Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/464 E. 2023/303 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/464 Esas
KARAR NO :2023/303

DAVA:Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/05/2018
KARAR TARİHİ:19/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davacı müteahhit … ve Tic LTD ŞTİ ile iş sahibi …San. Ürünleri Paz. Ve Dış Tic AŞ arasında 06/03/2017 tarihli 07/03/2017 işçilik başlama ve 01/07/2017 tarihli işçilik bitiş ile 01/08/2017 sözleşme bitiş tarihli sözleşme akdedildiğini, Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre, iş sahibinin işlerin yapılması için gereken bilgi, malzeme ve iş sahasını sözleşme başlangıç tarihinden en geç işçilik başlama tarihine kadar olan süreye kadar müteahhite temin etmesi gerektiğini, sözleşmenin 06/03/2017 tarihinde imzalandığını, işçilik başlama tarihinin 01/07/2017 olarak belirlendiğini, davalı iş sahibinin temin etmesi gereken malzemeleri en geç işçilik başlama tarihi itibariyle hazır etmesi gerekirken ancak eylül-ekim ayları sonunda, yani sözleşme bitiş tarihi olan 01/07/2017 tarihinden dahi daha geç bir tarihte hazır etmesi sebebiyle davacının edimini süresinde yerine getirmesi, davalı tarafından imkansız hale getirdiğini, davalı tarafın ediminin gecikmesi nedeniyle, müvekkilinin yapmış olduğu ekstra harcamaların tahsili ve uğramış olduğu zararın tazmini sebebiyle işbu davayı açmak zorunda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davaya konu sözleşmede davalının kusuru ile davacının edimini süresinde yerine getirmesinin imkansız hale geldiğinin tespiti ile davacının işbu ifa imkansızlığı sebebiyle oluşan zararın şimdilik 5.000 TL nin ve gecikmeden kaynaklanan cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; sözleşmeye göre davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemesi olduğunu belirterek yetki yönünden reddine, esas yönünden yasal dayanağının bulunmadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
…Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 23/05/2019 tarih … sayılı görevsizlik kararı üzerine, Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmıştır.
Dava; davacının taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında zarara uğradı istemiyle tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davalının sözleşme hükümlerini gereği gibi yerine getirip getirmediği, davacının ifasında davalının kusuru ile gecikme yaşanıp yaşanmadığı, gecikme yaşanmış ise zararın doğup doğmadığı ve miktarı, davacının sözleşme kapsamında ekstra harcamalar, müspet zarar, cezai şart talebinin yerinde olup olmadığına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasında akdedilen Boru İşçilik Sözleşmesi ve Eklerine, faturalara, ekstra işler ve tadilatlar dökümüne, davalı şirketin ticari kayıtlarına, Whatsapp konuşma dökümlerine, tanığa, bilirkişiye, keşife ve her türlü yasal delile delil olarak dayanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Taraflar arasında imzalı.mmş olan 06/03/2017 tarihli sözleşme ile ekleri olan idari ve teknik şartnamelere, tarafların muhasebe kayıtlarına, hak ediş belgelerine, tarafların kestiği faturalara, hak edişlere yapılan ödemeleri gösteren belgelere, banka dekontlarına, SSK prim ödemelerini gösteren belgelere, banka dekontlarına, taşeron personeline yapılan ödemelere, banka kayıtlarına, keşife ve bilirkişi incelemesine, taraflar arasında yapılmış olan her türlü yazışmalara delil olarak dayanmıştır.
…. İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak …E. Sayılı dosyasının bir örneği UYAP sistemi üzerinden dosya kapsamına kazandırılmıştır.
15/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda “Davacı şirketin 2016 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre sahibi lehine delil teşkil edeceği” nin değerlendirilmesinin Sayın Mahkemeye ait olduğunu, davacı şirket tarafından dava dilekçesi ekinde ve dava dosyasında kendi düzenlediği 5 adet faturanın dışında iddiaları ile ilgili olarak herhangi bir bilgi ve belge sunmadığı gibi dava konusu işlemlerin olduğu 2017 yılına ait yasal defterleri de ibraz etmediğini, davacı şirket tarafından davalı şirket adına 5 adet düzenlediği faturaların toplam tutarının (79.315+161.600+158.050+321.230+200.000=920.165) 920.165,00-TL olarak hesaplandığı, dolayısıyla 06.03.2017 tarihli müteahhit firma anlaşması ile belirlenen işin fiyatı olan 701.075,00 TL’den (920.165,00-701 :075,00X219.090,00) 219,090,00-TL daha fazla hak ediş yapıldığı, davalının savunmasında da davacının 920.165,00-TL fatura kestiğinin teyidinin verildiği, 30.04.2017 tarihi itibariyle sözleşme bedelinin (398.965/701.075-*4, 57) Ve % 57 sinin faturasının düzenlendiğinin görüldüğü, davalı şirket tarafından davacı adına SGK Primi olarak 66.240,51 TL, Ekim ve Kasım Ayları işçilik bedeli olarak 22.085,33-TL ve Alt Taşeron Ödemesi olarak 23.970,00-TL toplamda (66.240,51+22.085,33+23.970,00=l12.295,84) 112.295,84-TL ödeme yapıldığının dekontlardan anlaşıldığı, taraflar arasında var olan idari şartnamenin süre Uzatımı imalat programına göre işveren tarafından verilmesi gerekli malzemenin müteahhit” e zamanında verilmemesi, bu çeşit gecikmeler olursa, gününde tutanakla saptanır. Müteahhit’ in sözlü gecikme iddiaları dikkate alınmaz” yazılı olduğu” bildirilmiştir.
17/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda “Dava dosyası ve davalı tarafin yerinde yapılan incelemeler neticesinde; davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak lutulduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davacı şirket tarafından taraflar arasındaki licari ilişkiden kaynaklı 920.195,00-TL “Boru İşçilik Bedeli” açıklaması ile toplam 5 adet fatura düzenlendiği, dava konusu faturaların davalının ticari delterlerine kayıtlı olduğu, davalı şirket tarafından …/Tuzla Şubesi hesabından aşağıdaki kalemlerde ödemelerin yapıldığı; davalı şirket ticari defler kayıtlarına göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığı, davacı şirkete 259,507,50-TL fazla ödemenin yapıldığı ve bu tutarın davalı şirket kayıtlarında Şüpbeli Ticari Alacaklar Hesabımda takip edildiği tespit edildiği ” bildirilmiştir.
31/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda “Davacı şirketin 2017 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre (kebir ve envanter
defterleri sunulmadığından) sahibi lehine delil teĢkil etmeyeceği’, davacı şirket tarafından dava dilekçesi ekinde ve dava dosyasında kendi düzenlediği 5 adet faturanın 2017 yılı yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, düzenlenen faturaların toplam bedelinin 920.165,00 TL olarak hesap edildiği, 06.03.2017 tarihli Müteahhit Firma Anlaşması ile belirlenen işin fiyatı olan 701.075,00 TL’ den yapılan hakkedişler çıkartıldığında (920.165,00-701.075,00 = 219.090,00) 219.090,00 TL davacının anlaşma bedelinden daha fazla hak ediş yaptığı, davacı şirketin sunduğu 2017 yılı yevmiye defterinde davalıdan 96.165,51 TL alacaklıgörüldüğü, fakat bu rakamın gerçeği yansıtmadığı, davacının yaptığı toplam hakkediş tutarının 920.165,00 TL, buna karşılık sadece davalının gönderdiği havale miktarının 894.029,72 TL olduğu, dolayısıyla davacının alacağının davalının yaptığı diğer ödemelerin olmadığı varsayılsa bile (920.165,00-894.029,72=26.135,28) 26.135,28 TL olarak gözükmesi gerektiği, davacı şirket tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesindeki iddialarla ilgili bir belge sunmadığı gibi yevmiye defterinde de bu konuyla ilgili herhangi bir kaydın var olmadığı” bildirilmiştir.
06/06/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda ” Malzemelerin geç teslimi ile ilgili ne dava dilekçesi ekinde nede davaya cevap dilekçesi ekinde herhangi bir bilgi yada belge var olmadığından bunun neden kaynaklandığı ve herhangi bir kusurun bulunup bulunmadığı hakkında bir inceleme yapılamadığı, işin başlama tarihinin var olduğu fakat malzemelerin teslim tarihinin dava dosyasında var olmadığı, dolayısıyla bu sürede işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı, ekstre ücret ödenip ödenmediği, malzemelerin tesliminde işin bitim tarihine kadar geçen sürede davalı tarafından bu iş için seçilen personel bulunup bulunmadığı, bu personellerin ücretlerinin kimin tarafından ödeneceği konusunda taraflar arasında bir anlaşmanın varlığı, bu personel ücretlerinin kimin tarafından ödendiği konusunda da ne dava dilekçesi ekinde nede davaya cevap dilekçesi ekinde herhangi bir bilgi yada belgenin var olmadığı gibi, davacı tarafından herhangi bir hakkedişin yapılmadığı sadece yapılan işle ilgili olarak 5 adet fatura düzenlendiği bu faturaların hepsinin üzerinde açıklama olarak “NB 20 Boru İşçilik Bedeli” yazılı olduğu, hakkediş yapılmadığından herhangi bir kesintinin yapılıp yapılmadığının tespitinin yapılamadığı, yukarıda belirtilen nedenlerle, bahse konu işlerin sözleşme kapsamında tamamlanması hedeflenen eserin meydana getirilmesi için zorunlu olarak yapılıp tamamlanması gereken işler olduğu,
bu bağlamda, bu listede yeralan işlerin Sözleşme dışı işler olduğu, (yani sözleşme bedelli olan 701.075,-TL’ye dahil olmayıp fazladan maliyet oluşturan işler olduğu), sözleşme sırasında öngörülmeyen ancak sonradan tamamlanması gerektiği anlaşılan işler oldukları, listede yaralan ve yapıldığı iddia edilen işler için, sözleşme gereği, taraflar arasında her kalem iş için ayrı ayrı yapılmış bir yazışma (email yolu ile veya elden teslim edilip alınan teklif/onay yazışası) olması gerektiği, dosya içeriğinde bu hususta herhangi bir belgeye rastlanmadığı, ayrıca, bahse konu işler için belirtilen adam-saat
(yevmiye) değerlerinin makul ve yapılan iş miktarı ile doğru ve uyumlu olup olmadığı hususunun dosya içeriğinden
anlaşılması mümkün olmadığı,
bir önceki maddede belirtildiği gibi listede yer alan işlerin bedelinin saptanamaz olması nedeni ile bu işlerin
bedelinin sözleşme bedeline oranını tespit etmek/hesaplamak mümkün olmadığı,
dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerle herhangi bir sonuca ulaşılamadığı” bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranışları neticesinde davalı iş sahibinin işlerin yapılması için gereken bilgi, malzeme ve iş sahasının sözleşme bitiş tarihinden daha geç bir tarihte teslim etmesinden kaynaklı ekstra harcamalar yapmak zorunda kaldığı ve zararının doğduğu iddiası ile davalıdan zararının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında yeni inşa edilecek NB 20 nolu …/Oil Tankerinin tüm boru işçiliğinin davacı/müteahhit tarafından davalı/işveren’in vereceği resimlere ve ekinde verilen standart, teknik ve idari şartnameler, izometri resimleri, dokümanlara, kaynak prosedür ve satandartlarına davalı/işveren yetkililerinin talimatlarına uygun olarak yapılmasını kapsayan eser sözleşmesi yapıldığı konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Taraflar arasındaki sözleşmede işin fiyatının NB gemi toplam boru işçilik birim fiyatının 701.075,00-TL olduğu, işçilik başlama tarihi 07/03/2017, işçilik bitiş tarihi 01/07/2017, sözleşme bitiş tarihi 01/08/2017 olarak belirlenmiştir. Davacı tarafından davalı/iş sahibinin temin etmesi gereken malzemeleri sözleşme bitiş tarihinden dahi geç bir tarihte hazır etmesi sebebiyle davacının edimini yerine getirmesinin davalı tarafından imkansız hale getirildiği, davalı tarafın ediminde gecikme dolayısıyla davacının yapmış olduğu ekstra harcamaların tahsili ve uğramış olduğu zararın tazmini istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki akdi ilişki, sözleşme ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde tanımlanan eser sözleşmesi niteliğinde olup, bu sözleşmeler karşılıklı edimleri içeren sözleşme niteliğini taşımaktadır. Taraflar arasında imzalanan 06/03/2017 tarihli müteahhit firma anlaşması başlıklı sözleşme ile yeni inşa edilecek NB 20 nolu …/Oil Tankerinin tüm boru işçiliğinin davacı/müteahhit tarafından davalı/işveren yetkililerinin talimatlarına uygun olarak yapımı kararlaştırılmış olup, davacı yüklenici, davalı ise işverendir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise, teslim edilen eserin bedelini ödemektir.Davacı vekili, dava dilekçesinde sözleşmenin 06/03/2017 tarihinde imzalandığı, işçilik başlama tarihinin 01/07/2017 olarak belirlendiği, davalı iş sahibinin temin etmesi gereken malzemeleri en geç işçilik başlama tarihi itibariyle hazır etmesi gerekirken ancak Eylül-Ekim ayları sonunda, yani sözleşme bitiş tarihi olan 01/08/2017 tarihinden dahi daha geç bir tarihte hazır ettiği ve davalı işverenin edimini süresinde yerine getirmediğinden bahisle ekstra harcamalar yapmak zorunda kaldığı ve zararının doğduğunu iddia etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK nun 6. maddesinde ise, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işin gecikmesinde hangi tarafın kusurlu olduğu ve zarar miktarına ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmenin süre uzatımı başlıklı XI-3 maddesinde” İmalat programına göre işveren tarafından verilmesi gerekli malzemenin Müteahhide zamanında verilmemesi. Bu çeşit gecikmeler olursa, gününde tutanakla saptanır. Müteahhidin sözlü gecikme iddiaları dikkate alınmaz” düzenlemesi yer almaktadır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporları, sunulan belge ve delillere göre davacının, malzemelerin geç teslimi ile ilgili herhangi bir delil sunulmadığı, yine taraflar arasındaki sözleşmenin XI-3 maddesi gereğince gecikmelerin tutanakla saptadığına ilişkin herhangi bir tutanağın da sunulmadığı, bu hali ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. Maddesi ve TMK nun 6. Maddesi gereğince ispat yükü üzerinde olan davacının dosyaya sunduğu belge ve delillerle iddialarını ispat edemediği sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, dava açılırken davacı taraftan peşin olarak alınan 85,39 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, eksik kalan 94,51 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A….T.’deki esaslara göre belirlenen 5000,00-TL vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider/delil avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.19/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır