Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/566 E. 2022/632 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/566 Esas
KARAR NO:2022/632

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:31/10/2017
KARAR TARİHİ:15/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacılar vekili dava dilekçesinde ve özetle; 03/10/2014 tarihinde destek …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, kaza ile ilgili yapılan … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … numaralı dosyası üzerinden soruşturma yapıldığını, müvekkillerinin destekten yoksun kalması nedeniyle işbu başvuruyu komisyona yapma gereğinin hasıl olduğunu, destek …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın kaza tarihinde geçerli ve mevcut zorunlu trafik sigortası (ZMMS) olmadığından işbu başvuruyu … Hesabına yönelttiklerini beyanla kaza tarihinde geçerli poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile her bir müvekkili için 100,00-TL olmak üzere şimdilik toplam 200,00-TL destekten yoksun kalma(ölüm tazminatı) tazminatının dava tarihinden itibaren hesaplanacak olan yasal faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, dava vekalet ücreti bakımından; davacıların birlikte dava açmalarının objektif dava birleşmesi niteliğinde, başka bir deyişle ihtiyari dava arkadaşı konumunda olmaları nedeni ile her bir davacı müvekkili için ayrı ayrı olmak üzere yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; dava konusu olay sebebiyle, aynı davacı tarafından huzurdaki dava öncesinde dava ikame edilmiş olup Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından kesin karar verildiğini, dava konusu olay sebebiyle Sigorta Tahkim Komisyonu’na 03/04/2017 tarihinde 2017.E… sayı ile başvuru yapıldığını ve 14/06/2017 tarihinde K-2017/… sayı ile Komisyon tarafından karar verilerek davacıların başvurusunun reddedildiğini, yapılan başvurunun değeri de 5.000,00-TL’nin altında olduğundan kesin olarak karar verildiğini, dolayısıyla dava konusu, tarafları ve değeri aynı olan davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olmasına rağmen tekrardan müvekkili kuruma husumet yöneltilmiş olmasının yerinde olmadığını, bu nedenle dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi gerektiğini, davaya konu olayda zaman aşımı süresi dolmuş olduğundan, zaman aşımı def’inin dikkate alınarak, esasa yönelik bir inceleme yapılmaksızın davanın reddini talep ettiklerini, … plakalı aracın 03/10/2014 olay tarihinde geçerli trafik poliçesi olup olmadığının Tramer merkezinden tespit edilmesi gerektiğini, geçerli trafik poliçesinin olduğunun tespiti halinde huzurdaki davanın esastan reddi gerektiğini, işbu davada, davacılar murisinin gerçekleştirmiş olduğu olayda tam kusurlu olup tazminat koşulları sağlanmamış olduğundan, davanın esastan reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yapılacak bir ödeme halinde dahi BK md.135 gereği alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden, söz konusu davanın reddi gerektiğini beyanla öncelikle aynı olay sebebiyle davacılar tarafından Sigorta Tahkim Kuruluşu’na başvuru yapılmış olup 2017.E… sayı ve 14/06/2017 tarihli K-2017/… sayı ile başvurunun Sigortacılık Kanunu m.14/2-b kapsamında olmadığından talep kesin olarak reddedildiğinden, 6100 sayılı HMK m.114/i ve m.115 gereği kesin hüküm sebebiyle davanın reddine, zamanaşımı yönünden davanın reddine, davacılar murisinin tam ve asli kusurlu gerçekleştirdiği olayda, 6704 sayılı Kanun’un 4.maddesi ile 2918 sayılı Kanun’un 92.maddesinde yapılan değişikliğe göre de tazminat koşulları oluşmadığından davanın reddine, yapılacak bir ödeme halinde dahi BK md.135 gereği alacaklı-borçlu sıfatı birleştiğinden ve esas bakımından haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddi ile avukatlık ücreti dahil her türlü yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma ve Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2017.E… ve K-2017/… karar numaralı dosyaları UYAP üzerinden celbedilmiş, davacıların sosyal ekonomik durum araştırma tutanakları, hasar dosyası, SGK kayıtları, trafik kayıtları, tramer kaydı taraflarca gösterilen diğer deliller toplanmış ve bilirkişi raporu alınmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış ve incelenmesinde; kaza tarihi olan 03/10/2014 tanzim tarihli Kaza Tespit tutanağının 1. Sayfasında kazanın zamanının: 20:00 olarak yer aldığı, yine 3.sayfasında da saat 20.00 sıralarında meydana geldiğinin belirtildiği, bununla birlikte yine soruşturma dosyasının içerisinde yer alan Mustafa Azder’in ifadesinde kazanın saat 20:00-20:30 sıralarında, Teslim-tesellüm tutanağında da saat 20:00 sıralarında gerçekleştiğinin belirtildiği tespit edilmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Müdürlüğü’nün 11/10/2018 tarih ve … sayılı cevabi yazısında; … plakalı otomobilin, 03/10/2014-03/10/2015 tarihli, … Sigorta A.Ş nezdinde ve 3246 acente ve … poliçe-yenileme numarası ile sigorta poliçesinin olduğunun bildirildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 10/12/2018 tarih, 2017/961 Esas ve 2018/1230 Karar sayılı ilamı ile; ”Davanın pasif husumet yokluğundan reddine,…” karar verilmiş, işbu kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesinin 19/09/2019 tarih, 2019/2741 Esas ve 2019/3463 Karar sayılı ilamı ile; ”Davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK m.353/1-a/6 hükmü uyarınca kaldırılmasına…” karar verilerek dosyanın Mahkememize gönderildiği ve Mahkememizin 2019/566 Esas sayılı sırasına kaydedildiği tespit edilmiştir.
… Sigorta A.Ş.’nin 24/02/2020 tarihli cevabi yazısı ile birlikte gönderilen … plakalı araca ait poliçenin ASLI GİBİDİR bir örneği Mahkememize gönderilmiş ve incelenmesinde; poliçenin başlangıç tarihinin 03/10/2014 olduğu ve poliçenin 03/10/2014 günü saat 22:37’de düzenlendiği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 07/10/2021 tarihli duruşmasının (3) nolu ara kararı ile; ”…dosyanın bir kusur ve bir hesap bilirkişisinden oluşan heyete tevdine…” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda … ve … tarafından tanzim edilen 11/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu somut olayda taraflarınca; Davacı taraf murisi müteveffa sürücü …’in kendi ölümü ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %100(yüzde yüz) oranında asli derecede kusurlu olduğu, Karayolları Trafik Kanunu’nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM’de Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04.12.2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” yürürlüğe girdiği 04.12.2021 tarihinden sonra düzenlenen Poliçeleri kapsayacağından, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 27.09.2021 tarihli, 2021/4391 E., 2021/5518 K. Sayılı ve benzer kararları da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde destekten yoksunluk yönünden; SGK tarafından davacılara rücuya tabi ölüm geliri bağlandığına dair herhangi bir belge ve bilgi görülmemiş ve de davalı tarafından davacılara herhangi bir ödemenin yapılmadığı görülmüş olup davacıların zararından herhangi bir tenzil yapılmadığı, müteveffanın, muhtemel eş ve çocukların payının hesaplanarak ayrıldığı, davacıların destekten yoksunluk paydaşlığı olup olmadığı konusunda nihai karar ve takdirin Mahkeme’ye ait olduğu, davacı paydaş anne …’in hesaplanan zararının 256.163,66-TL olduğu, davacı paydaşların toplam zararının teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş anne …’in teminat limiti kapsamında kalan zararının 165.174,09-TL, teminat limitini aşan zararının 90.989,57-TL olduğu, davacı paydaş baba …’in hesaplanan zararının 159.469,70-TL olduğu, davacı paydaşların toplam zararının teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş baba …’in teminat limiti kapsamında kalan zararının 102.825,91-TL, teminat limitini aşan zararının 56.643,79 TL olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
Davacılar vekili 22/06/2022 tarihli değer arttırım dilekçesinde ve özetle; davacı … için talep etmiş oldukları 100,00-TL‘yi; 102.825,91-TL’ye artırılmak suretiyle 102.725,91-TL olarak; davacı … için talep ettikleri 100,00-TL’yi 165.174,09-TL’ye artırmak suretiyle 165.074,09-TL olmak üzere; toplam 268.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini karar verilmesini talep ettiği ve tamamlama harcının yatırıldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE/
Dava, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 vd. maddeleri ile 97 maddesi, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14.Maddesi ve Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3 fıkrası kapsamında destekten yoksun kalma tazminatı talepli eda davasıdır.
HMK’nın 137.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının, dava konusu kazada tarafların kusur durumunun ne olduğu, davaların desteğinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etme koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise tazminat tutarının ne olduğu noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
6098 Sayılı Kanunun 53/3 maddesi uyarınca haksız fiil sonucu ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların tazmini talep hakları vardır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği ise kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesi ile motorlu araç işleten veya teşebbüs sahibine zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma mecburiyeti getirilmiştir. Bu düzenleme ile sigortacının, motorlu taşıt işletenin veya teşebbüs sahibinin motorlu taşıtın işletilmesinden doğan sorumluluğunu teminat ile sınırlı olmak üzere karşılaması amaçlanmıştır. Aynı kanunun 92 maddesinde ise zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı tahdidi biçimde sayılmıştır. Maddeye göre; aşağıdaki hususlar zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu dışındadır:
“a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde; ” Bu Kanunun 13’üncü maddesi, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10.7.2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21.12.1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla … Birliği nezdinde … Hesabı oluşturulur. Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b)Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, …” başvurulabileceği öngörülmüştür.
Anılan düzenlemeler, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; davacıların desteği olan …’in vefatı ile neticelenen dava konusu olayda davacıların desteği müteveffa sürücü …’in kendi ölümü ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %100(yüzde yüz) oranında asli derecede kusurlu olduğu, somut davada, özellikle davacıların, ölenin mirasçısı sıfatıyla değil (zira somut davada ölenin sağ eş ve çocukları bulunduğundan mirasçıları onlar olup, anne ve baba kanuni mirasçı değildir.), destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun kaza tarihine göre davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmalarının, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine; kaza tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı bulunmaması halinde davalı … Hesabı’nın, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacı zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … Hesabının sorumlu olacağına (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar, HGK’nun 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 Esas-2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca) göre, kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe limitinin 268.000,00-TL olduğu, kaza tarihi ve zamanı itibariyle yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere … Sigorta A.Ş’nin cevabi yazısı ve soruşturma dosyası nazara alınarak … plaka sayılı aracın kaza tarihinde geçerli ve mevcut zorunlu trafik sigortası (ZMMS) olmadığı tespit edildiğinden davalının husumetli olarak gösterilmesinin yerinde olduğu, Mahkememizce teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı paydaş anne …’in hesaplanan zararının 256.163,66-TL olduğu, davacı paydaşların toplam zararının teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş anne …’in teminat limiti kapsamında kalan zararının 165.174,09-TL, teminat limitini aşan zararının 90.989,57-TL olduğu, davacı paydaş baba …’in hesaplanan zararının 159.469,70-TL olduğu, davacı paydaşların toplam zararının teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş baba …’in teminat limiti kapsamında kalan zararının 102.825,91-TL, teminat limitini aşan zararının 56.643,79 TL olduğunun tespit edilmesi ve davacılar vekilinin de 22/06/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi nazara alınarak davalının bu zarardan 2918 Sayılı Kanunun 91 vd. Maddeleri, yukarıdaki açıklamalar ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14.maddesi kapsamında sorumlu olduğu anlaşılmakla Mahkememizce davacıların maddi tazminat davasının 25/07/2022 harçlandırma tarihli dilekçe ile talep edilen tutar üzerinden kabulü ile, 102.825,91-TL … için ve 165.174,09-TL … için olmak üzere toplam 268.000,00-TL maddi tazminatın (destekten yoksun kalma) 08/03/2017 (başvuru tarihi 23/02/2017 olarak nazara alınarak 8 iş günü sonrası temerrüde düştüğü kabul edilerek tespit edilen tarih) temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davacıların maddi tazminat davasının 25/07/2022 harçlandırma tarihli dilekçe ile talep edilen tutar üzerinden KABULÜ İLE, 102.825,91-TL … için ve 165.174,09-TL … için olmak üzere toplam 268.000,00-TL maddi tazminatın (destekten yoksun kalma) 08/03/2017 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 18.307,08-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 31,40-TL harç ile 914,67-TL tamamlama harcı toplamı olan 946,07-TL harcın mahsubuna, bakiye 17.361,01-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacılardan … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 16.423,89-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
4-Davacılardan … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 25.776,11-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40 başvuru harcı, 946,07-TL peşin harç ve tamamlama harcı toplamı, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti ve 243,28-TL posta gideri olmak üzere toplam 3.020,75-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan 50,00-TL delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı yana iadesine,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/09/2022

Katip …

Hakim …