Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/525 E. 2020/255 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/525 Esas
KARAR NO : 2020/255

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2019
KARAR TARİHİ : 05/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili hakkında davalı tarafça Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkiline haksız borç yüklenilerek zorla ödetildiğini, müvekkilinin… numaralı … hattı üzerinden cep telefonu aldığını, 15/04/2014 – 09/06/2016 tarihleri arasında düzenli olarak fatura ödemeleri yaptığını, bu hat üzerinden satın aldığı cihazın ödemesini tamamladığını, bu cihaza kredi kullandıran davalı bankanın kredi borcunun tamamen ödenmesine rağmen 08/12/2016 tarihinde davalı banka tarafından icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalı banka ile görüştüğünde kendisine …’den alınan cihazın ödemesinin …bank sistemine düşmediğinin söylendiğini, müvekkilinin cebri icra tehdidi altında 3.151,81.-TL takip borcunu ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin davalıya böyle bir borcunun bulunmadığını, fatura hattına ilişkin borçlarını düzenli olarak ödediğini, cihazın borcunu bitirdiğini, davalı bankanın cihazın tüm borçlarının ödenmesine rağmen ikinci kez borç tahakkuk ettirdiğini, davalının kötü niyetli olduğunu iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, 3.151,81.-TL’nin ödeme tarihi olan 16/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davanın görevsiz Mahkemede açıldığını, görevli Mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, davacının 17/10/2017 tarihinde ödeme yaptığını ve icra dosyasının 31/10/2017 tarihinde kapatıldığını, davacı tarafından zamanaşımı dolduktan sonra davanın açıldığını, davacının …den cep telefonu cihazı olmak için 17/06/2015 tarihinde müvekkili bankadan 24 ay vade ile toplam 3.216,00.-TL’lik kredi kullandığını, müvekkili banka tarafından cihaz alımı için kullandırılan bu kredinin taksitlerinin, … faturaları aracılığıyla müşteriden tahsil edilerek müvekkili bankaya aktarıldığını, davacı tarafından fatura bedellerinin gecikmeli ve eksik ödendiğini, …’in fatura ödemelerindeki bu gecikmeler nedeniyle cihaz ve hat kullanım bedelini birbirinden ayrıştırarak, cihaz bedelinin tahsili/takiple ilgili gerekli aksiyonu almak için müvekkili bankayı bilgilendirdiğini, davacı ile ilgili olarak … kurumundan verilen bilgiye göre 2016 Mayıs ayından itibaren dönem faturalarının ödenmediğini, davacının faturası ile birlikte 8 adet taksit ödemesi yaptığını, Mayıs ayından itibaren fatura bedelinin davacı tarafından 3 ay üst üste ödenmemesi üzerine … tarafındaki cihaz kredisi sözleşmesinin 28/06/2016 tarihinde iptal olduğunu, davacının bu tarihten sonra kalan kredi taksit ödemelerini müvekkili bankaya yapmadığını, kredisinin tasfiyeye düştüğünü gerekçesiyle yasal işlem yapıldığını, …’e ödendiği yönünde bir iddia olması halinde dava ve iddianın muhatabının müvekkili banka olmadığını iddia ve beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, davacı tarafça kullanılan bireysel ihtiyaç kredisinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkindir.
Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
8.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nun 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davanın açıldığı 29/03/2019 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği ile 6100 sayılı HMK’nın 114 ve 115. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair davalı vekilinin huzurunda, davacı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır