Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/565 E. 2022/45 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/565 Esas
KARAR NO : 2022/45

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/08/2011
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

İstanbul 40.Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılması ve dosyalarının İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesine aktarılması nedeniyle İstanbul Kapatılan 40. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/377 Esas sayılı dosyasının İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/353 Esasına aktarıldığı, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/05/2016 tarih, 2014/353 Esas ve 2016/462 Karar sayılı ilamının Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 21/01/2019 tarih, 2017/1894 Esas ve 2019/314 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği ve dava dosyasının Mahkememizin 2019/565 Esas sayılı sırasına kaydedildiği anlaşılmakla,
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkilinin … Ticaret Siciline kayıtlı bir Anonim Şirket olduğunu, müvekkili şirketin çelik üreticileri, servis merkezleri ve son kullanıcılardan oluşan müşterilerine, çelik üretiminde kullanılan hammaddelerden, bitmiş mamullere uzanan geniş bir ürün yelpazesinde tedarik, satış pazarlama, depolama, işleme ve dağıtım hizmeti sağladığını, anılan hizmetlerin sağlanmasına ilişkin ithalat ve ihracat faaliyetlerinin de mevcut olduğunu, davalı şirketin de aynı faaliyet sahasında çalışan bir Limited Şirket olduğunu, tacir olan taraflar arasında ticari bir ilişkinin söz konusu olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete silisli sac satışı gerçekleştirdiğini, dava konusu alacağın işbu satış ilişkisinden kaynaklanan cari hesap bakiye alacağı olduğunu, davalıya borcunu ödemesi sürekli olarak hatırlatılmasına rağmen davalının borçlu bulunduğu miktarı ödemeyerek müvekkili şirketi icra takibi açmak zorunda bıraktığını, müvekkili tarafından … 20.İcra (… 5.İcra) Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasından alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla dava ve şikayet hakkı saklı kalarak haksız ve kötü niyetli borca itirazın iptali ile … 5.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yürütülen takibin devamına, likit alacağa haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak itiraz ederek takibin durmasına neden olan davalı borçlunun %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin 2001 yılından beri davacı şirketten almış bulunduğu silisli sac tabir edilen malzemeyi davacı şirketten alarak müşterilerine sattığını, 2008 yılında davacı şirket yetkililerinin müvekkilinin bağımsız satış yapmamasını ve kendi şirketleri bünyesinde satış yapmasını talep etmeleri ve satışlardan belli bir komisyon almalarını önerdiğini ve müvekkili şirket yetkilisinin de bu öneriyi hiçbir art niyet taşımadan kabul ettiğini, müvekkili şirket yetkilisinin belli bir süre davacı şirket adına kendi müşterilerine satış yaptığını, bu satışlarda davacı şirketin faturaları müvekkili şirket adına değil artık direk satış yaptığı müvekkilinin müşterileri adına tanzim etmeye başladığını, davacının yaklaşık 1 yıl sonra müvekkili şirketle yapmış olduğu anlaşmayı tek taraflı olarak feshettiğini ve müvekkili şirketi aradan çıkartarak müvekkilinin müşterilerine kendisinin mal göndermeye başladığını ve müvekkilinin tüm müşterilerini elinden alarak ticari hayatını bitirdiğini, davacı şirketin bu iyi niyetli kabul edilemeyecek ve planlı hareketi karşısında müvekkilinin bir anda işsiz kaldığını ve büyük bir mağduriyete uğradığını, müvekkilini mağdur ettiği yetmeyen davacı şirketin müvekkilinin hiçbir borcu bulunmamasına rağmen nereden kaynaklandığı belli olmayan bir borç üreterek haksız olarak müvekkilinden talep etmekten de çekinmediğini, haksız olarak yaptığı eylemler sonucu müvekkilinin ticari itibarını ve ticari yaşamını bitiren davacıya karşı müvekkilini uğrattığı zararların tazmini için ayrıca dava açacaklarını beyanla haksız davanın reddine, %40’dan az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatının hüküm altına alınmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 20.İcra (… 5.İcra) Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmış, … 3.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası celbedilmiş, … 31.Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, davacı şirketin İTO kaydı çıkartılarak dosyamız arasına alınmış, davalı şirketin ticaret sicil kayıtları celbedilerek dosyamız arasına alınmış ve tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptılarak bilirkişi raporları alınmıştır.
… 40.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının 22/03/2012 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davacının iddiası, davalının yanıtları, takip dosyası, ibraz edilen deliller, tarafların ticari defterler ve belgeleri ve tüm dosya kapsamı göz önüne alınarak taraflar arasında söz konusu olan ticari ilişki nedeni ile davacı tarafından davalıya teslim edildiği davalının kabulünde olan emtia bedellerinin ödenip ödenmediği, ödenmemiş ise davacının davalıdan ne kadar alacağı olduğu ve alacağa takip tarihine kadar faiz talep edip edemeyeceği, talep edebilecek ise miktarının belirlenmesi için Mali Müşavir Mali Müşavir … aracılığı ile inceleme yapılmasına” karar verilmiş ve bu doğrultuda S.M.Mali Müşavir … tarafından tanzim edilen 15/06/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; incelenen davacı şirkete ait 2007-2008-2009-2010 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde usulüne uygun tasdik edildiği, incelenen davalı şirkete ait 2007 ve 2008 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde usulüne uygun tasdik edildiği, 2009 yılı ticari defterlerinden envanter defterinin, 2010 yılı Yevmiye ve Envanter defterlerinin yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde usulüne uygun tasdik edilmediği, tarafınca yapılan incelemelerde takdiri Mahkemeye ait olmak üzere iki farklı sonuca varıldığı, bunların birincisinin, davacı yan ticari defterlerinde kayıtlı davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 99.809,26-TL tutarlı borç kaydının ve 54.568,50-TL tutarlı alacak kaydının kabul edilmesi, yine davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı davacı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 128.751,82-TL tutarlı borç kaydı ve ödemenin kabul edilmemesi halinde davacı yanın incelenen ticari defterlerine göre ve muhasebesel gözleme göre davalı yandan 173.992,52-TL alacaklı olduğu, ancak davacı yan icra takibinde asıl alacak olarak 170.354,47-TL (117.884,21-USD) talep etmiş olduğundan talebe bağlılık ilkesi gereği davacı yanın davalı yandan 170.354,47-TL (117.884,21-USD) alacaklı olduğu, ikinci sonuca göre ise, davacı yan ticari defterlerinde kayıtlı davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 99.809,26-TL tutarlı borç kaydının ve 54.568,50-TL tutarlı alacak kaydının kabul edilmemesi, yine davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı davacı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 128.751,82-TL tutarlı borç kaydı ve ödemenin kabul edilmesi halinde davalı yanın incelenen ticari defterlerine göre ve muhasebesel gözleme göre davalı yanın davacı yana 2009 yılı sonu itibariyle borç ve alacağı olmadığı, birinci sonucun ortaya çıkması durumunda davacı yanın 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan; 23/11/2010 tarihinden itibaren 30/12/2010 tarihine kadar %16, 30/12/2010 tarihinden 29/12/2011 tarihine kadar %15, 29/12/2011 tarihinden itibaren ise %17,75 avans faiz talep edilebileceği, sonuç ve kanaatine varıldığı görüş ve kanaati bildirilmiştir. Aynı tarihli duruşmada ”Davalının tanık ile ispatlamak istediği davalının davacıya borcu olmadığı yolundaki iddiasının dava değeri tanık ile ispatlanacak miktardan fazla olması nedeni ile diğer dinletmek istediği hususların ise davamız ile bir ilgisi olmaması nedeni ile davalının tanık dinletme talebinin reddine” karar verilmiştir.
… Ticaret Sicili Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı cevabi yazısında davalı şirketin 25/12/2009 tarihinde tasfiyesine karar verildiği, 30/12/2009 tarihinde tescil, tasfiyesinin sona erdiği ise 20/10/2011 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği bildirilmiştir.
… 40.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının 18/10/2012 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”İstanbul Ticaret Sicil Memurluğundan verilen yanıtta davalı şirketin sicilden terkin edildiği belirtildiğinden, davacı vekiline davalı şirketin ihyası için gerekli işlemleri yapmak üzere iki haftalık süre verilmesine” dair karar verilmiş, davacı vekili Mahkememize sunduğu 16/01/2013 tarihli dilekçesi ile; 25/12/2012 tarihli dilekçe ile davalı şirketin ihyası talepli dava açıldığını ve … 31.Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esasına kaydedildiğini bildirmiştir.
… 31.Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası celbedilerek incelenmiş ve incelenmesinde; davacının … Ticaret A.Ş, davalıların … Ticaret Sicil Müdürlüğü ve …, davanın Şirketin İhyası davası olduğu ve Mahkemenin 15/05/2013 tarihli kararı ile; davanın kabulü ile, davalı tarafından terkin edilen … Ltd’nin tüzel kişiliğinin canlandırılması suretiyle ticaret sicil müdürlüğüne yeniden kaydı ile ihyasına karar verildiği, verilen kararı davalı … Ticaret Sicil Müdürlüğü vekilinin temyiz ettiği, temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 23/10/2013 tarih, 2013/14498 Esas ve 2013/18526 Karar sayılı ilamı ile; ”…davalı … Ticaret Sicili Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazının kabulüyle, kararın hüküm fıkrasının 2.bendinde yer alan ”davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili” ibaresinin çıkarılarak yerine ”davalı …’den tahsili” ibaresinin eklenmesine, 3. Ve 4. Bentlerinde yer alan ”davalılardan müştereken ve müteselsilen” ibaresinin hüküm fıkrasından ayrı ayrı çıkarılarak, yerlerine ”davalı …’den” ibaresinin eklenmesine hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA…” karar verildiği tespit edilmiştir.
Davalı vekili 09/01/2014 tarihli dilekçesinin ekinde 17/04/2009 tarihli TEMLİKNAME başlıklı evrakı Mahkememize sunduğu, TEMLİKNAME başlıklı evrakın sol üst köşesinde …Ltd. Şti ünvanının yer aldığı ve TEMLİKNAME başlıklı evrakın içeriğinin ”… 3.İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyası ile Borçlu … Tic. Ltd. Şti. Aleyhine açılmış bulunan icra takibindeki tüm dosya alacağımızı (Asıl borç 55.780,00-USD) borcumuzdan mahsup edilmek üzere ferileri ile birlikte …’ne temlik ederiz.” olduğu, içeriğin altında davacı … Ticaret A.Ş’nin kaşesinin ve kaşe üzerinde imzanın yer aldığı tespit edilmiştir.
… 40.Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasının 06/02/2014 tarihli duruşmasının (3) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekiline 17/04/2009 tarihli temlikname altındaki imzanın davacı şirkete olup olmadığı ve temliknameye konu alacağın borçtan mahsup edilip edilmediği konusunda beyanda bulunmak üzere bir daha ki celseye kadar süre verilmesine” dair karar verilmiş ve davacı vekili 12/03/2014 tarihli dilekçesi ile ibraz edilmiş 17/04/2009 tarihli temliknamenin usulüne uygun imzalanmadığını, temliknamede müvekkili şirketi temsilen yer alan tek imzanın …’na ait olup, imza sirküleri kontrol edildiğinde, anılan kişinin müvekkili şirket B Grubu imza yetkilisi olduğunun tespit edildiğini ve B Grubu imza yetkilisinin münferiden attığı imzanın Temlikname’yi geçerli kılmak için yeterli olmadığını, yanında mutlaka ikinci imzanın bulunması gerekmekte olduğunun tespit edildiğini, başka bir ifade ile temlikname geçersiz, eksik ve tamamlanmamış halde olduğunu, bu nedenlerle temlikname uyarınca müvekkili şirkete yapılmış bir ödemenin de mevcut olmadığını belirtmiştir.
… 40.Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasının 13/05/2014 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”A-) Ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapılıp yapılmadığının dolayısı ile delil niteliğine haiz olup olmadığının tespiti,
B-)Davaya konu faturanın taraların ticari defterlerine kayıtlı olup olmadığının tespiti,
C-)Faturaya istinaden tarafların ticari defterlerinde ödeme kaydının olup olmadığının var ise dayanak belgenin ibrazı,
D-)Tarafların ticari defterleri arasında farklılık var ise farklılık arz eden kayıtların tespiti ve dayanaklarının ibrazı, farklılık arz eden faturaların ve sevk irsaliyelerinin (var ise) rapor ekine eklenmesi
E-varlığı ihtilaflı olan 17/04/2009 tarihli temliknamenin gereğince temliğe konu miktarın tarafların ticari defterlerine işlemip işlenmediğinin tespiti saiki ile HMK. nın 273.maddesi gereğince rapor tanzimi için bilirkişi … aracılığı ile inceleme yapılmasına…” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda Muhasebe Finans Uzmanı …tarafından tanzim edilen 24/07/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; incelenen davacı şirkete ait 2007-2008-2009-2010 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran takip tarihi itibariyle davalı yandan 117.884,21-USD karşılığı 173.992,52-TL alacaklı olduğu, incelenen davalı şirkete ait 2007 ve 2008 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, ancak 2009 yılı ticari defterlerinden envanter defteri ile 2010 yılı Yevmiye ve Envanter defterlerinin yılsonu kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı, davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran takip tarihi itibariyle davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı tüm faturaların, tarafların ticari defterlerine kayıtlı olduğu, cari hesap ekstrelerinin 31/12/2008 tarihi itibariyle mutabık olduğu, ancak 2009 yılı içerisinde 66.117,27-TL tutarındaki temlik sözleşmesine dayalı davalı yan kaydı ile 62.634,55-TL tutarındaki nakit ödemeye ilişkin davalı yan kaydının davacı yan ticari defterlerinde yer almadığı, buna karşılık olarak davacı yan ticari defterlerinde yer alan 95.040,48-TL tutarındaki çek iade kaydı, 4.768,78-TL tutarındaki kur farkı kaydı ile 24.568,50-TL tutarındaki tahsilat kaydı ve 30.000,00-TL tutarındaki icra takip kaydının davalı yan kayıtlarında yer almadığı, davalı yanın ticari defterlerinde davacı alacağını sıfırlayan 62.634,55-TL tutarındaki nakit ödeme kaydının yer aldığı ancak davalı yanın bu işleme dayanak tediye makbuzunu ibraz edemediği, varlığı ihtilaflı olan 17/04/2009 tarihli temlikname gereğince temlike konu miktarın davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu davacı yan kayıtlarında ise kayıtlı olmadığı, davacı yanın alacaklı olduğunun kabulü halinde, tarafların tacir olduğu dikkate alınarak takip tarihindeki 117.884,21-USD karşılığı 170.354,47-TL asıl alacağına avans faizi talep edebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 2014/353 Esas sayılı dosyasının 16/02/2015 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davalı vekiline, 17/04/2009 tarihli temliknameyi davacı şirkete istinaden hangi yetkili tarafından imzalandığı konusunda beyanda bulunması konusunda 2 haftalık kesin süre verilmesine..” dair karar verilmiş, davalı vekili 26/02/2015 tarihli dilekçesi ile söz konusu temliknamede ismi bulunan davacı şirket yetkilisinin adı ve soyadının … olduğunu bildirmiştir.
Mahkememizin 2014/353 Esas sayılı dosyasının 16/02/2015 tarihli duruşmasının (3) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekiline 4.768,78-TL’lik kur farkı açıklamalı ticari defterlerde davalı şirkete borçlandıran işleme ilişkin beyanda bulunması için 2 haftalık süre verilmesine” dair karar verilmiş, davacı vekili 06/05/2015 tarihli dilekçesi ile ilgili kur farkı davalı borçlu tarafça ibraz edilen ve 15.743,74-USD bedelli döviz cinsinden düzenlenmiş ve fakat karşılıksız bırakılmış çeke istinaden düzenlendiğini belirtmiştir.
Mahkememizin 11/05/2015 tarihli celsesinde …’na 17/04/2009 tarihli temlikname başlıklı belge gösterildiği ve mezkur kişinin “Mahkemenizce tarafıma gösterilen temliknamedeki … Tic. A.Ş. Ünvanı altındaki imza tarafıma ait değildir, süre verilsin, 17/04/2009 tarihinden önce ve bu tarihe yakın olan imza asıllarımın bulunduğu belgeleri bildirelim.” beyanında bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizin 2014/353 Esas sayılı dosyasının 17/12/2015 tarihli duruşma tutanağında ”Davacı vekilinin, önceki celse ara kararı gereğince dosyaya yazılı beyanda bulunduğu, temliknamedeki imzanın Murat Özbayramoğlu’na ait olduğunu kabul ettiği, anlaşıldığı” tespiti yapılmıştır.
Mahkememizin 2014/353 Esas sayılı dosyasının 17/12/2015 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Dava dosyasında alınan her iki bilirkişi raporunun da hüküm vermeye yeterli olmadığı anlaşıldığından davacının alacağı, davalının itirazları ve davacının ticari defterleri arasındaki 2008-2009 kapanış ve açılış farklarının değerlendirilmesi, davacının imza eksikliği nedeniyle kabul etmediği 17/04/2009 tarihli temliknamenin hukuki yönden değerlendirilmesi konusunda ticaret hukuk öğretim üyesi … ve iktisat ve maliyeci öğretim üyesi …’ndan rapor alınmasına” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda … ve … tarafından tanzim edilen 01/03/2016 teslim tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacının muavin defter kayıtlarına göre 31/12/2009 tarihi itibarı ile davalının davacı yana 173.992,48-TL borçlu olduğu, davalının muavin defter kayıtlarına göre 31/12/2009 itibarı ile davalının davacı yana borç/alacağı olmadığı, sonrasında ise;
-Davacının 75.000,00-TL tutara denk gelen çek iadesini ispatladığı,
-Davacının 20.040,48-TL tutara denk gelen çek iadesini ispatlayamadığı,
-Davacının 4.768,78-TL tutarındaki kur farkı talebinin kabul edilemeyeceği,
-Davacının 24.568,50-TL tutarındaki tahsilat kaydının kabul edilmesi gerektiği,
-Davacının ayrıca 30.000,00-TL icra takibi ile davalıya alacak takibi yaptığı ve bunun da davacı bakiye alacağından düşülmesi gerektiği,
-Davalının 62.634,55-TL’lik nakit ödemeyi ispatlayamadığı,
-Temlik tarihi 17/04/2009 tarihinde 55.780,00-USD alacağını davalının davacıya temlik ettiği ve bu miktarın davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiği, davalının bu miktara karşılık 66.117,27-TL miktarında hesaba kayıt girdiği; 1 USD=1,6112-TL hesabıyla 89.872,74-TL temlik etmesine karşın, 66.117,27-TL miktarında mahsuplaşma öngörmüş olup, davalının bu miktarda yazılı- geçerli-akdi temlike dayanan muhasebe kaydı nedeniyle davacı alacağından düşülmesi gerektiği, davacı ve davalının 31/12/2009 tarihli kapanış kayıtlarından hareketle, 01/01/2019 kayıtları bakımından tarafların arasında uyuşmazlık olmadığı da gözetilerek; gerekli düzeltmeler yapıldığında davacının davalı yandan 83.065,97-TL alacaklı olduğunun değerlendirildiği (davacı yanın muavin hesaplarındaki 2009 yılı açılış 2008 yılı kapanış kayıt farklılığından dolayı kabul etmese dahi kendi defterinden hareketle de borçlu olduğu 2008 yılı sonu muavin kayıtlarına itibar edilmesi gerekmektedir), itiraza konu 23/11/2010 tarihli … 5.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yürütülen icra takibinin bu miktar asıl alacak üzerinden devamı gerektiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 23/05/2016 tarih, 2014/353 Esas ve 2016/462 Karar sayılı ilamı ile; ”1-Davanın kısmen kabulü ile, … 20. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasında 83.065,97 TL alacağa karşılık gelen (23/11/2010 tarihi itibariyle 1 USD karşılığı 1.4451 kabul edilmek üzere ödeme emrindeki gibi) 57.481,12 USD’nin takip tarihindeki koşullarda takip tarihinden itibaren yıllık %16 ticari avans faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, (57.481,12 USD’nin 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca işleyecek faiziyle birlikte ödeme günündeki TC Merkez Bankasındaki döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının) 57.481,12 USD (83.065,97 TL)’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline,” karar verildiği, taraf vekillerinin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 21/01/2019 tarih, 2017/1894 Esas ve 2019/314 Karar sayılı ilamı ile; “…Dava, davacının davalıdan USD cinsinden alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptalini amaçlayan bir davadır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de karar yeterli gerekçeyi taşımamaktadır. Davada hükme esas alınan 01/03/2016 tarihli bilirkişi raporunun özeti gerekçede gösterilmediği gibi mahkemece davanın nasıl bir düşünceyle kabul edildiği de anlaşılamamaktadır. Bu nedenle hüküm, öncelikle yetersiz gerekçe nedeniyle bozulmuştur. Kararın hüküm fıkrası da HMK 297/2 maddesi gereğince yazılmamış ve davacının alacağının USD cinsinden mi TL cinsinden mi tahsiline karar verildiği anlaşılamadığı gibi davacı alacağına avans faizi mi yoksa döviz faizi mi uygulanacağı da belirsiz bırakılmıştır. Ayrıca takip döviz cinsinden olsa bile icra inkar tazminatı hükmolunan döviz alacağının TL karşılığının %20’si üzerinden hesaplanması gerekirken hem USD cinsinden hem de TL cinsinden belirtilerek çelişkiye sebebiyet verilmiştir. Öte yandan mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının davacıya alacağını temlik ettiği kabul edilerek hesaplama yapılmasına davacı vekilince itiraz edilmiştir. İtirazın nasıl karşılandığı hükümde açıklanmamıştır. Mahkemece yapılması gereken temlikin içeriği incelenip bunun kayıtsız şartsız bir temlik olup olmadığı temlik edilen alacağın davacı tarafından tahsil edilip edilemeyeceği üzerinde durulmalı, tahsili imkansız alacağın temliki halinde bunun bir ödeme olmayacağı düşünülmelidir.” gerekçe gösterilerek mahkememiz kararının bozulduğu ve dosyanın Mahkememize gönderildiği, Mahkememizin 2019/565 Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının davalıdan cari hesap alacağı olup olmadığı, davalının davacı şirketin acentesi şeklinde çalışıp çalışmadığı noktasında toplandığı tespit olunmuştur.
… 20.İcra (… 5.İcra) Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 117.884,21-USD alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalı tarafından yasal süresi içinde yapılan itiraz sonucu, icra takibinin İİK’nın 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre itirazın iptali davasının İİK’nın 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur. Takibin dayanağının ticari ilişkiye dayalı cari hesap bakiye alacağının olduğu tespit edilmiştir.
… 3.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası kapsamından; davalı tarafın dava dışı …Tic. Ltd. Şti hakkında toplam 59.285,94-USD alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde bulunulduğu, dava dışı … Tic. Ltd. Şti. Vekilinin işbu icra dosyasına sunduğu 19/12/2007 tarihli dilekçesi ile müvekkili şirkete ait borcu karşılar mahiyette …, … ve … plakalı araçların bulunduğunu, müvekkilinin ekonomik kriz ve nakit sıkıntısı içerisinde olup borcu şu an ödeme imkanının olmadığını beyan ettiği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 06/02/2020 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Usul ve yasaya uygun Yargıtay Bozma İlamına uyulmasına” karar verilmiştir.
Mahkememizin 13/03/2020 tarihli ara kararının (1) numaralı ara kararı ile; ”Dosyanın, davacının davalıdan açık hesaba dayalı bakiye alacağınının varlığı ve miktarı hususunda, dosyada mevcut temlikname esas alınarak ve alınmayarak ihtimalli rapor tanzimi için ek rapor alınmak üzere daha önce rapor hazırlayan bilirkişiye heyetine tevdiine” dair karar verilmiş, ancak önceki bilirkişi heyetinde bulunan …’nun FETÖ soruşturmaları nedeniyle görevden ihraç edildiği anlaşıldığından dosya …’e tevdii edilmiş ve … tarafından tanzim edilen 31/08/2020 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; birinci olasılık, davacı alacak miktarının, davalıdan aldığı temlik hesaba katıldığında, takip tarihinde 57.481,12-USD miktarında olduğu, ikinci olasılık, davalıdan aldığı temlik konusu alacağın tahsilinin imkansız olduğu değerlendirmesi halinde ise; 113.261,12-USD miktarında olduğu, dava konusu takibin USD cinsinden olduğu gözetilerek USD cinsinden alacak tahsiline ve yine USD cinsi para birimine uygulanan 23/11/2010 tarihinde uygulanan kamu banka en yüksek USD mevduat faizinin temerrüt faizi olarak uygulanabileceği, USD/TL kuru 1,4451 hesabı ile 23/11/2010 tarihinde kur karşılığı TL miktarı üzerinden inkar tazminatı hesabı yapılması gerektiği yönünde Yargıtay Bozma kararı değerlendirmesinin mahkemece yapılması gerektiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 28/01/2021 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davalı vekilinin bilirkişi ek raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmesi ve itirazlarını karşılayacak mahiyette ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişiye tevdiine” karar verilmiş ve bu doğrultuda Dr.Öğr.Üyesi … tarafından tanzim edilen 01/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ek rapor tanzimi görevlendirmesinde belirtildiği üzere alternatifli 1.Ek rapor tespit ve değerlendirmelerini değiştirecek yeni bir sonuç ve kanaat hasıl olmadığı, Yargıtay Bozma kararı ve sayın Mahkeme bozmaya uyma kararı gereği, bozma hususlarında yargılama ve karar vermek bakımından takdirin yüce Mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları -31/08/2020 ve 01/03/2016 tarihli- Mahkememizce dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
İddia, savunma, Yargıtay ilamı, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davacı, taraflar arasında silisli sac satışından doğan cari hesap alacağının bulunduğu iddiasıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalı/borçlunun başlatılan icra takibine itiraz etmesi nedeniyle eldeki itirazın iptali davası açtığını, davalı ise taraflar arasındaki silisli sac satışından kaynaklı ticari ilişkinin bulunduğu fakat davalı şirketin davacıya borcu olmadığını, bu nedenle davanın reddini gerektiğini belirtmiştir. Öncelikle taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere taraflar arasındaki ihtilaf davacının davalıdan cari hesap alacağı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkememizce dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınan 31/08/2020 ve 01/03/2016 tarihli bilirkişi raporları ile Yargıtay ilamı nazara alınarak öncelikle davacı yanın icra takibindeki alacak talebi USD cinsindendir ve davacının USD cari hesap bakiyesi alacağı somut olaya ve dosya kapsamına da uygundur. Bununla birlikte talep edilen faiz %16 yıllık faizdir. Ancak burada uygulanması gereken faiz devlet bankalarının bir yıllık USD cinsinden mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranıdır. Bununla birlikte 01/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı yan kayıtlarında olup, davacı kayıtlarında olmayan 62.634,55-TL ödeme kaydına Mahkememizce itibar edilmemiş, keza Yargıtay ilamında da bu miktar yönünden ve itibar edilmemesi yönünden bir hata görülmemiştir. Burada ihtilaflı husus davalı yan kayıtlarında olup, davacının kayıtlarında olmayan 66.117,27-TL’lik temlik sözleşmesine dayalı tutardır. Davacı yana yapılan temlik konusu davalı alacağı, davalı yanca zaten icra takibine konu edilmiş ve tahsili için hukuki süreç işletilen alacak olduğu (Gebze 3.İcra Müdürlüğünün 2007/3539 E.), asıl borç olarak takibin konusunun 55.780,00-USD miktarında olduğu KÖK raporda belirtilmiştir. Başka bir deyişle vadesinde ödenmemiş, takibe konu olmuş ve buna karşın temlik alınarak borca sayma sürecine taraflarca girilmiştir. Yani bu miktar takip konusu asıl alacağı temlik alan davacı, takibe konu 3.kişiden olan davalı/borçlu alacağını kendi alacağını tahsil amaçlı temlik almıştır. Mahkememizce kaşe ve imzalar ile dosya kapsamındaki diğer deliller nazara alındığında temlikin kayıtsız-şartsız bir temlik olduğu kabul edilmiştir. Bununla birlikte temlike konu alacağın davacı yanca tahsilatı yoktur. Tahsil için icrai süreç işletilmesine karşın aciz vesikası veya … 3.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlusunun müflis-işi terk ve sair bir durumu da sabit değildir. Bununla birlikte aradan geçen zaman gözetildiğinde ve dava dışı … Tic. Ltd. Şti. Vekilinin … 3.İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına sunduğu 19/12/2007 tarihli dilekçesi de nazara alındığında Mahkememizce tahsilin imkansız olduğu nazara alınarak temlike konu asıl alacak tahsili imkansız olduğu ve temlik miktarının borçtan düşülmemesi gerektiği kanaatine varılarak Mahkememizce davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul 20.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazın (tahsilde tekerrür olmamak üzere- … 3.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası kastedilerek) 113.261,12-USD asıl alacak yönünden iptaline, takibin asıl alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca, devlet bankalarının bir yıllık USD cinsinden mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin ise reddine, dava konusu alacak likit nitelikte olduğundan hükmolunan 113.261,12-USD’nin(1-USD=1,4451-TLx113.261,12= 163.673,64-TL) %20’si oranında 32.734,73-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının takip başlatmakta haksız ve kötü niyetli olmadığı anlaşıldığından davalının da kötü niyet tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının … 20.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazın (tahsilde tekerrür olmamak üzere) 113.261,12-USD asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin asıl alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca, devlet bankalarının bir yıllık USD cinsinden mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2-Hükmolunan 113.261,12-USD’nin(1-USD=1,4451-TLx113.261,12= 163.673,64-TL) %20’si oranında 32.734,73-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatının yasal şartları oluşmadığından reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 11.180,54-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 1.658,10-TL harcın mahsubuna, bakiye 9.522,44-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 19.499,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 18,40-TL başvuru harcı, 1.658,10-TL peşin harç, 2.950,00-TL bilirkişi ücreti, 435,35-TL posta masrafları olmak üzere toplam 5.061,85-TL yargılama giderinin davadaki kabul oranına göre %96’sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 65,00-TL yargılama giderinin davadaki red oranına göre %4’ünün davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-HMK 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avanslarından geriye kalan kısımlarının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2022

Katip … ¸

Hakim …
¸