Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/584 E. 2020/105 K. 31.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/584 Esas
KARAR NO : 2020/105

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2019
KARAR TARİHİ : 31/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı asil dava dilekçesinde ve özetle; Kendisinin Gönen’de ayakkabı ticareti ile iştigal ettiğini, davalı şirketin de ayakkabı imalatı ve toptan satışı yaptığını, 2016 yılında davalı şirket ile toptan ayakkabı satışı konusunda şifai olarak anlaştıklarını, siparişlerin verildiğini, verilen siparişlerin karşılığında davalı şirkete bonolar ve çek verdiğini, davalı şirketin verilen siparişleri göndermediğini, elinde bulunan bonoları ve çeki İcra Dairelerinde takibe koyduğunu, davalı şirket ile yaptığı görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını, 30/01/2017 tarihli çek bedelini İCra Ceza Mahkemesi kararı nedeniyle ödemek zorunda kaldığını, icra takiplerinin devam ettiğini, kendisinin yada davalı şirketin ticari defterlerinin incelendiğinde borcunun olmadığının tespit edilebieceğini, davalı şirketin adına kesilmiş fatura ve sevk irsaliyesinin olmadığının görülebileceğini iddia ve beyan ederek toplam 110.000,00.-TL bedelli bonolar ve çek ile ilgili olarak davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, 30/01/2017 tarihli 30.000,00.-TL bedelli çekin ödenmesi nedeniyle bu bedelin davalıdan iskonto faiziyle tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava henüz taraf teşkili aşamasındadır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı tarafa verilen dava konusu çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile 30/01/2017 tarihli, 30.000,00TL bedelli çekin ödenmesi nedeniyle istirdat istemine ilişkindir.
06/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Mahkememizin 12/11/2019 tarihli tensip tutanağının (10) numaralı ara kararı ile davacı tarafa arabuluculuk son tutanağı aslını Mahkememize sunması için 1 haftalık kesin süre verildiği, aksi taktirde davanın dava şartı yokluğundan reddedileceği ihtar edildiği, davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağı aslının dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın menfi tespit ve istirdat davası niteliğinde olduğu, 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile, 6102 sayılı T.T.K.’nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit ve istirdat davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığı, sözkonusu hükmün yürürlük tarihinin 7155 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 01/01/2019 tarihi olarak belirlendiği ve davanın 04/11/2019 tarihinde açıldığı, dolayısıyla “dava şartı olarak arabuluculuk” kapsamında olduğu, davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla, 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın T.T.K.’nın 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2, H.M.K.’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle usulden REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükle bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40.-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 1.878,53.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 1.824,13.-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, başvurma ve vekalet harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.31/01/2020
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır