Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/451 E. 2019/986 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/451
KARAR NO : 2019/986

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/02/2012
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9.maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ve tarafsız İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin kararıdır.
Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle;
Davacı ile davalı şirket arasında …Noterliğinde düzenleme şeklinde 7.4.2006 tarihli …yevmiye numaralı, Finansal Kiralama Sözleşmesi ve 03.05.2006 tarihli … yevmiye numaralı tadil sözleşmesi bağıtlandığını, sözleşme konusu emtianın davalı şirkete teslim edildiğini ve sözleşmeden doğan borçlarının teminatını oluşturmak üzere diğer davalının maliki bulunduğu, taşınmaz üzerinde 711.000,00-TL bedelle ipotek tesis edildiğini, borçluların Finansal Kiralama Sözleşmesinden doğan kira bedellerini ödememesi üzerine noter marifeti ile ihtarname keşide edildiğini, verilen süre içinde ödeme yapılmadığından sözleşmenin feshedildiğini ve davalı borçlular hakkında İstanbul…İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçildiğini, teminat ipoteğinin bir üst sınır ipoteği olması nedeniyle İcra İflas Yasasının 150/1.maddesi gereğince ilamsız takip yapılabileceğini, davalıların itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu beyanla, itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalıların % 40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle;
Davaya bakma hususunda yetkili mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, teminat ipoteğine dayanılarak takibe geçildiğini, kendisinin borçla bir ilgisinin bulunmadığını, İzmir …Aile Mahkemesinde … esas sayılı dosya ile ipoteğin kaldırılması konusunda dava açtığını, bu dava sonucunun beklenilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir.
Davalı şirkete aşamalarda usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi, yazılı bildirimde de bulunmadığından, Hukuk Muhakemeleri Yasasının 128.maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
Elde ki İcra İflas Yasasının 150/a ve 67.maddesine dayalı olarak açılmış olan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe davalının itirazının iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemli davaya ilişkin yapılan açık yargılama neticesinde mahkememizce, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yönünde … esas, … karar sayılı ve 26/12/2013 günlü karar ittihaz olunmuş, anılan kararın temyiz edilmesi üzerine mahkememizin bahse konu kararı, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 13/03/2019 günlü ilamıyla, takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce davacı tarafından dava konusu borca mahsuben yapılan tahsilat miktarı yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, bu nedenle bu husustaki isteminin dava şartı yokluğundan reddinin gerektiği kanaatine binaen bozularak ve diğer yönlerden onanarak, dosya mahkememize iade edilmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 13/03/2019 günlü bozma ilamından sonra yeniden ele alınan davada, mahkememizce daha önce verilen … esas, … karar sayılı ve 26/12/2013 günlü kararın dosya kapsamına usul ve yasaya uygun olduğu kanaatiyle, önceki kararda (-bozma sebebi sayılan hususta-) ısrar edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Öncelikle belirtilmelidir ki eldeki davada Yargıtay 19.Hukuk Dairesi ile mahkememiz arasında davanın kısmen kabulü, kısman reddi, İstanbul…İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında davalıların itirazının toplam 513.432,04 -TL için iptali, takibin bu miktar üzerinden ve fakat asıl alacak tutarı olan 391.629,98 -TL sına takip tarihinden itibaren %135 oranında temerrüt faizi yürütülerek ve takip tarihindeki diğer koşullarla takibe devam edilmesi (1.422.000,00 -TL üst limit ipoteği ile sınırlı olmak üzere ) davalıların %40 (205.372,81 -TL) oranında inkar tazminatı ile sorumlu tutulmaları hususlarında her hangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kaldı ki Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 13/03/2019 günlü bozma ilamında bu hususlara değinilmediği gibi, mahkememizin kararı az yukarıda yazılı hususlarda onanmıştır. Hal böyle olunca da Yargıtay 19.Hukuk Dairesi ile mahkememiz arasında ki uyuşmazlık; icra takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce davacı tarafından icra takibine ve davaya konu borca mahsuben yapılan tahsilata ilişkin davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususudur. Bu sebeple mahkememizin önceki kararının onanan hususlarına ilişkin önce ki kararı ve gerekçesi geçerli olmak üzere, yalnızca Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin bozma sebebi (-mahkememizin önceki kararında ısrar ettiği husus-) üzerinde durulacaktır.
Açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi bazı şartların gerçekleşmesine bağlı olup bunlara dava şartları denmektedir. Dava şartlarından bir kısmı olumlu (-varlığı mutlaka gerekli-) bir kısmı da olumsuz (-yokluğu mutlaka gerekli-) niteliktedir. Hakim, önüne gelen bir davada, dava şartlarının mevcut olup olmadığını re’sen gözetecektir. Olumlu dava şartlarından biri de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının 114 1/h bendinde ifade edildiği üzere davacının o davayı açmakta hukuki yararının bulunmasıdır. Açılmasında davacısı yönünden hukuki yarar bulunmayan bir dava, dava şartının yokluğu nedeniyle reddedilmelidir. Hukuki yararın varlığı koşulunun mevcut olup olmadığı, her bir davada o davaya konu olayın somut özellikleri çerçevesinde hakim tarafından değerlendirilmelidir. Dava açanın, borçlusundan tahsil ettiği bir alacak kısmını tahsil isteminde olumlu dava şartının bulunmadığı, Hukuk Muhakemeleri Yasasının 114/1-h maddesinde vücut bulduğu ve Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 13/03/2019 günlü bozma ilamında açıklandığı gibi kuşkusuzdur.
Uyuşmazlık konusu olayda davacı, 99.486,45 Euro kira alacağı, 57.626,68 Euro temerrüt faizi, 89.941 Euro sözleşmenin feshi ile muaccel olan kira alacağı ki toplam 247.054,13 Euronun TL karşılığı olarak 516.120,78 TL ve 1.201,91 TL sigorta primi ile 1.592,81 TL temerrüt faizi olmak üzere 2.794,72 TL nin toplamı olarak 518.915,50 TL alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla asıl alacağa işleyecek akdi % 135 faiz, icra takip masrafları ve ücreti vekalet ile birlikte 711.000 TL lik iki adet ipotek toplamı olarak 1.422.000 TL üst sınır ile sınırlı olarak sözleşmeden kaynaklanan alacakların tahsili talebiyle İstanbul …İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile 16/12/2008 tarihi itibariyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçmiş, davalıların itirazı üzerine duran icra takibinin devamı için elde ki itirazın iptali istemli davayı açmıştır.
Uyuşmazlığa ilişkin yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde sunulan bilirkişi raporlarına göre davacının takip tarihi itibariyle; 391.629,98 TL asıl alacak, 26.243,74 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 417.873,72 TL alacağı mevcuttur. Davacı, icra takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce 30/09/2010 tarihinde icra takibinde ki borca mahsuben 90.778,46 TL tahsilat yapmıştır. Bu tahsilat davacının alacaklarından mahsup edildiğinde dava tarihi itibariyle alacağı, 391.629,98 TL asıl alacak, 609.264,66 TL temerrüt faizi ki toplam 1.000,894,64 TL dir. Açıkça görüldüğü üzere davacının; yapılan tahsilatın mahsubu işlemi (-Borçlar Yasasının 100.maddesi gereğince davalı ödemede geciktiği için mahsup faiz ve ferilerinden öncelikle yapılmalıdır-) yapılsa dahi ve mahsubun asıl alacaktan değilde faiz ve ferilerinden yapılacağı göz önüne alındığında gerek kısmi ödeme tarihinde gerekse dava tarihinde takip tarihinde ki alacağından daha fazla alacağı mevcuttur. Hal böyle olunca da bir icrai infaz işlemi olan mahsup işleminin davacı tarafça yapılarak dava açılması yerine, bu hususun icra takibinde gözetilmesi usul ekonomisine uygun olan uygulama olacaktır. Kaldı ki eldeki davada davacı, yaptığı tahsilata rağmen tahsil ettiği kısmı açıkça talep etmemiştir. Tahsilata ilişkin bir inkarı da yoktur. Davacı icra takip talebinde ki koşullarla (-kısmi ödeme tarihine kadar işleyen faiz sebebiyle faiz ve ferileri alacağının miktarının, takip talebindeki faiz ve ferilerinin üzerinde olması nedeniyle-) davasını açmıştır.
Özetle ve öz olarak;
-davacının takip tarihi itibariyle toplam alacağı 417.873,72 TL
– icra takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce 30/09/2010 tarihinde icra takibinde ki borca mahsuben yapılan 90.778,46 TL miktarında ki tahsilat faiz ve ferilerinden mahsup edildiğinde dava tarihi itibariyle toplam alacağı 1.000,894,64 TL dir.
-mahsup edilse dahi tahsilat tarihine göre davacının faiz ve ferilerine ilişkin alacağı takip talebinde ki faiz ve ferilerine ilişkin alacağın çok üstündedir.
-davacı yapılan 90.778,46 TL miktarında ki tahsilatı ikinci defa tahsil iradesinde değildir.
-İcra Dairesinin infaz işlemlerinden olan mahsubun infaz aşamasında İcra Müdürlüğünce dikkate alınması yönünde ki mahkememizin kararı usul ekonomisine uygun ve talebinden daha çok alacağı olan davacının davasında hukuki yararı vardır. Açıklanan gerekçelerle ve bozma ilamında ki bozma sebebine ilişkin önceki kararda ısrar edilmesi gerektiği sonucuna ve vicdani kanaatine varılmıştır.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Mahkememizce uyuşmazlığa ilişkin daha önce verilen … esas, … karar sayılı ve 26/12/2013 tarihli karar dosya kapsamına usul ve yasaya uygun olduğundan önceki kararda ısrar edilmesine,
2-)Davanın kısman kabulüne, İstanbul …İcra Müdürlüğünün… sayılı takip dosyasında davalıların itirazının toplam 513.432,04 -TL için İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden ve fakat asıl alacak tutarı olan 391.629,98 -TL sına takip tarihinden itibaren %135 oranında temerrüt faizi yürütülerek ve takip tarihindeki diğer koşullarla takibin DEVAMINA, (1.422.000,00 -TL üst limit ipoteği ile sınırlı olmak üzere ) Fazla istemin REDDİNE,
3-)Takipten sonra ve davdan önce yapılan 30.09.2010 tarihli 90.778,46 -TL tutarındaki ödemenin nihai infaz aşamasında İcra Müdürlüğünce dikkate alınmasına,
4-)Davalıların %40 (205.372,81 -TL) oranında inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına,
5-)Yargılama giderleri hususunda mahkememizce… esas, … karar sayılı ve 26/12/2013 günlü karar ile karar verildiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
6-)Yargıtay bozma ilamını müteakip yapılan yargılama giderlerinin davalı …’dan tahsiline,
7-)Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı vekilinin huzurunda, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
35.072,54- TL. KARAR HARCI

DAVACI GİDERİ /
705,45 TL ÖNCESİ
141,30 TL POSTA MAS.
846,75 TL TOPLAM