını derhal ”…”e verecektir, hükmü düzenlenmiştir.
Bu hüküm uyarınca sözleşmeden kaynaklanan her türlü alacağın teminatı olarak teminat mektubu alındığı, dava konusu teminat mektubunun sözleşmenin teminatı olarak verildiği, sözleşme tarafı olan dosyamız davalısı …. tarafından … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında dosyamızın davacısına karşı 22/03/2012 tarihinde sözleşmenin haksız feshedilmesi sonucu mahrum kalınan kar alacağından kaynaklı tazminat davası açıldığı,mahkemece yapılan yargılama sonucu 19/11/2014 Tarih ve 2012/69 Esas, 2014/352 Karar sayılı kararı ile davalının sözleşmeyi haklı ve geçerli olarak sona erdirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, verilen kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği ve Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 17/12/2015 Tarih ve 2015/1634 Esas,2015/17124 Karar sayılı kararı ile mahkeme kararının onandığı ve kararın 17/03/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
… 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının yargılaması sırasında alınan 20/10/2014 tarihli bilirkişi raporunun Mali İncelemeler bölümünde; ”iş bu davada cari hesaba yönelik talep bulunmadığından, bakiye tespitine yönelik çalışma yapılmadığı,” belirtilmiştir.
Taraflar arasında yapılan Bayilik Sözleşmesinin 5.2. maddesi uyarınca sözleşmeden kaynaklanan her türlü alacağın teminatı olarak davaya konu teminat mektubunun alındığı, dava konusu teminat mektubunun sözleşmenin teminatı olarak verildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2018/1046 Esas 2019/1393 Karar sayılı 16/10/2019 tarihli kararı ile doğrultusunda 15/10/2020 tarihli celse (1) nolu ara karar davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için gün tespit edilmiş, davalı vekili de ticari defter ve kayıtlarını sunduğunu bildirmiş ve dosya mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş, 11/01/2021 tarihli kök rapor ve itiraz üzerinde aynı bilirkişiden 17/05/2021 tarihli ek rapor alınmış, davalı vekilinin ticari defter ve kayıtlarının incelenmediğine yönelik itirazını sürdürmesi de dikkate alınarak farklı bir mali müşavir bilirkişiden 09/03/2022 tarihli rapor aldırılmıştır. Bu raporlarda ortak olarak davalı tarafın 2009-2010 yıllarına ait cari hesap ekstresinin sunulmadığı, 30/11/2012 tarihli cari hesap ekstresinin sunulduğu, bu cari hesap ekstresinin uyuşmazlığa onu döneme ilişkin olmadığı bildirilmiştir. HMK’nun 222/3. Maddesi uyarınca usulüne uygun ihtara rağmen davalı taraf uyuşmazlık konusu 2009-2010 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları sunmamıştır. Bu nedenle de taraf kayıtları üzerinde karşılıklı inceleme, karşılaştırma ve çelişki bulunmadı halinde gerekli araştırma yapılamamıştır. Davalının akaryakıt bayilik sözleşmesi gereği tarafına davacı tarafından verilen teminat mektubunun nakde çevrilmesini talep etmesi karşısında borcu bulunmamasına rağmen ihtirazi kayıtla davacının bu bedeli ödediği anlaşılmaktadır. Borcun bulunmaması karşısında dürüstlük ilkesi- iyi niyet kuralı gereğince ve dosyaya mübrez belgeler, hesap hareketleri ve ticari kayıtlar uyarınca delillerin değerlendirilmesi sonucunda davalının teminat mektubunun nakde çevrilmesini istemesi iyi niyetli olmadığına kanaat getirilmiştir. Sözleşme gereğince davacı tarafın davalı tarafa borcu bulunmadığı halde, davalı tarafın teminat mektubunu nakde çevirmek istemesi karşısında ödemede bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının davasını ispat ettiği davalıdan teminat mektubunun haksız nakde çevrilmesi nedeniyle alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Mahkememizce aldırılan son bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere icra takibi öncesi gönderilen … 2. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin 25/11/2013 tarihinde tebliğ edilmiş olması verilen 3 günlük atıfet süresinin sonunda temerrüte düştüğü anlaşılmakla davacı tarafın bilirkişi raporu ile tespit edilen 5.781,85 TL takip öncesi faiz talebinde bulunabileceği anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenler ile davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, … 18. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasında davalının itirazının 50.000,00 asıl alacak ve 5.781,85 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 55.781,85 TL üzerinden iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 oranını aşamamak kaydıyla reeskont avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen teminat mektubu bedelinden oluşan alacağın likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 55.781,85 TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, … 18. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasında davalının itirazının 50.000,00 asıl alacak ve 5.781,85 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 55.781,85 TL üzerinden iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 oranını aşamamak kaydıyla reeskont avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
2-İİK’nın 67/2. Maddesi gereği itirazın iptaline karar verilen 55.781,85 TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 3.810,46 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 853,88 TL ve tamamlama harcı olarak alınan 100,55 TL olmak üzere toplam 954,43 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.856,03 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 853,88 TL peşin harç, tamamlama harcı olarak yatırılan 100,55 TL ve 27,70 TL başvuruma harcı olmak üzere toplam 982,13 TL’nin davalıdan alanarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 294,10 TL tebligat ve posta masrafları olmak üzere toplam 1.544,10 TL yargılama giderinin davadaki kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.541,18 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 45,00 TL tebligat ve posta masrafları olmak üzere toplam 1.045,00 TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 1,98 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. hükümlerine göre belirlenen 8.051,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. hükümlerine göre belirlenen 105,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/04/2022

Katip …

Hakim …