Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/580 E. 2020/377 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/580 Esas
KARAR NO : 2020/377

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2019
KARAR TARİHİ : 30/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM/
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 16/07/2014 tarihinde meydana gelen doğal afet niteliğindeki yağış sonucu … Sok. … adresinde bulunan müvekkiline ait konutun arka bahçesinde toprak kayması sonucu istinat duvarında çatlaklar oluştuğunu, duvarın kısmen yıkıldığını, müvekkili ile davalı … arasında söz konusu afetten önce söz konusu taşınmazın sigortalanması için …müşteri nolu … ve … tarihli sigorta poliçesi imzalandığını, zararın meydana geldikten sonra riziko sigorta şirketine bildirildiğini ancak sigorta şirketince yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda zararın imalat hatasından kaynaklandığını, dolayısıyla teminat dışı olması sebebiyle ödeme yapılmadığını, sigorta şirketince ödeme yapılmaması üzerine müvekkilince davalı … aleyhine … 2. Asliye Hukuk Mah. … E. … K. Sayılı dosyası ile dava açıldığını beyan ederek davalı … şirketinin yanlış poliçe düzenlendiğinin tespitini, bu yanlış poliçe nedeniyle müvekkilinin tazmin edemediği zararının fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.500,00 TL’sinin poliçe tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Görevsizlik nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, işbu davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, işbu başvurunun kesin hüküm nedeniyle reddinin gerektiğini, uyuşmazlık konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, müvekkili şirket tarafından başvuruya konu konutun … ile 13/01/2014 -13/01/2015 tarihleri arasında teminat altına alındığını, başvuruya konu hasarın teminat dışı olduğunu, müvekkili şirketin TTK 1423 vd. Maddeleri ile düzenlenen aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirdiğini, sigortalı tarafından doğru ihbar yükümlülüğüne aykırı hareket edildiğinden müvekkili sigorta şirketinin zararının tazmin sorumluluğunun bulunmadığını, sigortalı davacı zararını ispat edemediğini, başvuruyu kabul manasına gelmemek üzere talep edilen hasar miktarının fahiş olduğunu, başvuruyu kabul manasına gelmemek üzere müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunu ve temerrütü kabul masanında olmamak üzere müvekkilinin yalnızca dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle sorumlu olabileceğini beyan ederek davanın görevsizlik nedeniyle reddini, haksız ve yersiz davanın zaman aşımından usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE/
Dava, davalı … şirketinin yanlış poliçe düzenlendiğinin tespiti ile davacının bu poliçeden dolayı tazmin edemediği zararının tahsili talebine ilişkindir.
Dava tarihinden önce, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasanın 73/1. maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir.Aynı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının (l) nolu bendinde, “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olak üzere her türlü sözlşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda; davacı, davalı ile aralarındaki … gereği, davalı … şirketinin yanlış poliçe düzenlendiğinin tespiti ile davacının bu poliçeden dolayı tazmin edemediği zararının tahsilini talep etmekte; talebinin dayanağını da davalı ile aralarındaki … oluşturmaktadır.Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta davacı sigortalı tüketici, davalı sigortacı ise tüzel kişi konumunda olup, sigortalı ev mesken niteliğinde olduğu gibi maliki de gerçek kişidir. Dava 01/11/2019 tarihinde, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girdikten sonra açılmıştır. Bu nedenle açılan davada Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan,taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği anlaşıldığından Mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği ile 6100 sayılı HMK’nın 114 ve 115. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli … Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı. 30/06/2020

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır