Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/25 E. 2022/205 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/25
KARAR NO : 2022/205

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/01/2017
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin hırsız ve yangın alarmları, güvenlik otomasyonları, güvenlik cihazları ve elektroniği sistemlerinin tasarımı, kurulması ve bunların ilgili parçalarının alımı, satımı , servisinin sağlanması ve benzeri işlerle iştigal ettiğini, davalı şirketin ise alçak gerilim ortal gerilim ve zayıf akım sistemleri üzerine müşterilerine proje ve mühendislik hizmetleri verdiğini, davalı şirketin 16/12/2015 tarihinden bu yana müvekkilden mal ve hizmet aldığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu şekilde devam ettiğini, davalının üstlendiği bir iş olan …Fabrikası/Çankırı Türkiye işi ile ilgili olarak müvekkil şirket ile temasa geçtiğini, söz konusu projenin detaylarını müvekkile aktardığını, daha sonrada yapılacak işler için müvekkilden teklif iletmesini istediğini, müvekkil şirketin 24/02/2016 tarihli…Teklif Mektubunu hazırlayarak davalıya ilettiğini, davalının kendisine iletilen tekliflerden yalnızca Yangın Algılama ve Alarm Sistemleri kısmını müvekkilinden talep ettiğini, müvekkil şirketçe davalıya tüm malzemelerin gönderildiğini, davalı tarafından montaj aşamasının bittiğini, sistemin devreye alınması için müvekkil şirketten personel talep edildiğini, bunun üzerine müvekkil şirket çalışanı …’nün 03/10/2016 tarihinde dava konusu fabrikaya giderek sistemi devreye almak için çalışmaya başladığını, yapılan incelemede montajı kendisi üstlenmiş olan davalının yapması gereken işlemleri tamamlamadığını ve eksik imalatı nedeniyle sistemin devreye sokulmasının mümkün olmadığını, bu durumun müvekkil şirket personelince 03/10/2016 tarihli iş takip formuna derc edildiğini ve bu formun da davalı şirket yetkilisi …ve müvekkil şirket teknik personeli … tarafından imza altına alındığını, davalı şirketin müvekkil şirketten bir kez daha personel talep ettiğini, müvekkil şirketin daha önceden personel gönderildiği için yeniden personel gönderilemeyeceğinin davalıya bildirdiğini, davalının ise bu durumu kabul etmeyerek ödeme yapmaktan kaçındığını, davalı şirketin müvekkil şirket çalışanına 24/11/2016 tarihli ve … seri nolu iade faturasını teslim ettiğini ve ödeme yapmayacağını bildirdiğini, müvekkil şirketin Beyoğlu … Noterliği 25/11/2016 tarih …yevmiye nolu ihtarname ile süresi içerisinde anılan iade faturasına itiraz ettiğini ve faturayı davalı şirkete iade ettiğini, aynı ihtarnamede davalıya borcunu ödemesi için 3 iş günü süresi verildiğini, borç ödenmeyince müvekkil şirket tarafından İstanbul … İcra Müd. … E. Sayılı takip dosyası ile icra takibine geçildiğini beyan ederek İstanbul … İcra Müd. … E. Sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında yangın malzemesi ve buna bağlı olarak test ve devreye alma hizmeti alım satımı yapıldığını, müvekkilinin almak istediği malzeme ve hizmetin karşılığı olan ödemeyi yaptığını, ancak davacı tarafın satmış olduğu malzemeler ile birlikte vermeyi taahhüt ettiği test ve devreye alma hizmetini yerine getirmediğini, davalı müvekkilinin alamadığı hizmet karşılığında başka bir firmadan almak zorunda kaldığını, bu durumun e-mail yoluyla davacıya da bildirildiğini ancak cevap verilmediğini, davacının yapması gereken bir işi başka bir firmaya yaptırdığını için müvekkilinin zarara uğradığını, bahse konu zararını gidermek için de 3. Şahsa yaptırılan işin karşılığı ve aynı zamanda davacıya peşinen ödenmış 500 Euro da dahil olacak şekilde bir tutar kadar iade fatura düzenlendiğini ve davacıya tebliğ edildiğini, davacı firmanın bu iadeyi kabul etmediğini, bunun üzerine davalı müvekkilinin Çerkezköy … Noterliğinin 31/11/2016 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bahse konu zararının giderilmesi ve gerekli ödemenin yapılması için ihtarname keşide ettiğini, davacı tarafın ise bu ihtarnameye karşı önce ihtarname keşide ettiğini sonrasında kendi defter kayıtlarına dayandığını ve test ve devreye alma ücreti yönünden alacağının ödenmediği iddiası ile davalı müvekkiline karşı İstanbul … İcra Müd. …E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı müvekkilinin bahse konu takibe 14/12/2016 tarihinde itiraz ettiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler,… Kurumu Başkanlığı …Güvenlik İl Müdürlüğü …Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 28/03/2017 tarihli cevabi yazısı, …Ticaret ve Sanayi Odası’nın 14/12/2017 tarihli cevabi yazısı, …Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 05/07/2019 tarihli cevabi yazısı, … Dairesi Müdürlüğü’nün 04/07/2019 tarihli cevabi yazısı, …Dairesi Müdürlüğü’nün 03/07/2019 tarihli cevabi yazısı, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası ve bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Elektrik-Elektronik Mühendisi bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmiş, 16/08/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında; tarafların ticari defterlerinin TTK’nın 64 ve 65.maddelerinde yer alan defter tutma yükümlülüğü ve defterlerin tutulması hükümleri ile VUK’un 2020-226.maddelerinde yer alan defterlerin tasdiki hükümlerini ihtiva ettiği, ticari defterlerin HMK’nın 222.maddesine göre delil olarak kabul edilebileceği, davacı tarafın teklif mektubunda; sistemin kurulum, devreye alma ve personel eğitim işlerini yapacağını taahhüt ettiği ve edimini yerine getirmek için satılan ürünlerin devreye alınması için teknik personelini gönderdiği ancak davalı şirketin yapması gereken donanım noksanlığı nedeniyle işin yapılamadığı, taraflar arasındaki hukuk ihtilafın davacının bir kez daha personel göndermemesinden kaynaklandığı, dava konusu ürünün nitelik itibariyle mutlak surette teknik kişiler tarafından devreye alınması gerektiği, teklif mektubunda devreye alma süreci ile ilgili Süpervizyon, programlama, test, devreye alma, sistemi işletecek personele bakım ve kullanım eğitimlerinin verilmesi gibi geniş kapsamlı bir taahhütte bulunulduğu ancak bu konudaki hukuk isabetin Mahkememiz takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava dosyasının rapor veren bilirkişi heyetine tevdii ile, 03/10/2016 tarihli tutanağa konu yangın algılama ve alarm sistemlerinin devreye alma işinin, ilgili tarihteki serbest piyasa rayiç bedelinin hesaplanması hakkında HMK’nun 281/2. maddesi uyarınca ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, 27/12/2021 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında; 03/10/2016 tarihli tutanağa konu yangın algılama ve alarm sistemlerinin devreye alma işinin, ilgili tarihteki serbest piyasa rayiç bedelinin ortalama 3.600,00 TL + KDV şeklinde olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağı nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce 24/01/2018 tarih, … Esas ve … Karar sayılı davanın usulden reddine dair karar verilmiş, davacı tarafça Mahkememiz kararı istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 25/12/2018 tarih,…Esas ve … Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına dair karar verilmiş, dosya iş bu esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının iş bu dava davacısı… A.Ş., borçlusunun iş bu dava davalısı … olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 5.102,61 TL üzerinden 06/12/2016 tarihinde ilamsız icra takibine geçildiği, ödeme emrinin takip borçlusuna 08/12/2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, takip borçlusu vekilinin 14/12/2016 tarihli dilekçesi yetkiye, borca ve takibe itiraz ettiği, 21/12/2016 tarihli karar tensip tutanağı ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. İş bu itirazın iptali davasının borca itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilememesi de dikkate alındığında İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davalıya yangın algılama sistemi malzemesi satılıp teslim edileceğini ve sistemin devreye alınacağını, ancak davalının kusuru nedeniyle sistemin devreye alınamadığını, davalının haksız yere ödeme yapmaktan imtina ettiğini ileri sümüş, davalı ise davacının malzemelerle birlikte vermeyi taahhüt ettiği test ve devreye alma hizmetini vermediğini, bu nedenle zarara uğradığını, davacıya borcunun olmadığını savunmuştur. stanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 25/12/2018 tarih, 2018/1738 Esas ve 2018/1687 Karar sayılı ilamında açıkça belirtildiği üzere, akdi ilişki davalı tarafından ikrar olunduğuna göre HMK 10. ve TBK 89. maddeleri uyarınca davacı alacaklının bulunduğu yer olan İstanbul İcra Daireleri de yetkili olacağından davalının icra dairesinin yetkisine yaptığı itiraza itibar edilmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıdan icra takibine dayanak cari hesap ekstresi kaynaklı alacağı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazının iptalinin gerekip gerekmediği, tarafların İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca icra inkar ve kötüniyet tazminatı talep edip edemeyecekleri hususlarına ilişkindir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Taraf arasında TTK’nın 89. Maddesinde tanımlandığı şekilde yazılı bir cari hesap sözleşmesi yapılmamıştır. Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de davacı taraf bu açık hesap ilişkisi nedeniyle alacağı talep edebilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/04/2018 tarihli, 2017/19-903 esa, 2018/974 karar, 28/03/2018 tarihli 2017/19-1634 esas, 2018/633 karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 30/10/2018 tarihli 2016/20574 esas, 2018/5306 karar, 18/04/2016 tarihli 2015/15462 esas, 2016/6686 karar sayılı ilamları da bu yöndedir.
Takibe konu cari hesap ekstresinin kaynağı ise fatura alacağıdır. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle bu alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
Davacı tarafça düzenlenen ve cari hesaba konu edilen faturalardan davalı tarafça kabul edilmeyerek dava dışı şirketlere yaptırılan işlerle alakalı iade ve devreye alama faturasının düzenlendiği davacı tarafa gönderildiği ve bu faturanın davacı tarafça kabul edilmediği anlaşılmıştır. 24/02/2016 tarihli teklif mektubuna konu tüm işlerin davacı tarafça yapılmadığı tarafların kabulündedir. Davacı taraf sözleşme kapsamında üzerinde düşen yükümlülüklerin yerine getirildiğini ancak davalı tarafın kusuru ile sistemin devreye alınamadığını ifade ederek yeniden sistemin devreye alınması için yerinde yapılacak işlemlerin ücrete tabi olduğunu iddia etmektedir. Ancak tarafların kabulündeki teklif mektubunda bu yönde bir açık hüküm bulunmamaktadır. Sözleşme konusu işin davacı tarafça devreye alma işleminin yapılmadığı da sabittir. Bu işlemin gerekli sözleşme konusu işlerin hazırlanması amacıyla donanım eksikliğine ilişkin davalı tarafa karşı bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirilerek davacı tarafça yapıldığı da dosya kapsamı ile ispatlanmış değildir. Yani davalının kusuru ile yangın söndürme ve alarm sistemlerinin devreye alınmadığı veya bu işlem ile ilgili olarak davacının üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğinin ve davalının kusuru nedeni ile oluşan bir durum var ise devreye alma işleminin davalı tarafça tekrar ücreti ile yerine getirebileceği hususu davacı tarafça ispatlanmış değildir. Bilirkişi heyetince de tespit edildiği üzere dava konusu ürünün nitelik itibariyle mutlak surette teknik kişiler tarafından devreye alınması gerektiği, teklif mektubunda devreye alma süreci ile ilgili süpervizyon, programlama, test, devreye alma, sistemi işletecek personele bakım ve kullanım eğitimlerinin verilmesi gibi bir takım taahhütte bulunulmuştur. Bu nedenlerle davacının sözleşme kapsamında tüm işleri yapmadığı ve yapılmayan işlere ilişkin olarak da kusurunun bulunmadığı ispat edemediği kanaatine varılmakla davacının sübuta ermeyen davasının reddine karar verilmiştir.
Davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle İİK’nun 67/2. Maddesindeki yasal koşullar oluşmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı tarafta cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davacının icra takibini haksız ve kötü niyetli olarak başlattığının dosya kapsamı itibariyle ispatlanamamış olması ve bu yönde herhangi bir delil bulunmaması nedenleriyle davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 61,63 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 19,07 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, dava miktarı itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2022

Katip …

Hakim …