Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/449 E. 2020/547 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/449 Esas
KARAR NO : 2020/547

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :12/07/2019
KARAR TARİHİ : 02/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Taraflar arasında 24/05/2016 tarihinde Distribütörlük Sözleşmesi akdedildiğini, davalının anlaşmalı olan …’ne müvekkili şirket tarafından ürün temininin sağlandığını, müvekkili şirketin 26/02/2019 tarihinde … hesabına 16.179,00 TL bedeli nakden intikal ettirdiğini, akabinde … 8. Noterliği’nin … tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşme gereği davalı sorumluluğunda olan işbu bedelin kendilerine ödenmesini talep ettiğini, lakin davalı tarafça müvekkili şirketin ödeme talebinin reddedildiğini beyan ederek davanın kabulünü, bu bağlamda müvekkili şirketçe dava dışı …’a ödenmişi lakin sorumluluğu davalıya ait olan 16.179,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekaleti ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; müvekkili firmanın davacıya karşı ödemesi gereken bir borcunun ve sorumluluğunun bulunmadığını, zira müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişkinin sona ermesi nedeni ile tarafların 22/12/2017 tarihinde cari hesap mutabakatına varıldığını, müvekkili firma tarafından cari hesap mutabakat formunda yer alan ve davacı ile mutabık kalınan 14.156,93 TL tutarlık borcunun 18/01/2018 tarihinde davacıya ödendiğini, davacı tarafından cari hesap mutabakatının İİK 68 maddesi uyarınca bir belge olmadığını, davacı tarafın vekaletnamesi ekinde yer alan davacı şirkete ait imza sirkülerinde yer alan imza ile distribütörlük sözleşmesinde yer alan davacı imzalarının imzaları birbirleri ile örtüşmediğini, bu edenle davacı tarafın mevcut sözleşmeye istinaden herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunamayacağından açılan davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Dava, taraflar arasındaki 24/05/2016 tarihli Distribütörlük sözleşmesi kapsamında sorumluluğu davalıya ait olduğu iddiasıyla davacı şirketçe dava dışı şirkete ödenmiş 16.179,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin 26/12/2019 teslim tarihli dilekçesi ekinde bulunan … 8. Noterliği’nin … tarih, … yevmiye sayılı ihtarname ve tebliğ şerhi aslı, … 23. Noterliği’nin… tarih, … yevmiye sayılı ihtarname aslı mahkememiz kasasına alınmıştır.
Bilirkişi …’ün 13/03/2020 tarihli raporu “İncelenen davacı şirkete ait 2016-2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğunu, bu anlamda ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, incelenen davalı şirkete ait 2016-2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğunu, bu anlamda ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, 2.07.2019 dava tarihi itibariyle her iki tarafın ticari defter kayıtlarına nazaran birbirlerine borç/alacak bakiyelerinin bulunmadığı, dava dışı firma tarafından davacı unvanına düzenlenen faturaların davalı yanın açılış masraflarıyla ilgili olduğunun kabul edilmesi halinde, davacı yanın, taraflar arasında imzalanan 24.05.2016 tarihli “Distribütörlük Sözleşmesi”nin Ek protokolün’ün 1. Maddesi çerçevesinde, dava dışı firmaya ödemiş olduğu 16.179,00 TL bedeli talep edebileceğini, Davalı yanın, taraflar arasındaki mutabakatın 22.12.2017 tarihinde yapılmış olmasına rağmen, davalı yanın alacak talebine konu ettiği dava dışı firma tarafından keşide edilen faturaların 23.10.2017 tarihli olması karşısında, söz konusu faturaların, tarafların cari hesapta mutabık kaldıkları 23.10.2017 tarihinden yaklaşık 2 ay önce davacı tarafın bilgisi dâhilinde olduğunu, bu anlamda mutabık kalınan borç tutarının ödendiği 18.01.2018 tarihinde dahi davacı tarafça herhangi bir itiraz ve/veya alacak talebinde bulunulmamış olmasına dayalı olarak yapmış olduğu itirazlar hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.” incelenmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili, taraflar arasında 24/05/2016 tarihinde Distribütörlük Sözleşmesi akdedildiğini, davalının anlaşmalı olan …’ne müvekkili şirket tarafından ürün temininin sağlandığını, müvekkili şirketin 26/02/2019 tarihinde … hesabına 16.179,00 TL ödediğini, dava dışı …’a ödenen bedelden davalının sorumluluğu bulunduğunu iddia ederek 16.179,00-TL nin ödeme tarihinden itibaren davalıdan tahsili talebinde bulunmuş, davalı savunmasında müvekkili firmanın davacıya karşı ödemesi gereken bir borcunun ve sorumluluğunun bulunmadığını, zira müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişkinin sona ermesi nedeni ile tarafların 22/12/2017 tarihinde cari hesap mutabakatına varıldığını, müvekkili firma tarafından cari hesap mutabakat formunda yer alan ve davacı ile mutabık kalınan 14.156,93 TL tutarlık borcunun 18/01/2018 tarihinde davacıya ödendiğini beyan etmiştir. Taraflar arasında Distirübitörlük sözleşmesi imzalandığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı şirketçe dava dışı şirkete ödenmiş 16.179,00 TL’den, taraflar arasındaki 24/05/2016 tarihli Distribütörlük sözleşmesi kapsamında davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporuna göre; incelenen davacı şirkete ait 2016-2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, incelenen davalı şirkete ait 2016-2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, 02.07.2019 dava tarihi itibariyle her iki tarafın ticari defter kayıtlarına nazaran birbirlerine borç/alacak bakiyelerinin bulunmadığı, dava dışı firma tarafından davacı unvanına düzenlenen faturaların davalı yanın açılış masraflarıyla ilgili olduğunun kabul edilmesi halinde, davacı yanın, taraflar arasında imzalanan 24.05.2016 tarihli “Distribütörlük Sözleşmesi”nin Ek protokolün’ün 1. Maddesi çerçevesinde, dava dışı firmaya ödemiş olduğu 16.179,00 TL bedeli talep edebileceği, davacı yan ünvanına, dava dışı …Tic.A.Ş. Firması tarafından 23.10.2017 tarihli 7 adet her biri 3.206,79-TL tutarında düzenlenen faturaların üzerinde davalı namına açılışı yapılan mağazalarla ilgili olup olmadığı, katlanılan giderlerin davalı ile ilgili olup olmadığı hususunda her hangi bir ibarenin yer almadığı, davalı yanın, taraflar arasındaki mutabakatın 22.12.2017 tarihinde yapılmış olmasına rağmen, davalı yanın alacak talebine konu ettiği dava dışı firma tarafından keşide edilen faturaların 23.10.2017 tarihli olması karşısında, söz konusu faturaların, tarafların cari hesapta mutabık kaldıkları 23.10.2017 tarihinden yaklaşık 2 ay önce davacı tarafın bilgisi dâhilinde olduğu, bu anlamda mutabık kalınan borç tutarının ödendiği 18.01.2018 tarihinde dahi davacı tarafça herhangi bir itiraz ve/veya alacak talebinde bulunulmamış olmasına dayalı olarak yapmış olduğu itirazlar hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır. Dava konusu olayda, ispat yükünün genel karine gereğince davacı taraf üzerinde olduğu, davacı tarafın dava dışı şirkete yaptığı ödemeden davalının sorumlu olduğu yönündeki iddiasını dava değeri de değerlendirilerek HMK’nın 200/1 maddesi gereğince yazılı delillerle ispat etmesi gerektiği, davacı ve davalı şirketlerin ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutuldukları ve HMK 222.maddesi gereğince sahibi lehine delil olma niteliğine sahip bulundukları, her iki şirketin kayıtlarında dava tarihi itibariyle herhangi bir alacak borç bakiyesinin kalmadığı, dava dışı …Tic.A.Ş. Firması tarafından 23.10.2017 tarihli 7 adet her biri 3.206,79-TL tutarında düzenlenen faturaların üzerinde davalı namına açılışı yapılan mağazalarla ilgili olup olmadığı, katlanılan giderlerin davalı ile ilgili olup olmadığı hususunda her hangi bir ibarenin yer almadığı, dosya kapsamında bulunan ve davacı tarafından dava konusu bedelin dava dışı şirkete ödendiğine ilişkin …bankası internet şubesi dekontunda da ödemenin ne için yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklamanın yer almadığı, bu hali ile davacının dava dışı şirkete ödenen dava konusu bedelin, davalı ile aralarındaki distrübitörlük sözleşmesi kapsamında davalının sorumluluğunda olduğu yönündeki iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 276,30-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan 221,90-TL harcın davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısımlarının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.02/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır