Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/31 E. 2022/832 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/31 Esas
KARAR NO : 2022/832

DAVA : Eser Sözleşmesi
DAVA TARİHİ : 30/11/2017
KARAR TARİHİ : 17/11/2022

Mahkememizin 2017/643 Esas sayılı dosyasının 17/01/2019 tarihli celsesinin (1) nolu ara kararı uyarınca Mahkememiz ile birleşen İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1070 Esas sayılı dosyasının tefrik işlemi yapılarak Mahkememizin yukarıda esas sayılı dosyasında görülmekte olan Eser Sözleşmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davacı … A.Ş (işveren) ile davalı … A.Ş (yüklenici) arasında ”02.09.2010 tarihli …” imzalandığını ve ”06.02.2012 tarihli muhtelif işler için verdiği teklifin 06.02.2012 tarih … sayılı teyid yazısı ile” kabul edildiğini, 02.09.2010 tarihli sözleşmenin konusu “… ili, … ilçesi, … Mah. … Mevkii, ….1d pafta; 5049 parselde yapımı gerçekleştirilecek olan betonarme karkas sosyal tesis binası, havuz, çevre imalatları, peyzaj ve tüm alt yapı
işlerinin iç parsel bağlantılarının, dış ana hatlara bağlantılarının, uygulama projelerinde gösterildiği şekli ile sözleşme ve eklerine, yasal yükümlülüklere uygun mahiyette yapılması işi” olduğunu, 06.02.2012 tarihli teklifin kabulü ile oluşan sözleşmenin konusu ”sözleşme ve eki teknik şartname gereğince muhtelif işlerin imalatının ve montajının yapılması, nakliyesi, uygulama yerine taşınması, uygulama yerinde kullanılacak tüm sarf malzemelerinin temini, yerine montajı ve anahtar teslimi işlerinin tekniğine, malzeme teknik uygulama şartnamesine, standardına ve projesine uygun olarak yapılması işi” olduğunu, davalı yüklenici tarafından yapımı tamamlanan inşaat işinde zaman içinde gizli ayıp niteliğinde su
izolasyonunun fen ve sanat kurallarına (işçilik hataları) uygun olarak yapılmaması, alüminyum dış cephe doğramaları ve betonarme saçaklarındaki işçilik hataları nedeniyle zeminde su yükselmesi, tuzlanma, kabarma ve deformasyon problemleri ortaya çıktığını, tüm bu konularda ilgili delillerin toplanıp emniyet altına alınmasını sağlamak için davacı işveren tarafından … Sulh Hukuk Mahkemesi’ne delil tespiti talebinde bulunulduğunu, … Sulh Hukuk mahkemesinde tespit yapıldığını. Eser sözleşmesindeki ayıp, üzerinde anlaşılan (yüklenicinin esere ilişkin olarak zikrettiği) niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu niteliklerin meydana getirilen eserde bulunmaması
Olduğunu, başka bir ifadeyle, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki farkın ayıp olduğunu, Dava konusu;
-Su izolasyonunun fen ve sanat kurallarına (işçilik hataları) uygun olarak yapılmaması ve zeminde su yükselmesinden dolayı; (-3,50 kotun, zemin kat ve 1.katın) zemin seramik, mermer ve parke kaplamalarında tuzlanma ve kabarmalar, (-3,50 kotun, bodrum kat, zemin kat ve 1.katın) duvar diplerinde, duvarlarında tuzlanma ve kabarmalar, (1.kat) asma tavanlarında (alçıpan ve taşıyıcı sistem) deformasyon,
-Alüminyum dış cephe doğramalarındaki işçilik hatalarından dolayı; (Zemin kat, 1.kat) tavan, zemin ve duvarlarda deformasyon,
-Betonarme saçaklarda işçilik hatalarından dolayı; (1.kat) tavan ve duvarlarda kabarmaların, gizli ayıp olduğunu, davalı yüklenicinin, gizli ayıplar nedeniyle davacı işverene karşı sorumlu olduğunu, davacı müvekkili tarafından davalı yükleniciye “ayıplı ve kusurlu imalatların giderilmesi için … 37.Noterliği’nin … tarih ve … yev. nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, 30.10.2017 tarihinde tebliğ edilen ihtarnameye verilen cevabi … 57.Noterliği’nin … tarih ve … yev. nolu ihtarnamesinde davalı yüklenici tarafından “sözleşmesel ve yasal yükümlülüklerin yerine getirilmeyeceği”nin açıkça bildirildiğini, şu an yalıtım zafiyetleri sebebiyle müdahale edilmezse çoğu imalatın zarar görme tehlikesi ile
karşı karşıya olduğunu beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL giderim bedelinin (güncel piyasa rayiç fiyatlarla), bu talepleri mümkün değilse bedel indirimi olarak şimdilik 5.000,00-TL’nin, yargılama giderleri (delil tespit dosyasındaki giderlerde dahil) ve vekalet ücretinin, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 30.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle
birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davaya konu sözleşmeye ilişkin yapının, davacıya müvekkili tarafından ayıpsız olarak teslim edildiğini ve
taraflar arasında kesin kabul tutanağının düzenlendiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ”Kesin Kabul İşlemleri” başlıklı 1.46.3-4-5 ve 6 maddeleri gereğince işbu kesin kabul işlemlerinin yapılmış olması ve davacı tarafın da müvekkili gibi bir inşaat şirketi olması ve basiretli tacir gibi davranıp öngörme yükümlülüğü nazara alındığında, müvekkili şirketin herhangi bir ayıptan sorumlu tutulamayacağının açık olduğunu, zira müvekkili şirketin sözleşme konusu inşaatı gerektiği şekilde tamamlayarak ayıpsız şekilde davacı tarafa teslim ettiğini, kaldı ki, sözleşmeye konu Sosyal Tesis Projesi’nin geçici kabulünün 30.12.2011 tarihinde yapıldığını ve bu tarihlerden sonra bahsi geçen taşınmazın davacı tarafça
bu tarihte kullanılmaya başlandığını, davacının iddiasını kabul etmemekle beraber ayıba karşı tekeffül borcunun zaman aşımına uğradığını, geçici kabul tutanağının düzenlenmesi tarihi itibarı ile taşınmaz yapının, iş sahibine teslim edilmiş sayılmakta olduğunu, zaman aşımı süresinin de kanunun açık lafzı gereğince teslim ile başlamakta olduğunu, somut olayımızda da 30/12/2011 tarihinde Geçici Kabul İşlemleri tamamlanmış olduğundan, zaman aşımı süresinin 30/12/2016 tarihinde dolduğunu, haliyle zaman aşımı süresinin 1 yılı aşkın bir süre önce dolduğu ortada olup, zaman aşımı def’ini ileri sürdüklerini, davacının muayene ve ayıpları bildirme yükümünü yerine getirmediğini, somut olayımızdaki gibi izolasyon hatasından kaynaklandığı ileri sürülen gizli ayıpların ise sık sık Yüksek Mahkeme’nin önüne geldiğini ve her defasında bu gibi ayıpların bir kış mevsiminin geçirilmesiyle beraber ortaya çıkacağı ve derhal müteahhide bildirilmesi gerektiğine hükmedildiğini, işbu dava konusu taşınmazların ise daha önce de belirtildiği üzere 2012 yılı içinde geçici kabul işlemlerinin tamamlanmasıyla davacıya teslim edildiğini, 2014 yılı içerisinde kesin kabul tutanaklarının imzalanmasıyla müvekkilinin açık ayıplara ilişkin tüm sorumluluğunun ortadan kaldırıldığını, her ne kadar teslim süresi 2012 yılı olup ihbar süresi bu tarihten itibaren işlemeye başlasa da, teslimin 2014 yılında gerçekleştiği varsayımında dahi dava tarihi ile arasında 3 yılı aşkın bir süre olduğundan davanın reddinin gerektiğinin izahtan vareste olduğunu, delil tespiti dosyası kapsamında aldırılan bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olup hükme esas alınamayacağını beyanla haksız ve mesnetsiz bir şekilde müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddine ve aynı zamanda da yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraf şirketlerin İTO kayıtları çıkartılarak dosyamız arasına alınmış, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, davacı şirketin tanıkları dinlenmiş, davaya konu taşınmaz üzerinde keşif yaptırılarak bilirkişi raporları alınmıştır.
… Sulh Hukuk Mahkemesinin …D.İş sayılı dosyasının UYAP üzerinden dosyamız arasına alındığı ve incelenmesinde; tespit isteyenin … A.Ş, karşı tarafın … A.Ş., tespit talep tarihinin 27/04/2017 olduğu, Mahkemenin 27/04/2017 tarihli kararı ile; ”..Tespitin 04/05/2017 günü saat 10.00’da yapılmasına” karar verildiği ve yapılan keşif incelemesi neticesinde aldırılan Yüksek Mimar …, İnşaat Mühendisi …ve Makine Mühendisi … tarafından tanzim edilen 20/09/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; …, İşveren … Şirketi ile Yüklenicisi …Şirketi arasında 02.10.2010 tarihinde yapılan (Ek 1) Yapım İşi Sözleşmesi, projeler ve yerinde yapılan incelemeler neticesinde, (Ek 2) proje ve detaylarda belirtilmiş olan imalatların yerinde uygulandığının tespit edildiği, ancak,
– +-0,00 kotu altında yapılmış olan temel su izolasyonunun fen ve sanat kurallarına (işçilik hataları) uygun olarak yapılmadığından dolayı -3,50 kotunda yapılmış olan zemin seramik, mermer ve parke kaplamalarında tuzlanmalar ve kabarmalar, zeminden yükselen su sebebiyle yine duvar diplerinde tuzlanmalar ve kabarmalar tespit edildiğini,
– -1,50 kotunda yapılmış olan havuz zemin ve perdelerinde su izolasyonunun fen ve sanat kurallarına (işçilik hataları) uygun olarak yapılmadığından dolayı bina bodrum kat duvarlarında tuzlanmalar ve kabarmalar tespit edildiği,
– +-0,00 kotunda yapılmış olan temel su izolasyonunun fen ve sanat kurallarına (işçilik hataları) uygun olarak yapılmadığından dolayı zemin kat dış duvarları iç ve dış cephelerinde kabarmalar, zemin seramik, mermer ve parke kaplamalarında tuzlanmalar ve kabarmalar, zeminden yükselen su sebebiyle yine duvar diplerinde tuzlanmalar ve kabarmalar tespit edildiği, Yine bu kotta yapılmış olan alüminyum dış cephe doğramalarındaki işçilik hatalarından dolayı su sızıntıları bina içine girerek tavan, zemin ve duvarlarda deformasyon yaptığının tespit edildiği,
– +3,50 kotunda yapılmış olan teras çatı su izolasyonunun fen ve sanat kurallarına (işçilik hataları) uygun olarak yapılmadığından dolayı 1.kat dış duvarları iç ve dış cephelerinde kabarmalar, zemin seramik, mermer ve parke kaplamalarında tuzlanmalar ve kabarmalar, zeminden yükselen su sebebiyle yine duvar diplerinde tuzlanmalar ve kabarmalar tespit edildiği, Yine bu kotta yapılmış olan alüminyum dış cephe doğramalarındaki işçilik hatalarından dolayı su sızıntıları bina içine girerek tavan, zemin ve duvarlarda deformasyon yaptığının tespit edildiği,
– +7,00 kotunda yapılmış olan üzerinde yürünemeyen teras çatı su izolasyonunun fen ve sanat kurallarına (işçilik hataları) uygun olarak yapılmadığından dolayı 1.Kat tavanlarından su sızıntısı sebebiyle asma tavanların (alçıpan ve taşıyıcı sistem) deforme olduğunun tespit edildiği, Yine bu kotta yapılmış olan betonarme saçaklardan bina içine sızan sulardan dolayı tavan ve duvarlarda kabarmalar tespit edildiği,
Sosyal tesiste, dosya, proje ve detayları ile yerinde yapılan incelemelerde işçilik hatalarından kaynaklı, fen ve sanat kurallarına uygun yapılmayan su izolasyonu nedeniyle, yukarıda belirtilmiş olan tespitler yapıldığı,
Bu tespitler neticesinde Yaklaşık Maliyet Analizlerinde (EK3) belirtilen imalatların yapılması halinde söz konusu sosyal tesisin kullanılabilir duruma getirileceği ve bu bedelin toplam maliyetinin 691.693,04 TL olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 21/02/2019 tarihli duruşmasında ”Geçici kabul tutanağının 30/11/2012 tarihli olduğu, kesin kabul tutanağında tarih bulunmadığı görüldü.” ibaresinin zapta geçirildiği, aynı tarihli duruşmanın (1) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekilinin tefrik kararından rücu ve dosyanın Mahkememizin 2017/643 Esas sayılı dosyası ile yeniden birleştirilmesi yönündeki talebinin, davaların konuları itibariyle birlikte görülmelerine gerek bulunmadığından Reddine,” karar verildiği, aynı tarihli duruşmanın (5) numaralı ara kararı ile de; ”Davacı vekiline ayıplı olduğunu iddia ettiği işlerin 06/12/2012 tarihli sözleşme kapsamında mı, 02/09/2010 tarihli sözleşme kapsamında mı olduğunu açıklaması için 2 haftalık kesin süre verilmesine,” karar verildiği, davacı vekilinin 07/03/2019 tarihli dilekçesi ile; davalının 02/09/2010 tarihli İzmir ili, Urla ilçesi, … Sosyal Tesis Projesi Anahtar Teslim Götürü Bedel Sözleşmesi kapsamında taahhüt ettiği işi fen ve sanat kurallarına uygun özen borcunu gereğini yapmadığını, inşaat işinde zaman içinde ortaya izolasyon, yalıtım ve su alma problemlerinin çıktığını, davalının 02/09/2010 tarihli sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle hem 02/09/2010 tarihli sözleşme hem de 06/12/2012 tarihli ilave işler sözleşmesindeki imalatlarının zarar gördüğünü ve görmekte olduğunu, bu nedenle dava dilekçesinde her iki sözleşmenin de yer aldığını belirtmiştir.
Mahkememizin 27/05/2019 tarihli duruşmasında davacı tanığı …; “ben halen davacı şirkette teknik personel olarak çalışıyorum, işe 2012 yılında başladım, ben başladığımda dava konusu inşaat halen devam ediyordu, 2012 yılında buranın kontrol işini bana bıratılar bir sorun çıktığında ben tespit edip davacı şirkete bildiriyordum, 2017 yılının mart nisan aylarında, sosyal tesisin birçok bölümünde duvarlarda, tavanda, nemlenme su akıntıları olduğunu, alçıpanların bir kısmının su akıntısı nedeniyle çöktüğünü tespit edip durumu şirkete bildirdim sonrasında da sosyal tesise bilirkişiler geldiler, bu sosyal tesis birçok bölümden oluşmaktadır, jekuzi kapalı basketbol salonu masaj odaları gibi bölümlerin bulunduğu bir spor kompleksidir bu bölümlerin büyük çoğunluğunda bahsettiğim rutubetlenme su sızıntıları, bu sızıntılar nedeniyle parkelerin kabarması gibi promlemler ortaya çıktı ben davacı şirkete bildirdikten sonra davacı şirketin davalı şirket ile herhangi bir irtibata geçip geçmediğini bilmiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, yine aynı tarihli duruşmada davacı tanığı …; “ben 2007-2018 yılları arasında davacı şirkette teslim ve teslim sonrası müşteri hizmetleri bölümünde gelen şikayetleri karşılama görevi ile çalıştım geçen yıl ekim ayında ayrıldım, dava konusu sosyal tesisin kesin kabulünü hazırlayan ekibin içerisinde idim, kesin kabul 2014 yılı kasım ayında yapıldı diye hatırlıyorum geçici kabul ise bundan iki yıl önce yapılmıştı, sosyal tesisin bulunduğu yerde görevli olan Alaattin isimli çalışan bize sosyal tesiste yağmur sonrası izolasyon promlemleri çıktığını haber verdi, biz de sosyal tesisin bulunduğu yere gittik tesisin birçok bölümünde yağmur sonrası duvarlarda tavanda, küflenme ve su akıntılarının olduğunu gördük davacı şirkete bildirdik ve ardından buraya bilirkişi ekibi geldi ve mahkeme tespiti yaptı, davacı şirketin bu husus ile ilgili davalı şirket ile ne tür bir süreç yürüttüğünü bilmiyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 27/05/2019 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; “… Nöbetçi ASHM (ATM sıfatıyla)’ye talimat yazılarak en az biri yüksek olmak üzere üç inşaat mühendisi ve bir yüksek mimar, bir makine mühendisi bilirkişisinden oluşacak heyet marifetiyle (daha önce … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında görev yapan bilirkişiler …, …ve …’ın tekrar seçilmemeleri gerektiği hususu göz önüne alınarak) dava konusu sosyal tesisin bulunduğu mahalde keşif yapılarak;
– Taraflar arasında 02/09/2010 tarihli sözleşme kapsamında taahhüt edilen işin ayıplı ifa edilip edilmediği,
– ayıplı ifa söz konusu ise ayıbın gizli ayıp mahiyetinde olup olmadığının,
– gizli ayıp mevcut ise bu ayıbın işin teslim tarihinden itibaren en erken ne kadar süre sonra ortaya çıkmış olduğunun veya olabileceğinin,
– gizli ayıp mevcut ise bu ayıp nedeniyle gerek taraflar arasındaki 02/09/2010 tarihli gerekse de 06/12/2012 tarihli sözleşmeler kapsamında yapılan imalatların zarar görüp görmediğinin, zarar mevcut ise giderim maliyetinin ne olduğunun,
dosyada mevcut sözleşmeler, ihtarnameler, Urla Sulh Hukuk Mahkemesi’nin delil tespiti dosyası ve tanık anlatımları birlikte değerlendirilerek tespiti ile rapor düzenlenmesinin istenilmesine” karar verildiği, işbu doğrultuda talimat mahkemesince 01/10/2019 tarihinde keşif icra edildiği ve keşif zaptında Mahkeme Gözlemi’nin ”Sosyal tesis olarak kullanılan yapıya girildi. Üst kat tasatış ofisi , yönetim ofisi, mekanik tesisat ofisi olarak kullanılan bölümde tavanda döküntü, parkede kabarma, merdiven aralarında su akıntı izleri,; zemin katta kafeterya olarak kullanılan bölümde kabarmalar. Aynı katta market, fıtnis salonu, tuvalet, çocuk oyun odası olarak ayrılan bölümün tavanında ve duvarında kabarma, bodrum kata inildiğinde iniş merdiven duvarlarında kabarma, spor salonu olarak olarak kullanılan alanlarda su sızıntısı sebepli olarak değerlendirilen leke ve döküntüler, bodrum katın ve muhtelif araçlarla ayrılmış, diğer salon ve duvarlarında kabarmalar, iç ve dış cephede bulunan merdivenlerde takılı merdivenlerin ise kısmen düşmüş olduğu gözlemlendi.” şeklinde olduğu, işbu keşif neticesinde İnşaat Mühendisi …, inşaat mühendisi …, İnşaat Yüksek Mühendisi …, Makine Mühendisi …ve Yüksek Mimar … tarafından tanzim edilen 24/12/2019 teslim tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle;
-Taraflar arasında 02/09/2010 tarihli sözleşme kapsamında taahhüt edilen işin ayıplı ifa edilip edilmediği hususu;
Yerinde yapılan incelemelerde, dava konusu sosyal tesis mahallerinin zemin kaplamalarında, duvar ve tavanlarında, meydana gelen deformasyonların fen ve sanat kullarına aykırı yapılan su izolasyonu imalatını nedeni ile oluştuğu dolayısı ile 02/09/2010 tarihli sözleşmeye göre anahtar teslimi olarak yapılan sosyal tesisin su izolasyon imalatlarının ayıplı imalat kapsamında değerlendirilmesi gerektiği,
-Ayıplı ifa söz konusu ise ayıbın gizli ayıp mahiyetinde olup olmadığı hususu;
Dava konusu tesiste meydana gelen zararların su izolasyonunun fen ve sanat kurallarına uygun yapılmaması sebebi ile meydana geldiği, Su yalıtım imalatının gömülü imalat olması sebebi ile, su yalıtımı imalatlarındaki hataların yapının teslimi alında tespit edilemeyeceği, ancak belirli bir sürede en az bir yağışlı mevsim geçtikten sonra binada oluşabilecek deformasyonlar neticesinde tespit edilebileceği dolasıyla ile söz konusu imalatın gizli ayıp kapsamında değerlendirilmesi gerektiği,
-Gizli ayıp mevcut ise bu ayıbın işin teslim tarihinden itibaren en erken ne kadar süre sonra ortaya çıkmış olduğu veya olabileceği hususu;
Söz konusu su yalıtım işinin niteliği dolayısı ile işin teslim tarihinden itibaren en az bir yağışlı mevsimin geçmesinden sonra gizli ayıbın çıkabileceği,
-Gizli ayıp mevcut ise bu ayıp nedeni ile gerek taraflar arasındaki 02/09/2010 tarihli gerekse 06/12/2012 tarihli sözleşmeler kapsamında yapılan imalatların zarar görüp görmediği, zarar mevcut ise giderim maliyetinin ne olduğu hususu;
Sözleşmeler incelendiğinde; 02/09/2010 tarihli sözleşmenin konusunun betonarme karkas sosyal tesis binası, havuz, çevre imalatları, peyzaj ve tüm altyapı işlerinin iç parsel bağlantılarının, dış ana hatlara bağlantılarının, uygulama projelerinde gösterildiği şekil ile sözleşme ve eklerine, yasal yükümlülüklerine uygun mahiyette anahtar teslim götürü bedel ile yapılması işi olduğu, 06/12/2012 tarihli sözleşmenin konusunun, 02/09/2010 tarihli sözleşmede yer alan işlere ilave işler olduğu, tespiti yapılan zarar gören imalatların her iki sözleşme kapsamında da bulunduğu tespit edilmiş olup, giderim maliyetinin dava tarihi olan 30/11/2017 itibari ile 250.000,00-TL olabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 12/03/2020 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Taraflar arasındaki sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’ nun 126/4 fıkrası uyarınca teslim tarihinden itibaren 5 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde dava açıldığı anlaşılmakla, davalı yanının zaman aşımı def’inin reddine,” karar verilmiştir.
Mahkememizin 12/03/2020 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; ”… Nöbetçi ASHM (ATM sıfatıyla) talimat yazılarak, dosyanın daha önce …talimat sayılı dosyada rapor tanzim eden bilirkişi heyetine tevdii ile, dava konusu sözleşme kapsamında ilk raporda varlığı tespit edilen gizli ayıplar nedeniyle zarar gören imalatların tek tek tespiti, dava tarihi itibariyle oluşan zararın giderim bedelinin kalem kalem ve dava tarihindeki birim fiyatlar esas alınarak (malzeme, işçilik ve benzeri) tespiti ile taraf vekillerinin itirazları da karşılanmak suretiyle, denetime açık ek rapor tanzim ettirilmesinin istenilmesine” karar verilmiş ve işbu doğrultuda İnşaat Mühendisi Mehmet Kurt, inşaat mühendisi …, İnşaat Yüksek Mühendisi …, Makine Mühendisi …ve Yüksek Mimar …tarafından tanzim edilen 15/09/2020 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; taraflarınca hazırlanan kök raporda tespit edildiği üzere: yerinde keşif günü gezilen tüm mahallerde duvar ve tavanlarında izolasyonun yetersizliğinden dolayı ve alüminyum cephe doğramalarında montajın hatalı yapılması sebebiyle mahallere yağmur suyu aldığı, deformasyonlar (kabarma,küflenme vs.) olduğu, zemini parke olan mahallerde kabarmalar olduğu, Kafeterya, market, klüp ve yönetim ofisi alçıpan asma tavanlarında kırılmalar, konstrüksiyonda çürümeler olduğu, zemin kattan 1. Kata çıkış Merdiveninde yer yer ayrışmalar olduğunun görüldüğü, taraflarınca tüm bu işlerin giderim bedeli için 250.000,00-TL bir giderim bedelinin hesaplandığını, buna ilişkin hesap cetvelinin aşağıda sunulmakta olduğunu:
1-)MAHALLERİN BOYA VE SIVA TAMİR BEDELLERİ
BODRUM KAT Maktuen Tamir Bedeli (TL)
Basketbol Sahası 12.500,00
Suqash Sahası 11.000,00
Hol 4.000,00
Elektrik Odası 800,00
Mekanik Oda 5.000,00
Sığınak 4.000,00
Makine Dairesi ve Galeri 12.000,00
Denge Deposu 2.100,00
Havuz 4.500,00
Bayan Soyunma 1.500,00
Bay Soyunma 1.500,00
58.900,00

ZEMİN KAT Maktuen Tamir Bedeli(TL)
Fitness Salonu 3.500,00
Bayan wc 1.000,00
Bay wc 1.000,00
Market 2.000,00
Elektrik odası 1.400,00
Kafeterya 4.500,00
Kafeterya -mutfak 1.400,00
14.800,00

1.KAT Maktuen Tamir Bedeli(TL)
Hol 2.000,00
Bayan wc 200,00
Bay wc 200,00
Spa 1.400,00
Elektrik Odası 1.000,00
Mekanik Oda 1.000,00
Yönetim Ofisi 2.000,00
Kulüp 3.000,00
10.800,00

GENEL TOPLAM 84.500,00-TL
2-MAHALLERE SÜRME İZOLASYON YAPILMASI
BODRUM KAT M2 BİRİM FİYAT(TL/m2) TUTAR
Hol 70,00 20 1400
Elektrik Odası 6,00 20 120
Mekanik Oda 108,00 20 2160
Sığınak 111,00 20 2220
Makine Dairesi ve Galeri 115,00 20 2300
Denge Deposu 28,00 20 560
Havuz 335,00 20 6700
Bayan Soyunma 26,00 20 520
Bay Soyunma 30,00 20 600
Acil Çıkış 15,00 20 300
Krangulez 8,00 20 160
852,00 17040
ZEMİN KAT M2 BİRİM FİYAT(TL/m2) TUTAR
Teras 1500 20 30000
Fitness Salonu 154 20 3080
Bayan Wc 20 20 400
Bay Wc 20 20 400
Market 49 20 980
Elektrik odası 14 20 280
Kafeterya 142 20 2840
Kafeterya-mutfak 26 20 520
1.925,00 38500
1. KAT M2 BİRİM FİYAT(TL/m2) TUTAR
Teras 554 20 11080
Hol 70 20 1.400
Bayan Wc 13 20 260
Bay Wc 13 20 260
Spa 20 20 400
Elektrik odası 14 20 280
Mekanik Oda 14 20 280 698,00 13960
GENEL TOPLAM 69.500,00TL
3-)ALÜMİNYUM DOĞRAMA (MAKTUEN) 5.000,00TL
4-)PARKE SÖKÜLMESİ ve İMALATI 200,00m2 175,00TL/m2 35.000,00TL
5-)ASMA TAVAN İMALATI (Maktuen) 16.000,00TL
6-)ÇATI İMALATI EKSİKLİK (Maktuen) 40.000,00TL

TOPLAM 250.000,00 TL Olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 25/02/2021 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Her ne kadar davalı vekili Mahkememizin 12/03/2020 tarihli duruşmasının 1 numaralı ara kararından rücu edilmesini talep etmişse de; 12/03/2020 tarihli duruşmanın 1 numaralı ara kararında da belirtildiği üzere taraflar arasındaki sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’ nun 126/4 fıkrası uyarınca teslim tarihinden itibaren 5 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde dava açıldığı anlaşılmakla, davalının Mahkememizin 12/03/2020 tarihli duruşmasının 1 numaralı ara kararından rücu edilmesi talebinin reddine,” karar verilmiştir.
Mahkememizin 25/02/2021 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; “Mahkememizce re’sen seçilecek 1 yüksek mimar, 1 yüksek inşaat mühendisi ve 1 makine mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetine dosyanın tevdii ile, dava konusu sözleşme kapsamında 23/12/2019 tarihli ilk raporda varlığı ve 11/09/2020 tarihli ek raporda miktarı tespit edilen gizli ayıplar nedeniyle zarar gören imalatların dava tarihi itibariyle oluşan zararın giderim bedelinin kalem kalem ve dava tarihindeki birim fiyatlar esas alınarak (malzeme, işçilik ve benzeri) tespiti ile taraf vekillerinin itirazlarının karşılanması ve bilirkişi ek rapor ile tespit dosyasında alınan bilirkişi heyet raporu da nazara alınmak suretiyle, denetime açık ek rapor tanzim ettirilmesinin istenilmesine” karar verildiği ve işbu doğrultuda Yüksek Mimar …, Prof. Dr. İnş. Yük. Müh. … ve Prof. Dr. Makine Yük. Müh. … tarafından tanzim edilen 08/07/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; Yapım işlerinde yüklenici ve alt yükleniciler, yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılması ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan, yapının tamamı için işe başlama tarihinden itibaren kesin kabul tarihine kadar sorumlu olacağı gibi, kesin kabul onay tarihinden itibaren de onbeş yıl süreyle müteselsilen sorumlu olduğunun belirtildiği, (4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 30. maddesi) Yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması hali ile benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyan ifadesinden yapılan işlerin, sözleşme ve eklerinde yer alan nitelikleri taşımaması, kamu yetkili organlarınca belirlenen ve yayımlanan standartlara, imar ve yapı mevzuatına uygunsuzluğunun anlaşılması olduğunu,
-Temel su izolasyonunun fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmadığından dolayı -3,50 kotunda yapılmış olan zemin seramik, mermer ve parke kaplamalarında tuzlanmalar ve kabarmalar olduğu,
-Havuz zemin ve perdelerinde su izolasyonunun fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmadığından dolayı bina bodrum kat duvarlarında tuzlanmalar ve kabarmalar olduğu, zemin kat duvarları iç ve dış cephelerinde kabarmalar, zemin seramik, mermer ve parke kaplamalarında tuzlanmalar ve kabarmalar olduğu,
-Alüminyum dış cephe doğramalarındaki işçilik hatalarından dolayı su sızıntıları bina içine girerek zemin ve duvarlarda deformasyon yaptığı, +3,50 kotunda yapılmış olan teras çatı su izolasyonunun fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmadığından dolayı 1. kat dış duvarları iç ve dış cephelerinde kabarmalar, zemin seramik, mermer ve parke kaplamalarında tuzlanmalar ve kabarmalar olduğu, Yine bu kotta yapılmış olan alüminyum dış cephe doğramalarındaki işçilik hatalarından dolayı su sızıntıları bina içine girerek tavan, zemin ve duvarlarda deformasyon yaptığı, +7,00 kotunda yapılmış olan üzerinde yürünemeyen teras çatı su izolasyonunun fen ve sanat kurallarına (işçilik hataları) uygun olarak yapılmadığından dolayı 1. Kat tavanından su sızıntısı sebebiyle asma tavanların (alçıpan ve taşıyıcı sistem) deforme olduğu. Betonarme saçaklardan bina içine sızan sulardan dolayı tavan ve duvarlarda kabarmalar olduğu,
-Davaya konu yapının; fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, yapılan işlerin, sözleşme ve eklerinde yer alan nitelikleri taşımaması nedeniyle yukarıda belirtilen kusurların gizli ayıp niteliğinde olduğu, teslimde fark edilemeyeceği, ancak birkaç yağışlı mevsimden sonra ortaya çıkacağı kanaatine varıldığı, dava konusu “… ili, … ilçesi, … Mah. … Mevkii, … pafta; 5049 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ortaya çıkan zararın giderim maliyetinin 696.327,23 TL olabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 16/12/2021 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekiline; davasını kısmi alacak davası olarak mı, belirsiz alacak davası olarak mı açtığını açıklaması için kendisine 1 aylık kesin süre verilmesine” karar verildiği, davacı vekilinin 14/01/2022 tarihli dilekçesi ile; eldeki davayı HMK md.107’de düzenlenen belirsiz alacak davası olarak açıldığını belirtmiştir.
Mahkememizin 04/02/2022 tarihli ara kararının (1) numaralı ara kararı ile; “Her ne kadar 16/12/2021 tarihli duruşmanın (4) numaralı ara kararı ile; ”Davalı vekilinin, dosyanın içinde hukukçu bir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetine gönderilmesi talebinin dosyamızdaki mevcut bilirkişi raporunun teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli olması nedeniyle reddine” karar verilmiş ise de; Davalı vekilinin 07/09/2021 tarihli dilekçesinde EK-5 olarak belirttiği -tespit edilen ayıpların bedellerinin müvekkil şirketten talep ettiğini gösterir fatura-evrak /belgelerin incelenmesi ile buna ilişkin 16/12/2021 tarihli duruşmadaki beyanlarının ve itirazlarının değerlendirilmesi ve bu hususlarla sınırlı olmak üzere 16/12/2021 tarihli duruşmanın (4) numaralı ara kararından rücu edilerek dosyanın bir önceki bilirkişi heyetine tevdine” karar verilmiş ve işbu doğrultuda Yüksek Mimar …, Prof. Dr. İnş. Yük. Müh. … ve Prof. Dr. Makine Yük. Müh. …tarafından tanzim edilen 09/06/2022 teslim tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Davalı vekilinin 07/09/2021 tarihli dilekçe ekinde sunduğu kesin kabul tutanağı ve buna ilişkin … tarih … sayılı faturada … aş nin taahhüdü altındaki … ili … ilçesi, … mahallesi, … mevküi, 5049 parselde yapımı gerçekleşen betonarme karkas sosyal tesis binası, havuz, çevre imalatları, peyzaj ve tüm aşt yapı işlerinin kesin kabullerinin yapılmasında 30.11.2012 tarihli 80.889,43 TL tutarında geçici kabul tutanağının kesilmesi kaydıyla sakınca yoktur denildiği ve davacı …TİC. AŞ tarafından fatura kesildiği, teslimde fark edilemeyeceği, ancak birkaç yağışlı mevsimden sonra ortaya çıkacağı kanaatine varıldığı, davaya konu yapının fen ve sanat kurullarına uygun olarak yapılmaması, yapılan işlerin, sözleşme ve eklerinde yer alan nitelikleri taşımaması nedeniyle belirtelin kusurların gizli ayıp niteliğinde olduğu, devamında da kök rapordaki görüş ve kanaatlerini yeniden bildirdikleri anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporları -08/07/2021 ve 09/06/2022 tarihli bilirkişi heyet raporları- teknik anlamda yeterli ve denetime açık, dosya kapsamına uygun ve bilimsel verilere dayalı görülerek Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Mahkememizin 17/11/2022 tarihli duruşmasında davacı vekili; ”Önceki beyanlarımızı ve dilekçelerimizi tekrar ederiz, dava açmaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne karar verilmesini talep ederiz dedi.
Davacı vekilinden HMK’nun 107/2. fıkrası uyarınca soruldu:Belirsiz alacak davamızdaki maddi tazminat talebimizi belirli hale getirmek amacıyla ayrıca bir süre talebimiz yoktur bu aşamada 5.000-TL giderim bedeli talebimiz yönünden karar verilmesini istiyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava eser sözleşmesine dayalı alacak davasıdır.
HMK’nun 137.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; taraflar arasında varlığı tartışmasız 02/09/2010 tarihli eser sözleşmesi kapsamında, davalı … Şirketi’nin edimini gereği gibi ayıpsız olarak yerine getirip getirmediği, ayıp söz konusu ise süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı ve ayıbın giderilmesi için gerekli gerçek bedelin ne olduğu, davalı İntaya Şirketi yönünden müteahhidin ayıba karşı tekeffül borcu koşullarının oluşup oluşmadığı, ayıba karşı tekeffül borcu yönünden zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; eldeki davada davacı taraf, davalı … A.Ş (yüklenici) ile aralarında ”02.09.2010 tarihli …Teslim Götürü Bedel Sözleşmesi” imzalandığı ve ”06.02.2012 tarihli muhtelif
işler için verdiği teklifin 06.02.2012 tarih .. sayılı teyid yazısı ile” kabul edildiğini, 02.09.2010 tarihli sözleşmenin konusunun “… ili, … ilçesi, … Mah. … Mevkii, ….1d pafta; 5049 parselde yapımı gerçekleştirilecek olan betonarme karkas sosyal tesis binası, havuz, çevre imalatları, peyzaj ve tüm alt yapı işlerinin iç parsel bağlantılarının, dış ana hatlara bağlantılarının, uygulama projelerinde gösterildiği şekli ile sözleşme ve eklerine, yasal yükümlülüklere uygun mahiyette yapılması
işi” olduğunu, 06.02.2012 tarihli teklifin kabulü ile oluşan sözleşmenin konusu ”sözleşme ve eki teknik şartname gereğince muhtelif işlerin imalatının ve montajının yapılması, nakliyesi, uygulama yerine taşınması, uygulama yerinde kullanılacak tüm sarf malzemelerinin temini, yerine montajı ve anahtar teslimi işlerinin tekniğine, malzeme teknik uygulama şartnamesine, standardına ve projesine uygun olarak yapılması işi” olduğunu, davalı yüklenici tarafından yapımı tamamlanan inşaat işinde zaman içinde gizli ayıp niteliğinde su izolasyonunun fen ve sanat kurallarına (işçilik hataları) uygun olarak yapılmaması, alüminyum dış cephe doğramaları ve betonarme saçaklarındaki işçilik hataları nedeniyle
zeminde su yükselmesi, tuzlanma, kabarma ve deformasyon problemleri ortaya çıktığını, tüm bu konularda ilgili delillerin toplanıp emniyet altına alınmasını sağlamak için kendileri tarafından Urla Sulh Hukuk Mahkemesi’ne delil tespiti talebinde bulunulduğunu ve Urla Sulh Hukuk mahkemesince tespit yapıldığını, delil tespiti neticesinde aldırılan raporda ortaya çıkan ayıpların gizli ayıp olduğunu, davalı yüklenicinin, gizli ayıplar nedeniyle davacı işverene karşı sorumlu
olduğunu, kendileri tarafından davalı yükleniciye “ayıplı ve kusurlu imalatların giderilmesi için … 37.Noterliği’nin … tarih ve … yev. nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL giderim bedelinin (güncel piyasa rayiç fiyatlarla), bu talepleri mümkün değilse bedel indirimi olarak şimdilik 5.000,00-TL’nin, yargılama giderleri (delil tespit dosyasındaki giderlerde dahil) ve vekalet ücretinin, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 30.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ettiği, davalının ise, davaya konu sözleşmeye ilişkin yapının, davacıya kendileri tarafından ayıpsız olarak teslim edildiğini ve taraflar arasında kesin kabul tutanağının düzenlendiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ”Kesin Kabul İşlemleri” başlıklı 1.46.3-4-5 ve 6 maddeleri gereğince işbu kesin kabul işlemlerinin yapılmış olması ve davacı tarafın da kendileri gibi bir inşaat şirketi olması ve basiretli tacir gibi davranıp öngörme yükümlülüğü nazara alındığında, kendilerinin herhangi bir ayıptan sorumlu tutulamayacağının açık olduğunu, kaldı ki, sözleşmeye konu Sosyal Tesis Projesi’nin geçici kabulünün 30.12.2011 tarihinde yapıldığını ve bu tarihlerden sonra bahsi geçen taşınmazın davacı tarafça bu tarihte kullanılmaya başlandığını, davacının iddiasını kabul etmemekle beraber ayıba karşı tekeffül borcunun zaman aşımına uğradığını, somut olayımızda da 30/12/2011 tarihinde Geçici Kabul İşlemleri tamamlanmış olduğundan, zaman aşımı süresinin 30/12/2016 tarihinde dolduğunu, haliyle zaman aşımı süresinin 1 yılı aşkın bir süre önce dolduğu ortada olup, zaman aşımı def’ini ileri sürdüklerini, davacının muayene ve ayıpları bildirme yükümünü yerine getirmediğini, delil tespiti dosyası kapsamında aldırılan bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olup hükme esas alınamayacağını beyanla haksız ve mesnetsiz bir şekilde açılan davanın reddini savunmuştur. İşbu sözleşme TBK 470.madde gereğince bir eser sözleşmesidir. Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında müteahhidin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesidir. Eser sözleşmesinin kurulması ile birlikte müteahhit eseri imal ve teslim etme borcu altına girmektedir. Teslim, tamamlanmış olan eserin sözleşmenin ifası amacıyla verilmesidir. İş sahibi yalnızca eserin ilam edilmesini talep hakkına sahip değildir. Sözleşmede kararlaştırıldığı gibi eseri zamanında ve ayıpsız olarak teslimini talep hakkına sahiptir. İş sahibi eseri teslimde gecikirse iş sahibi borçlu temerrütü hükümlerine başvurabilir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumanundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirilir. Ayıplı olan her eserde sözleşmeye göre bulunması gereken bir nitelik eksiktir. Bu nedenle ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir. Sözleşme konusu eserin bütün özellikleri sözleşme ile kararlaştırılmış olmasa dahi yüklenici kullanmaya elverişli ve normal bir eserin değeri kalitesinde taşıyan bir eser teslim etmekle yükümlüdür.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir. TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır. TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Görüldüğü üzere, muayene ve ihbar külfetini yerine getirmeyen iş sahibi eseri kabul etmiş sayılır ve yüklenicinin ayıptan dolayı sorumluluğu ortadan kalkar. Yukarıdaki açıklamalar, delil tespiti dosyası, tanık beyanları ile Mahkememizce teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporları nazara alındığında, öncelikle taraflar arasındaki sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’ nun 126/4 fıkrası uyarınca teslim tarihinden itibaren 5 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla davalı tarafın zaman aşımı def’inin reddine karar verilmiştir. Bununla birlikte eldeki davada, davaya konu yapının; fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, yapılan işlerin, sözleşme ve eklerinde yer alan nitelikleri taşımaması nedeniyle yukarıda ayrıntılı olarak yer alan 08/07/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda belirtilen kusurların gizli ayıp niteliğinde olduğu, teslimde fark edilemeyeceği, ancak birkaç yağışlı mevsimden sonra ortaya çıkacağı, bu nedenle davalı İntaya şirketinin edimini gereği gibi ayıpsız olarak yerine getirmediği, davacı tarafça davalı tarafa süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu ve dava konusu “… ili, … ilçesi, … Mah. … Mevkii, … pafta; 5049 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ortaya çıkan zararın giderim maliyetinin 696.327,23 TL olduğu kanaatine Mahkememizce varılmakla birlikte davacı vekilinin 17/11/2022 tarihli duruşmadaki beyanı nazara alınarak Mahkememizce davanın kabulü ile, giderim bedeli olan 5.000,00-TL’nin temerrüt tarihi olan 30/10/2017 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KABULÜ İLE, giderim bedeli olan 5.000,00-TL’nin temerrüt tarihi olan 30/10/2017 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 341,55-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.000-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan, 314,00-TL keşif harcı, 8.300,00-TL bilirkişi ücreti ve 792,50 posta masrafları olmak üzere toplam 9.406,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸