Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/29 E. 2020/427 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/29 Esas
KARAR NO:2020/427

DAVA:Maddi Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :19/05/2017
KARAR:RED
KARAR TARİHİ:09/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Maddi Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM/
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalı … şirketine … poliçe numarasıyla Kasko Sigortası kapsamında sigortalı olan … plakalı aracın 21/06/2016 tarihinde yanma neticesinde hasarlandığını, müvekkilinin sahibi bulunduğu … plakalı aracı davalılardan … Sigorta ve … A.Ş’den aracılık hizmeti alarak Genişletilmiş Kasko Poliçesiyle kaskolattırdığını, kasko poliçe sözleşmesinin maktu niteliği göz önüne alınarak müvekkili ile davalı … şirketi arasında sözleşme akdedildiğini, rizikonun meydana gelmesiyle aracındaki zararın poliçeye uygun olarak giderilmesi için sigorta şirketine başvuran müvekkilinin; ”yangın klozunun poliçe teminat kapsamına alınmadığı ve sözleşme dışında bırakıldı bu sebeple zararının kısmen karşılanacağı” bilgisini aldığını, genişletilmiş araç kasko poliçelerinin istinasız hepsinde yangın klozunun yer aldığını, söz konusu duruma rağmen davalılardan … işletmesinin gereken dikkat ve özeni göstermemesi neticesinde poliçeye eklenmemiş ve kendi ifadeleriyle unutulduğunu, meydana gelen zararı giderim yükümlülüğü kapsamında davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi zarar bedelinin öncelikle davalılardan temerrüt tarihinden i,tibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde davalı … şirketinden yasal faizi ile birlikte temerrüt tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde davalı … şirketinden yasal faizi ile birlikte temerrüt tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacının huzurdaki davayı yetkili mahkemede ikame etmediğini, yetkili mahkemenin müvekkil şirketin ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, müvekkil şirketin adresinin … Mahallesi … Sokak No… … … …. olduğunu, bu doğrultuda yetkili mahkemenin … mahkemeleri olduğunu, huzurdaki davanın İstanbul mahkemelerinde ikame edilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olup, belirtilen hususlar çerçevesinde öncelikle yetki itirazlarının kabul edilmesini talep ettiklerini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, kasko bedeli belirli olduğundan davacının davasını belirsiz alacak davası olarak ikame etmiş olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davanın işbu şekilde ikame edilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, hukuki yararın mevcut olması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesi uyarınca bir dava şartı olduğunu, aynı Kanun’un 115. Maddesinde ise, dava şartının mahkeme tarafından her aşamada kendiliğinden araştırılabileceği ve taraflarca da her zaman ileri sürülebileceğinin açıkça düzenlendiğini, davacının dilekçesinde beyan ettiği iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkil şirket tarafından ödeme yapılmış olup, mesnetsiz davanın reddedilmesi gerektiğini, başvuru sahibinin müvekkil şirket nezdinde … numaralı 29.04.2016 – 29.04.2017 vade tarihli Kasko poliçesi olduğunu, 21.06.2016 tarihinde meydana gelen hasarın 23.06.2016 tarihinde müvekkil şirkete ihbar edildiğini, ihbar neticesinde araç üzerinde ekspertiz incelemesi yapıldığını, aracın pert olduğu tespit edilerek rayiç değer belirlendiğini, bu doğrultuda müvekkil şirket tarafından proporsiyon uygulanarak davacının hak ettiği tazminat tutarının 212.240,00 TL (360.000,00 – 147.760,00 TL) olarak belirlenmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, yine önemle belirtmek gerekir ki, müvekkil şirket tarafından davacı tarafa 10.000,00 TL tutarında fazladan hatır ödemesi yapıldığını, belirtilen tüm hususlar çerçevesinde davacıya bahse konu hasar nedeniyle 222.240,00 TL ödeme yapıldığını, davacıya ödenmesi gereken hasar tutarının belirlenmesi akabinde, aracın sovtajı müvekkil şirket nezdinde kalacağından araç üzerindeki rehin ve araca ait borcun mevcut olup olmadığna ilişkin tespit yapıldığını, araç üzerinde … Bankası A.Ş. nin rehni bulunduğundan rehinli alacaklıya 202.764,00 TL, trafik cezaları nedeniyle 3.660,15 TL, motorlu taşıtlar vergisi nedeniyle ise 4.750,33 TL Nakil … Vergi Dairesine ödendiğini, 11.065,52 TL kalan tazminat tutarı ise davacıya ödenerek hasar dosyasının kapatıldığını, yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde, davacının müvekkil şirket tarafından hiç ödeme yapılmadığına ve araç yangının teminat dışında olduğu gerekçesiyle tazminat talebinin reddedildiğine ilişkin iddialarının gerçeği yansıtmadığının aşikar olduğunu, yükümlülüğünü yerine getiren müvekkil şirket aleyhine ikame edilen huzurdaki davanın reddedilmesi gerektiğini, kesinlikle ikrar anlamına gelmemek üzere, müvekkil şirket tarafından ek tazminat ödenmesi gerektiği kabul edilse dahi, gerçek zarar miktarının davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafından işbu hususa ilişkin dosyaya herhangi bir belge ibraz edilmediğini, müvekkil şirketin rayiç bedeli somut belgeler ile belirlemiş olup, ödeme yaptığını, davacının hiçbir belge ibraz etmeksizin tazminat ödemesi talep etmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kaldı ki, davacı tarafın dilekçesinde tazminat talebinin tamamen reddedildiğini beyan etmesi ve müvekkil şirket tarafından yapılan ödemelerin belirtilmemesi davacının kötüniyetini açıkça ortaya koyduğunu, sigorta poliçesini zenginleşme aracı olarak kullanma saiki ile huzurdaki davayı ikame eden davacının gerçek zararı ispat etmesi gerektiğini, iddiasını ispat edemeyen davacının davasının reddedilmesini talep ettiklerini beyan ederek davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta ve … A.Ş vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Tüm genel ve özel yetki kuralları uyarınca iş bu davanın yetkisiz bulunan mahkeme huzurunda ikame edildiğini, mahkemece yetksizlik kararı verilerek dosyanın müvekkil şirket merkezinin bulunduğu … Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin … olarak faaliyet göstermekte olup yandığı iddia edilen araca ait Kasko Poliçesini tanzim eden sigorta şirketi ile sigortalılar arasında aracı konumunda bulunduğunu, nitekim açıkça ortada olduğu üzere müvekkil şirketin sigortacı sıfatının bulunmadığını, bu nedenle müvekkil şirket aleyhine açılan davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın belirsiz alacak davası açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın kendi poliçesindeki kasko bedelini bilmemesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın genişletilmiş kasko poliçelerinin hepsinde yangın klozunun yer aldığını ancak müvekkil şirketin gereken dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle dayanak poliçede bu kloza yer verilmediğini iddia ettiğini, anılan iddianın tamamen gerçek dışı olup poliçenin 3. Sayfası incelendiğinde açık bir şekilde görüleceği üzere ”Aracın yanması” poliçe teminatı dahilinde olduğunu, buradan hareketle davacı tarafa sigorta şirketi tarafından gerekli ödemenin yapıldığını beyan ederek öncelikle itirazlar uyarınca yetksizilik kararı verilmesine, pasif husumet ehliyeti bulunmadığından mahkeme nezdinde ikame edilmiş olan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki menfaati bulunmadığından dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddine, davacının poliçede yangın klozu bulunmaması ve sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığı gibi tamamen gerçek dışı dava dayanakları mesnetsiz olduğundan davanın esastan reddine, iyi niyetli ve fazladan deöeme yapıldığı da göz önünde bulundurulduğunda açılan kötü niyetli iş bu dava nedeniyle uğranılan her türlü zarara ilişkin dava başta olmak üzere tüm hakların saklı tutulmasına, müvekkil şirket tarafından huzurda görülen davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından faiz, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı; … plakalı aracın yanması sonucu oluşan hasar bedelinin tazminini talep etmiştir. Davacı davasını 27.05.2020 tarihinde ıslah etmekle 30.000,00 TL tazminatı faizi ile talep etmiştir.
Davalılar; genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar ile davanın reddini savunmuştur.
Dava; … plakalı aracın yanması sonucu oluşan hasar bedelinin davalılardan tahsiline, kusur durumlarının tespitine, alacağın varlığına varsa miktarı istemine ilişkindir.
Haksız fiilin unsurları haksız/ hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olup bu unsurlar kümülatif yani birlikte aranır. TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna dikkat edilmiştir.
Bilirkişiler … ve …’ın 24/09/2019 tarihli raporu incelenmiştir. “Dava konusu kazanın oluşumunda davacıya ait … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında aslı kusurlu olduğuna, … plakalı otobüsün kaza tarihindeki emsal rayiç değerinin hasar bedelinin 390.000,00 TL olacağına, davalı … … ile araç maliki davacı … ile yapılan 31/01/2017 tarihli Tam Hasar İşlemleri Mutabakatname ve Taahhütnamesi doğrultusunda … plakalı aracın Pert-Total edildiğine ve yapılan hesapların ve ödemelerin sonrasında ödeme yapılmış olduğuna, dava konusu … nolu poliçede Yangın teminatı mevcut olduğundan davalı … Sigorta ve … A.Ş.’nin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığına, davalı … …’nin araç maliki davacı … ile yapılan 31/01/2017 tarihli Tam Hasar İşlemleri Mutabakatname ve Taahhütnamesine bağlı kaldığına, ayrıca %35 oranında muafiyet tensil edilerek 360.000,00 TLX0,35=126.000,00 TL’nin de düşülmesi gerekir iken davalı … …’nin tamamen iyiniyet göstergesi olarak muafiyet tenziline gitmediğine ve aksine 10.000,00 TL hatır ödemesi altında bir ek ödeme yapmak suretiyle hesaplama ve ödeme cihetine gitmiş olduğuna, Banka Kredi Alacağı, Aracın Trafik Cezaları ve Aracın Motorlu Taşıt Vergisi de ödendikten sonra bakiye kalan 11.065,00 TL’nin 28/02/2017 tarihinde davacı …’a ödenmiş olduğuna, ancak belirttikleri üzere … plakalı otobüsün kaza tarihindeki 2.el emsal rayiç değerinin 390.000,00 TL olup tazminat talep edebileceğine dair görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.” Taraflarca iş bu rapora karşı beyanlar karşılanmak ve belirsizlik ile eksiklikler giderilmek üzere ek bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişiler … ve …’ın 23/01/2020 tarihli ek raporu incelenmiştir. “Davalı … şirketi vekili itiraz dilekçesinde özetle; yetkili servislerden fiyat teklifi almaksızın, örnek ilanları eklemeksizin, somut defil olmaksızın rayiç delerin belirlendiği, rayiç değerin günümüz itibariyle değil, kaza tarihi itibariyle belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı vekilinin de vurguladığı, kaza tarihi olan Haziran 2016 itibariyle örnek iJanlann, kök rapor tarihi olan Eylül 2019 itibariyle nasıl temin edileceği anlaşılamamıştır. Tarafımızca gerekli İnceleme ve araştırma yapılarak, 2016 yıfı sonları, 2017 yılı ilk aylan İçin yaklaşık rayiç bedel tespit edilmeye çalışılmış olup, dava konusu kazada yanarak pert/total olan aracın rayiç bedeli olarak kanaatine vardığımız rakamrn doğruluğu ve tutarlılığı, dosya İçerisinde bulunan ve davalı şirket tarafından görevlendirilmiş olan eksper raporunda da aynen belirtilmiştir. Söz konusu 04.06.2016 tarihli ve … no.lu ekspertiz raporuna göre; … plakalı araçta oluşan hasara ilişkin olarak toplam 522.463,94 TL’si yedek parça, 52.000,00 TLsi işçilik olmak üzere 574.463,94 TL (KDV Hariç) hasar oluştuğu belirtilmiş, aracın rayiç bedelinin 120.000,00 EURO/390.000,00 TL olduğu, bu durumda aracın pert/total olarak ayrılmasının daha ekonomik olacağı belirtilmiştir Söz konusu raporda ayrıca, araç kilometresinin 15.09.2015 tarihinde 1.115.383 iken, 16.09.2015 tarihinde 367.295 km.’ye düşürüldüğü ve kaza tarihinde yaklaşık 1.500.000 km.’de olduğu, önoesinde ağır hasar vb. olumsuz bir durum olmadığı belirtilmiştir. Tüm bu bilgi/belgeler ışığında değerlendirme yapılmış olup, Temmuz-Ağustos 2016 dönemine ait emsal araçlara ait ilanlar yine dosya ve ekspertiz raporu münderecatında görülmektedir. diğer davalı vekilinin, 360.000,00 TL Özerinden mutabakat yapıldığını belirterek rayiç bedelin 360.000,00 TL olduğu yönündeki itirazı ile ilgili olarak ise; Tarafımızdan istenen rayiç bedelin tespit edilmesi olup, tarafların bunun altında veya üstünde bir rakama mutabık kalmış olmalarının, aracın rayiç değerine etkisi anlaşılamamıştır. Mutabakatın, günün şartlarında değerlendirilmesi gereken bir konu olduğu aşikar olup, mutlaka, aracın o günkü rayiç değerini kesin olarak yansıtması da beklenemez, Yukarıda detaylı olarak izah edilen sebepler sonucunda, bahse konu …plakalı aracın kaza tarihi itibariyle rayicinin 390.000,00 TL olduğu kanaatine tekraren varılmıştır. Kök raporun Sigorta Yönünden İnceleme ve Değerlendirme kısmında yapılan tespitler detaylı olarak belirtilmişse de, 5. maddenin son paragrafına ait son cümlede eklerimi; olan, “Ancak yukarıda belirtilmiş olduöu Çizere …plakalı otobüsün kaza tarihindeki 2. el emsal rayiç defleri 390.000.00 TL olarak tespit edilmiş olduğundan. davacının bakive 30.000.00 TL tazminat talep edebileceği” hususundaki tespitin, sigorta yönünden yapılmış olan tüm değerlendirmeler ile açıkça çelişki arz ettiği ve bu son cümlenin sehven eklenmiş olduğu ve davacının bakive bir tazminat talep etmesinin mümkün olmadıkı görüş ve kanaatine varılmıştır. 25.09.2019 Tarihli Kök Raporumuzda detaylı olarak izah edildiği ve yapılan hesaplamalarda gösterildiği üzere; dava konusu … no.lu poliçede YANGIN teminatı mevcut olduğu, davalı … ….’nin araç maliki davacı … ile yapılan 31.01.2017 tarihli Tam Haberleşmeleri Mutabakatname ve Taahhütnamesine bağlı kaldığı, aynca % 35 oranında muafiyet tenzil edilerek 360 000,00 TL x 0,35 = 126.000,00 TL’nin de düşülmesi gerekir iken, davalı … ….’nin tamamen iyi niyet göstergesi olarak muafiyet tenziline gitmedifli ve aksine 10.000.00 TL hatır ödemesi altında bir ek ödeme yapmak sureliyle hesaplama ve ademe cihetine gitmiş olduğu, dolayısıyla da davalı … ….’nin tamamen iyiniyet göstermesinin yanı sıra dava konusu tazminat talebinden dolayı tam yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğu ve başkaca bir sorumluluğunun kalmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır. Davacı vekili 19.05.2017 tarihli dava dilekçesinde; “davalı … Sigorta ve … A.Ş.’nin gereken dikkat ve özeni göstermemesi neticesinde, yangın k tozunun poliçeye eklenmemiş/unutulmuş olduğunu ve poliçenin tanziminde gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek müvekkilinin zararına yol açan davalının zarardan sorumlu tutulması gerektiğini iddia etmiş olduğundan, heyetimizce yapılan tetkik sonucunda aracın yanması poliçe teminatı kapsamına dahil edilmiş olduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle, davalı … Sigorta ve … A.Ş.’nin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde ek teknik değerlendirme yapılmıştır.
Saptanan ve hukuksal durum karşısında; 21.06.2016 tarihinde davacıya ait … plakalı aracın sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu aracın sol ön kısımları ile gidiş istikametindeki yolun sağ tarafında kalan beton bariyerlerin başlangıç noktasına çarpması ve yoldan çıkarak toprak zeminde yaklaşık 38 metre ilerledikten sona durarak bu esnada alev alarak tamamen yanması sonucu olayın geliştiği anlaşılmıştır. Kusur yönünden 2918 Sayılı KTK m 52/1-A, 56/1-A maddeleri araç sürücüsü tarafından ihlal edilmekle sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğuna kanaat getirilmiştir. Aracın yanma sonucu emsal rayiç değeri teknik olarak belirlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme içerikleri ile klozlar ve mutabakatlar ile ödemeler incelenmiştir. Davalı tarafın davacı ile karşılıklı anlaşması sonucu iyi niyet göstergesi olarak indirime gitmeden hatır ödemesi olarak tazminat yükümlülüğünü yerine getirdiği, davacının davalılardan bakiye tazminat alacağının kalmadığı, davalı tarafın başkaca bir sorumluluğunun kalmadığına teknik ek rapor da hükme esas alınarak kanaat getirilmekle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 54,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 85,39 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 427,00 TL olmak üzere toplam 512,39 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 457,99 TL harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İş bu dava nedeniyle davalı … Sigorta ve … A.Ş. tarafından yapılan 76,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta ve … A.Ş.’ye verilmesine,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A….T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
Dair, davalılar vekillerini yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır