Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/244 E. 2022/725 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/244 Esas
KARAR NO : 2022/725

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 29/04/2019
KARAR TARİHİ : 12/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili … Belediye Başkanlığı tarafından … tarih ve … sayılı yazı ile 10 adet beyaz renk … Motorlu Şasi Kamyon Üzerine Monteli 13+1,5 m3 kapasiteli hidrolik sıkıştırmalı çöp kamyonu ve 1 adet beyaz renk … Şasi üzerine 7 m3 kapasiteli vakumlu yol süpürme araç) davalı … talep edildiğini, aracı (…Müdürlüğü’nün…tarih … sayılı Sözleşme Bildirimi konulu yazısında çöp kamyonu ve vakumlu yol süpürme aracının … tarih ve …sayılı sözleşme ile …A.Ş. firmasına sipariş edildiği bildirildiğini, dava konusu on bir adet araca ilişkin bedelin tamamının … (IBAN TR …) hesabına yatırıldığını, davaya konu çöp kamyonlarından: …. şasi numaralı … plakalı, … şasi numaralı +… plakalı. … şasi numaralı … plakalı ve … şasi numaralı … plakalı araçlar aynı arıza sebebiyle davalı … yetkili servisinde tamir edildiğini, … yetkili servisinin 20.06.2017, 15.06.2017 ve 14.06.2017 tarihli yazılarında araçların vitese geçmeme şikâyeti ile gelmiş olduğunu, yapılan kontrollerde arka planet grubu kilitleme piminin iç cıvatasının gevşeme yaparak arka planet grubunu ara konumda bırakmakta olduğunu ve viteslerin geçmediği, arızaya neden olan kilitleme pimi iç cıvatasının iptal edilerek arızanın giderildiğinin beyan edildiğini, son olarak, … ve … plakalı araçlar da 01.10.2018 tarihinde aynı arıza nedeniyle servise alındığını ve bu araçlara da aynı onarımın uygulandığını, arızalanan araçların tamamında aynı arıza ortaya çıktığını ve yetkili servisçe bu arızaların kullanımdan kaynaklı olduğuna dair bir iddia da ileri sürülmediğini; … şasi numaralı araç 03.05.2017 tarihinde yetkili servisçe alınarak yazılım güncellemesi yapıldığı söylenmiş fakat çıkış evrakı olmaksızın müvekkile teslim edildiğini, aracın 20.05.2017 tarihinde tekrar arıza yaptığını, yetkili servise bildirilmesine rağmen servisçe alınmadığını, … şasi numaralı araç da diğer araçlar gibi arızalanarak 14.05.2017 tarihinde yolda kaldığını, her iki aracın da Temizlik İşleri Müdürlüğü Şantiye sahasına çekilerek nihayet 13.06.2017 tarihinde yetkili servis tarafından şantiye sahasından alındığını, çöp kamyonunun servis tarafından geç alınması nedeniyle Müvekkil Belediyenin zarara uğradığını, kamu hizmetlerinde aksamalar yaşandığını, diğer araçların da arızalanıp servise alınması nedeniyle benzer şekilde kamu hizmetinde aksaklıklar meydana geldiğini beyan ederek geriye kalan araçlar henüz arızalanmamış olmakla birlikte bu araçların da aynı arıza ile karşı karşıya kalmalarının kaçınılmaz göründüğünü, belirterek dava konusu araçlarda ayıp oranında şimdilik 10.000-TL olmak üzere semen tenzili ve araçların kullanılamamasından dolayı aracı dolayı şimdilik 1.000-TL tazminat talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davaya konu araçlarda halihazırda imalattan kaynaklı herhangi bir şikâyet bulunmadığını, müvekkili şirketin, dağıtımını yaptığı tüm araçlarda piyasaya sürüldükten sonra dahi kalite kontrollerine devam ettiğini ve sürekli iyileştirme programı yürüttüğünü, bu amaçla davaya konu araçlarında dahil olduğu bir kısım araçla ilgili olarak “kilitleme piminin kontrol edilmesi ve gerekirse tadil edilmesi” amacıyla
02.10.2012 tarihli Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği 27/ A maddesi kapsamında gönüllü geri çağırma başvurusu yapıldığını ve bakanlık tarafından kabul edilen başvuruları neticesinde müvekkili şirkete tedbir amaçlı aksiyon işlemlerini yapılması için süre verildiğini, bu kapsamda davacı … Belediyesine ulaşıldığını ancak ekli kalite raporlarında da görüleceği üzere bu işleme davacı Belediye tarafından bu gönüllü geri çağırma davetine
icabet edilmediğini hal böyle iken davaya konu edilen araçlardaki ayıp iddialarının kabulünün imkansız olduğunu, davacı tarafın iddialarının ve davasının dayanağını oluşturan … 1. Sulh hukuk mahkemesi …D.İş sayılı delil tespit dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunun; müvekkili şirketin yokluğunda yapılan keşif sonucu, bilimsel gerekçelere yer verilmeksizin ve soyut kanaat ile istihsal edilmiş olduğunu, yapılan incelemede teknik anlamda hiçbir arguman yer almadığını, raporun içeriğinden hangi araçlara ilişkin hangi somut tespitlerin yapıldığı da anlaşılamadığını, raporu istihsal eden bilirkişi sadece genele ilişkin bir takım tespitlerde bulunduğunu, diğer taraftan davacı tarafın delil olarak gösterdiği delil tespiti dosyasında yer alan araçların sorunsuz olarak çalıştığına dair tespitler dikkate alındığında iddia edilen şikâyet ile ilgili olarak onarımın yapılmış olduğunu, ve araçtan yararlanmasına engelleyen bir durumun mevzubahis olmadığı dava konusu talep için kanunun aradığı şartlar bulunmadığından reddi gerektiğini beyan ederek dava konusu araçlarda gönüllü geri çağırması süreci işletilmiş olması ve şikayetin giderilmiş olması, değer kaybı olmaması ve maddi tazminat talebinin maddi ve hukuki dayanağı olmaması, sebepleriyle huzurdaki davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Dava konusu araçlar davacıya tam, eksiksiz, çalışır halde ve teknik şartnamesi ile ilgili mevzuat hükümlerine uygun bir şekilde teslim edildiğini, davacı ile müvekkili arasındaki hukuki ilişki müvekkilin yükümlülüğü anlamında bu aşamada sona erdiğini, söz konusu araçların tesliminden sonra oluşan sorumlulukların diğer davalı yüklenici firmaya ait olduğundan müvekkile husumet yöneltilemeyeceğini, davacı Belediye Başkanlığı tarafından yüklenici firmadan, dava konusu araçların tam ve sağlam çalışır vaziyette teslim alındığına dair araç teslim tutanağı düzenlendiğini, bunun dışında araçlardan kaynaklı
tespit edilen arıza, değişim vb tüm sorumluluk diğer davalı yüklenici firmada olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, davacının satın almış olduğu araçların ayıp oranında bedel indirimi ve bu nedenle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda, davacının satın almış olduğu araçların ayıp oranında bedel indirimi ve bu nedenle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemiyle huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle eldeki davanın, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasındaki veya özel kanunlarda ticari dava olarak sayılan mutlak ticari dava olmadığı açıktır. Yine somut olayda, davalılar tacir olsa da, davacı belediyenin tacir olmadığı açıktır. Bu haliyle her iki tarafın tacir sıfatını haiz olmadığı bir davanın ticari dava sayılmasına hukuken olanak bulunmadığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olmakla resen dikkate alınırlar. İzah edilen nedenlerle, Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; davanın HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 mad. uyarınca davanın usulden REDDİNE,
HMK’nın 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
2-6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden, karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflara İHTARATINA,
3-HMK’nın 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin ile ihbar olunan vekilinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.12/10/2022

Katip Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır